• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

türkiyede ifade/düşünce özgürlüğü sınırları

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Şu anda kim bilir kimler Atatürk'e, Hz. Muhammed'e, Papa'ya hatta Allah'a bile hakaret ediyordur. Bilebilir misiniz? Şu an belki ben evimde birinin inandığı veya savunduğu birine hakaret ediyorum? Gelip beni tutuklayacaklar mı şimdi? Yooo. Bu cezaların kime verildiğine bakarsanız, milyonlarca insanın kendilerini izlediğini okuduğunu bile bile, alenen bir sürü seveni inananı olan şahıslara hakaret eden kişilerdir. Bunu neden televizyonda, gazetede veya herkesin görebileceği başka bir platformda yapıyorlar? Amaç ne? Neden bunca insanı kışkırtacaklarını bile bile böyle açıklamalar yaparlar? Ya da diyelim ki Atatürk gaydi gerçekten, bunu açıklamanın amacı ne? Ne bekleniyor? Kusura bakmayın ama bence bu düşünce özgürlüğü değil açıkça saygısızlıktır. İnanmıyor, sevmiyor olabilirsiniz ama bunu her yerde ilan etmeye gerek yok bence. Huzursuzluk yaratmaktan başka bir şey değil.
 
Konuya farklı bir soluk getirmesini istediğim hemde fikirlerinizi merak ettiğim için soruyorum, özellikle ne olursa olsun düşünce özgürlüğünü sonuna kadar savunanların fikrini.Ki altını çizerek ifade etmeliyim, düşünce özgürlüğü tamam ama hakaret, karalama olamaz.

Konu bizim Peygamberimiz (SAV) ve Ulu Önder Atatürk olunca hakareti edeni hakaret edilenin sevenleri yargılamamalı savunuluyor, peki Dünyaca ünlü şarkıcı Madonna'yı hepiniz tanıyorsunuz, 90'lı yıllarda çıkardığı parçası like a prayer'ı biliyor musunuz?
Ve o parçaya çektiği videoyu, çektiği video yüzünden kiliseden aforoz edildiğini.
Aforoz sebeplerinden biri Hz.İsa peygamberi zenci olarak tasfir etmesiydi, bu da bir düşünce özgürlüğüdür, dinin dili, rengi, ırkı var mıdır?

Madonna'yı aforoz edenler Hz.İsa peygamberin sevenleriydi, sizce düşünce özgürlüğünü parçasıyla ortaya koyan Madonna, Hz.İsa peygamberi (ki bizim dinimiz gereğince Hz.İsa Peygambere saygı duymamız gerekiyor) sevenler tarafından aforoz edilmeyi hak ediyor muydu?
Türkiye'de ifade özgürlüğü kısıtlıysa, Avrupa'da Madonna'ya yapılan nedir?


kısaca ortaçağ zihniyetinin 21.yy devamı diyebiliriz. madonnayı cadı diye yakmadıklarına şükretmek lazım :) ama isa peygamber de halka mal olmuş bir insandır hakaret etmek cezalandırılmayı gerektirmez.

şöyle düşünelim, diyelim ki ben patatese tapıyorum ve benim kutsalım patatestir ama siz o kutsal olan patatesi kızarıyorsunuz haşlıyorsunuz. ama o benim kutsalımdı? sizi şikayet etmek ve cezalandırmak istiyorum çünkü benim için çok değerli olan patates bitkisi ile alenen dalga geçiyor, aşağılıyor hatta tahrif ediyorsunuz. böyle düşününce sizin de cezalandırılmanız gerekir :)

hindistanda ineğe tapanları görünce gülen, dalga geçen ve espri konusu yapan insanlar onların kutsalı olduğunu görmezden geliyor ve onların dini değerlerini aşağıladığının farkında olmuyor. cezalandırmaya kalkılsa en çok bu "hakaret suçtur" diyenler karşı çıkar.

biraz empati yapalım lütfen. bizim kutsalımız bir başkasının kutsalı olmak zorunda değil. kısacası hakaret etmek cezalandırılmaya sebep değildir.
 
Son düzenleme:

Bakınız, ben sizi çok iyi anlıyorum, fikirdir, düşüncedir saygı duyuyorum, sırf ben farklı düşünüyorum diye fikrinizi absürt bulamam ya da bana uymadığı için sizi yargılayamam lakin zihnimin almadığı birşey var, düşünce özgürlüğü deniliyor ama hakaretle düşünce özgürlüğü aynı mıdır?

