- 28 Mart 2012
- 8.170
- 2.003
- Konu Sahibi aysecikcik
- #81
Tuvaletler hastalık saçıyor!
İyi temizlenmeyen tuvaletlerin tifo, paratifo, dizanteri, kolera, bulaşıcı sarılık ve çocuk felci gibi salgın hastalıklara neden olabildikleri bildirildi.
Hacettepe Üniversitesi Ev İdaresi ve Aile Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Müberra Babaoğul Yener, tuvalet temizliğinin, sağlık açısından özel önem taşıdığını söyledi.
Herhangi bir hastalığın ortaya çıkması ve yayılmasının nedenleri araştırıldığında, bunun kaynağının genellikle tuvaletler olduğunun görülebileceğini ifade eden Yener, şöyle konuştu:
"Çalışmalar sonunda, tuvaletlerden insan vücuduna çeşitli patojen mikroorganizmaların bulaştığı tespit edilmiştir. Ayrıca, insan dışkısında bulunan çeşitli mikroorganizmalar, parazitler ve parazit yumurtaları, yeterli temizliğin sağlanamadığı tuvaletler yolu ile bulaşabilir. Bu mikroorganizmalar tifo, paratifo, dizanteri, kolera, bulaşıcı sarılık ve çocuk felci gibi salgın hastalıklara neden olabilirler.''
Yener, yapılan bir araştırmada, her gün düzenli olarak temizlenen tuvaletlerin kapı kollarında, musluk, sifon tokmaklarında ve yerlerde pek çoğu dışkı çıkışlı patojen mikroorganizmaların bulunduğunun tespit edildiğini belirtti.
SİFON ÇEKMEK VEYA SU DÖKMEK YETMİYOR
Tuvaletlerdeki bu dışkı esaslı bakterilerin sadece sifon çekmek ya da su dökmekle temizlenmediğine dikkati çeken Yener, şunları kaydetti:
"Aksine dökülen suyun tazyiki ile havaya zerrecikler halinde dağılarak 57 dakika havada kalmaktadırlar. Havada bulunan bu mikroorganizmalar solunum yoluyla vücuda girerek çeşitli enfeksiyonlara neden olmaktadır.
Bu nedenle tuvaletlerin temizliğinde dezenfektanların kullanılması önerilmektedir. Ancak, dezenfektan sağlanamadığında klorlu ovucular veya sentetik deterjanlarla fırçalamak yeterli olabilir. Dezenfeksiyonun sağlanmasında ise her evde kolaylıkla bulunabilecek klorlu veya oksijenli ağartıcılardan da yararlanılabilir.''
Sağlıklı toplum temizliğe bağlı
Temizlik uzmanı Dr. Necmi Büyükkonuklu, hastalıklardan korunmanın, temizliğe gösterilecek titizlikle doğru orantılı olduğunu ifade ederek temizliğe dikkat etmemenin hastalıklara davetiye çıkaracağını söyledi.
Bu nedenle temizliğe dinimizde çok büyük önem verildiğini belirten Dr. Büyükkonuklu, "Hastalıklardan korunmanın yolu temizliğe dikkat etmektir. Eğer insanlar ciddi manada temizliğe dikkat ederlerse; sarılık, tifo, dizanteri, basit ishal gibi enfeksiyon hastalıklarından uzak olurlar. Özellikle tuvalet temizliğine çok büyük özen gösterilmelidir. Çünkü birçok hastalık, tuvalet temizliğine yeterince dikkat edilmemiş el ile ağız arasında veya o elin, başka bir elle ya da gıda maddeleriyle temasıyla bulaşır. Bu nedenle temizliğe İslam dini çok büyük önem verir ve ibadetlerden önce temizliği emreder" dedi.
Psikiyatrist Dr. Yaşar Bahadır ise, ruh sağlığı ile hastalıklar arasında çok yakın ilişkilerin bulunduğunu belirterek, "Nasıl ki tuz yasak olan bir hastaya tuz dokunursa; sıkıntı da, ruhun ve bedenin en büyük zorlayıcısıdır. Bu nedenle strese çok büyük önem verilmelidir. Koruyucu hekimlik, insanları stres yapan etkilerden uzak tutmak ruh ve beden sağlığı açısından önemlidir. Astım, kalp krizi, migren, hipertansiyon, karınağrısı gibi birçok hastalık, insanın ruhi yapısının düzensizliğinden kaynaklanır. Bunları önlemek için, streslerden uzaklaşarak sakin bir hayat sürmek lazımdır" dedi.
SAĞLIK, KALP TEMİZLİĞİ İLE DOĞRU ORANTILI
Bu arada, Şahinbey Müftüsü Dursun Ali Şeker, günümüz insanının çok büyük ruhî bunalımlar geçirdiğini ifade ederek bütün temizliklerin kalpten başladığını vurguladı. Müftü Şeker şunları söyledi:
"Hadiselere, hastalıklara dayanma gücü kalbin sağlığıyla doğru orantılıdır. İnsanların ruhî bunalımları, psikolojik rahatsızlıkları, imanla doğru orantılıdır. Günümüz toplumları kalbe yeterince eğilmediği için bugün çeşitli kalp hastalıklarına maruz kalmaktadır. Kalp temizliği ise imandan gelir. İmanlı kalbin meyvesi dışarıya sevgi, saygı, huzur, birlik gibi dalga dalga güzellikler yayar. Ruh temizliği beden temizliğini de getirir. Bedeni temizliklere dikkat de ruhî temizliği besler" dedi.
