28 yaşındayım, 5 yıldır sevdiğim adamla evliyim. Mutluluğumuzu bir bebekle taçlandırmak istedik, ama olmadı… Yaklaşık 3 yıldır deniyoruz, fakat 1,5 sene önce doğal yollarla çocuğumuzun olamayacağını öğrendik. O günden beri hayatımız sadece tedavi süreçlerinden ibaret.
İki kez aşılama yaptık, tutmadı. Bir kez tüp bebek denedik, o da tutmadı. Şimdi ikinci denemeye hazırlanıyoruz… İçimde hem umut hem de tarifi zor bir korku var. Ya yine olmazsa?
Ama en çok da hissettiğim şey, yalnızlık…
Etrafımdaki herkes hamile. Tüm yaşıtlarım, arkadaşlarım birer birer anne oluyor. Sanki koca şehirde herkes bir yerlere gitti de bir tek ben burada, olduğum yerde kaldım. İçimde tarifsiz bir boşluk var. Bir yere ait hissedemiyorum. Ne evde kalmak istiyorum ne de işe gitmek. Hayat akıyor ama ben içinde değilim sanki.
Bir şeye üzüldüğümde, kafama bir şey taktığımda sonunda hep aynı noktaya dönüyorum: Ben anne olamıyorum. Ve bu düşünce içimi her seferinde biraz daha yakıyor.
Her gün dua ediyorum. Rabbimin bir imtihanı olduğunu biliyorum ama sabretmek bazen o kadar zor ki… Yaşama sevincim yavaş yavaş elimden kayıp gidiyor. Durup durup gözlerim doluyor, içimde hep bir sızı.
Arkadaşlarımla bile buluşmak istemiyorum artık. Çünkü ne zaman bir araya gelsek, konuşmalar hep aynı yere varıyor: hamilelikleri, bebekleri… Onlar konuştukça ben daha da içine kapanıyorum. Kimi zaman kaldıramıyorum, kimi zaman ise kendime kızıyorum; çünkü hayattan, insanlardan kaçamam. Ama ne yaparsam yapayım, yalnızlığım geçmiyor.
İki kez aşılama yaptık, tutmadı. Bir kez tüp bebek denedik, o da tutmadı. Şimdi ikinci denemeye hazırlanıyoruz… İçimde hem umut hem de tarifi zor bir korku var. Ya yine olmazsa?
Ama en çok da hissettiğim şey, yalnızlık…
Etrafımdaki herkes hamile. Tüm yaşıtlarım, arkadaşlarım birer birer anne oluyor. Sanki koca şehirde herkes bir yerlere gitti de bir tek ben burada, olduğum yerde kaldım. İçimde tarifsiz bir boşluk var. Bir yere ait hissedemiyorum. Ne evde kalmak istiyorum ne de işe gitmek. Hayat akıyor ama ben içinde değilim sanki.
Bir şeye üzüldüğümde, kafama bir şey taktığımda sonunda hep aynı noktaya dönüyorum: Ben anne olamıyorum. Ve bu düşünce içimi her seferinde biraz daha yakıyor.
Her gün dua ediyorum. Rabbimin bir imtihanı olduğunu biliyorum ama sabretmek bazen o kadar zor ki… Yaşama sevincim yavaş yavaş elimden kayıp gidiyor. Durup durup gözlerim doluyor, içimde hep bir sızı.
Arkadaşlarımla bile buluşmak istemiyorum artık. Çünkü ne zaman bir araya gelsek, konuşmalar hep aynı yere varıyor: hamilelikleri, bebekleri… Onlar konuştukça ben daha da içine kapanıyorum. Kimi zaman kaldıramıyorum, kimi zaman ise kendime kızıyorum; çünkü hayattan, insanlardan kaçamam. Ama ne yaparsam yapayım, yalnızlığım geçmiyor.