Çocuğa da kızıyorum fakat en çok sisteme kızıyorum. Şöyle ki; avukat, doktor, mühendis, öğretmen vb. kallavi meslek sahibi olabilmemiz için önümüze bir yığın test koyuyorlar. 5 şıklı abuk sorulu testleri çözerek, optik karalayarak bir yerlere gelmeye çalışıyoruz. Birbirimizle deli gib yarışıyoruz. Bir tıp fakültesi öğrencisi olabilmemiz için yıllarca gece gündüz kendimizi sosyal aktivitelere, dış öğrenmelere kapatıp, sadece sistemin gerektirdiği şeyleri ezberlemekle uğraşıyoruz. Hal böyle olunca da bir tıp öğrencisinin veya adayının ne sinemaya gitmeye, en roman okumaya, ne gezmeye, ne de haber okumaya zamanı yok denecek kadar az oluyor. Kendimizi tek bir yönde geliştirmek için diğer alanlara gözümüzü kapatmamız gerekiyor. Sonra ne oluyor? Doktor olmuş ama adam olmamış, öğretmen olmuş da öğrencilerine faydasız olmuş vs. vs. diyoruz.
Ha ama hal böyle diye de sisteme küsüp, her suçu ona atmak da doğru değil. Biraz da hatayı kendimizde aramamız lazım. Sistemle kavgalıyız diye hayatın gerçeklerine gözümüzü yumamayız.
Tüm bunları bu soruya cevap veremeyen bu çocuk için söylemedim elbette. Bir yarışma nihayetinde ve olabilir böyle şeyler. Ama dışarı çıkın, hukuk fakültesine, eğitim fakültesine, tıpa dereceyle girmiş bir yığın kültür yoksunu insan bulabilirsiniz. Özellikle şu aralar eğitim fakültesi boş beleş insan kaynıyor, gözümle görüyorum. Bu insanlar ilerde öğrencilere ne verebilir diye sormuyor değilim.