- 8 Haziran 2009
- 14.782
- 11.186
zmir'in Urla İlçesi Hacılar Koyu'nda, 17 Aralık sürecinde yayınlanan telefon dinlemeleriyle gündeme gelen villaların bulunduğu 20 hektarlık alanın 1'inci derece SİT'ten 3'üncü derece SİT alanına dönüştüren İzmir 1 No'lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun kararına karşı TMMOB'ye bağlı dört meslek odası dava açtı.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi üyeleri ile başkanları Urla'nın Hacılar Koyu yakınında bir basın açıklaması yaptı.
Yaklaşık 30 kişi adına basın açıklamasını Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer yaptı. İzmir 1 No'lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun talanın önünü açtığını öne süren Kocaer, doğal SİT'lerin hiçe sayıldığını, bilimsel temele oturmayan kararlar doğrultusunda yapılaşmanın önünün açıldığını savundu.
Hacılar Koyu'ndaki 16 villa ve diğer kaçak yapılan buna örnek teşkil ettiğini kaydeden Kocaer, "İzmir 1 No'lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun 28.11.2013 tarih ve 200 sayılı kararının yürütmesinin durdurulması takiben iptaline karar verilmesi talebiyle, TMMOB'ye bağlı ilgili meslek odalarımız tarafından bugün itibari ile dava açtık. Söz konusu bölge 1995 yılında 1'inci derece doğal SİT ilan edilmiş, fakat Bölge Komisyonu'nun güncel kararı ile SİT derecesi düşürülmüştür. Bu karar doğal yaşam alanlarımıza ve yarım adamıza yapılan bir saldırı niteliğindedir. Komisyon kararına esas Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu ilgili idareden defalarca istenmesine rağmen tarafımıza iletilmedi. Söz konusu raporun bir çok araştırma yapılmadan sunulduğu görülmektedir. Dolayısıyla işlem hukuka aykırıdır. Ayrıca ön değerlendirme raporu da elimizde bulunmamaktadır" diye konuştu.
BÖLGE BÜTÜN OLARAK DÜŞÜNÜLMELİ
Söz konusu alanın Urla- Çeşme- Karaburun Yarımadası ile bir bütün olarak düşünülmek zorunda olduğunu vurgulayan Kocaer, "Bölge doğal ve kültürel değerlerini günümüze kadar büyük oranda korumuştur. Bu alanın kaybedilmesi ile bu bölgedeki diğer parçalanmaların önünü açacaktır. Burası Finike ardıcının yoğun olarak bulunduğu bir yerdir. Çimlenme engeli nedeniyle Finike ardıcının doğal yollarla yetişmesi güçtür. İnsan faaliyetleri nedeniyle türün yüzde 93'ünün yok olduğu yapılan araştırmalarda görülmüştür. Bu türün bu bölgede korunabilmesi için kritik bir habitat niteliği taşımaktadır. Alan Ege Bölgesi'nin el değmemiş son doğal alanlarını oluşturmaktadır. Bu alan az bulunur bitki ve Akdeniz foku gibi hayvan türleri ile Önemli Doğa Alan'larının hassaslık kriterini karşılamaktadır. Birçok az bulunan bitki ve havan türü buradaki doğal ortamda yaşamını sürdürmektedir. Bu bölge sırtlan ve karakulağın yaşadığı nadir alanlardandır. Yarımada bütününde olası kaçak yapılaşmanın önünü açacak şekilde referans gösterilebilecek bir karar, ileride telafisi olmayacak durumlar yaratacaktır. Doğal Sit'ler şeffaf bir yol izlenerek yeniden irdelenmesi, bu alanların korunması kamu yararını gözetebilmesi adına olmazsa olmaz şarttır. Bölgenin doğal varlıkları ve uzun vadede tüm kültürel ve ekonomik değerlerinin korunması adına söz konusu kararın hızla iptali gerekmektedir" dedi.
Ayrıca Kocaer, bölgenin Büyükşehir Belediye Başkanlığı sorumluluk sahasına girdiğini hatırlatarak villalarla ilgili yıkım kararının uygulanma ihtimalini daha güçlü gördüğünü aktardı. Peyzaj Mimarları Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Özay Yerlikaya ise villalar hakkında yıkım kararı olduğunu ve bu kararın uygulanması için daha cesur adımlar atılmasını beklediklerini dile getirdi.