HAYATI 'UYUŞARAK' GEÇİRMEK İSTİYORLAR
Uyuşturucu ve alkol bağımlılığının gittikçe arttığına dikkat çeken Müftü Şeker, şöyle konuştu:
"İnsanlar, kalbî hastalıklarından, stresten, kinden, yaşamaya karşı duyduğu memnuniyetsizlikten kurtulmak amacıyla uyuşturucu, alkol, hatta intihar gibi yollara müracaat ediyor. Bunalımlarından 'uyuşma' yoluyla kurtulacağını zannederek, ayıkmak, bilinçlenmek, şuurlanmak istemiyor. Gelişmiş ülkelerde ekonomik ve teknolojik gelişme hızla artmasına, modern otolar, modern binalar, lüks tüketim malları insan refahını üst noktaya taşımasına rağmen bugün bu ülkelerde uyuşturucu bağımlılığı ticareti, içki, gayri meşru ilişkilerin yaygınlaşması gittikçe artmaktadır. Bunun sebebi, ruh temizliğinin önemini kaybetmesinden kaynaklanmaktadır."
İNSAN, ET VE KEMİKTEN İBARET DEĞİL
İnsanın et ve kemikten ibaret olmadığını belirten Müftü Şeker, "İnsan, et ve kemikten ibaret değildir. Et ve kemiği ayakta tutan ruhtur. Ruhu beslemeniz gerekir. Ruhu beslemek, ruh temizliği ve imanla mümkündür. Ruh beslenmediği takdirde günümüzün bedenî ve ruhî hastalıklarında artışlar görülür. Stres, kin, çekememezlik, gurur gibi ruhi ve bunların bedene yansımasıyla bedenî hastalıkların görülmesi kaçınılmazdır" dedi.
KALBÎ HASTALIKLAR
Şahinbey Müftüsü Dursun Ali Şeker, "İnsanlar, kalbî hastalıklarından, stresten, kinden, yaşamaya karşı duyduğu memnuniyetsizlikten kurtulmak amacıyla; uyuşturucu, alkol, hatta intihar gibi yollara müracaat ediyor. Bunalımlarından 'uyuşma' yoluyla kurtulacağını zannederek; ayıkmak, bilinçlenmek, şuurlanmak istemiyor" dedi
İyi temizlenmeyen tuvaletlerin tifo, paratifo, dizanteri, kolera, bulaşıcı sarılık ve çocuk felci gibi salgın hastalıklara neden olabildikleri bildirildi.
Hacettepe Üniversitesi Ev İdaresi ve Aile Ekonomisi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Müberra Babaoğul Yener, tuvalet temizliğinin, sağlık açısından özel önem taşıdığını söyledi.
Herhangi bir hastalığın ortaya çıkması ve yayılmasının nedenleri araştırıldığında, bunun kaynağının genellikle tuvaletler olduğunun görülebileceğini ifade eden Yener, şöyle konuştu:
"Çalışmalar sonunda, tuvaletlerden insan vücuduna çeşitli patojen mikroorganizmaların bulaştığı tespit edilmiştir. Ayrıca, insan dışkısında bulunan çeşitli mikroorganizmalar, parazitler ve parazit yumurtaları, yeterli temizliğin sağlanamadığı tuvaletler yolu ile bulaşabilir. Bu mikroorganizmalar tifo, paratifo, dizanteri, kolera, bulaşıcı sarılık ve çocuk felci gibi salgın hastalıklara neden olabilirler.''
Yener, yapılan bir araştırmada, her gün düzenli olarak temizlenen tuvaletlerin kapı kollarında, musluk, sifon tokmaklarında ve yerlerde pek çoğu dışkı çıkışlı patojen mikroorganizmaların bulunduğunun tespit edildiğini belirtti.
SİFON ÇEKMEK VEYA SU DÖKMEK YETMİYOR
Tuvaletlerdeki bu dışkı esaslı bakterilerin sadece sifon çekmek ya da su dökmekle temizlenmediğine dikkati çeken Yener, şunları kaydetti:
"Aksine dökülen suyun tazyiki ile havaya zerrecikler halinde dağılarak 57 dakika havada kalmaktadırlar. Havada bulunan bu mikroorganizmalar solunum yoluyla vücuda girerek çeşitli enfeksiyonlara neden olmaktadır.
Bu nedenle tuvaletlerin temizliğinde dezenfektanların kullanılması önerilmektedir. Ancak, dezenfektan sağlanamadığında klorlu ovucular veya sentetik deterjanlarla fırçalamak yeterli olabilir. Dezenfeksiyonun sağlanmasında ise her evde kolaylıkla bulunabilecek klorlu veya oksijenli ağartıcılardan da yararlanılabilir.''
