• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Üç bakanın oğlu gözaltında

Biz de uyuyalım bari "evet yolsuzluk vardır ama bunu Riza Sarraf kendi kendine yapmistir" dediklerinde uyanırız...

$Bb9-dFCCAAAF2B5.jpg
 
Son düzenleme:
@AtillaTasNet: ''Japon Bakan ithal edebiliyor muyuz ?''
''Dikkat edin, polisler cebinize para koymasın!
''Son bir kaç günde kimse istifa etmedi ama, biz milletçe istifra ettik !
''Eskiden kasetimiz çıktı diye sevinirdik, şimdi aman kasetimiz çıkmasın diye dua ediyoruz.''

Ama peçeli penguen, çok ciddi şeylerden bahsediyorsunuz, oysa birkaç gün önce biz canlı yayında bayılma vak'asıyla ne kadar da mutluyduk:ssz:

We are the world we are the children :24:
Türkçe versiyon Hepimiz kardeşiz, bu öfke ne diye, dağlar oy oy oy:24:
 
Yalan yanlış şeyleri yayınlayarak mutlu olacaksanız paylaşın, doğruluğunun hiçbir kanıtı olmayan cümleleri burada yayınlayarak arkanızdanda onlarca insan gaza gelip yalan yanlış meseleleri konuşuyorsanız burada bi problem var. bence sizde kimseyi yanlış yönlendirmek istemezsiniz.

Ne yaparlarsa inanacaksiniz? Daha neyi yapacakkar gerci? Evet bu cemaatin guc gosterisi ama Sen bu gosteriyi yapmak icin eline kozu vermissin. Kolay mi oyle bakan oglunu tutuklamak bu memlekette? Elinde delilin yoksa 5 dk bile tutamazsin. Hirsizin hic sucu yok da onu yakalqyan polis suclu. Hee keske bu operasyon sadece adalet duygusuyla yapilmis olsaydi. Ama ne yapalim insan ne ekerse onu biciyor.
 
Bu yazıyı gören Başbakan onu kovar mı?
Bu arşiv yazısı belki de Yiğit Bulut'un danışmanlıktaki sonu olabilir ;

Başbakan'ın ekonomi başdanışmanı Yiğit Bulut'un arşivi peşini bırakmıyor.

Yiğit Bulut 2 Kasım 2006'da kaleme aldığı yazısında AKP'nin yolsuzluklarını sıralamış ve "unutmayın hesap günü gelecek" diye de uyarıda bulunmuş.

İşte Yiğit Bulut'un "Doymuyorlar" başlıklı yazısından ilgili bölüm:

"Sevgili dostlar, ne güzel değil mi? Bu ülkede insanlar evine ekmek götürebilmek, çocuklarını okutabilmek için sabahın köründe yollara düşüyor, hükümet fındık üreticisine 'Ne halin varsa gör' diyor, Başbakan şehit aileleri için 'Şimdi onları mı dinleyeceğim' buyuruyor, memura gelince herkesin eli titriyor ama Ofer'e olunca 'herkes tek tek dinleniyor, ülkenin kaynakları ve imkânları' imar planı değişikliğine varıncaya kadar seferber ediliyor...

Sevgili dostlar, son beş yılda özellikle AKP iktidarı döneminde belediyelerde yapılanları, transfer edilen toprak-imar rantını görünce artık isyan ediyorum. Bu kadar kör göze parmak, bu kadar adam kayırma, bu kadar açık ve herkesi aptal yerine koyan sermaye transferi olmaz...

Bu noktada 'Haram yemedim, yedirmem' diyen Topbaş'a ve konuyla doğrudan ilgili olduğu için Turizm Bakanı'na sesleniyorum; madem böyle bir değişiklik yapılabiliyordu, yarım kalmış o otel kamuya kazandırıldıktan sonra her türlü düzenleme yapılır ve yaratılan katma değer özel sektöre devredilerek, ortaya çıkacak 500 milyon dolardan fazla kâr, kamu ve belediye için kullanılırdı. Sakın savunma olarak 'Kamu yapamaz' demeyin. Belediye 'Cevahir Çarşısı' için aynı yöntemi hem de özel sektör ile ortak olarak kullanmadı mı?

