- 15 Mart 2007
- 285
- 23
- 318
TÜRKÇE DEYİMLER VE ANLAMLARI
**Aba altından değnek göstermek: Sert görünmemekle birlikte karşısındakini üstü kapalı bir şekilde korkutmak.
**Acem kılıcı gibi olmak : Karşıt olan iki tarafa da onların yanındaymış gibi görünmek.
**Açık kapı bırakmak : Sorunlar görüşülürken kestirip atmadan ileride anlaşma olabilecek sözler söylemek, uygun davranışlarda bulunmak.
**Ağzında bakla ıslanmamak : Sır saklayamamak.
**Bal dök yala: Her taraf temiz, her taraf dikkat çekecek kadar temiz.
**Baldırı Çıplak : İşi gücü olmayan, serseri sataşmak için bahane arayan.
**Balık kavağa çıkınca: Gerçekleşmesi hiç bir zaman mümkün olmayan işler söylenir.
**Baş ütülemek : Dırdır ederek kişiyi huzursuz etmek.
Çok konuşmak.
** Cami yıkılmış ama mihrap yerinde: Kadınlar için kullanılır. Yaşlandığı halde güzelliğini kaybetmemiş, hala alımlı.
**Can kulağı ile dinlemek : Aşırı bir dikkat ile dinlemek.
**Cebi delik : Cebinde para bulunmayan. Para tutmayan.
**Çalmadan Oynamak : Çok neşeli olmak, neşesini hareketleri ile belli etmek.
**Çam devirmek : Karşısındakini üzecek, kıracak bir söz söylemek.
**Çamur atmak : İftira etmek.
**Çantada Keklik : Kolay elde edilir olmak.
**Damarına Basmak : Bir kişinin zayıf tarafına dokunup onu kızdırmak.
**Damdan düşer gibi : Hiç beklenilmeyen bir zamanda, yersiz.
**Dış kapının dış mandalı : Uzaktan ilgili
**Dilli Düdük : Çok konuşan, geveze.
**Eceline Susamak : Ölümle sonuçlanabilecek, çok tehlikeli işlere girmek.
**Ekmeğine kan doğramak : Üzüntü ve sıkıntı içinde olmak
**El Etek Çekmek : O işle artık hiç uğraşmamak.
**Eline Eteğine Doğru : Namussuz değil, hırsızlığı yok.
**Fare Düşse Başı Yarılır : Her taraf bomboş, yoksulluk hüküm sürüyor.
**Fırıldak gibi dönmek : Kendi çıkarı için her şekle, her kalıba girmek.
**Fink Atmak : Gönlünce gezmek, eğlenmek, çok neşelenmek, hoplayıp zıplamak.
**Gece silahlı gündüz külahlı : Etrafındakilere iyi görünüp, kimseye sezdirmeden kötü işler yapan, uygunsuz kimse.
**Gemi aslanı : Bir işe yaramayan, bir sorumluluk almayan gösterişli kimse.
**Göbeği çatlamak : Bir işi öğrenmek için çok büyük gayret göstermek.
**Gün görmüş : İyi günler yaşamış, önemli görevler yapmış, hatırı sayılır. Tecrübeli.
**Hanım evladı : Nazlı, üstüne düşerek büyütülmüş.
**Hapı yutmak : Kötü duruma düşmek.
**Havanda su dövmek : Boş uğraşlarda bulunmak, Boşa çalışmak.
**Irağı yakın etmek : Güçlükleri ortadan kaldırmak.
**Isıtıp ısıtıp önüne koymak : Bilinen bir şeyi bir daha bir daha anlatmak.
**İç etmek : Başkasının malını kendisine ayırıp ortadan kaldırmak.
**İçli dışlı : Samimi, teklifsiz.
**İçi içine sığmamak : Sevinmek, seviçten çok heyecanlanmak. Çoşmak.
**İçine ateş düşmek: Çok büyük bir acı içinde olmak.
**Kanı kaynamak : Birden sevgi duymak, bağlanmak, sevmek, hoşlanmak.