Sağlıklı toplum temizliğe bağlı
Temizlik uzmanı Dr. Necmi Büyükkonuklu, hastalıklardan korunmanın, temizliğe gösterilecek titizlikle doğru orantılı olduğunu ifade ederek temizliğe dikkat etmemenin hastalıklara davetiye çıkaracağını söyledi.
Bu nedenle temizliğe dinimizde çok büyük önem verildiğini belirten Dr. Büyükkonuklu, "Hastalıklardan korunmanın yolu temizliğe dikkat etmektir. Eğer insanlar ciddi manada temizliğe dikkat ederlerse; sarılık, tifo, dizanteri, basit ishal gibi enfeksiyon hastalıklarından uzak olurlar. Özellikle tuvalet temizliğine çok büyük özen gösterilmelidir. Çünkü birçok hastalık, tuvalet temizliğine yeterince dikkat edilmemiş el ile ağız arasında veya o elin, başka bir elle ya da gıda maddeleriyle temasıyla bulaşır. Bu nedenle temizliğe İslam dini çok büyük önem verir ve ibadetlerden önce temizliği emreder" dedi.
Psikiyatrist Dr. Yaşar Bahadır ise, ruh sağlığı ile hastalıklar arasında çok yakın ilişkilerin bulunduğunu belirterek, "Nasıl ki tuz yasak olan bir hastaya tuz dokunursa; sıkıntı da, ruhun ve bedenin en büyük zorlayıcısıdır. Bu nedenle strese çok büyük önem verilmelidir. Koruyucu hekimlik, insanları stres yapan etkilerden uzak tutmak ruh ve beden sağlığı açısından önemlidir. Astım, kalp krizi, migren, hipertansiyon, karınağrısı gibi birçok hastalık, insanın ruhi yapısının düzensizliğinden kaynaklanır. Bunları önlemek için, streslerden uzaklaşarak sakin bir hayat sürmek lazımdır" dedi.
SAĞLIK, KALP TEMİZLİĞİ İLE DOĞRU ORANTILI
Bu arada, Şahinbey Müftüsü Dursun Ali Şeker, günümüz insanının çok büyük ruhî bunalımlar geçirdiğini ifade ederek bütün temizliklerin kalpten başladığını vurguladı. Müftü Şeker şunları söyledi:
"Hadiselere, hastalıklara dayanma gücü kalbin sağlığıyla doğru orantılıdır. İnsanların ruhî bunalımları, psikolojik rahatsızlıkları, imanla doğru orantılıdır. Günümüz toplumları kalbe yeterince eğilmediği için bugün çeşitli kalp hastalıklarına maruz kalmaktadır. Kalp temizliği ise imandan gelir. İmanlı kalbin meyvesi dışarıya sevgi, saygı, huzur, birlik gibi dalga dalga güzellikler yayar. Ruh temizliği beden temizliğini de getirir. Bedeni temizliklere dikkat de ruhî temizliği besler" dedi.
HAYATI 'UYUŞARAK' GEÇİRMEK İSTİYORLAR
Uyuşturucu ve alkol bağımlılığının gittikçe arttığına dikkat çeken Müftü Şeker, şöyle konuştu:
"İnsanlar, kalbî hastalıklarından, stresten, kinden, yaşamaya karşı duyduğu memnuniyetsizlikten kurtulmak amacıyla uyuşturucu, alkol, hatta intihar gibi yollara müracaat ediyor. Bunalımlarından 'uyuşma' yoluyla kurtulacağını zannederek, ayıkmak, bilinçlenmek, şuurlanmak istemiyor. Gelişmiş ülkelerde ekonomik ve teknolojik gelişme hızla artmasına, modern otolar, modern binalar, lüks tüketim malları insan refahını üst noktaya taşımasına rağmen bugün bu ülkelerde uyuşturucu bağımlılığı ticareti, içki, gayri meşru ilişkilerin yaygınlaşması gittikçe artmaktadır. Bunun sebebi, ruh temizliğinin önemini kaybetmesinden kaynaklanmaktadır."
İNSAN, ET VE KEMİKTEN İBARET DEĞİL
İnsanın et ve kemikten ibaret olmadığını belirten Müftü Şeker, "İnsan, et ve kemikten ibaret değildir. Et ve kemiği ayakta tutan ruhtur. Ruhu beslemeniz gerekir. Ruhu beslemek, ruh temizliği ve imanla mümkündür. Ruh beslenmediği takdirde günümüzün bedenî ve ruhî hastalıklarında artışlar görülür. Stres, kin, çekememezlik, gurur gibi ruhi ve bunların bedene yansımasıyla bedenî hastalıkların görülmesi kaçınılmazdır" dedi.
KALBÎ HASTALIKLAR
Şahinbey Müftüsü Dursun Ali Şeker, "İnsanlar, kalbî hastalıklarından, stresten, kinden, yaşamaya karşı duyduğu memnuniyetsizlikten kurtulmak amacıyla; uyuşturucu, alkol, hatta intihar gibi yollara müracaat ediyor. Bunalımlarından 'uyuşma' yoluyla kurtulacağını zannederek; ayıkmak, bilinçlenmek, şuurlanmak istemiyor" dedi