Sonuç: Bizim çocuklarımızın cebine girecek, İstanbulluya hizmet olarak dönebilecek bir para Ofer'in cebine konuluyor. Vicdanınız rahat mı sayın yetkililer? Rahatsa, fazla salmayın kendinizi, unutmayın hesap günü gelecek..."


yiğit bulut seneler önce neler demiş.:60:
 
Son düzenleme:
haklarındaki suçlamalara ayet paylaşarak cevap veriyorlar, savunmaları bu, çok ikna edici gerçekten, halk artık bunları yutar mı

bence yutar
:27::27:
 
egemen bağış, facebook adresinde "Bakan Egemen Bağiş Kiliçtaroğluna Fena Giydirdi !! " diye birşey paylaşmış

bazen siyasi gelişmeleri takip ederken kendimi lise yıllarında buluyorum
:27::27:
 
ben bu olayların seçim sonuçlarını etkileyeceğini sanmıyorum aslında, göz göre göre adam öldürseler, onların yaptığına asla inanmayacak olan bir kitle var. aslında kul hakkı, yetim hakkı düşüncesiyle bu tarz konularda hassas bir millet olduğumuzu düşünürdüm, ama sonuçta "rüşvet"te türkiyede çok içselleştirilmiş bir şey.

çok garip ya, brezilyada toplu taşıma araçlarına biraz zam gelince ne oluyor.
bizde devlet adamları milyarlarca doları cebe atıyorlar, ve değişen bir şey yok. ki bugün 4.gün, çok daha farklı olabilirdi.
 
Büyük Rüşvet operasyonunda gözaltına alınanlardan İçişleri Bakanı Güler'in oğlu Barış, Bakan Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan, Reza Zarrab ve Halk Bankası Genel Müdürü Süleyman Aslan'ın da aralarında olduğu 14 kişi tutuklandı. Savcılık sorguları tamamlanan ve mahkemeye sevk edilen 21 kişilik diğer grup için de karar çıktı. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in de araların bulunduğu 19 kişi serbest bırakılırken, 2 kişi tutuklandı.
2 Bakan olu ile Reza Zarrab tutukland - Hrriyet GNDEM
 
- Samsun’u en kalbi duygularımla selamlıyorum. Şu an sizin bu davranışınız milletin bir yürüyüşünün en anlamlı buluşmasıdır. Hiç endişeniz olmasın dik duruyoruz, dik duracağız. Samsun kutlu yürüyüşlerin başlangıç noktasıdır. Sizin bugünkü duruşunuz 30 Mart için de bir cevaptır. Siz bizleri hiç mahcup etmediniz, inşallah biz de sizlere mahcup olmayacağız.

- Son günlerde olan bu olay uluslararası boyutları olan, yerel taşeronları olan bir operasyondur. Bu operasyon hükümete karşı atılmış bir adımdır. Ama bundan öte uluslararası ve artı ulusal bir boyutu olan bir operasyondur. Biz bundan yılmayacağız. 11 yıl önce göreve geldiğimizde milli gelirimiz 230 milyar dolardı. Bugün 800 milyar doları aşar hale geldi. Yolsuzlukların olduğu bir ülkede milli geliri artırabilir misiniz?

- Ünye’de detayları anlatacağım. Biz 11 yılda 17 bin km bölünmüş yol ilave ettik. Ana muhalefetin genel müdürü çıkmış diyor ki çetelerden bahsediyor. Çete arıyorsan kendine bak. Rahşan Affı ile kurtuldun be. Bunların mazisi karanlık mazisi. Bu ülkeye bunlar zarardan başka ne yaptılar? CHP demek kirlilik demektir, karanlık demektir. Bu ülkede fikir, düşünce özgürlüğü CHP iktidarlığı döneminde büyük darbeleri yemiştir. Bu genel müdür karanlık geçmişini aydınlatacak. Daha çok beklersin. Çamur atmakla bir yere varamazsın. Biz Ak Partiyiz bunu böyle kabul edeceksin. Seni kabul etmende önemli değil. 30 Mart’ta halkımız karar verecek.

- Biz bu konularda rahatız. Tek derdimiz hukukçuların hukuka saygılı hareket etmesidir. Güdümlü hareket ettikleri zaman, o zaman siyasiler olarak yargı, yürütme neden var bu ülkede. Hepsi anayasaya göre çalışıyorlarsa sorun yok. Ama aykırı işlem yapıyorlarsa biz de gerekli olan yaparız.

- Yasalar aykırı emir veremez. Eğer siz kalkıp bu insanlara bu baskıları yapıp yargıyı yönlendirmeye çalışırsanız üzerimize düşeni yapacağız. Şu hale bakın. Yürütmenin mensubu bir eve baskın yapacak. Baskın yaptığı evde bacak bacak üstüne atacak, eline tespihi alacak külhanbeyi gibi. Bir de yemek ısmarlayacak bu nasıl bir iş. Bunu yapan yargı mensubunu seyir mi edeceğiz. Gereğini neyse bunu yaparız. Ak Parti bozulmuş çarkları düzeltmeye geldi bu ülkede.

