- 30 Mayıs 2011
- 2.192
- 18
Bedensel olarak yaşadığımız her şey bizi ruhsal olarak da etkiler, ve ruhsal olarak hissettiklerimiz de bedenimizi etkiler. Aslında ikisi ayrı ayrı şeyler değil, insan doğası bir bütün olarak fiziksel ve psikolojik süreçlerin iç içe geçtiği, etkileşim halinde olduğu bir mekanizmadır. Mesela başımız ağrırsa bu canımızı sıkar, tatsızlaşırız, ya da tersinden bakalım, gergin ve sinirli olunca başımız ağrır. İnfertilite tedavisi içinde de psikolojik durumun çok önemli bir rolü var. Hormonlarımız psikolojik süreçlerle çok ilişkili, stres kadında da erkekte de üreme mekanizmalarını olumsuz olarak etkiliyor. Diğer taraftan da bu tedavi süreçleri o kadar yorucu ve stres yüklü olabiliyor ki, bu durum psikolojik olarak çok sarsıcı olabiliyor. Dolayısıyla doğurganlık tedavisini yalnızca fiziksel boyutlarda düşünmek yerine kişiyi bedeni, ruhsallığı ve bütün hayatıyla birlikte düşünmek ve tedavi planlamasını ve hazırlığı bu doğrultuda yapmak daha verimli olacaktır.
Tedavi ve Yaşanan Çeşitli Sıkıntılar
*İnfertilite sorunu yaşayan çiftler yardımcı üreme tekniklerinden faydalanırken fiziksel, duygusal ve sosyal çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Yıllardır umud edilene sonunda kavuşmak için verilen ısrarlı mücadelede pek çok sıkıntıya katlanılır:
* Hastane ya da kliniğe doktor kontrollerine gelmek, çeşitli tahliller ve işlemlerden geçmek, ilaçlar kullanmak, gergin bekleyiş süreleri, tedavinin getirdiği maddi yük...
* Etraftakilerin soru soran bakışları, doktor ya da tedavi önerileri, iyi bir şey söylemek isteseler de o hassas noktaya dokundukları için verdikleri acı...
* Yavaş yavaş insanlardan uzaklaşıp kendi içine kapanmak, bazen en büyük desteğin eşlerden geldiği, bazen bu sıkıntılı süreçte eşlerin birbirinden uzaklaştığı dönemler...
* Her sonuç alınamayan tedavi girişiminde yaşanan kayıp duygusu...
* Bir taraftan "hayırlısı olsun" demek, bir taraftan ümitsizlik, yorgunluk, suçluluk, isyan, yetersizlik, anlamsızlık gibi duygularla boğuşmak...
* Bebeğin gelip de dünyayı yeniden yaşanılır kılacağı güne kadar her şeyin donduğu, ertelendiği bir zamanda yaşamak...
* Ama bir yandan da hayata, işe güce, asıl önemlisi tedaviye devam etmek, yapılabilecek her şeyi layıkıyla yapmaya çalışmak, ümidi korumak...
* Çoğu zaman ifade edilmesine bile imkân olmayan bu sıkıntılar, bedenin yaşanan strese tepki vermesine yol açar. Uyku sorunları, ağrılar, iştahsızlık ya da fazla yeme gibi şikâyetler görülebilir ve en önemlisi hormonal süreçler de olumsuz yönde etkilenir.
* Bütün bunlar infertilite tedavisinin bazen daha hafif, bazen daha yoğun, ama içinde barındırdığı zorluklardır.
(Klinik Psikolog Işıl Ertüzün)
Çocuk sahibi olurken gebelik, kontroller, sağlık sorunları vb. gibi bütün aşamalarda asıl sorumluluk sahibi nasıl kadınsa tüp bebek işlemlerinde de yine asıl sorumluluğu taşıyan kadındır. Psikolog Serap Duygulu, eğer çevreden “Niye çocuğunuz yok?” biçiminde sorular varsa, kadının yaşadığı stresi ayrıca göğüslemek zorunda kalacağını unutmamak gerektiğini dile getiriyor.
Kadının yaşadığı fiziksel sıkıntılar bir yana asıl mücadele etmek zorunda kalacağı psikolojik boyuttaki sorunlardır. Bu süreç her ne kadar gelişen tıbbi imkanlar sayesinde artık çok daha kolay ve kısa sürelerde gerçekleşiyor olsa da yine de bir kadın için ciddi olarak;
• Gerginlik
• Öfke ve kızgınlık
• Depresyon
• Umutsuzluk
• Ağlama isteği ve ağlama nöbetleri
• Kaygı ve korkular
• Özellikle de suçluluk duygusu gibi ağır travmatik sorunlar yaşayabilir.
