Tüm Ayrıntılarıyla bir Yumurta Dondurma Tecrübesi
Motivasyon nedenim 38 yaşındayım ve yumurta dondurma işlemine karar vermem senelerimi aldı. Çevremde fiziken ve zihnen beğenilen biri olmama ve birçok evlilik teklifi almama rağmen eskiden travmatik bir evlilik yaşadığımdan sütten ağzım yanarak evliliğe içgüdüsel olarak mesafe koydum ve bu bariyeri istesem de maalesef henüz aşamadım. Diğer yandan yaşla birlikte doğurganlık olasılığının azalması zihnimde geri planda duran, görmezden gelip çözüm bulmayı ertelediğim ama son yıllarda beni strese sokan bir durumdu. Yumurta dondurmaya ilişkin bir bilgim olmadığı gibi, en fazla izlediğim gördüğüm şey bu konuda BBC’nin yakın zamandaki programıydı. Ve yumurta dondurtmaktan da dondurtmamaktan da korkuyordum. Ve geçen sene sonunda gözümü karartıp bu yola çıktım, sonra keşke daha önce çıksaymışım dedim.
İlk muayene tecrübesi ve yumurta dondurma şartları Cesaretimi toplayıp, çok güvendiğim arkadaşımın tavsiyesiyle Ankara Çankaya’daki Centrum
Tüp Bebek Merkezinde Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya gittim. Babası Prof Dr. Recai Pabuçcu’nun da kadın doğum konusunda çok hatrısayılır bir doktor olduğunu ve kendisinin de yanında yetiştiğini ve işin ehli olduğunu biliyordum. Üstelik, Doktor Emre Beyin sizi yargılayan ve kısa cevaplar verip çabucak odasından çıkmanızı bekleyen gözü kapıda bir tavrı asla yoktu. Aksine çok bilgilendirici ve cana yakındı. Kendisi önce kısa bir bilgilendirici konuşma yaptı, sonra alttan muayene ile yumurta foliküllerime baktı ve rezervlerin azaldığını fark etti. Bunun üzerine kan ve hormon testleri istedi. Bunlarda da rezervlerim düşük çıktı. Bir devlet hastanesinden heyet raporuyla yumurta dondurma işlemi yapılabilir raporu aldım, ki bu hemen de çıkmıyor.
Öncelikle yumurta dondurma işlemi için, ki ülkemizde kanser hastaları dışında bu iznin verilmesi daha çok yeni, ve işlem devlet iznine bağlı ve bunun için hastaneden heyet raporu isteniyor, ya rezervlerinizin belli bir seviyesinin altına inmesi (Amh hormonu vs bakılıyor) ya da yumurta kapasitesine zarar veren kanser vb bir durumunuzun olması gerekiyor. Şimdi bu kendi içinde çelişkili bir durum çünkü zaten yumurtalık kapasiteniz azalmışsa yumurta dondurma işlemi daha az etkili çünkü yumurta sayınız ve kalitesi düşmüş oluyor. Asıl olay erken yaşta ve kapasiteniz yüksekken dondurabilmek ki ileride çözüldüğünde hamile kalma olasılığınız yüksek olsun ama ona da ülkemizde izin verilmiyor. Çünkü yumurtanızı hangi yaşta dondurduğunuz ileride onları kullandığınızda hamilelik olasılığını direkt etkiliyor. 35’inden sonra yumurta kaliteniz ve sayısı ciddi düşüşe geçiyor, asıl kırılma noktasını da 37 yaş olarak görüyor doktorlar. Kaldı ki genç ya da evli bile olsanız, farkında olmadan erken menopoz, kanser, genetik, kaza vs gibi riskleri taşıyabiliyorsunuz, o yüzden tedbirli olup gençken dondurmakta fayda var diye düşünüyorum. Benim eski hormon tahlillerim vardı ve gerçekten her sene ne kadar düştüğünü, bir senede bile nasıl fark ettiğini şaşkınlıkla gördüm. Neyse buna da şükür diyorum, bu izin bile yakın zamanda çıktı ama inş devlet istismara izin vermeyecek düzenlemeler çerçevesinde heyet raporu sınırlamasını kaldırır ve kadınlar kendi bedenlerinden çıkacak bir yumurtayı dondurma özgürlüğüne yakın zamanda kavuşur.