- Batılı bunu gördüğü için attığımız adımlar nedeniyle sesiz devrim demiştir. Büyükelçiler bazı provokatif eylemlerin içine giriyorlar. Onlar sesleniyorum: İşinizi yapın. Biz sizleri ülkemizde tutmaya da mecbur değiliz. Eğer sizin büyükelçilerimiz de bu tür oyunların içine giriyorlarsa bize haber verin siz göndermeyin biz alırız.

- Sizden bir şey istiyorum: Bütçeyi gördünüz değil mi? Her türlü hakareti yapan muhalefet kaç kişiyle bu bütçeye hayır dedi. 117 kişiyle…Bunlar toplam 212 kişi. 318 oyla bütçesine sahip çıktı. Siz muhalefet olarak TBMM’de nasıl çalışılacağını bilmeyecek kadar zavallısınız.

- Sizin eğer parlamentoda onurlu bir mücadeleniz varsa o koltukta yerinizi olacaksınız. Ben Başbakan’ım ben olmadığım zaman benim oyumu kullanacak olan var. CHP genel müdürü sen gelemediğin zaman senin yerine orada kimse yok. Muhalefet bitmiş bitmiş tükenmiş. Bunlar anca hakaret bol bol hakaret ederler. Bak ne dedim CHP genel başkanının adını ağzıma almayacağım dedim almıyorum. Adını ağzıma almayacağım. Bugün yine hakaret etti, o da yargıda. Kayseri belediye başkanımız genel müdürden aldığı tazminatlarla bol bol sucuk dağıtıyor. Onlar hakaret etmeye devam etsin.

Başbakan konuşmasına, 'Beraber yürüdük biz bu yollarda' şarkısının sözlerini okuyarak son verdi.

Başbakan Erdoğan: Bastıkları evde bacak bacak üstüne attılar - Politika Haberleri - Radikal
 
Ciddi ciddi o evde bulunan 4,5 milyon dolardan rahatsız olmayıp, bacak bacak üstüne atan polisten rahatsız... şaka gibi:45:
 
Vayy anasiniiiii yediklerini yedirdikleri rusvetten degil de lahmacundan bahseidiyor.
Ne istediniz halk banktannn diyor dogru insan ayakkabi kurusuna birikim yapamaz miii??
Hapse tikildiklaridan da bahsrtmiyor.
Ne garip bi adam bu ya.Oldu olacak birazdan muhalefet koydu paralari diyecek
:))
 
Herkes kendinde olmayan özellikleri isim olarak alıyormuş, aziz nesin anısında ,kısalar uzun fakirler zengin korkaklar cesur, bu akpde biz akız ak diyor :ssz:
 
Hayırlı olsun Adli Kolluk Yönet. değiştirilmiş!!! Rahat rahat götürürler ayakkabı kutularını artık!!
''En üst dereceli kolluk amiri adli olayları yetkili mülki idare amirine derhal bildirecek''
 
Tutuklanarak cezaevine konulan İçişleri Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler mahkemede kendini 'tutuklanmam halinde itibarım zedelenecek' diyerek savundu..
Kaan Çağlayan ve Barış Güler, “rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek” suçlarından tutuklanarak Metris Cezaevi’ne götürüldü. Sözcü gazetesinden Yalçın Bel'in haberine göre, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan üç ayrı soruşturma kapsamında Perşembe günü adliyeye sevk edilen Muammer Güler’in oğlunun mahkemedeki ifadesi şöyle:

