• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Türkçe dilbilgisi-bilgilerimizi tazeleyelim


Bağlaç Olan da, de'nin Yazılışı

Bağlaç Olan da / de’ninYazılışı Bağlaç olan da / de ayrı yazılır ve kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak büyük ünlü uyumuna uyar: Kızı da geldi gelini de. Durumu oğluna da bildirdi. Sen de mi kardeşim? Güç de olsa. Konuşur da konuşur. UYARI: Ayrı yazılan da / de hiçbir zaman ta / te biçiminde yazılmaz: Gidip de gelmemek var, gelip de görmemek var (Gidip te gelmemek var, gelip te görmemek var değil)
UYARI: Ya sözüyle birlikte kullanılan da ayrı yazılır: ya da
UYARI: Da / de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile ayırmak yanlıştır: Ayşe de geldi (Ayşe’de geldi değil). Kitabın kapağına da dikkat et (Kitabın kapağına’da dikkat et değil).
 
Son düzenleme:
Selam Melodi,

Surrender'ı uyardığın noktada haklısın. Evet, Türkçe'nin ''t'' si büyük olmalı.

Ben de senin mesajında gördüğüm bazı hatalar konusunda, seni uyarmak istiyorum.


Türkçenin yazarken Türkçe özel isim olduğu için -nin eki, kesme işaretiyle ayrılmalı.

Cümle sonunda kullandığın iki nokta da hatalı zira Türkçe'de, cümle sonlarında ya nokta ya da üç nokta kullanılır.

Şart eki olan -se, -sa'dan sonra virgül konmaz.

Bir de kullandığın üç noktalar da hatalı, bu cümlelerde nokta kullanmalıydın. Üç nokta, genellikle tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.

Kurallara her zaman uyamayabiliriz tabi ki ama madem konumuz dilbilgisi, hatırlatmak istedim.



-Şart eki ile ilgili bilgin için teşekkür ederim, bilmiyordum. Öğrenmiş oldum...Bundan sonra daha fazla dikkat edeceğim..

-Lakin dillere ve şehir isimlerine getirilen yapım eki,çokluk ekleri ve bunlardan sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz...
Senin sahip olduğun bilgi yanlış anlayacağın...

Türkçenin, Türkçemizin, Türkçülük, İzmirli, İstanbullu v.s. diye çoğaltılabilir örnekler...

- 3 nokta kuralını elbette biliyorum, fakat cümlelerimi bu şekilde bitirmek hoşuma gidiyor..Tamamen zevkten yani..Zaten 3 nokta, sadece tamamlanmamış cümlelerin sonuna konulmaz. Bir şey anlatmak ya da bir şeyi ima etmek için de kullanılır...



Benim de senin cümlelerinde gördüğüm bazı hatalar var:

* "Ben de senin mesajında gördüğüm bazı hatalar konusunda, seni uyarmak istiyorum." cümlesinde ki "da" dan sonra virgül konulmaz...Cümleyi duraklatır...

* "Cümle sonunda kullandığın iki nokta da hatalı zira Türkçe'de, cümle sonlarında ya nokta ya da üç nokta kullanılır." cümlesinde, "hatalı" dan sonra virgül koyup "zira" yı ayırmalıydın...Direkt birleştirilemez...

* "Kurallara her zaman uyamayabiliriz tabi ki ama madem konumuz dilbilgisi, hatırlatmak istedim." cümlesinde, "hatırlatmak istedim" den önce "onu" zamirini kullanman gerekir...Ortak özne kullanırsan görüldüğü üzere anlatım bozukluğu oluyor...


Herkesin cümlesini bu şekilde didik didik edersek karşımıza çok hatalar çıkar...
Zira bunlar gerek dikkatsizliğimizden, gerek bilgimiz haricinde olan durumlardan yaptığımız yanlışlar...

Lakin dilbigisi konusunun açılıp, Türkçenin "T" sinin küçük yazıldığını görünce, hiç bir art niyet gütmeden uyarmak istedim...Çünkü bu durum, en azından bu konuda maksimum dikkati hakediyor...