Konuyu açan sizsiniz, konunun ana teması düşünce özgürlüğü, konu başlangıcında verdiğiniz örnekler Peygamberimiz ve Atatürk, yani bizler için iki büyük insan.

Hindistan'da inek örneğini veriyorsunuz ama Hindistan'da bir ineğe eziyet edin bakalım ne oluyor, ya da bir ülkede maymunlar kutsal, maymunlara zarar verin orada.

Bakınız, her ülkenin taptığı ya da saygı duyduğu şeyler farklıdır ve her ülke kendi kutsalına sahip çıkar ve onu korur, siz gidip onun kutsalına asla hakaret edemezsiniz. Hindistan'ın göbeğinde bir ineği bu da benim inancım deyip kurban edin bakalım ineği, neler oluyor, yapamazsınız.

Madonna örneğini bu sebeple verdim, hani biz Atatürk'e ve Peygamberimize laf söyletmediğimiz için eleştiriliyoruz ya, Avrupa'da kendi kutsalına laf söyletmiyor, İsa Peygamber'le ilgili en ufak bir söz söylesinler bakalım neler oluyor, söyletmezler, söyletmiyorlar ama oradan çıkıp bir karikatürist benim Peygamberime hertürlü hakareti edebiliyor, söz konusu benim kutsalım olunca Avrupa'lı bunu düşünce özgürlüğü diye adlandırıyor, ben peygamberime yapılanı kınayınca düşünce özgürlüğüne saygı duymayan sığ düşünceli olarak nitelendiriliyorum.

Taş yerinde ağırdır, her milletin kutsalı, önderi vardır, her ülke kendi kutsalına sahip çıkıyor ve hakaret edilmesini istemiyor, iş bizim millete gelince niye esnek olmamız isteniyor? Saygı duyulmasını ve hakaret edilmemesini istemeleride bir ifade özgürlüğüdür.

Düşünce özgürlüğü farklıdır, hakaret çok farklı, insanlar devlet yapısını, Cumhurbaşkanlarını vs eleştirebilir, yanlış bulduğu noktaları ortaya koyar, dinde de aynı şekilde, siz hadisleri, uygulamaları konuşabilirsiniz, zaten bizim dinimizde okumak ve düşünmek üzerine ayetlerde mevcuttur, herşeyi yaradan Allah bile okuyun düşünün demiş.

Okuyalım, araştıralım, düşünelim hatta eleştirip kendi düşüncemizi ortaya koyalım ama kimsenin kabul etmediği yeri geldiğinde vatandaşlıktan çıkarmaya, aforoz etmeye kadar dayandırdığı hakareti kabul etmek, hakareti düşünce özgürlüğünden saymak...

Bugün bunu olağan görürüz yarın başka birşeyi olağan sayarız, zamanla tüm değerler yitip gider, kendini ifade eden değil hakaret eden bir toplum oluruz, Avrupa bile yaptığı çoğu hatanın farkında, zamanında bireysel özgürlük diyerek dağıttığı aile birliğini tekrar kurmaya çalışıyor.

Düşünce özgürlüğü güzel ama üstünde tekrar düşünmekte yarar var, özgürlük bir diğerine hakareti olağanlaştırmalı mı?
 
İfade özgürlüğünün sınırları , diğer insanlarla paylaştığınız , arkanızdan kitleleri sürüklemeye çalıştığınız ve bunu büyük ölçüde hakaret / bazen asılsız iftira / karalama şeklinde yaptığınız yere kadardır.

Beynimizde dilediğimizi düşünmekte serbesttiz. Yani düşünce özgürlüğümüz sonsuz. Dilediğimizi rezil , dilediğimizi vezir yapabiliriz .

İfade özgürlüğü ise ; topluluk olma noktasında şekillenmek zorundadır . Bu 21 . yy da da böyle olmak zorunda ,m.ö de , kabileler de de . İfadelerin sınırı olmaması toplumda kaosa sebebiyet verir .

Kimin kutsalı , kimin önderi , kimin başı tacı değil aslında mesele . Genel bir şablonla toplum ve dünya düzenini sağlayacak kurallar bütünü.

Olmak zorunda , bence ötesi yok .

Dilediğimi düşünebildiğim Rabbimin mucizesi zekamla , dilediğimi dilediğim yerde dilediğim gibi söyle(ye)memek bence insan olmanın gereği , tam aksine insanlığa koyulmuş bir yasak değil . Bu böyle diye de kendimde eksiklik hissetmekte değil ; bilakis ''insan'' olmanın ve ''düşünebilmenin'' şükrünü yaşamaktayım.
 