Dondurma sürecine girişim ve iğneler Tetkikler ve detaylı olarak sürecin konuşulmasından sonra, bir sonraki adetimin ikinci ya da üçüncü gününde görüşmek üzere sözleştik, bu arada doktor bey düşük çıkan bazı değerlerim için ilaçlar yazdı toparlamam için. Adetimin 3. Günü gittiğimde yine alttan muayene yapılıp folikül sayısına bakıldı. Birkaç yumurtam gözüküyordu, daha doğrusu içi sıvı dolu kesecik. Benim bildiğim yumurta tek olur ve her ay adet dönemiyle atılırdı, peki nasıl birden fazla oluyordu? Durum şöyleymiş: kadın vücudunda ergenliğe girildiğinden itibaren sayısı düşmeye başlayan sayısız yumurta varmış ve her ay da potansiyel yumurtalar olurmuş rahimde ama bunlardan sadece bir tanesi olgunlaşıp döllenmeye hazır hale gelirmiş, gerisi o süreçte atılırmış ve o tek yumurta da döllenmezse o da adetle atılırmış bildiğiniz üzere. İşte o potansiyel yumurta kesecikleri atılmadan, onlara içinde belli hormonları uyaran içerikte iğnelerle uyarıp diğer yumurta gibi büyümesini sağlıyorlar ve sonra da yine iğnelerle onları vücutta tutup atılmadan mini bir operasyonla alıyorlar. Yumurta dondurmanın özeti tam da bu.
Muayene ve test sonrası Dr. Emre Bey bana karından yapılan iğneler için reçete yazdı. Bunlar aslında tüp bebek tedavisi gören hastalara verilen ilaçlarla aynı ve sonunda döllenme işlemi harici süreç tamamen aynı. Piyasada birkaç çeşit bulunmakta ve doktorunuz hangisinin size iyi geleceğine göre çeşidine ve dozajına kendisi karar veriyor. Ve bunları devlet ödemiyor (tüp bebekte belki ödeniyordur bilemiyorum.). Ancak karından iğne olma fikri beni çok geriyordu, üstelik bunu her akşam kendimin yapacak olması fikri beni dehşete düşürüyordu. Ama hemşire Tuğba hanım çok anlayışlı ve sabırlı şekilde bana nasıl yapmam gerektiğini anlattı, üstüne bir de internetten videolar izledim. Yine de ilk gün çok zordu, bana refakat eden ve tüm süreçte destek olan canım arkadaşımın yardımıyla ilk gün iğnemi zorlukla yaptım ve inanılmaz acemiydim. Ama 3. Günden sonra pratikleşmiş ve adeta bir hemşireye dönüşmüştüm.:) ve şırıngaya tüm ilacı ve sıvıyı çektikten sonra enjektörün ucunu ince bir iğne ile değiştirdiğinizden (aynen diabetlilerin vurulduklarından) doğru düzgün bir acı hissetmiyorsunuz zaten. Lütfen korkup da bundan dolayı vazgeçmeyin, benim gibi hassas bir kişi bile yaptıysa siz hayli hayli yaparsınız. İğne de önemli olan verilen saati geçirmemeniz ve her gün aynı saatte yapmanız. Ve çok büyük yan etkilerle karşılaşırsanız doktorunuzu bilgilendirmeniz de önemli, ona göre ilaçların çeşidini ve dozajını değiştirir.