**Kara yazı : Kötü gelecek, kötü kader.
**Kesenin ağzını açmak : Çok para harcamaya başlamak.
**Kulağı delik : Etrafında olup biteni çabucak haber alan.
**Laf ebesi : Çok söz söyleyen, herkese söz yetiştiren kimse.
**Laf işitmek : Paylanmak, azarlanmak.
**Leke sürmek : Suç atmak, üstüne suç yüklemek.
**Mahkeme duvarına benzemek : Utanması kaybolmak. Utanılacak şeyler söylendiği halde etkilenmemek.
**Makbule geçmek : Beğenilmek işe yaramak.
**Mart kedisi gibi : Çok çapkın, uçarı, azgın.
**Masal okumak : Kandırmaya çalışmak, yalanlar söyleyerek kandırmaya çalışmak.
**Nal toplamak : Bir yarışta en geride kalmak, başarı gösterememek.
**Nalları dikmek : Ölmek (Hayvan için) kaba kimseler için.
**Ne baş belli ne ayak : Herşey birbirine girmiş, karışık durumda. kimin ne olduğu, ne yaptığı belli değil.
**Ne oldum delisi : Sonradan görmüş, şımarık, ummadığı zenginlik ve şöhrete aniden kavuşturmaktan aşırı derecede şımarmak.
**Ocağına düşmek : Bir kimsenin yardımını dilemek.
**Ok yaydan çıktı : Ahlaksız duruma gelmek, namusunu kaybetmek. Sokağa düşmek.
**Oturduğu dalı kesmek: Çıkarlarını sağladığı kaynağa zarar vermek.
**Ödü patlamak : Çok korkmak, ummadığı anda gelen bir etkiyle çok korkmak.
**Öküz altında buzağı aramak : Fesat düşünce ürünü...
alakasız sebeplerle umulmadık şeylerden şüphelenmek...önyargılı, bencil ve birazda fesat kişilerin sahip olduğu bir özelliktir, hiç katlanılmaz
**Ölmüş eşek arıyor ki nalını söksün: Çok cimri. Her şeyden çıkar sağlamaya çalışan kimseler için söylenir.
**Önüne düşmek : Yol göstermek, Rehberlik etmek.
**Örümcek kafalı: Yeniliklere düşman, hiç bir şekilde yenilikleri kabul etmeyen, eskiye körü körüne bağlı olan. Tutucu.
**Pabuç bırakmamak : Hiç bir şeyden korkmamak, çekinmemek, yılmamak.
**Parmak ısırmak : Şaşırmak. Hayranlıktan şaşırıp kalmak.
**Parsayı toplamak : Harcanan bir emeğin karşılığını almak. hak edileni almak.
**Papaz uçurmak : İçki alemi yapmak.
**Rayına oturmak : İşin yoluna girmesi
**Rest çekmek : Kesin olarak olmaz demek.
**Rol oynamak : Etkili olmak, işin olmasına etki yapmak.
**Ruhu duymamak : Yapılan işin hiç farkında olmamak, sezinlememek.
**Saman alevi gibi parlamak : Birden kızıp köpürmek, çok kısa zamanda hırsı geçmek.
**Sepet havası çalmak : İşinden atmak, işine son vermek. Kovmak.
**Sıfırı tüketmek: Hiç bir şeyi kalmamak, bütün imkan ve gücünü kaybetmek.
**Sinek avlamak : İşi veya müşterisi olmadığı için boş oturmak. İşsiz kalmak.
**Şamar oğlanı : Herkesin kolayca sataştığı, dövdüğü, hıncını aldığı kimse.
**Şeytan görsün yüzünü : O kimse ile birlikte olmayı kesinlikle istemiyorum. onu sevmiyorum, görmek istemiyorum.
**Şifayı bulmak : Hasta olmak, hastalanmak.
**Şom ağızlı : Olayları kötü yorumlayan, felaket haberleri veren ve verdiği haberlerin hakikat olmasından korkulan kimse.