Gerçekten ilgiyle takip ettiğim bir konu...Böyle de devam edecek...



 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bunu da düzelteyim,
Burada -ki den başlayan cümle başında -ki bağlacı olduğu için değil arasöz olduğu için kısa çizgi arasında verilmiştir.
Bir cümlede bir kelimeyi ya da cümleyi açıklayıcı bir cümle,söz öbeği ya da kelime verilecekse kısa çizgiler arasında verilir ve buna arasöz denir.

"Ayşe -ilkokul arkadaşım- bugün bize geldi." cümlesinde olduğu gibi.
Yani kısa çizgilerin -ki bağlacı ile alakası yok o cümlede.
Ekler kelime sonunda verilmediği ve açıklandığı zaman önlerine kısa çizgi alır,yukarıda kullandığım gibi.

Ara cümleyi çok kullanırım bu şekilde...Acaba yanlış mı biliyorum diye buna bakacaktım ben de...
Teşekkürler Lady...
 
-Şart eki ile ilgili bilgin için teşekkür ederim, bilmiyordum. Öğrenmiş oldum...Bundan sonra daha fazla dikkat edeceğim..

-Lakin dillere ve şehir isimlerine getirilen yapım eki,çokluk ekleri ve bunlardan sonra gelen ekler kesme işaretiyle ayrılmaz...
Senin sahip olduğun bilgi yanlış anlayacağın...

Türkçenin, Türkçemizin, Türkçülük, İzmirli, İstanbullu v.s. diye çoğaltılabilir örnekler...

- 3 nokta kuralını elbette biliyorum, fakat cümlelerimi bu şekilde bitirmek hoşuma gidiyor..Tamamen zevkten yani..Zaten 3 nokta, sadece tamamlanmamış cümlelerin sonuna konulmaz. Bir şey anlatmak ya da bir şeyi ima etmek için de kullanılır...



Benim de senin cümlelerinde gördüğüm bazı hatalar var:

* "Ben de senin mesajında gördüğüm bazı hatalar konusunda, seni uyarmak istiyorum." cümlesinde ki "da" dan sonra virgül konulmaz...Cümleyi duraklatır...

* "Cümle sonunda kullandığın iki nokta da hatalı zira Türkçe'de, cümle sonlarında ya nokta ya da üç nokta kullanılır." cümlesinde, "hatalı" dan sonra virgül koyup "zira" yı ayırmalıydın...Direkt birleştirilemez...

* "Kurallara her zaman uyamayabiliriz tabi ki ama madem konumuz dilbilgisi, hatırlatmak istedim." cümlesinde, "hatırlatmak istedim" den önce "onu" zamirini kullanman gerekir...Ortak özne kullanırsan görüldüğü üzere anlatım bozukluğu oluyor...


Herkesin cümlesini bu şekilde didik didik edersek karşımıza çok hatalar çıkar...
Zira bunlar gerek dikkatsizliğimizden, gerek bilgimiz haricinde olduğundan yaptığımız yanlışlar...

Lakin dilbigisi konusunun açılıp, Türkçenin "T" sinin küçük yazıldığını görünce, hiç bir art niyet gütmeden uyarmak istedim...Çünkü bu durum, en azından bu konuda maksimum dikkati hakediyor...

Konuya sandığınız gibi huzursuzluk çıkarmak için dahil olmadım yani...
Gerçekten takip ettiğim bir konu...Böyle de devam edecek...




Huzursuzluk çıkarmak için geldiğini söylemedim ben. Bu konuda, bir ima da yapmadım. Bu, tamamen senin düşüncen.

Tabi ki sen de konuyu takip edebilirsin, buradaki bütün üyeler gibi...

Niyetim, yanlışlarını bulup çıkarmak değildi Melodi, seninle bir sorunum olmadığını da biliyorsun. Sadece sen, Surrender'ın yanlışını düzeltince ben de seninkileri düzelttim. Olay bu kadar basit. Yani, senin yaptığını yaptım.

