Ter Kokusuna Doğal Çözümler

takyon

170/73
Kayıtlı Üye
14 Nisan 2007
5.629
3.807
Koltuk altımızın kimyası son derece ilginçtir. Beden kokunuzun neredeyse tamamı, çoğunluğu koltuk altlarınızda bulunan apokrin ter bezlerinden kaynaklanır. Tüm insanlar bu özel ter bezleri ile doğarlar. Bu bezler kokusuz, sütümsü bir sıvı salgılamaya başladıkları ergenlik çağına kadar çok fazla bir faaliyet göstermezler. Eğer bu sütümsü salgı düzenli olarak altı saatte bir ya da daha sık yıkanıp temizlenmezse, bu apokrin salgısının içinde bakteri kolonileri oluşmaya başlar ve bir süre sonra da... Ne olur dersiniz?

Erkeklerin apokrin bezleri kadınlara oranla hem daha büyük, hem de daha çoktur. Bu yüzden de erkeklerin beden kokusu daha yoğundur. Buna rağmen, kadınların çok daha fazla deodorant tükettikleri ise ortada. Hijyen olmayan bir ortam yaratmanın dışında beden kokusu; çinko eksikliği, diyabet ya da karaciğer hastalıkları, kronik kabızlık ve parazitlere de neden olabilir. Vejetaryenler et yiyenlerin daha fazla koktuğunu iddia etmektedirler.


Banyo yapmak beden kokusunu kontrol etmenin en iyi yollarından bir tanesidir. Banyoya rağmen deodorant kullanmaktan vazgeçemiyorsanız, piyasada satılan roll-on ya da sprey deodorantlara bağımlı kalınanız gerekmiyor.


Bitkilerin deodorantlar gibi kullanılmasının geçmişi çok eskilere dayanır. Bitkilerin, sahip oldukları anti bakteriyel özellikleri sayesinde apokrin bezlerinizin salgılarının kötü kokmasına neden olan mikroorganizmalara karşı kullanılmaları hiç de şaşırtıcı değildir. Bu bitkiler hangileriymiş gelin birlikte inceleyelim;



Kişniş: Kişniş vee meyan kökü, anti bakteriyel etkilere sanıp 20 tane kimyasal içeriyor. Bu sayı yabani mercanköşk ve biberiyede 19, zencefilde 17, muskatta 15, tarçın ve kimyonda 11, defnede ise 10 olarak görülüyor. Buraya kadar sözünü ettiğimiz tüm bitkilerin, vücudumuzun kokmasına neden olan bakterilere karşı bir etkisi var. Bu bitkisel deodorantları kullanmanın bir yolu, bunları toz haline getirip koltuk altlarına sürmektir. Bu son derece etkili bir yöntemdir ama giysilerde leke yapması gibi bir yan etkisi de görülebilir. Bu yüzden, size bunun yerine bu bitkilerden seçeceğiniz herhangi birkaçıyla yapacağınız güçlü bir çay öneririm. Bu çayı emdireceğiniz temiz bir bezle, koltuk altlarınıza yapacağınız birkaç dakikalık masajın mucizeler yarattığını göreceksiniz.


Çayınızın içine bolca ada çayı eklemeyi de unutmayın. Bu konu hakkında geniş bilgi sahibi olan, aklı başında kaynaklara göre, ada çayı ekstradan bir ter önleyici olarak çalışacak.Tüm bu bitkileri aynı zamanda banyoda da kullanabilirsiniz. Kumaş bir torbaya dolduracağınız bitkileri duşunuzun altına tutarak, sıcak suyla çözülen bitki özleriyle duş alın.


Bir diğer yöntem ise, bu bitkilerin satın aldığınız kokulu yağlarını, bitkisel yağ ile (bir çorba kaşığı bitkisel yağa bir ya da iki damla hesabıyla) incelterek elde ettiğiniz karışımla koltuk altlarınıza masaj yapmaktır. Unutmamanız gereken tek şey bu yağları yutmamanız gerektiğidir. Çünkü çok az bir miktar bile zehirleyici olabilir.





Karbona ve Mısır Nişastası: Bu iki tozu birbirleriyle karıştırıp kötü kokan bölgelere sürün. Her iki tozun da sahip olduğu kurutucu etki büyük yarar sağlayacaktır. Zaten buzdolabındaki kokuyu kontrol altına almak için içine ağzı açık bir paket karbonat koyan herkes, karbonatın deodorant etkisini bilir. Evet, biliyorum karbonat bitki değil, ancak onun gibi doğal bir malzemeyi göz ardı etmeye gönlüm razı gelmedi.





Şalgam Suyu: Şimdi size Dr. Heinerman’dan ilginç gelen bir anekdot aktaracağım: Bir Japon meslektaşının, vücut kokusunu kontrol altına almak İçin şalgam ya da Japon turpu suyu kullanması önerisinden sonra, Dr. Heinerman bir miktar şalgamın suyunu sıktıktan sonra meslektaşının tarif ettiği gibi koltuk altlarını şalgam suyuyla ovmaya başlamış. Elde ettiği sonucu şöyle anlatmış: ‘Şalgam suyu terlemeyi engellemiyor fakat en azından on saat süreyle kokular saçmanızı önlüyor.’ Bu oldukça mantıklı geliyor.





Çinko İçeren Sebzeler: Vücudun kokmasına çinko eksikliği de neden olabilir. Hazır gıdalardan çinko almak pek mümkün değildir, çünkü çinko bu gıdaların hazırlanma sürecinde genellikle dışarı atılır. İşlenmemiş gıdalar ise zengin çinko depolarını korurlar. Bunların arasında ıspanak, maydanoz, lahana, brüksel lahanası, salatalık, çalı fasulyesi, hindiba, kuşkonmaz ve mor eriği sayabiliriz. Bunlar arasında ıspanak en zengin çinko kaynağıdır. Diğerleri de yukarıda verdiğim sırayla çoktan aza doğru sıralanırlar. Eğer bir deodorant kokteyli yapmak isterseniz, bunlardan herhangi birkaç tanesini deneyebilirsiniz (Mor eriği hariç tutuyorum).





Sirke: Dr. Heinerman, piyasada satılan deodorantlar yerine elma sirkesi kullanmanızı öneriyor. Bu oldukça mantıklı çünkü sirke güçlü bir antiseptiktir. Sirkenin içine biraz da ada çayı gibi kokulu otlardan karıştırabilirsiniz.

 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…