**Tabana kuvvet : Binilecek vasıta bulunamadığı için gidilecek yere yürümek.
**Tahtası eksik : Sersem, budala, akılsız.
**Tamtakır kuru bakır : İçi bomboş, boşaltılmış, cebinde parası yok, züğürt.
**Taş atmak : Bir kişiye söz dokundurmak, sitem etmek için söz dokundurmak.
**Ucu ucuna getirmek : Ancak yetişir olmak, hiç fazlası olmamak.
**Ulu orta konuşmak : Düşünmeden söylemek, rastgele söylemek.
**Uzun hikaye: Konunun ayrıntıları pek çoktur. Anlatırsa çok uzun sürer.
**Uzun boylu : Ayrıntılarını hesap ederek, etraflıca, uzun uzadıya.
**Üç buçuk atmak : Korku içinde bulunmak. Korkmak.
**Üçe beşe bakmamak : Çok fazla pazarlık etmeden alış veriş yapmak.
**Üstüne bir bardak su içmek : Bir alacaklının alacağından umudunu kesmek.
**Üzerine tuz biber ekmek : Bir kimsenin acısına fazlalaştıracak, derdini derinleştirecek davranışlarda bulunmak.
**Verip veriştirmek : Ağzına gelen her şeyi söylemek. Ağır konuşmak, ileri geri söylenmek.
**Veryansın etmek : Birinin hakkında atıp tutmak. O kişiye acımadan insafsızca saldırıda bulunmak.
**Vız gelmek : Önemsiz görünmek. Aldırış etmemek.
**Volta atmak: Aşağı yukarı gidip gelmek. Amaçsız dolaşmak.
**Yabana atmak : Önemsiz bulmak, önem vermemek.
**Yağlı müşteri: Çok alış veriş yapan, çok para bırakan kimse.
**Yaka silkmek : Bıkmak, usanmak.
**Yan çizmek : Kendisine verilen işin sorumluluğunu yüklenememek, sorumluluktan kaçmak.
**Zemheri zürefası : Çok soğuk havada ince bir elbise giyerek gezen.
**Zılgıt yemek : Azarlanmak. Çokça paylanmak.
**Zıvanadan çıkmak : Delirmek, akli dengesini kaybetmek. Çok öfkelenmek, kızmak, taşkın hareketlerde bulunmak.
**Zokayı yutmak : Aldatılmak. Zarara uğramak.
**Zurnanın zırt dediği yer : Yapılmakta olan işin en hassas yeri, can alıcı yer.
**Aba altından değnek göstermek: Sert görünmemekle birlikte karşısındakini üstü kapalı bir şekilde korkutmak.
**Acem kılıcı gibi olmak : Karşıt olan iki tarafa da onların yanındaymış gibi görünmek.
**Açık kapı bırakmak : Sorunlar görüşülürken kestirip atmadan ileride anlaşma olabilecek sözler söylemek, uygun davranışlarda bulunmak.
**Ağzında bakla ıslanmamak : Sır saklayamamak.
**Bal dök yala: Her taraf temiz, her taraf dikkat çekecek kadar temiz.
**Baldırı Çıplak : İşi gücü olmayan, serseri sataşmak için bahane arayan.
**Balık kavağa çıkınca: Gerçekleşmesi hiç bir zaman mümkün olmayan işler söylenir.
**Baş ütülemek : Dırdır ederek kişiyi huzursuz etmek.
Çok konuşmak.