Hassas bir bünyeye sahip olduğumdan ilaçların etkisini fiziksel ve duygusal olarak hissettim ve resmen romantik bir ergene döndüm. Romantik komedi içi boş Hollywood filmlerine kadar izledim.:) Bu süreçte verilen hormonlardan dolayı östrojen hormonunuz tavan yapıyor ve duygusallaşıyorsunuz (ki zaten öyleyimdir normalde de); adet öncesi sendromunu daha uzun dönemde ve daha yoğun yaşadığınızı düşünün. Arada ağladığım zamanlar da oldu ama depresif düzeyde değildi. Sakın kendinizi koşullamayın şöyle zor bir süreçmiş, böyle kötü geçecek diye: herşeyden önce geçici bir süreç ve herkes kendi hikayesini yaşar ve en önemlisi sonunda elde edeceğinize değiyor ve abartıldığı gibi de bir zorluğu yok.
Ara kontroller 5 gün iğne olduktan sonra, sözleştiğimiz gibi 6. gün doktora gittim ve kontrol etti (ama ne zaman çağıracağı vs tamamen kişisel seyrinize bağlı). Bu arada söylememe gerek yok herhalde doğum kontrol hapı kullanıyorsanız kesiyorsunuz, cinsel birlikteliğiniz varsa ara veriyorsunuz, ekstra kullandığınız ilaçlar varsa doktora iletiyorsunuz, ben de bunların hiç biri yoktu ama bilginiz olsun diye. Ağrı kesici sadece Parol alabilirsiniz gerekirse ama dayanılmayacak bir ağrı olmadığından onu da almadım. Bu arada yürüyüş dışında spor da yasak, ya da ağır kaldırmak, kendinizi yormak vs. Bol bol su içeceksiniz, kabız olmaz zararlı ve kendinizi yoracak ya da strese sokacak şeylerden uzak durmanız tavsiye diliyor.
6. gün muayene edildiğinde yumurtalarımın hızla büyüdüğü görüldü ve olduğum iğnelerin yanına çatlatmama iğnesi de yazıldı ve üç gün sonraya randevu verildi. Tüm yumurtalar aynı hızla büyümüyor ve çatlatmama iğnesi belli bir milimetrenin üzerine çıkan büyümekte olan yumurta adayının vücuttan atılmasını engelliyor. Çatlatmama iğnesini sabah oluyordum ki dozajı çok daha yüksek ve iğnesi daha büyük, ilk gün beni bir hayli etkiledi ve hep yattım kasıklarımdaki ağrıdan ve yorgunluktan, akşama da yine diğer iğnemi oldum yumurtalarımı büyüten. Neyse ki ertesi sabah vurulduğumda artık öyle bir yan etkisi kalmamıştı vücudum adapte olduğundan. Ama diğer yandan aynı gün içerisinde vücuduna yumurtayı büyüt ama diğer yandan onu atma diyen karşıt iki komut veren bir tedavi süreci insanı biraz etkiliyor.
3 gün sonra doktor kontrolüne gittiğimde yumurtaların baya büyüdüğü görüldü ve akşam vurulduğum iğneden hemen yapmam, akşama da çatlatma iğnesi denilen yumurtayı olgunlaştıran almaya hazır hale getiren iğneyi yapmam söylendi. Bu iğnenin çok kesin bir saati vardı dakikası dakikasına ve yumurtaların 36 saat sonra da operasyonla alınması gerekiyordu vücutta serbest dolanırken vücuttan atılmasınlar diye. Son günlerde bir hayli ağırlaşmış ve hamile gibiydim, sürecin isminden de müstesna kendimi yumurtalamak üzere bir tavuk gibi hissediyordum:), sanki altım düşecek gibiydi. Ayrıca kokulara karşı çok hassaslaşmıştım, parfümdü sigaraydı direkt midemi bulandırıyordu. Sanıyorum hamileler son aylarında böyle oluyor, yürürken bile karnımda baskı hissediyordum ve yavaşlıyordum, dik de oturamıyordum; işyerindekilere başka bir rahatsızlık diye söyledim, bu mahrem sürecimi anlatmama hakkımı kullanarak. Sonuçta nasıl akşam eşinizle, sevgilinizle seviştiğinizde sabah bunu herkese anlatmıyorsanız, bu mahreminizi de kendinize saklamanız sizin en doğal hakkınız. Ve eğer etrafınızda yumurta dondurma veya tüp bebek sürecinde olan tanıdıklarınız varsa onlara karşı anlayışlı olun ve baskı yapmayın.