Hata yaptığımı söylediğin noktalara bakalım:

1) Benim, senin cümlelerinde bulduğum yanlışlar, tamamen dilbilgisi kurallara dayalı. Yani, kafamdan yazmadım. İstersen araştırıp doğruluğuna emin olabilirsin.

2) Üç noktanın genellikle tamamlanmamış cümlelerin sonuna konduğunu belirtmiştim. Yani, ''sadece tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur'' demedim zaten. Farkındaysan ''genellikle''yi kullandım. Ayrıca, üç nokta senin dediğin gibi ima için veya bir şey anlatmak için kullanılmaz, istersen bunu da araştırıp görebilirsin. Ayrıca, ''bir şey anlatmak'' biraz tuhaf olmamış mı sence?

3) İşaretlediğin cümlelerimde ise buraya virgül koyamazsın diyemezsin çünkü virgülün böyle kesin bir kullanım koşulu yok. Virgül'ün görevlerinde biri, yazıyı okurken daha iyi anlaşılması için nerede durulacağını göstermektir ve benim cümlelerimde, virgül koyduğum yerlerde durarak okursan anlamın bozulmadığını hatta daha da iyi anlaşıldığını göreceksin. Benim, bahsettiğin gibi bir yanlışım yok burada.

4) ''Onu'' kelimesini kullanmadan da ne demek istediğim gayet iyi anlaşılıyor. Kullanma zorunluluğum yok.

5) Belki, ''hatalı'' kelimesinden sonra, dediğin gibi virgül koyabilirdim ancak ''Türkçe'de'' yazdıktan sonra virgül koyduğum için fazla virgül kullanmak istemedim. Ayrıca, ''hatalı zira...'' diye yazınca yani araya virgül koymayınca senin dediğin gibi birleşitirilmiş olmaz ki.

6) ''Türkçenin'' yazarken -nin ekinin ayrılması konusunda haklı olabilirsin ama benim bildiğim şekli ayrılması ve nette de her iki şekilde kullanımları mevcut.
 
Son düzenleme:
Hata yaptığımı söylediğin noktalara bakalım:

1) Benim, senin cümlelerinde bulduğum yanlışlar, tamamen dilbilgisi kurallara dayalı. Yani, kafamdan yazmadım. İstersen araştırıp doğruluğuna emin olabilirsin.

2) Üç noktanın genellikle tamamlanmamış cümlelerin sonuna konduğunu belirtmiştim. Yani, ''sadece tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur'' demedim zaten. Farkındaysan ''genellikle''yi kullandım. Ayrıca, üç nokta senin dediğin gibi ima için veya bir şey anlatmak için kullanılmaz, istersen bunu da araştırıp görebilirsin. Ayrıca, ''bir şey anlatmak'' biraz tuhaf olmamış mı sence?

3) İşaretlediğin cümlelerimde ise buraya virgül koyamazsın diyemezsin çünkü virgülün böyle kesin bir kullanım koşulu yok. Virgül'ün görevlerinde biri, yazıyı okurken daha iyi anlaşılması için nerede durulacağını göstermektir ve benim cümlelerimde, virgül koyduğum yerlerde durarak okursan anlamın bozulmadığını hatta daha da iyi anlaşıldığını gööreceksin. Benim, bahsettiğin gibi bir yanlışım yok burada.

4) ''Onu'' kelimesini kullanmadan da ne demek istediğim gayet iyi anlaşılıyor. Kullanma zorunluluğum yok.

5) Belki, ''hatalı'' kelimesinden sonra, dediğin gibi virgül koyabilirdim ancak ''Türkçe'de'' yazdıktan sonra virgül koyduğum için fazla virgül kullanmak istemedim. Ayrıca, ''hatalı zira...'' diye yazınca yani araya virgül koymayınca senin dediğin gibi birleşitirilmiş olmaz ki.