Barış Güler: Örgüt üyesi değilim. Hiçbir örgütü kurup yönetmedim. Bu suçlamayı kabul etmiyorum. Rıza ile tanışmam da şu şekilde oldu. Şüpheli olan R.B. uzaktan akrabamdır. Daha önce iflas etmişti. Bizim onda ailemize ait paramız vardı. İflas edince bizim paraları da ödeyemez oldu. Aradan bir süre geçtikten sonra kendisinin Rıza Sarraf’ın yanında çalıştığını öğrendim. Maaş artı prim şeklinde çalıştığını öğrendim. Kendisiyle görüştüğümüzde primlerinin kesilerek borcunu ödeyebileceğini söyledi. Toplam alacağımızın yüzde 10′unu ancak alabildik. Kendisi Rıza Bey ile konuşmuş. R. Bey’in priminden kesilmesi şartıyla Rıza Bey bizim alacağımızı kısmen ödedi. Bunun dışında iş takibi karşılığında menfaat ilişkisine girmedi. Bu suçlamayı kabul etmiyorum. Kabinenin tümünün imzaladığı bir kimliği çıkartma gücüm yoktu. Böyle bir şey olmamıştır. R. Bey’den alacağım karşılığı olan Rıza Bey’in yaptığı ödeme karşısında benim para almam söz konusu değildir. Rıza Bey hayırsever ve saygılı biri olarak tanırız. Kendisi ile para karşılığı iş yapmam söz konusu değildir. Sadece hava yolu ile seyahat eden birisi olarak kayıtlar incelendiğinde babam ile ne kadar az görüştüğüm ortaya çıkacaktır. Hiç bir emniyet mensubunun görev yeri değişikliği için aracı olmadım. 11 senedir korumam bulunması nedeniyle attığım her adım Emniyet tarafından takip edilmiştir. Bundan dolayı da bir örgüt üyesi olmam ve o tür işler içine girmem mantık dışıdır. Tutuklanmamı gerektirecek hiçbir fiilim olmamıştır. İfademde isnat edilen suçlarla ilgili benim aleyhimde hiçbir delil yoktur. 40 senedir bu devlete hizmet eden birinin oğlu olarak yüz kızartıcı böyle bir olaya karışmayacağım herkesçe malumdur. Tutuklanmam halinde yıllardır bir dengede tuttuğum işler bozulacak, itibarım zedelenecek ve bu yüzden zarar göreceğim. Tahliyemi talep ediyorum…”

http://www.radikal.com.tr/turkiye/baris_guler_orgut_uyesi_olmam_mantik_disi-1167370
 
Son düzenleme:
Tutuklanan Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan'ın oğlu Kaan Çağlayan, Rıza Sarraf ile olan ilişkisini Ebru Gündeş'le açıkladı: Aile dostluğumuz vardır. 8 ay önce düğünümde sağ olsun, eşi gelip sahne almasına rağmen sadece sahne masrafını talep etti

Kaan Çağlayan ve “rüşvet almaya ve vermeye aracılık etmek” suçlarından tutuklanarak Metris Cezaevi’ne götürüldü.Sözcü gazetesinden Yalçın Bel'ir haberine göre, Salih Kaan Çağlayan’ın ifadesi şöyle:

“Burada bulunan şüphelilerden sadece özel kalem müdürü olan O.K. ile Rıza Sarraf Reza Zarrab (Rıza Sarraf) ile ikili dostluğumuz vardır. Daha doğrusu aile dostluğumuz vardır. 8 ay önce düğünümde sağ olsun, eşi gelip sahne almasına rağmen sadece sahne masrafını talep ettiler. Onun dışında herhangi bir ücret talep etmediler. Aile dostluğumuz dışında kendisinden hiçbir şey almadık veya vermedik. Kendisi sadece dostluğunun gereği bana bir takım elbise almıştı ve bir de beğendiğim bir valizi hediye etmişti. Rüşvet almak ve vermek söz konusu değildir. Kodlu hatlara gelince sanayiciyim. Alüminyum giydirme cephe işini yapıyorum. Firmamın emrinde taşında birçok taşeron firma vardır. Bu firmadaki kişiler sürekli olarak beni ararlar. Bunun dışında da yine birçok kişi normal telefonumu da aradığı için alt taşeron firmalarının bana ulaşmalarını sağlamak gayesi ile başka hatları alıp kullanmak zorunda kaldım. Başka hatları kullanmamamın nedeni taşeron firmalarına ulaşabilmek gayesidir. Az öncede belirttiğim gibi sadece iki kişiyi tanıyorum. Örgüt diye bir şey yok. Gıda işiyle de uğraşıyorum. Bu konuda da yoğun şekilde işlerim vardır. Babamın işlerine asla karışmıyorum. Kendi işlerimi takip ediyorum. Bir keresinde tuvalete gitmiştim. Muhammet isimli bir kişinin ismini sonradan öğrendim. Benimle görüşmek istediğini belirtince ben de bulunduğum yeri tarif ettim. O da tuvaletin bulunduğu tarafa geldi. Tuvaletin içinde değil önünde görüştük. Özel bir görüşme değildi. Ben eğer onunla özel görüşmek istesem bana ait buluştuğumuz yerde kendi yerim vardır. Orada özel olarak görüşürdüm. Kaçak altın olayıyla da ilgili hiçbir görüşmem ya da bilgim yoktur. Böyle bir olay olduğunu da dün ifade sırasında öğrendim.”
Kaan Çağlayan: Rıza Sarraf aile dostumuz - Türkiye Haberleri - Radikal
 
Back