Son düzenleme:
Hz Muhammed e hakaret onu alcatmaz kudsiyetinden birsey eksiltmez, islama hakeret hakeza öyle.

Ebrehe kabeyi kusattiginda Abdülmüttalip " kabenin sahibi, kabeyi korur, siz develerinizi kurtarmaya bakin" demisti.

ezcümle, herkes kendini kurtarmaya baksin Allah Peygamberi lagim agizlilardan korur, siz islami kurtarmaya degil islam ile kendinizi kurtarmaya bakin.

sevan nsanyan sivrisinek gibi vizildasin dursun.
 
Madonna ve aforoz etme örneğinde aforoz dinle ilgili bir kavram, aforoz edilen kişi dinsel bir makam sahibi olamıyor ve kilise halkı o kişiyi takip etmemesi gerektiği konusunda bilgilendiriyor. Kişiyi takip edip etmemek yine halkın seçimi. Bence bu konu direk devlet ve ifade özgürlüğüyle ilintili değil. Çünkü devletin hristiyanlık karşıtı yayınlara ya da hristiyanlığın çarpıtılmasına direk bir yaptırımı yok. Mesela George Collin güzel bir örnektir bir örnektir buna, ateist bir komedyendir ve şovları da genelde dinin mantıksızlığı üzerinedir, hatta hafiften küfürlüdür ama kanunlar direk bir yaptırım uygulamaz şahsına, aynı şekilde çoğu dizi ya da filmde Meryem Ana'nın sahtekar olduğu üzerine şakalar vardır, ama bireysel olarak ya da örgütlenmiş kişilerden tepki görseler de kanunlar tarafından cezalandırılmazlar.

Sevan Nişanyan konusunda ise Madonna'nınkinden farklı olarak devlet tarafından verilmiş 1.5 yıllık bir hapis cezası var. Atatürk örneğinden farklı olarak ise yazdığı yazı bir haber yazısı değil bir fikir yazısı, muhtemelen şu Hz. Muhammedle dalga geçe filmle ilgili yazılmış, nefret suçunun, söz konusu kitlenin azınlıkta olduğu yerlerde nefret suçu sayılacağından, Türkiye islami çoğunlukta bir ülke olduğundan burada nefret suçuna girmeyeceğinden bahsediyor. Aynı şekilde Fransa'da Fransızlara hakaret etmenin nefret suçu kapsamına girmeyeceğiyle ama zenci göçmenlerle ilgili hakaret içeren konuşmalar yapıp halkı onlara karşı kışkırtmanın azınlıktaki insanlara karşı tehtid oluşturduğu bu yüzden nefret suçu sayılacağıyla ilgili bir örneği daha var, yazıdaki fikir doğru yanlış tartışılır, ama gerçekliği kanıtlanmamış haberlerle İslami karalamak ya da öbür örnekte olduğu gibi müslümanlara hakaret etmek gibi bir amacı yok yazının.

Ki zaten inanmayan birisinin alternatif inancının, dinlerin ve tanrının belli çevrelerce çıkar sağlamak için uydurulmuş kavramlar olması çok doğal. Bunun doğruluğunu veya yanlışlığını bu Dünyada belirleyemeyeceğimize göre, çoğunluktan farklı bir inancı dile getirdi diye cezalandırılmamalı.
 

Hindistan'da inek örneğini veriyorsunuz ama Hindistan'da bir ineğe eziyet edin bakalım ne oluyor, ya da bir ülkede maymunlar kutsal, maymunlara zarar verin orada.

Bakınız, her ülkenin taptığı ya da saygı duyduğu şeyler farklıdır ve her ülke kendi kutsalına sahip çıkar ve onu korur, siz gidip onun kutsalına asla hakaret edemezsiniz. Hindistan'ın göbeğinde bir ineği bu da benim inancım deyip kurban edin bakalım ineği, neler oluyor, yapamazsınız.
...
Madonna örneğini bu sebeple verdim, hani biz Atatürk'e ve Peygamberimize laf söyletmediğimiz için eleştiriliyoruz ya, Avrupa'da kendi kutsalına laf söyletmiyor, İsa Peygamber'le ilgili en ufak bir söz söylesinler bakalım neler oluyor, söyletmezler, söyletmiyorlar ama oradan çıkıp bir karikatürist benim Peygamberime hertürlü hakareti edebiliyor, söz konusu benim kutsalım olunca Avrupa'lı bunu düşünce özgürlüğü diye adlandırıyor, ben peygamberime yapılanı kınayınca düşünce özgürlüğüne saygı duymayan sığ düşünceli olarak nitelendiriliyorum.
...
Taş yerinde ağırdır, her milletin kutsalı, önderi vardır, her ülke kendi kutsalına sahip çıkıyor ve hakaret edilmesini istemiyor, iş bizim millete gelince niye esnek olmamız isteniyor? Saygı duyulmasını ve hakaret edilmemesini istemeleride bir ifade özgürlüğüdür.