6) ''Türkçenin'' yazarken -nin ekinin ayrılması konusunda haklı olabilirsin ama benim bildiğim şekli, ayrılması ve nette de her iki şekilde kullanımları mevcut.

Üzgünüm ama maddelediğin her düzeltmen yanlış...
Verdiğin her bilgi yanlış...

Bu dilbilgisi konusu...Keyfekeder yorumlanamaz...

Misal, "Onu" bir zamirdir ve kullanmadığında anlatım bozukluğuna yol açar...
Fazla virgül kullanmıştım, burada da koymadım diye bir şey olamaz...Noktalama işaretlerinin kesin kuralları vardır...
Kesme işaretnin nette kullanım şekilleri önemli değildir...


Benim bir önceki mesajımda, sadece şart ekinden sonra virgülün kullanılmaması gerektiği ile ilgili verdiğin bilgi doğrudur...

"3) İşaretlediğin cümlelerimde ise buraya virgül koyamazsın diyemezsin çünkü virgülün böyle kesin bir kullanım koşulu yok." şeklinde bir yanıt vermedim ve yanlışımı kabul ettim...

Çünkü Türkçe dilbilgisi konusunda doğru tektir...
 
Son düzenleyen: Moderatör:
arkadaşlar, bu konu sadece bana ait değil
konu sahibi ben gözüküyor olsam da
greenjade, arkadaşımızın da konusu.

birlikte açtık yani, bilmenizi isterim.
 
Üzgünüm ama maddelediğin her düzeltmen yanlış...
Verdiğin her bilgi yanlış...

Bu dilbilgisi konusu...Keyfekeder yorumlanamaz...

Misal, "Onu" bir zamirdir ve kullanmadığında anlatım bozukluğuna yol açar...
Fazla virgül kullanmıştım, burada da koymadım diye bir şey olamaz...Noktalama işaretlerinin kesin kuralları vardır...
Kesme işaretnin nette kullanım şekilleri önemli değildir...

Türkçe dilbilgisi konusunda doğru tektir...

Benim bir önceki mesajımda, sadece şart ekinden sonra virgülün kullanılmaması gerektiği ile ilgili verdiğin bilgi doğrudur...

"3) İşaretlediğin cümlelerimde ise buraya virgül koyamazsın diyemezsin çünkü virgülün böyle kesin bir kullanım koşulu yok." şeklinde bir yanıt vermedim ve yanlışımı kabul ettim...

Çünkü Türkçe dilbilgisi konusunda doğru tektir...

Ben söyleyeceklerimi söyledim, yazdığım herşeyin de arkasındayım.
 
Ek olarak, bu bilgilerin tamamı;

-Türkçenin dilbilgisi sözlüğü
-Türkiye Türkçesi söz dizimi kitabına ait bilgilerdir...

Dileyen araştırabilir...
 

İle'nin Yazılışı
ile’nin Yazılışı ile, ayrı olarak yazılabildiği gibi kelimelere eklenerek de yazılabilir. ile, ünsüzle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında i ünlüsü düşer ve büyük ünlü uyumuna uyar: bulut-la (bulut ile), çiçek-le (çiçek ile), kuş-la (kuş ile) vb. ile, ünlüyle biten kelimelere bitişik olarak yazıldığında araya y ünsüzü girer ve başındaki i ünlüsü düşer: arkadaşı-y-la (arkadaşı ile), çevre-y-le (çevre ile), sürü-y-le (sürü ile), yapı-y-la (yapı ile) vb.
 