Yumurta toplama günü İstenilen testlerin sonuçları ve evraklarımı alarak verilen saatte arkadaşımla birlikte sonunda merkezin yolunu tuttum (haftasonu pandemi karantinasında denk gelirse öncesinden merkezden imzalı bir kağıt isteyin sizin ve refakatçinizin ismini yazan ve bir tetkik için o gün randevunuz olduğunu belirten ki polis durdurursa ceza yemeyin.). Bu süreçte bu özelinizi anlatabileceğiniz, güvenebileceğiniz birinin yanınızda olması gerçekten çok kıymetli. Tüp bebek merkezlerinde yüzde doksan çiftler var ve bu süreçte bekar biri olarak kendinizi yalnız hissediyorsunuz, toplum baskısı da cabası. Beni tanıyan durak taksiye binmeyip, yoldan durdurduğum taksiye binip merkezin ilerisinde durdurup yürüdüğümü biliyorum, beni anlayanlarınız olacaktır eminim. Ya da danışmada ismim sorulup kayıt girileceğinde kimse duymasın diye alçak sesle yanıt verdiğimi, parmağımda yüzük yok diye. Aslında kimse kimseyi yargılamıyor da, o sıradaki psikolojiniz hassas oluyor işte.
Yumurta toplama günü merkeze gidip girişimi yaptırdık ve ardından bizi bir odaya aldılar, tertemizdi yatak ve çarşaflar, banyo, gardrop ve refakatçi koltuğu bulunmaktaydı. Arkadaşımla sohbet edip stresimi biraz yatıştırdım. Hemşire gelip damar yolumu açtı, bir süre sonra hastabakıcı almaya geldi ve operasyonun yapılacağı kata çıktık. O kadar şiş ve garip hissediyordum ki karnımın altında, oturamayıp ayakta bekledim, eğilince ya da kıvrılınca acıyordu çünkü yumurtalarımın hareketliliğini hissediyordum ki bu iyi bir şeydi, yumurtaların olgunlaştığına işaretti. Benden önceki hasta çıktı, çok gençti ve sedyedeydi ve halen anestezi etkisi altındaydı. Beni gördü ve ben de geçmiş olsun dedim, o da bana diledi ve tam alana girecekken arkamdan hafifçe seslendi ve “Allah sağlıkla bebeğini kucağına almayı nasip etsin” dedi. Hayatım boyunca unutamayacağımı düşündüğüm bu an içime çok dokundu: belli ki evliydi ve bebeği olmadığından tüp bebek tedavisi görüyordu bu çok genç yaşta ve halen anestezi etkisindeyken bile bunu bana söyleyebildi empati kurup, bir kadını en iyi bir kadın anlar yine. Aynısını ona diledim (sana dua edeceğim güzel yürekli kadın), kendime de evlenince. Sonra beni içeri aldılar, masaya yattım. Çok gergindim. Anestezist doktorumuz halimi görünce ve ben de ağrımı ve korkumu söyleyince önce elimi tutup moral verdi (böyle anlarda verilen destek hiç unutulmuyor gerçekten) ve benimle sohbet ederken rahatlatıcı ve ağrı kesici bir iğne sıktı damar yoluma. Ve tabii ki o andan itibaren kafam güzel oldu. Sonra bir iki dakika daha konuştuktan sonra tamamen anesteziyi verdi.
