- 14 Ağustos 2009
- 53.296
- 42.833
- 898
Ülkelerin en büyük hazinesi, üstün yetenekli, iyi eğitilmiş gençlerdir.
Amerika gibi bazı ülkeler de var ki, sadece kendilerininki ile yetinmez, dünyanın en yetenekli öğrencilerini de, cazip tekliflerle ikna edip, kendi ülkelerine kazandırırlar.
Ve eğer ABD dünyanın tek süper gücü haline geldiyse, bunun en önemli gerekçelerinden birisi de, dünyanın dört bir yanından gelen üstün yetenekli gençlerdir.
Bırakın bizimkileri, çok daha iyi koşullar sağlandığı için Avrupalı üstün yetenekli gençler bile, geleceğini ABDde arıyor...
Peki bu konuda bizde neler yapılıyor?
Bu yönde bir politikamız var mı?
Evet demek mümkün değil.
Eğitim politikamız var mı ki, normal öğrenciler için yeterli donanım sağlanıyor mu ki, onlara sıra gelsin diyenler mutlaka çıkacaktır.
Ama bu konu, hiç de öyle değil.
Onlardan biri bile bir ülkenin kaderini fazlasıyla değiştirmeye yeter de artar. Yeter ki, doğru eğitilip, doğru yönlendirilsinler..
BİLSEMler
Milli Eğitim Bakanlığı da elbette arada bir doğru işler yapıyor.
Bilim ve Sanat Merkezleri yani BİLSEMler de bu doğrulardan birisi.
Yıllar önce açıldı.
Bazen çok ilgi gördü, bazen de unutuldu gitti. Amaç da, farkındalığı olan öğrencileri tespit edip, onların o yeteneklerini geliştirmekti.
Bir ara kapanır gibi oldu ama hala açıklar...
Çok uzun yıllar hatta kurulduğundan beri BİLSEMlerin içinde olan ve üstün yetenekli öğrencilere kendisini adayan bir öğretmenimizin, işte, bu kurumlarla ilgili son tespitleri:
Kandırılıyoruz
Üstün yeteneklilerin eğitimi konusunda bakanlık tarafından söylenenlerin tamamı gerçek dışı.
Yapılan hiçbir şey yok.
Her şey planlanmış gibi görünse de yapılan ne de yapılmaya başlanılan hiçbir şey yok.
Bakanlık Müsteşarının bilim teknoloji kurulunda yapmış olduğu sunum da gerçek dışı.
Bakanlık stratejik plana aldığı hiçbir çalışmaya daha başlamadı bile.
2009-2013 stratejik planı 2012-2016 olarak değiştirildi ama yine bir şey yok.
Alanında yetersiz olan bu kişiler karar alamıyor, plan yapamıyor, uygulayamıyor.
İsterseniz yakından izleyin, 1-2 yıl sonra bakın yine aynı şeyler söylenecek;
Ülkemizin dahileri tespit edilecek.
Onlara en iyi eğitim ortamları verilecek.
Türk zeka testi geliştirilecek.
Onlara en profesyonel öğretmenler atanacak vs...
50 yıl gerideyiz
Yıllardır Bilim ve Sanat Merkezinde çalışıyorum. Her yıl aynı söylemleri duyarım. Önce umutlanır, sonra içim kan ağlar.
Bakanlığın başka birimlerini bilmiyorum ama özel eğitim rehberlik genel müdürlüğü içler acısı. Gelişmiş ülkelerden en az 50 yıl geriyiz.
Birçok neden var ama en büyük neden liyakatsiz yöneticiler.
Son genel müdürler akademisyen esas işleri değil genel müdürlük. İki kurumdan maaş alıyorlar ve ortada hiçbir şey yok.
Bakanlığın iç denetmenleri tarafından yapılan denetim sonucu şube müdürü ve genel müdür yardımcısı, Nimet Baş döneminde görevden alındı ama Dinçer döneminde aynı görevlere tekrar getirildi.
20-25 olan BİLSEM sayısı 64e çıkarıldı ama hiç öğretmen seçimi yapılmadı.
Bütün BİLSEMlerde görevlendirmeler, adamı olanlar yöntemiyle yapılıyor.
BİLSEMler bazı okulların üst katında veya amacına uygun olmayan okullarda açılıyor.
17 yıldır açık olan BİLSEMlere program çalışması hiç yapılmadı.
Yasal düzenleme de hiç yapılmadı ve hala yetersiz bir yönerge ile idare edilmeye çalışılmaktadır.
Yanlış yaş
Üstün yetenekli çocukların eğitiminde erken tanılama ne kadar önemli ise de bakanlık yaşı yukarılara çekmiştir.
Artık 4. sınıftan sonra seçim yapılmaktadır.
Oysa geçen sene 1. sınıflarda yapılmaktaydı.
Üstün yetenekli çocukların eğitimi, okullarda, destek eğitimi odalarına sıkıştırmaya çalışmaktadır.
İlkokullarda onlara kimler ders verecek?
Dersi boş geçen öğretmenler.
Çünkü diğerleri, zaten 30 saatten fazla derse giremiyor.
Yazacak daha o kadar çok ayrıntı var ki!..
Özetin özeti: Bu konuda hiç kimse suçlu ya da kabahatli aramıyor. Önemli olan üstün yetenekli çocuklarımızın heba olmaması. Elbette tüm çocuklar önemli ama ortak hazinemiz ve en iyi şekilde değerlendirilmeliler..