Hece Yapısı ve Satır Sonunda Kelimelerin Bölünmesi
Türkçede kelime içinde iki ünlü arasındaki ünsüz, kendinden sonraki ünlüyle hece kurar: a-ra-ba, bi-çi-mi-ne, in-sa-nın, ka-ra-ca vb.
Kelime içinde yan yana gelen iki ünsüzden ilki kendinden önceki ünlüyle, ikincisi kendinden sonraki ünlüyle hece kurar: al-dı, bir-lik, sev-mek vb.
Kelime içinde yan yana gelen üç ünsüz harften ilk ikisi kendinden önceki ünlüyle, üçüncüsü kendinden sonraki ünlüyle hece kurar: alt-lık, Türk-çe, kork-mak vb.
Batı kökenli kelimeler, Türkçenin hece yapısına göre hecelere ayrılır: band-rol, kont-rol, port-re, prog-ram, sant-ral, sürp-riz, tund-ra, volf-ram vb.
Türkçede satır sonunda kelimeler bölünebilir fakat heceler bölüne.mez. Satıra sığmayan kelimeler bölünürken satır sonuna kısa çizgi (-) konur.
Burasını ilk defa görüyormuş gibi duvarlara, perdelere, möblelere, eş-
yalara bakıyor, hayret ediyordu. Bütün bu muhitte Türk hayatına, Türk ruhu-
na ait bir gölge, bir çizgi bile yoktu. Birden Bursa’daki çocukluğunun geçti-
ği babaevini hatırladı; sofada rahat ve beyaz örtülü divanlar vardı. (Ömer Seyfettin)
İlk heceden sonraki heceler ünsüzle başlar. Bitişik yazılan kelimelerde de bu kurala uyulur: ba-şöğ-ret-men, il-ko-kul, Ka-ra-os-ma-noğ-lu vb.
Ayırmada satır sonunda ve satır başında tek harf bırakılmaz:

........................................................................................................... u-
çurtma değil,
......................................................................................................uçurt-
ma;
.................................................................................................. müdafa-
a değil,
..................................................................................................... müda-
faa;
Kesme işareti satır sonuna geldiğinde yalnız kesme işareti kul.lanılır; ayrıca çizgi kullanılmaz.
................................................................................................... Edirne’
nin...
.................................................................................................. Ankara’
dan...
..................................................................................................... 1996’
da...
 

Alıntı Kelimelerin Yazılışı

Alıntı kelimelerin yazılışlarıyla ilgili bazı noktalar aşa.ğıda gösterilmiştir:
1. Çift ünsüz harfle başlayan Batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konulmadan yazılır: francala, gram, gramer, gramofon, grup, Hristiyan, kral, kredi, kritik, plan, pratik, problem, profesör, program, proje, propaganda, pro.tein, prova, psikoloji, slogan, snop, spiker, spor, staj, stil, stüdyo, trafik, tren, triptik vb.
Bu tür birkaç alıntıda, söz başında veya iki ünsüz arasında bir ünlü türemiştir. Bu ünlü söylenişte de yazılışta da gösterilir: iskar.pin, iskele, iskelet, istasyon, istatistik, kulüp vb.

2. İçinde yan yana iki veya daha fazla ünsüz bulunan Batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır: alafranga, apartman, biyografi, elektrik, gangster, kilogram, orkestra, paragraf, tel.graf vb.

3. İki ünsüzle biten Batı kökenli alıntılar, ünsüzler arasına ünlü konmadan yazılır: film, form, lüks, modern, natürmort, psikiyatr, seks, slayt, teyp vb.

4. Batı kökenli alıntıların içindeki ve sonundaki g ünsüzleri olduğu gibi korunur: biyografi, diyagram, dogma, magma, monografi, paragraf, program; arkeolog, demagog, diyalog, filolog, jeolog, katalog, monolog, psikolog, ürolog vb.

Ancak fotoğraf ve topoğraf kelimelerinde g’ler, ğ’ye döner.

* * *
Aşağıdaki durumlarda Batı kökenli kelimeler özgün biçimleri ile yazılırlar:

1.Bilim, sanat ve uzmanlık dallarında kullanılan bazı terimler: andante (müzik), cuprum (kimya), deseptyl (eczacılık), quercus, terminus technicus (teknik terim) vb.