Uyandığımda odamızdaydık (yaklaşık 15-20 dakika geçmiş), arkadaşım hemşireyle konuşuyordu, bir süre daha uyudum uyandım, sonra hemşire geldi kontrol etti, yapmamız gerekenleri söyledi. Yiyecek bir şeyler geldi, sağolsun arkadaşım yedirdi vs ve çok iyi geldi kendime geldim, sonra yürüttü (tüm bu süreç 1 saat kadar sürüyor, kendinize çabuk geliyorsunuz.). Arada hemşire bir kağıt getirdi ve içinde kaç yumurtam olduğu yazıyordu ve de yapmam gerekenler bu süreçte. 6 yumurtam çıkmıştı ve ilk denemeye göre güzeldi ama toplam rezerv için yeterli değildi tabii. Daha sonra görüştüğüm doktorumdan ve laboratuvardan bunun 1 tanesinin uygun olmadığını (boyutu, kalitesi uygun olmayabiliyor ya da içi boş çıkabiliyor.) ve 5’inin dondurulduğunu öğrendim, çok kaybım da yoktu, çok sevindim. Bu arada Centrum Tüp Bebek Merkezi yumurtaları kristallenmeden çok hızlı şekilde donduran vitrifikasyon yöntemini kullanıyor ve yumurtalar dondurulurken de çözülürken de minimum hasar görüyor, ilk günkü tazeliğini koruyor (evet farkındayım çok ironik bir ifade:)). Doktor operasyonun başarılı geçtiğini, yaklaşık 1 hafta 10 gün sonra adet olacağımı ama (çok hassas bünyem var ve fazla etkileniyorum) bu defayı pas geçeceğini, dinlendireceğini ve ondan sonraki adette tekrar başlayacağımızı söyledi. Eve gittim, dinlendim. Hem zinde hem de mutlu hissediyordum kafamdaki endişe gittiği, ayrıca ağrılarım geçtiği ve hormonlarım da normale dönmeye başladığı için.
Maliyetler Maliyete gelirsek: tüp bebek merkezinden tüp bebek merkezine fiyatlar çok değişiyor ama fark ettiğim Ankara’da ücretler İstanbul’a nazaran çok daha düşük. Ayrıca hangi ilaçlardan ne kadar ve kaç gün kullandığınız da toplam maliyeti çok fark ettiriyor çünkü pahalılar, belki eczaneyle konuşup biraz indirim isteyebilirsiniz. Bir defalık bu süreç bana her şey dâhil 10.000’nin altında bir maliyete geldi. Karşılığındaki güven duygusu ise paha biçilmez gerçekten. Elbette bu süreç belli bir uzmanlık ve tecrübe gerektiriyor ki bunu özveriyle yapan tüm merkezlere ve çalışanlarına çok teşekkürler. ve dondurma maliyetleri vs var ama fahiş ücretler isteyen yerlerin zaten bu işlemi yaptırmakta zorlanan ve çaresiz kalmış kişileri bu kadar zorlamaması gerektiğini düşünüyorum; biraz empati kurun ve zor durumda olana bir de siz vurmayın lütfen.
Operasyonun ardından Sonuç olarak dünya için küçük benim için büyük bir adım ve pişman değilim, keşke daha önce yaptırsaydım yumurtalık sayım ve kalitem daha yüksekken (gerçi o zaman da rapor alamazdım yaptırmak için). Daha genç yaşta yaptırsaydım bir defada çok daha fazla sayıda ve kalitede yumurta toplayabileceklerdi ve bu da hamilelik olasılığını yükseltiyor. Olasılığı yükselten başka bir etmen de hamilelik yaşı. Yani bu yumurtaları dondurdum, oh istediğim yaşta çocuk yaparım kafam rahat diye bir rehavete düşmeyin sakın, buna güvenip yine ertelemek kendinize yapacağınız bir kötülük olur. Çünkü dondurduğunuz bu yumurtalarla ne kadar erken yaşta hamilelik denemesi yaparsanız, başarı şansı da, düşük yapmama ve çocukta anomali gelişmeme olasılığı da o kadar yüksek oluyor. Bu arada hamileliğe karar verdiğinizde, önce normal yoldan, belli bir süre olmazsa o zamanki taze yumurtanızı kullanarak tüp bebek yöntemiyle, o da olmazsa dondurduğunuz yumurtanızla yapmaya çalışıyorlar ki yeni dondurma teknikleriyle taze yumurtaya yakın bir kalitede oluyormuş dondurulmuşlar da. Türkiye’de evli olmayana dondurulmuş yumurtayı embriyoya çevirme işlemi yapılmıyor ya da donör de yasak, bunları düşünüyorsanız Kıbrıs’ı öneriyorlar forumlarda. Ancak dondurttuysanız da önce 1 yıl, sonra 5 yıl süreyle saklama süresini uzatabiliyorsunuz ve her şey titiz bir şekilde devlete iletiliyor ve kontrolleri yapılıyor.