bu avrupa hayranlığının nedenini anlayamıyorum ben de. avrupa bu konuda yanlış yapıyorsa bile sırf bizden gelişmiş ülkelerdir diyerek onların her kuralını göreneğini kabul etmek mantık işi midir? hindistan da avrupa da yanlış yapıyor onlarda da düşünce özgürlüğü yok.

diğer ülkeler diğer ırklar ve milliyetler ne yaparsa yapsın benim gözümde doğru tektir. ben müslümanım ve fikirlerimi kurana göre yaşıyorum. kuran da bu tip insanlarla ilgili ayetler açıktır. yapılması gereken de açıktır. başka söze de hacet yok.


MERYEM Suresi 46. Ayet; (Babası:) "Sen benim tanrılarıma yüz mü çeviriyorsun İbrahim? Buna son vermezsen seni taşlarım. Benden uzaklaş!," dedi.

MERYEM Suresi 47. Ayet; "Sana selam (barış) olsun," dedi, "Senin bağışlanman için Rabbim'e yalvaracağım; O, bana karşı çok merhametlidir."

FURKAN Suresi 63. Ayet; Rahman'ın kulları öyle kimselerdir ki yeryüzünde gösterişsizce yürürler. Cahiller kendilerine laf atınca da barış önerirler.

FURKAN Suresi 72. Ayet; Onlar yalan tanıklıkta bulunmazlar. Boş sözlerle karşılaştıklarında önemsemeyip geçerler.

KASAS Suresi 55. Ayet; Boş sözleri işittiklerinde ondan yüz çevirirler ve, "Bizim işimiz bize, sizin işiniz size. Size selam (barış) olsun. Biz cahillerle uğraşmak istemeyiz," derler.

ZÜHRUF Suresi 89. Ayet; Onlara aldırma ve "Selam" (barış ve esenlik), de; yakında bilecekler.

MÜZEMMİL Suresi 10. Ayet; Onların sözlerine karşı sabırlı ol ve onlardan güzellikle ayrıl.
 
Son düzenleme:
Yanlış anlaşıldığımı düşünüyorum, Avrupa hayranı olmadım hiçbir zaman, ben ülkemin taşı toprağını hiçbir Avrupa ülkesine değişmem.
Avrupa'dan örnekler vermem sanki tüm ülkeler şahane Türkiye kötü gibi düşünülmesinden dolayıdır.


Diyorum ki eğer konu ifade özgürlüğüyse hakkında hakaret davası açılan insanlar neden Hz. Musa peygamberi örnek vermemişte, Hz. Muhammed(SAV) örnek verilmiş, neden gay olduğu düşünülen başka bir lider konu edilmemişte, Atatürk için birtakım şeyler söylenmiş.
Altını çizerek yineliyorum, Hz.Musa peygamberde bizim için kıymetlidir çünkü hepsi Yüce Allah'ın insanoğluna dini yaymaları için görevlendirdiği peygamberlerdir, o da bir peygamber olduğundan örnek verdim sadece. Dinimiz gereği biz hepsini aynı saygıyla anıyoruz, bizim peygamberimizi Allah'ın elçisi saymamalarına rağmen.

Evet, kişilerin benim dinime, peygamberime, Atam'a laf söylemeleri, dinimin ve önderimin gözümdeki, yüreğimdeki yerini sarsamaz ama özellikle konu edilmeleri manidar değil mi ?
Diyelim ki Atatürk hakkında ortaya atılan bu iddia doğru, niye daha önce değil şimdi?
Ki yabancı bir gazetenin ta bilmem kaç yılındaki Atatürk'le ilgili manşeti arşivlerden çıkarılmış, daha önce değil şimdi çıkarılmış, neden şimdi ?

Niye hep benim değerlerim?
 