2. Latin yazı sistemini kullanan dillerden alınma deyim ve sözler: Veni, vidi, vici (Geldim, gördüm, yendim.); conditio sine qua non (Olmazsa olmaz.); eppur si muove (Dünya her şeye rağmen dönüyor.); to be or not to be (olmak veya olmamak); l’art pour l’art (Sanat sanat içindir.); l’Etat c’est moi (Devlet benim.); traduttore traditore (Çevirmen haindir.); persona non grata (istenmeyen kişi) vb.
Mesele falan değildi öyle, To be or not to be kendisi için;Bir akşam uyudu;
Uyanmayıverdi. (Orhan Veli Kanık)

 
Türk milletinin dili Türkçe’dir. Türk dili, dünyada en güzel, en zengin ve en kolay olabilecek bir dildir. Onun için her Türk, dilini çok sever ve onu yüceltmek için çalışır.


Zengin sözlüğümüzün toplandığı gün, milli varlığımız en kuvvetli bir dal kazanacaktır. Bizim milliyetçiliğimizin esası, dil birliğinin korunmasıyla mümkün olacaktır.


Türk dili, Türk milleti için kutsal bir hazinedir çünkü Türk milleti geçirdiği sayısız felaketler içinde ahlakının, geleneklerinin, hatıralarının, çıkarlarının, kısaca bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde korunduğunu görüyor. Türk dili Türk milletinin, kalbidir, zihnidir.


Güzel dilimizi ifade etmek için yeni Türk harflerini kabul ediyoruz. Bizim ahenkli, zengin lisanımız yeni Türk harfleriyle kendini gösterecektir.


Türk dili zengin, geniş bir dildir. Her kavramı ifade kabiliyeti vardır. Yalnız, onun bütün varlıklarını aramak, bulmak, toplamak, onlar üzerinde çalışmak lazımdır.


Gaye, bugünkü ve yarınki Türk’ün medeniyetini kucaklayacak en güzel ve en ahenkli Türkçe’dir.


Milli duygu ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli duygusunun gelişmesinde başlıca etkendir.


Büyük Türk tarihine, Türk dilinin kaynaklarına, zengin lehçelerine, eski Türk eserlerine önem veriyoruz. Baykal ötesindeki Yakut Türklerinin dil ve kültürlerini bile ihmal etmiyoruz.


Türk dili, dillerin en zenginlerindendir, yeter ki bu dil bilinçle işlensin.
 
Son düzenleme:
Milli bilincin ayakta kalabilmesi ve uyanık bulunması için dil ve tarih uğrunda çalışmaya mecburuz.


Ülkesini yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır.


Türk dilinin kendi benliğine, aslında güzellik ve zenginliğe kavuşması için bütün devlet teşkilatımızın dikkatli, ilgili olmasını isteriz.


Türk dilinin sadeleştirilmesi, zenginleştirilmesi ve kamuoyuna bunların benimsetilmesi için her yayın vasıtasından faydalanmalıyız. Her aydın hangi konuda olursa olsun yazarken buna dikkat edebilmeli, konuşma dilimizi ise ahenkli, güzel bir hale getirmeliyiz.


Milliyetin çok belirgin niteliklerinden biri de dildir. Türk milletindenim diyen insan, her şeyden evvel mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını iddia ederse buna inanmak doğru olmaz.


Başka dillerdeki her bir sözcüğe karşılık olarak, dilimizde en az bir sözcük bulmak ya da türetmek gerekir. Bu sözcükler kamuoyuna sunulmalı, böylece, yaygınlaşıp yerleşmesi sağlanmalıdır.