Yumurta donduranların sonradan bunu kullanma yüzdesini ve hamile kalma oranını bilmiyorum; zaten Türkiye’de çok yeni bir süreç, bu konuda bir çalışma var mı da bilemiyorum ama geç yaşta da bu yolla hamile kalanlar olduğunu duydum. Diğer yandan hassas bir bünyem var, o yüzden ilaçların yan etkisi de hissettiğim acı da ortalamaya nazaran daha fazla oldu ama yine de dayanılmayacak bir süreç değildi kesinlikle, adet öncesi sendromuna benziyordu. Bu pandemi dönemi ve iğne sürecinde işe bile gittim kendimi çok yormamaya ve aşırı hareketli olmamaya çalışarak, tempomu düşürünce sorun olmadı, akşamları uzandım dinlendim hep. Zaten zararlı alışkanlıklarım yoktu (özellikle sigara içiyorsanız bırakın, doğurganlığa çok zarar veriyor; alkol kullanıyorsanız da ara verin). Pandemi döneminde de düzenli spora ve sağlıklı beslenmeye çok dikkat etmeye başlamıştım. Yapılan kan testlerinde sonuçlarını da gördüm ve yumurtanın kalitesine etkisinin olduğunu düşünüyorum.
Operasyon üzerine neredeyse 1 haftam doluyor ve çok az ağrım var (adet döneminin ilk günleri gibi), arada Parol aldım sadece ve güzelcene de dinlendim ve arada işe gittim. Size kendi yaşadıklarımı samimiyetle ve ayrıntısıyla anlatmaya çalıştım ki (bu benim kişisel sürecim oldu, başkası farklı yaşamış ya da yaşayacak olabilir tabii) endişelerinizi gidereyim ve karar vermeniz halinde az çok yaşayacaklarınızı okuyun: insan en çok bilmediğinden korkuyor ve erteliyor çünkü. İster yaptırın ister yaptırmayın, bu sadece sizin kararınız olmalı ve kimseye hesap vermek zorunda değilsiniz. Tek istediğim ileride pişman olmayacağınız seçeneği seçmeniz. Toplum baskısı, etrafta konuşulanlar, yanlış bilgiler boş verin bunları! Siz değerlisiniz ve kendi geleceğinizi kendiniz yönetin, geleceğinizde kendiniz için ne istiyorsanız o yolda zamanında yatırım yapın. Çünkü ileride üzüldüğünüzde, şu an kendisine göre davrandığınız o yargılayan kişiler yanınızda olup sizi teselli etmeyecek ve iyi ya da kötü kendi kararlarınızın sonuçlarıyla baş başa kalacaksınız. Çocuk istemek zorunda da değilsiniz ve bu da en doğal hakkınız. Ya da evlat da edinebilirsiniz ya da koruyucu ailelik, doğuran mı bakan mı değil mi. Ama bir olasılık çocuk yapma isteğiniz varsa ve halen doğurganlığınız devam ediyorsa bu imkânı kaçırmayın bence. Yapabileceğim bir şey olursa DM’den yazabilirsiniz. Hepinize güzel günler güçlü kadınlar.
Not: Değerli Doktorum Doç. Dr. Emre Pabuçcu’ya, değerli Anestezi Uzmanımıza, Centrum Tüp Bebek Merkezinin laboratuvar çalışanları, hemşireleri ve hasta bakıcıları ile idari görevlileri dâhil tüm çalışanlarına, ayrıca beni bu süreçte yalnız bırakmayan canım arkadaşıma (kadın kadının dostudur.) ve internetteki forumlarda deneyimlerini paylaşan tüm hemcinslerime sonsuz teşekkürlerimle.