URLA VİLLALARI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da geçtiğimiz yıllarda zaman zaman ailesiyle gelip tatil yaptığı Hacılar Koyu'ndaki villalar 17 Aralık sürecinde yayınlanan tape kayıtlarıyla Türkiye'nin gündemine gelmişti. Koyda villası olan, Başbakan'ın yakın dostu işadamı Latif Topbaş'ın yeni yapılan iki inşaatla ilgili çeşitli kişilerle ve Başbakan Erdoğan'la telefon görüşmelerinin ses kayıtları yayınlanmıştı. Kaba inşaatı biten iki villanan Başbakan Erdoğan ve ailesi için yapıldığı iddia edilmişti. Bu süreçte, her türlü inşaatı yasaklayan, Hacılar Koyu ve 20 hektarlık alanı içine alan 1'inci Derece Doğal Sit Kararı da 3'üncü dereceye düşürülerek, inşaatın önü açılmıştı. Boyacı ve Topbaş ailelerinin evlerinin bulunduğu Hacılar Koyu ve çevresiyle ilgili 6 Ekim 1995 tarihinde, İzmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 1'inci Derece doğal sit alanı kabul ettiği, İl encümenince, koydaki yapıların ruhsatsız olmasından dolayı 15 Eylül 2010 tarihinde para cezası verildiği ve 29 Şubat 2012 tarihinde ise yıkım kararı çıktığı, bu kararın uygulanması için yaklaşık 80 bin TL tutan yıkım masrafının 2012 yılının eylül ayında Urla Kaymakamlığına gönderildiği açıklanmıştı. Dönemin İzmir Valisi Cahit Kıraç'ın valilik yedek ödeneğinden 5 Ekim 2011 tarihinde 300 bin TL'lik ödenek ile yolu yapılan koydaki villalar için sahiplerinin, hem yıkımın durdurulması hem de 1'inci derece sit alanı olma özelliğinin kaldırılması için İzmir 4'üncü İdare Mahkemesine yapılan müraacatın da, yine 31.12.2012 tarihindeki kararıyla reddedildiği ve bu karar için de Danıştay'a yapılan itiraz sonuçlanmadan İzmir 1 No'lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu, sit derecesine 3'e düşürdü. Manej, özel plaj, meyve, sebze bahçesi, bulunan koyun etrafı tel örgülerle çevrilirken, kapısı güvenlik kamerasıyla korunuyor ve özel mülkiyet olduğu gerekçesiyle vatandaşların girişine izin verilmiyor.
Cumhuriyet
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği'ne bağlı Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, Peyzaj Mimarları Odası İzmir Şubesi, Jeoloji Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ve Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi üyeleri ile başkanları Urla'nın Hacılar Koyu yakınında bir basın açıklaması yaptı.
Yaklaşık 30 kişi adına basın açıklamasını Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Özlem Şenyol Kocaer yaptı. İzmir 1 No'lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun talanın önünü açtığını öne süren Kocaer, doğal SİT'lerin hiçe sayıldığını, bilimsel temele oturmayan kararlar doğrultusunda yapılaşmanın önünün açıldığını savundu.
Hacılar Koyu'ndaki 16 villa ve diğer kaçak yapılan buna örnek teşkil ettiğini kaydeden Kocaer, "İzmir 1 No'lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu'nun 28.11.2013 tarih ve 200 sayılı kararının yürütmesinin durdurulması takiben iptaline karar verilmesi talebiyle, TMMOB'ye bağlı ilgili meslek odalarımız tarafından bugün itibari ile dava açtık. Söz konusu bölge 1995 yılında 1'inci derece doğal SİT ilan edilmiş, fakat Bölge Komisyonu'nun güncel kararı ile SİT derecesi düşürülmüştür. Bu karar doğal yaşam alanlarımıza ve yarım adamıza yapılan bir saldırı niteliğindedir. Komisyon kararına esas Ekolojik Temelli Bilimsel Araştırma Raporu ilgili idareden defalarca istenmesine rağmen tarafımıza iletilmedi. Söz konusu raporun bir çok araştırma yapılmadan sunulduğu görülmektedir. Dolayısıyla işlem hukuka aykırıdır. Ayrıca ön değerlendirme raporu da elimizde bulunmamaktadır" diye konuştu.