Türk milletinin milli dili ve milli benliği, bütün hayatında egemen ve esas kalacaktır.
 
güzel bir konu olmuş bence.ama yazım yanlışlarımı bulmayın lütfen :ssz:

herkes mükemmel konuşsun ya da yazsın demiyorum ama en azından şu konularda daha dikkatli olunabilir;

beyenmek,deyişmek,deyil,onla,bunla,annesinnen,babasınnan,herkez vb.... kelimelerin doğrusunu herkes yazabilir sanırım.bunlar çok garip yanlışlıklar.

bir de yapıorum,sölüorum gibi yazılar beni delirtebiliyor :) okuyasım bile gelmiyor.uyarınca da sizi TDK mı yolladı deniliyor :52:
 
Son düzenleme:
Ben de birkaç tane eklemek istedim:
süpriz değil.................sürpriz
intahar değil................intihar (:
 
bir de şu var; psikolojeyi bozulmuş değil psikolojisi bozulmuş

pisikolok değil psikolog,piskiyatr değil psikiyatrist

:) en çok duyduğum yanlışlar bunlar.
 
güzel bir konu olmuş bence.ama yazım yanlışlarımı bulmayın lütfen :ssz:

herkes mükemmel konuşsun ya da yazsın demiyorum ama en azından şu konularda daha dikkatli olunabilir;

beyenmek,deyişmek,deyil,onla,bunla,annesinnen,babasınnan,herkez vb.... kelimelerin doğrusunu herkes yazabilir sanırım.bunlar çok garip yanlışlıklar.

bir de yapıorum,sölüorum gibi yazılar beni delirtebiliyor :) okuyasım bile gelmiyor.uyarınca da sizi TDK mı yolladı deniliyor :52:

teşekkürler
evet yanlış bulma konusunda katılıyorum :1::1:
 

Özel isim veya özel ad, "tek" ve "özel" olan varlıklara ve kavramlara verilen belirleyici isim. Evrende eşi olmayan varlıkları ve bazı önemli soyut kavramları belirtmekte kullanılır. Özel isimlere örnek olarak Ankara, Jüpiter, Budizm, Toyota, Aşık Veysel, Mehmet ve Atatürkçülük verilebilir. Aralarında Türkçe'nin de bulunduğu pek çok dilde özel isimlerin ilk harfi büyük yazılır. Özel isimlerin dışında kalan tüm isimler cins isimdir.

Özel isimlerden sonra gelen çekim ekleri "çoğunlukla" kesme işareti (') ile ayırılırlar: Ahmet'in, Türkiye'de vs. Ancak bu kuralın bazı istisnaları vardır.

Canlıların isimleri:

Ünlü veya ünsüz tüm insan adları ve soyadları özel isimdir. Hem adın hem soyadın ilk harfi büyük harfle başlar: Murat, Aslı, Zeki Müren, Ünlüsanlar vb.

Hayvan türleri özel isim değildir (kedi, köpek vb.) ancak belirli bir hayvana insanlar tarafından verilen isimler özel isimdir: Fino, Bobby, Şimşek vs.

Yer adları:

Coğrafî bölgeler, yerleşim birimleri, kıtalar, ülkeler; sokak, cadde, mahalle adları vs. özel isimdir ve hem adın hem de varsa yerin türünün (bölge, sokak, cadde vs.) ilk harfi büyük yazılır: İç Anadolu Bölgesi, Avrupa, Balâ, İrlanda, İstiklal Caddesi vs.

Kurum, kuruluş, makam adları:

Okullar, iş yerleri, organizasyonlar gibi tüm kurum ve kuruluşlar ile makamların adları özel isimdir: Yozgat Anadolu Lisesi, Yeşilay Derneği, Türk Dil Kurumu, Ege Üniversitesi, Kars Valiliği, Mamak İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü, Türkiye Büyük Millet Meclisi vs.

İnsan grupları:

Çete, millet, mezhep, din gibi belirli özellikleri nedeniyle bir araya gelmiş insanların oluşturdukları grupların adları özeldir: Karagümrük Çetesi, Türk, Rus, Alevî, Sünnî, Hıristiyan, Yahudi vs.

Diller:

Türkçe, Farsça, Fransızca, Macarca, Fince, Tibetçe vs.