** Cami yıkılmış ama mihrap yerinde: Kadınlar için kullanılır. Yaşlandığı halde güzelliğini kaybetmemiş, hala alımlı.
**Can kulağı ile dinlemek : Aşırı bir dikkat ile dinlemek.
**Cebi delik : Cebinde para bulunmayan. Para tutmayan.
**Çalmadan Oynamak : Çok neşeli olmak, neşesini hareketleri ile belli etmek.
**Çam devirmek : Karşısındakini üzecek, kıracak bir söz söylemek.
**Çamur atmak : İftira etmek.
**Çantada Keklik : Kolay elde edilir olmak.
**Damarına Basmak : Bir kişinin zayıf tarafına dokunup onu kızdırmak.
**Damdan düşer gibi : Hiç beklenilmeyen bir zamanda, yersiz.
**Dış kapının dış mandalı : Uzaktan ilgili
**Dilli Düdük : Çok konuşan, geveze.
**Eceline Susamak : Ölümle sonuçlanabilecek, çok tehlikeli işlere girmek.
**Ekmeğine kan doğramak : Üzüntü ve sıkıntı içinde olmak
**El Etek Çekmek : O işle artık hiç uğraşmamak.
**Eline Eteğine Doğru : Namussuz değil, hırsızlığı yok.
**Fare Düşse Başı Yarılır : Her taraf bomboş, yoksulluk hüküm sürüyor.
**Fırıldak gibi dönmek : Kendi çıkarı için her şekle, her kalıba girmek.
**Fink Atmak : Gönlünce gezmek, eğlenmek, çok neşelenmek, hoplayıp zıplamak.
**Gece silahlı gündüz külahlı : Etrafındakilere iyi görünüp, kimseye sezdirmeden kötü işler yapan, uygunsuz kimse.
**Gemi aslanı : Bir işe yaramayan, bir sorumluluk almayan gösterişli kimse.
**Göbeği çatlamak : Bir işi öğrenmek için çok büyük gayret göstermek.
**Gün görmüş : İyi günler yaşamış, önemli görevler yapmış, hatırı sayılır. Tecrübeli.
**Hanım evladı : Nazlı, üstüne düşerek büyütülmüş.
**Hapı yutmak : Kötü duruma düşmek.
**Havanda su dövmek : Boş uğraşlarda bulunmak, Boşa çalışmak.
**Irağı yakın etmek : Güçlükleri ortadan kaldırmak.
**Isıtıp ısıtıp önüne koymak : Bilinen bir şeyi bir daha bir daha anlatmak.
**İç etmek : Başkasının malını kendisine ayırıp ortadan kaldırmak.
**İçli dışlı : Samimi, teklifsiz.
**İçi içine sığmamak : Sevinmek, seviçten çok heyecanlanmak. Çoşmak.
**İçine ateş düşmek: Çok büyük bir acı içinde olmak.
**Kanı kaynamak : Birden sevgi duymak, bağlanmak, sevmek, hoşlanmak.
**Kara yazı : Kötü gelecek, kötü kader.
**Kesenin ağzını açmak : Çok para harcamaya başlamak.
**Kulağı delik : Etrafında olup biteni çabucak haber alan.
**Laf ebesi : Çok söz söyleyen, herkese söz yetiştiren kimse.
**Laf işitmek : Paylanmak, azarlanmak.
**Leke sürmek : Suç atmak, üstüne suç yüklemek.
**Mahkeme duvarına benzemek : Utanması kaybolmak. Utanılacak şeyler söylendiği halde etkilenmemek.
**Makbule geçmek : Beğenilmek işe yaramak.
**Mart kedisi gibi : Çok çapkın, uçarı, azgın.
**Masal okumak : Kandırmaya çalışmak, yalanlar söyleyerek kandırmaya çalışmak.
**Nal toplamak : Bir yarışta en geride kalmak, başarı gösterememek.
**Nalları dikmek : Ölmek (Hayvan için) kaba kimseler için.
**Ne baş belli ne ayak : Herşey birbirine girmiş, karışık durumda. kimin ne olduğu, ne yaptığı belli değil.
**Ne oldum delisi : Sonradan görmüş, şımarık, ummadığı zenginlik ve şöhrete aniden kavuşturmaktan aşırı derecede şımarmak.
**Ocağına düşmek : Bir kimsenin yardımını dilemek.
**Ok yaydan çıktı : Ahlaksız duruma gelmek, namusunu kaybetmek. Sokağa düşmek.
**Oturduğu dalı kesmek: Çıkarlarını sağladığı kaynağa zarar vermek.
**Ödü patlamak : Çok korkmak, ummadığı anda gelen bir etkiyle çok korkmak.
**Öküz altında buzağı aramak : Fesat düşünce ürünü...
alakasız sebeplerle umulmadık şeylerden şüphelenmek...önyargılı, bencil ve birazda fesat kişilerin sahip olduğu bir özelliktir, hiç katlanılmaz