Tüp Bebek Sürecinde Erkeğin Rolü
Çiftlerin çocuklarının olması bazen tek bir bireyden kaynaklanan bir soruna bağlı olsa da aslında her iki eşi de ilgilendiren zorlu bir süreçtir. Taraflardan birinin ve özellikle de erkeğin “Bu senin halletmen gereken bir konu” deme şansı ve hakkı yoktur.
Evlilik nasıl iki kişilik bir birliktelikse hem çocuk sahibi olmak hem de çocuğu yetiştirmek iki kişilik bir sorumluluktur. Bir erkeğin tüp bebek tedavisi süresince takındığı tavır, verdiği ya da vermediği destek aslında doğrudan çocuk sahibi olup olamayacaklarını da ilgilendiren en önemli etkendir.
Bazen tıbben yapılacak her şey yapılmıştır ama yine de çocuk sahibi olunamaz. Böyle durumlarda asıl etkili olan faktör sorunun psikolojik boyutudur. Erkeğin eşine ne ölçüde destek olduğu, bütün bu sıkıntılı aşamalar sırasında yanında yer alıp almadığı, moral olarak neler yaptığı çok önemlidir. Sorun hiçbir zaman sadece kadına ait ve onun çabalaması gereken bir durum olarak görülmemelidir. O nedenle eşi tüp bebek tedavisi gören bir erkekten;
• Tedaviye karar verirken
• Tedavi süresince
• Belki psikolojik olarak alınması gereken destek tedavilerde
• Bütün kontrol ve takip aşamalarında
• Sosyal çevreyle sorunun paylaşımı sırasında
• Bu sürecin bir zaman ve çaba işi olduğunun ve mutlaka bir sonuca ulaşacağının bilinciyle,
kayıtsız, şartsı, her koşulda eşine destek olması beklenmektedir. Olması gereken de budur.
Bilinmesi Gerekenler
• Bu bir süreç işidir.
• Emek ve umut işidir.
• Maddi külfeti yüksektir.
• Yüksek de moral gerektirir.
• Kimsenin suçu ya da tek başına sorumluluğu değildir.
• Çevrenin her şeyi bilmesi gerekmez.
• Bazı sıkıntılar olacağı bilinerek bazı şeyler zamana bırakılmalıdır.
Sabırla, dikkatle, umutla ama bol sevgi ve anlayışla bu yola girmenizi ve her koşulda birbirine destek olmanızı öneriyoruz.
(Psikolog Serap Duygulu)
Tüpbebek tedavisi görmekte olan bir kişinin ,yakınlarından istediği davranış şekli.
Zaman zaman doğurganlık problemi olan bir çifte ne söyleyeceğinizi bilemediğinizin farkındayım. Bazen istemeden beni üzecek şeyler söyleyebilirsiniz. Size, bana daha fazla yardımcı olabileceğiniz birkaç öneride bulunmak istiyorum.
Lütfen her ay bana, gebe olup olmadığımı sormayın. Şayet gebe kalırsam bunu mutlaka büyük bir sevinçle,size haber vereceğim.
Lütfen her muayene sonrasında ne olduğunu,tedavinin hangi aşamada olduğunu adım adım bana sormayın. Kendimi güçlü ve iyi hissediyorsam mutlaka gelişmeleri size haber vereceğim.
Çocuğunuz yanlış davrandığında lütfen bana,onu almak isteyip istemediğimi sormayın. Bu bana acı veriyor.
Doğum tebriğine geldiğimde bana "şimdi sıra sende", "inşallah bir dahaki sefere bizde sana tebriğe geleceğiz" gibi şeyler söylemeyin. Kendimi çok kötü hissediyorum.
Evlat edinebileceğimizi bize söylemeyin. Şu anda öncelikle biyolojik yoldan çocuk sahibi olmaya çalışıyoruz. Evlat edinme yada çocuksuz bir yaşamı tercih etme seçeneklerimizin farkındayız. Bütün bu seçenekleri, tedavi seçeneklerini denedikten sonra dikkatlice düşüneceğiz.
Bize sürekli olarak, infertilite tedavisi hakkında yenilikler yada yeni yerler hakkında bilgi vermeyin. Yeni bir yer aradığımızda bunu mutlaka size danışırız.
Lütfen bize sürekli sorunun kimde olduğunu,ailede infertilite problemi yaşayıp yaşamayan olduğunu sormayın...Kendimi suçlu hissetmeme neden oluyor.
Öncelikle tedavi döneminde kendimiz hazır hissettiğimde beni dinleyecek dost ve yakınlara ihtiyacım var. Sizinle konuşmak istediğimde lütfen beni yalnızca dinleyin ve anlamaya çalışın.