Bunlar nasıl ifadelerdir böyle.. Okudum ve keşke okumasaydım dedim:(
Sevgili Peygamberimize hangi öfkeyle hangi kinle söylenebilmiş nasıl cürret edilebilmiş.. Allah ıslah etsin ne diyeyim.
Bu nasıl düşünce özgürlüğü. O zaman küfür etmekte ifade özgürlüğü olur bu mantıkla.. Zira Peygamberimize (SAV) ve Atatürke dair yazılanlar küfürden farksızdır. Keşke sizde açık açık ne söylendiğini yazmasaydınız. Okuması bile ağır geliyor insana. Bence o ifadeleri silmeniz daha doğru olur.
 
Bunlar nasıl ifadelerdir böyle.. Okudum ve keşke okumasaydım dedim:(
Sevgili Peygamberimize hangi öfkeyle hangi kinle söylenebilmiş nasıl cürret edilebilmiş.. Allah ıslah etsin ne diyeyim.
Bu nasıl düşünce özgürlüğü. O zaman küfür etmekte ifade özgürlüğü olur bu mantıkla.. Zira Peygamberimize (SAV) ve Atatürke dair yazılanlar küfürden farksızdır. Keşke sizde açık açık ne söylendiğini yazmasaydınız. Okuması bile ağır geliyor insana. Bence o ifadeleri silmeniz daha doğru olur.

bence silmeye gerek yok.
 
Madonna ve aforoz etme örneğinde aforoz dinle ilgili bir kavram, aforoz edilen kişi dinsel bir makam sahibi olamıyor ve kilise halkı o kişiyi takip etmemesi gerektiği konusunda bilgilendiriyor. Kişiyi takip edip etmemek yine halkın seçimi. Bence bu konu direk devlet ve ifade özgürlüğüyle ilintili değil. Çünkü devletin hristiyanlık karşıtı yayınlara ya da hristiyanlığın çarpıtılmasına direk bir yaptırımı yok. Mesela George Collin güzel bir örnektir bir örnektir buna, ateist bir komedyendir ve şovları da genelde dinin mantıksızlığı üzerinedir, hatta hafiften küfürlüdür ama kanunlar direk bir yaptırım uygulamaz şahsına, aynı şekilde çoğu dizi ya da filmde Meryem Ana'nın sahtekar olduğu üzerine şakalar vardır, ama bireysel olarak ya da örgütlenmiş kişilerden tepki görseler de kanunlar tarafından cezalandırılmazlar.

Sevan Nişanyan konusunda ise Madonna'nınkinden farklı olarak devlet tarafından verilmiş 1.5 yıllık bir hapis cezası var. Atatürk örneğinden farklı olarak ise yazdığı yazı bir haber yazısı değil bir fikir yazısı, muhtemelen şu Hz. Muhammedle dalga geçe filmle ilgili yazılmış, nefret suçunun, söz konusu kitlenin azınlıkta olduğu yerlerde nefret suçu sayılacağından, Türkiye islami çoğunlukta bir ülke olduğundan burada nefret suçuna girmeyeceğinden bahsediyor. Aynı şekilde Fransa'da Fransızlara hakaret etmenin nefret suçu kapsamına girmeyeceğiyle ama zenci göçmenlerle ilgili hakaret içeren konuşmalar yapıp halkı onlara karşı kışkırtmanın azınlıktaki insanlara karşı tehtid oluşturduğu bu yüzden nefret suçu sayılacağıyla ilgili bir örneği daha var, yazıdaki fikir doğru yanlış tartışılır, ama gerçekliği kanıtlanmamış haberlerle İslami karalamak ya da öbür örnekte olduğu gibi müslümanlara hakaret etmek gibi bir amacı yok yazının.

Ki zaten inanmayan birisinin alternatif inancının, dinlerin ve tanrının belli çevrelerce çıkar sağlamak için uydurulmuş kavramlar olması çok doğal. Bunun doğruluğunu veya yanlışlığını bu Dünyada belirleyemeyeceğimize göre, çoğunluktan farklı bir inancı dile getirdi diye cezalandırılmamalı.

Sevan Nişanyan hakkındaki yorumuma katılıyorum.

Atatürk konusuna gelince... Tam olarak konuyu bilemiyorum ama sanırım ortada bir soru var. Soru da "gay mi?" Konu hakkında yapılan yorumlara göre "gay" olmak hakaret olarak algılanıyor. Hala... İşte bu yüzden çokta şey yazmaya gerek yok.

(Bu konuda daha çok yolumuz var. Uzuuunca bir yolumuz var).

Ha ifade özgürlüğüne gelince... Henüz buralara uğramadı.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Back