Milliyet.com.tr abbas güçlü
Amerika gibi bazı ülkeler de var ki, sadece kendilerininki ile yetinmez, dünyanın en yetenekli öğrencilerini de, cazip tekliflerle ikna edip, kendi ülkelerine kazandırırlar.
Ve eğer ABD dünyanın tek süper gücü haline geldiyse, bunun en önemli gerekçelerinden birisi de, dünyanın dört bir yanından gelen üstün yetenekli gençlerdir.
Bırakın bizimkileri, çok daha iyi koşullar sağlandığı için Avrupalı üstün yetenekli gençler bile, geleceğini ABDde arıyor...
Peki bu konuda bizde neler yapılıyor?
Bu yönde bir politikamız var mı?
Evet demek mümkün değil.
Eğitim politikamız var mı ki, normal öğrenciler için yeterli donanım sağlanıyor mu ki, onlara sıra gelsin diyenler mutlaka çıkacaktır.
Ama bu konu, hiç de öyle değil.
Onlardan biri bile bir ülkenin kaderini fazlasıyla değiştirmeye yeter de artar. Yeter ki, doğru eğitilip, doğru yönlendirilsinler..
BİLSEMler
Milli Eğitim Bakanlığı da elbette arada bir doğru işler yapıyor.
Bilim ve Sanat Merkezleri yani BİLSEMler de bu doğrulardan birisi.
Yıllar önce açıldı.
Bazen çok ilgi gördü, bazen de unutuldu gitti. Amaç da, farkındalığı olan öğrencileri tespit edip, onların o yeteneklerini geliştirmekti.
Bir ara kapanır gibi oldu ama hala açıklar...
Çok uzun yıllar hatta kurulduğundan beri BİLSEMlerin içinde olan ve üstün yetenekli öğrencilere kendisini adayan bir öğretmenimizin, işte, bu kurumlarla ilgili son tespitleri:
Kandırılıyoruz
Üstün yeteneklilerin eğitimi konusunda bakanlık tarafından söylenenlerin tamamı gerçek dışı.
Yapılan hiçbir şey yok.
Her şey planlanmış gibi görünse de yapılan ne de yapılmaya başlanılan hiçbir şey yok.
Bakanlık Müsteşarının bilim teknoloji kurulunda yapmış olduğu sunum da gerçek dışı.
Bakanlık stratejik plana aldığı hiçbir çalışmaya daha başlamadı bile.
2009-2013 stratejik planı 2012-2016 olarak değiştirildi ama yine bir şey yok.
Alanında yetersiz olan bu kişiler karar alamıyor, plan yapamıyor, uygulayamıyor.
İsterseniz yakından izleyin, 1-2 yıl sonra bakın yine aynı şeyler söylenecek;
Ülkemizin dahileri tespit edilecek.
Onlara en iyi eğitim ortamları verilecek.
Türk zeka testi geliştirilecek.
Onlara en profesyonel öğretmenler atanacak vs...
50 yıl gerideyiz
Yıllardır Bilim ve Sanat Merkezinde çalışıyorum. Her yıl aynı söylemleri duyarım. Önce umutlanır, sonra içim kan ağlar.
Bakanlığın başka birimlerini bilmiyorum ama özel eğitim rehberlik genel müdürlüğü içler acısı. Gelişmiş ülkelerden en az 50 yıl geriyiz.
Birçok neden var ama en büyük neden liyakatsiz yöneticiler.
Son genel müdürler akademisyen esas işleri değil genel müdürlük. İki kurumdan maaş alıyorlar ve ortada hiçbir şey yok.
Bakanlığın iç denetmenleri tarafından yapılan denetim sonucu şube müdürü ve genel müdür yardımcısı, Nimet Baş döneminde görevden alındı ama Dinçer döneminde aynı görevlere tekrar getirildi.
20-25 olan BİLSEM sayısı 64e çıkarıldı ama hiç öğretmen seçimi yapılmadı.
Bütün BİLSEMlerde görevlendirmeler, adamı olanlar yöntemiyle yapılıyor.
BİLSEMler bazı okulların üst katında veya amacına uygun olmayan okullarda açılıyor.
17 yıldır açık olan BİLSEMlere program çalışması hiç yapılmadı.
Yasal düzenleme de hiç yapılmadı ve hala yetersiz bir yönerge ile idare edilmeye çalışılmaktadır.
Yanlış yaş
Üstün yetenekli çocukların eğitiminde erken tanılama ne kadar önemli ise de bakanlık yaşı yukarılara çekmiştir.
Artık 4. sınıftan sonra seçim yapılmaktadır.
Oysa geçen sene 1. sınıflarda yapılmaktaydı.
Üstün yetenekli çocukların eğitimi, okullarda, destek eğitimi odalarına sıkıştırmaya çalışmaktadır.
İlkokullarda onlara kimler ders verecek?
Dersi boş geçen öğretmenler.
Çünkü diğerleri, zaten 30 saatten fazla derse giremiyor.
Yazacak daha o kadar çok ayrıntı var ki!..
Özetin özeti: Bu konuda hiç kimse suçlu ya da kabahatli aramıyor. Önemli olan üstün yetenekli çocuklarımızın heba olmaması. Elbette tüm çocuklar önemli ama ortak hazinemiz ve en iyi şekilde değerlendirilmeliler..
Milliyet.com.tr abbas güçlü