BÖLGE BÜTÜN OLARAK DÜŞÜNÜLMELİ
Söz konusu alanın Urla- Çeşme- Karaburun Yarımadası ile bir bütün olarak düşünülmek zorunda olduğunu vurgulayan Kocaer, "Bölge doğal ve kültürel değerlerini günümüze kadar büyük oranda korumuştur. Bu alanın kaybedilmesi ile bu bölgedeki diğer parçalanmaların önünü açacaktır. Burası Finike ardıcının yoğun olarak bulunduğu bir yerdir. Çimlenme engeli nedeniyle Finike ardıcının doğal yollarla yetişmesi güçtür. İnsan faaliyetleri nedeniyle türün yüzde 93'ünün yok olduğu yapılan araştırmalarda görülmüştür. Bu türün bu bölgede korunabilmesi için kritik bir habitat niteliği taşımaktadır. Alan Ege Bölgesi'nin el değmemiş son doğal alanlarını oluşturmaktadır. Bu alan az bulunur bitki ve Akdeniz foku gibi hayvan türleri ile Önemli Doğa Alan'larının hassaslık kriterini karşılamaktadır. Birçok az bulunan bitki ve havan türü buradaki doğal ortamda yaşamını sürdürmektedir. Bu bölge sırtlan ve karakulağın yaşadığı nadir alanlardandır. Yarımada bütününde olası kaçak yapılaşmanın önünü açacak şekilde referans gösterilebilecek bir karar, ileride telafisi olmayacak durumlar yaratacaktır. Doğal Sit'ler şeffaf bir yol izlenerek yeniden irdelenmesi, bu alanların korunması kamu yararını gözetebilmesi adına olmazsa olmaz şarttır. Bölgenin doğal varlıkları ve uzun vadede tüm kültürel ve ekonomik değerlerinin korunması adına söz konusu kararın hızla iptali gerekmektedir" dedi.
Ayrıca Kocaer, bölgenin Büyükşehir Belediye Başkanlığı sorumluluk sahasına girdiğini hatırlatarak villalarla ilgili yıkım kararının uygulanma ihtimalini daha güçlü gördüğünü aktardı. Peyzaj Mimarları Mimarları Odası İzmir Şube Başkanı Özay Yerlikaya ise villalar hakkında yıkım kararı olduğunu ve bu kararın uygulanması için daha cesur adımlar atılmasını beklediklerini dile getirdi.
URLA VİLLALARI
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da geçtiğimiz yıllarda zaman zaman ailesiyle gelip tatil yaptığı Hacılar Koyu'ndaki villalar 17 Aralık sürecinde yayınlanan tape kayıtlarıyla Türkiye'nin gündemine gelmişti. Koyda villası olan, Başbakan'ın yakın dostu işadamı Latif Topbaş'ın yeni yapılan iki inşaatla ilgili çeşitli kişilerle ve Başbakan Erdoğan'la telefon görüşmelerinin ses kayıtları yayınlanmıştı. Kaba inşaatı biten iki villanan Başbakan Erdoğan ve ailesi için yapıldığı iddia edilmişti. Bu süreçte, her türlü inşaatı yasaklayan, Hacılar Koyu ve 20 hektarlık alanı içine alan 1'inci Derece Doğal Sit Kararı da 3'üncü dereceye düşürülerek, inşaatın önü açılmıştı. Boyacı ve Topbaş ailelerinin evlerinin bulunduğu Hacılar Koyu ve çevresiyle ilgili 6 Ekim 1995 tarihinde, İzmir 1 No'lu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 1'inci Derece doğal sit alanı kabul ettiği, İl encümenince, koydaki yapıların ruhsatsız olmasından dolayı 15 Eylül 2010 tarihinde para cezası verildiği ve 29 Şubat 2012 tarihinde ise yıkım kararı çıktığı, bu kararın uygulanması için yaklaşık 80 bin TL tutan yıkım masrafının 2012 yılının eylül ayında Urla Kaymakamlığına gönderildiği açıklanmıştı. Dönemin İzmir Valisi Cahit Kıraç'ın valilik yedek ödeneğinden 5 Ekim 2011 tarihinde 300 bin TL'lik ödenek ile yolu yapılan koydaki villalar için sahiplerinin, hem yıkımın durdurulması hem de 1'inci derece sit alanı olma özelliğinin kaldırılması için İzmir 4'üncü İdare Mahkemesine yapılan müraacatın da, yine 31.12.2012 tarihindeki kararıyla reddedildiği ve bu karar için de Danıştay'a yapılan itiraz sonuçlanmadan İzmir 1 No'lu Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonu, sit derecesine 3'e düşürdü. Manej, özel plaj, meyve, sebze bahçesi, bulunan koyun etrafı tel örgülerle çevrilirken, kapısı güvenlik kamerasıyla korunuyor ve özel mülkiyet olduğu gerekçesiyle vatandaşların girişine izin verilmiyor.
Cumhuriyet