Duygularım çok değişken olabilir, lütfen anlayışlı olun.
Unutmayın yalnız kalmak istediğimde, bu sizinle görüşmek istemiyorum demek değildir.
SİZİN ANLAYIŞ VE DESTEĞİNİZ BU GÜÇ DÖNEMDEN KENDİMİ DAHA İYİ VE GÜÇLÜ HİSSETMEMİ SAĞLAYACAKTIR.
YANIMDA OLDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
(Op. Dr. Filiz TOSUN ÇATAKLI)
Yeryüzünün narin çiçekleri olan çocukların, her yuvanın geleceğini aydınlatması dileğiyle…
Tedavi ve Yaşanan Çeşitli Sıkıntılar
*İnfertilite sorunu yaşayan çiftler yardımcı üreme tekniklerinden faydalanırken fiziksel, duygusal ve sosyal çeşitli zorluklarla karşılaşmaktadırlar. Yıllardır umud edilene sonunda kavuşmak için verilen ısrarlı mücadelede pek çok sıkıntıya katlanılır:
* Hastane ya da kliniğe doktor kontrollerine gelmek, çeşitli tahliller ve işlemlerden geçmek, ilaçlar kullanmak, gergin bekleyiş süreleri, tedavinin getirdiği maddi yük...
* Etraftakilerin soru soran bakışları, doktor ya da tedavi önerileri, iyi bir şey söylemek isteseler de o hassas noktaya dokundukları için verdikleri acı...
* Yavaş yavaş insanlardan uzaklaşıp kendi içine kapanmak, bazen en büyük desteğin eşlerden geldiği, bazen bu sıkıntılı süreçte eşlerin birbirinden uzaklaştığı dönemler...
* Her sonuç alınamayan tedavi girişiminde yaşanan kayıp duygusu...
* Bir taraftan "hayırlısı olsun" demek, bir taraftan ümitsizlik, yorgunluk, suçluluk, isyan, yetersizlik, anlamsızlık gibi duygularla boğuşmak...
* Bebeğin gelip de dünyayı yeniden yaşanılır kılacağı güne kadar her şeyin donduğu, ertelendiği bir zamanda yaşamak...
* Ama bir yandan da hayata, işe güce, asıl önemlisi tedaviye devam etmek, yapılabilecek her şeyi layıkıyla yapmaya çalışmak, ümidi korumak...
* Çoğu zaman ifade edilmesine bile imkân olmayan bu sıkıntılar, bedenin yaşanan strese tepki vermesine yol açar. Uyku sorunları, ağrılar, iştahsızlık ya da fazla yeme gibi şikâyetler görülebilir ve en önemlisi hormonal süreçler de olumsuz yönde etkilenir.
* Bütün bunlar infertilite tedavisinin bazen daha hafif, bazen daha yoğun, ama içinde barındırdığı zorluklardır.
(Klinik Psikolog Işıl Ertüzün)
Çocuk sahibi olurken gebelik, kontroller, sağlık sorunları vb. gibi bütün aşamalarda asıl sorumluluk sahibi nasıl kadınsa tüp bebek işlemlerinde de yine asıl sorumluluğu taşıyan kadındır. Psikolog Serap Duygulu, eğer çevreden “Niye çocuğunuz yok?” biçiminde sorular varsa, kadının yaşadığı stresi ayrıca göğüslemek zorunda kalacağını unutmamak gerektiğini dile getiriyor.
Kadının yaşadığı fiziksel sıkıntılar bir yana asıl mücadele etmek zorunda kalacağı psikolojik boyuttaki sorunlardır. Bu süreç her ne kadar gelişen tıbbi imkanlar sayesinde artık çok daha kolay ve kısa sürelerde gerçekleşiyor olsa da yine de bir kadın için ciddi olarak;
• Gerginlik
• Öfke ve kızgınlık
• Depresyon
• Umutsuzluk
• Ağlama isteği ve ağlama nöbetleri
• Kaygı ve korkular
• Özellikle de suçluluk duygusu gibi ağır travmatik sorunlar yaşayabilir.
Tüp Bebek Sürecinde Erkeğin Rolü
Çiftlerin çocuklarının olması bazen tek bir bireyden kaynaklanan bir soruna bağlı olsa da aslında her iki eşi de ilgilendiren zorlu bir süreçtir. Taraflardan birinin ve özellikle de erkeğin “Bu senin halletmen gereken bir konu” deme şansı ve hakkı yoktur.
Evlilik nasıl iki kişilik bir birliktelikse hem çocuk sahibi olmak hem de çocuğu yetiştirmek iki kişilik bir sorumluluktur. Bir erkeğin tüp bebek tedavisi süresince takındığı tavır, verdiği ya da vermediği destek aslında doğrudan çocuk sahibi olup olamayacaklarını da ilgilendiren en önemli etkendir.