**Ölmüş eşek arıyor ki nalını söksün: Çok cimri. Her şeyden çıkar sağlamaya çalışan kimseler için söylenir.
**Önüne düşmek : Yol göstermek, Rehberlik etmek.
**Örümcek kafalı: Yeniliklere düşman, hiç bir şekilde yenilikleri kabul etmeyen, eskiye körü körüne bağlı olan. Tutucu.
**Pabuç bırakmamak : Hiç bir şeyden korkmamak, çekinmemek, yılmamak.
**Parmak ısırmak : Şaşırmak. Hayranlıktan şaşırıp kalmak.
**Parsayı toplamak : Harcanan bir emeğin karşılığını almak. hak edileni almak.
**Papaz uçurmak : İçki alemi yapmak.
**Rayına oturmak : İşin yoluna girmesi
**Rest çekmek : Kesin olarak olmaz demek.
**Rol oynamak : Etkili olmak, işin olmasına etki yapmak.
**Ruhu duymamak : Yapılan işin hiç farkında olmamak, sezinlememek.
**Saman alevi gibi parlamak : Birden kızıp köpürmek, çok kısa zamanda hırsı geçmek.
**Sepet havası çalmak : İşinden atmak, işine son vermek. Kovmak.
**Sıfırı tüketmek: Hiç bir şeyi kalmamak, bütün imkan ve gücünü kaybetmek.
**Sinek avlamak : İşi veya müşterisi olmadığı için boş oturmak. İşsiz kalmak.
**Şamar oğlanı : Herkesin kolayca sataştığı, dövdüğü, hıncını aldığı kimse.
**Şeytan görsün yüzünü : O kimse ile birlikte olmayı kesinlikle istemiyorum. onu sevmiyorum, görmek istemiyorum.
**Şifayı bulmak : Hasta olmak, hastalanmak.
**Şom ağızlı : Olayları kötü yorumlayan, felaket haberleri veren ve verdiği haberlerin hakikat olmasından korkulan kimse.
**Tabana kuvvet : Binilecek vasıta bulunamadığı için gidilecek yere yürümek.
**Tahtası eksik : Sersem, budala, akılsız.
**Tamtakır kuru bakır : İçi bomboş, boşaltılmış, cebinde parası yok, züğürt.
**Taş atmak : Bir kişiye söz dokundurmak, sitem etmek için söz dokundurmak.
**Ucu ucuna getirmek : Ancak yetişir olmak, hiç fazlası olmamak.
**Ulu orta konuşmak : Düşünmeden söylemek, rastgele söylemek.
**Uzun hikaye: Konunun ayrıntıları pek çoktur. Anlatırsa çok uzun sürer.
**Uzun boylu : Ayrıntılarını hesap ederek, etraflıca, uzun uzadıya.
**Üç buçuk atmak : Korku içinde bulunmak. Korkmak.
**Üçe beşe bakmamak : Çok fazla pazarlık etmeden alış veriş yapmak.
**Üstüne bir bardak su içmek : Bir alacaklının alacağından umudunu kesmek.
**Üzerine tuz biber ekmek : Bir kimsenin acısına fazlalaştıracak, derdini derinleştirecek davranışlarda bulunmak.
**Verip veriştirmek : Ağzına gelen her şeyi söylemek. Ağır konuşmak, ileri geri söylenmek.
**Veryansın etmek : Birinin hakkında atıp tutmak. O kişiye acımadan insafsızca saldırıda bulunmak.
**Vız gelmek : Önemsiz görünmek. Aldırış etmemek.
**Volta atmak: Aşağı yukarı gidip gelmek. Amaçsız dolaşmak.
**Yabana atmak : Önemsiz bulmak, önem vermemek.
**Yağlı müşteri: Çok alış veriş yapan, çok para bırakan kimse.
**Yaka silkmek : Bıkmak, usanmak.
**Yan çizmek : Kendisine verilen işin sorumluluğunu yüklenememek, sorumluluktan kaçmak.
**Zemheri zürefası : Çok soğuk havada ince bir elbise giyerek gezen.
**Zılgıt yemek : Azarlanmak. Çokça paylanmak.
**Zıvanadan çıkmak : Delirmek, akli dengesini kaybetmek. Çok öfkelenmek, kızmak, taşkın hareketlerde bulunmak.
**Zokayı yutmak : Aldatılmak. Zarara uğramak.
**Zurnanın zırt dediği yer : Yapılmakta olan işin en hassas yeri, can alıcı yer.