Coğrafî adlar:

Deniz, okyanus, göl, akar su, boğaz, geçit, dağ, tepe, ova, yayla gibi coğrafi şekillerin her birine verilen kendine has isimler özeldir.

Akdeniz, Manş Denizi, Büyük Okyanus, Van Gölü, Fırat, Ağrı Dağı, Erciyes, Himalayalar, Konya Ovası, İstanbul Boğazı vs.

Gök cisimleri:

Samanyolu, Satürn, Mars, Jüpiter, Venüs, Küçükayı vs.

Dünya, Güneş ve Ay kelimeleri astronomi terimi olarak kullanılıyorsa özel isim olduğu için büyük; deyim içerisinde veya mecazî anlamlarda kullanılıyorsa cins isim olduğu için küçük harfle başlar.

Eser adları:

Her türlü yazılı, görsel, işitsel yayın ile resim, heykel, mimarî, müzik, tiyatro, sinema gibi tüm sanat eserlerinin adları özeldir: Tercüman (gazete), Yaprak Dökümü, Yüzüklerin Efendisi, Mona Lisa, Süleymaniye Camii, Hisseli Harikalar Kumpanyası vs.
 

Cins isimler, aynı cinsten olan varlık, kavram veya olguların birini, bir bölümünü veya tamamını karşılayan isimlerdir. Odun, ağaç,kereste, masa, saat gibi. Cins isimler özel isimlerin aksine çoğu kişinin aklında aynı görüntüyü (imaj) canlandırır; örneğin Merve ismi, Merve adında birini tanımayan bir kişi için anlam ifade etmezken, koyun ifadesi çoğu kişinin zihninde aynı varlığa karşılık gelir. Bu anlamda cins isimler, daha genel bir anlam belirtirler.

Cins isimlerin görevleri:

Canlıların genel tanımlarını karşılar: İnsan, kuş, sürüngen, amip vb.

Eşyaların tanımlarını karşılar: Masa, sandalye vb.

Mekân ve yön tanımlarını karşılar: Oda, sınıf, kuzey, odunluk, sol vb.

Sayıların tanımlarını karşılar: On, yedi, otuz vb.

Akrabalık isimleri de bu gruba girer: Teyze, nine, amca vb.

Duygular ve hisler de bu kapsamda yer alır: Saygı, ihtiras, cesaret vb.

(özel isimler ve cins isimler, vikipedi)
 
Son düzenleme:
Merhaba, :3:
Bir konu okurken bu başlığı tesadüfen gördüm. Hemen TIKladım... :8:

Çünkü ben dil bilgisine önem veren, bir kelimeyi yanlış yazmamak için sürekli TDK'yi açık tutan, çocukluğundan beri okumayı seven, hatta sözlük okuyan bir insanım.

Gençlerin Türkçe'yi katlediyor olmasından nefret eden, basit bir cep telefonu mesajını ya da arkadaşıma göndereceğim maili ya da msn yazışmalarını bir doğru düzgün yaz(maya çalış)an bir insanım.
​:77: :87:

Seneler önce ilk çalışma yıllarımda başımdan geçen bir şeyi anlatırsam daha iyi anlarsınız sanırım.
Müdürüm eksik listesi yaptırıyor bana (kırtasiye eksiği falan!)
Ben yazıyorum, bir ara dedim ki: "Offf! Güzel olmadı bu!" Yeniden yazmaya çalıştım.
Müdür: "Kaymakamlığa dilekçe yazmıyoruz. Basit bir eksik listesi. Düzgün olsa da olur olmasa da olur."
:1:

Dipnot: Bu arada Surrender, kon
unun senin konun olduğunu bilmeden tıkladım.:80: Şaşırdım seni görünce ama sevindim de ne kadar çok ortak yönümüz var. :16: Mesela ingilizcemi az geliştirsem ingilizce konularında yazışmak istiyordum -ki senin öyle bir konun olduğunu da gördüm. :81:

Neyse ben şimdi baştan itibaren konuyu okumaya gidiyorum. :34:
 
Back