Bazen tıbben yapılacak her şey yapılmıştır ama yine de çocuk sahibi olunamaz. Böyle durumlarda asıl etkili olan faktör sorunun psikolojik boyutudur. Erkeğin eşine ne ölçüde destek olduğu, bütün bu sıkıntılı aşamalar sırasında yanında yer alıp almadığı, moral olarak neler yaptığı çok önemlidir. Sorun hiçbir zaman sadece kadına ait ve onun çabalaması gereken bir durum olarak görülmemelidir. O nedenle eşi tüp bebek tedavisi gören bir erkekten;
• Tedaviye karar verirken
• Tedavi süresince
• Belki psikolojik olarak alınması gereken destek tedavilerde
• Bütün kontrol ve takip aşamalarında
• Sosyal çevreyle sorunun paylaşımı sırasında
• Bu sürecin bir zaman ve çaba işi olduğunun ve mutlaka bir sonuca ulaşacağının bilinciyle,
kayıtsız, şartsı, her koşulda eşine destek olması beklenmektedir. Olması gereken de budur.
Bilinmesi Gerekenler
• Bu bir süreç işidir.
• Emek ve umut işidir.
• Maddi külfeti yüksektir.
• Yüksek de moral gerektirir.
• Kimsenin suçu ya da tek başına sorumluluğu değildir.
• Çevrenin her şeyi bilmesi gerekmez.
• Bazı sıkıntılar olacağı bilinerek bazı şeyler zamana bırakılmalıdır.
Sabırla, dikkatle, umutla ama bol sevgi ve anlayışla bu yola girmenizi ve her koşulda birbirine destek olmanızı öneriyoruz.
(Psikolog Serap Duygulu)
Tüpbebek tedavisi görmekte olan bir kişinin ,yakınlarından istediği davranış şekli.
Zaman zaman doğurganlık problemi olan bir çifte ne söyleyeceğinizi bilemediğinizin farkındayım. Bazen istemeden beni üzecek şeyler söyleyebilirsiniz. Size, bana daha fazla yardımcı olabileceğiniz birkaç öneride bulunmak istiyorum.
Lütfen her ay bana, gebe olup olmadığımı sormayın. Şayet gebe kalırsam bunu mutlaka büyük bir sevinçle,size haber vereceğim.
Lütfen her muayene sonrasında ne olduğunu,tedavinin hangi aşamada olduğunu adım adım bana sormayın. Kendimi güçlü ve iyi hissediyorsam mutlaka gelişmeleri size haber vereceğim.
Çocuğunuz yanlış davrandığında lütfen bana,onu almak isteyip istemediğimi sormayın. Bu bana acı veriyor.
Doğum tebriğine geldiğimde bana "şimdi sıra sende", "inşallah bir dahaki sefere bizde sana tebriğe geleceğiz" gibi şeyler söylemeyin. Kendimi çok kötü hissediyorum.
Evlat edinebileceğimizi bize söylemeyin. Şu anda öncelikle biyolojik yoldan çocuk sahibi olmaya çalışıyoruz. Evlat edinme yada çocuksuz bir yaşamı tercih etme seçeneklerimizin farkındayız. Bütün bu seçenekleri, tedavi seçeneklerini denedikten sonra dikkatlice düşüneceğiz.
Bize sürekli olarak, infertilite tedavisi hakkında yenilikler yada yeni yerler hakkında bilgi vermeyin. Yeni bir yer aradığımızda bunu mutlaka size danışırız.
Lütfen bize sürekli sorunun kimde olduğunu,ailede infertilite problemi yaşayıp yaşamayan olduğunu sormayın...Kendimi suçlu hissetmeme neden oluyor.
Öncelikle tedavi döneminde kendimiz hazır hissettiğimde beni dinleyecek dost ve yakınlara ihtiyacım var. Sizinle konuşmak istediğimde lütfen beni yalnızca dinleyin ve anlamaya çalışın.
Duygularım çok değişken olabilir, lütfen anlayışlı olun.
Unutmayın yalnız kalmak istediğimde, bu sizinle görüşmek istemiyorum demek değildir.
SİZİN ANLAYIŞ VE DESTEĞİNİZ BU GÜÇ DÖNEMDEN KENDİMİ DAHA İYİ VE GÜÇLÜ HİSSETMEMİ SAĞLAYACAKTIR.
YANIMDA OLDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM.
(Op. Dr. Filiz TOSUN ÇATAKLI)
Yeryüzünün narin çiçekleri olan çocukların, her yuvanın geleceğini aydınlatması dileğiyle…
Son düzenleme: