ve yine olmadı bu sabah yine tek çizgili bir test ile kalakaldım elimde.her tedaviye besmeleyle dualarla ve olcağını tüm kalbimle inanarak başlıyorum ama her tedavinin tamda 12. gününde çıkmayan çizgiyi boğazımdaki kalp atışlarımla bekliyorum ve o yine çıkmıyor sinirleniyorum önce bir kerede şaşırt beni diyorum atıyorum kenara, ama bitiyormu umut asla belki diyorum belki geç çıkar deyip tekrar slıyorum elime bu sefer olmayan çizgiye kızamıyorum Rabbim sen bilirsin diyorum ve sessizce başlıyorum ağlamaya. bilmem kaçıncı testim ve her birinde olayların sırası hatta sonucun sırası bile aynı. önce uzun uzun ağlıyorum sonra yıkıyorum elimi yüzümü ve sabahın erken saati ya uyandırıyorum eşimi öpücüklerle. tabi içimden umursamaz gibi görüneceğime söz vermiş oluyorum çoktan. ve gösteriyorum onada sonucu önce bakıyor ifadesiz belki içinde fırtınalar kopuyorda adama hiç benden sıra gelmiyor ki üzülmek için ve başlıyor daha çok erken 15. gün gelsin kanda bakarız demeye. giyinip gidiyoruz işe tek kelime etmeden giriyorum okula.kaderin işi işte anaokulu öğretmeniyim birde, sabahları okula gelip mahmur gözlerle sınıfa giren çocukları karşılıyordum önceden, içim yana yana sarılıyordum onlara. kimisinin gözü gibi kimisinin burnu gibi olsun benimkide diyordum kimisininde haline tavrına bayılıyordum. eve gitme saatine kadar bağrımda oturan taşla ve saklı saklı ağlamaktan şişmiş gözlerle bitiyordu işim. tabi bu arada hastamısın neyin var, bembeyazsın sorularına geçiştirici cevaplarla oyalıyordum herkesi yada ben öyle zannediyordum ki aradan birisi yoksa olmadımı, üzülme vakti vardır, acele ediyorsun, aman yaşın daha çok geç diyiveriyordu. işte o an buhar olup uçasım geliyordu, değildi işte öyle değildi anne olma duygusu hiçbir teselli cümlesiyle geçmiyordu, ertelenmiyordu. elime geçen ilk fırsatta müdür yardımcılığı pozisyonuna geçtim, çocuklardan uzak olucak ama yine sevicektim ve daha yoğun nefes almadan çalışarsk unutacaktım, daha az aklıma gelicekti. yine olmadı bu seferde hem anne olamama hemde öğrencilerimden uzak iki özlem oldu yüreğimde, hayatımdaki herşey değişti benim ruh halime göre, evi değiştirdik bir vesile ile, izlediğim filmler, gittiğim yerler değişti. heyecanla uğradığım bebek reyonlarına küsmüştüm artık. değişmeyen tek şey sonuç oldu. işte yine aynı sonuç ve aynı 12. gün ve aynı sıralama. yine aynı teselliler. kan testine kalan umutlar. hadi be ordan 3 gün daha umut edemeyeceksin yarın yada 2 gün sonra gelecek adetin, ve sen boğazına tıkadığın hıçkırığı yastığına gömülerek serbest bırakacaksın. ve yeniden başlayacak umudum yeni bir tedaviyle. tabi bu arada ne yemek, ne iş, ne başka birşey görecek gözüm her fırsatta ağlayacağım Allah'ım sen bilirsin diyerek.gece eşim duymasın görmesin diye vakitli vakitsiz kalkıp ağlayacağım mutfak penceresinde bir süre sonra sessizce gidip yatacağım tekrar, ve eşime sarılarak sımsıkı. 4. aşılamamda olmadı zaten bedenen de bunun farkındaydım. eşim istedi oldu aşılama, doktor istedi oldu aşılama artık sıra bende ve ben kimseye söz hakkı bırakmayacağım artık. ya tüp olacak yada hiç olmayacak. her seferinde ümitle başlanan tedavim sonrası bedenimin çığlıklarına tıkadım kulaklarımı, aralıksız, sorgusuz sualsiz aldım hormonu ve yüzümü basan sivilceleri, ağrıyan eklemlerimi, sbepsiz bulantılarımı, her seferinde biraz daha canımı acıyan vajınal muayeneleri görmemezlikten geldim. dayanamıyorum artık, gücüm kuvvetim tek çizgiyle çekildi gitti. bazen öyle oluyorki tüm dünyayı karşıma alacak güçte oluyorum bazende nefes alıp verecek halim olmuyor. umutla baktım hep, en kısa sürede topladım kendimi herkese ümitle bakmasını söyledim her fırsatta, defalarca aynalara bakarak konuştum kendimle, Rabbim sınıyor seni, isyan etme olacak birgün dedim. hala diyorum yine toparlanacağım en hızlı halimle ama doluyorum yavaş yavaş, doldukça tükeniyorum, güya teselli etmek için söylenen bilmem kimin kaç sene ( tabi en az 10 yıllık örnekler ) çocuğu olmadı sonra kendinden oldu örneklerinden olmak istemiyorum Allah'ım. o kadına üzülüyorum birde o kadar sene diyorum nasıl dayanır insan, bazen uyumayan yemeyen çocuklarından şikayet edenlere nefes slmaya vakti olmadığını söyleyenlere bağıra bağıra senin şikayet ettiklerine sahip olabilmek için neler çekiyorum ben demek istiyorum, bazıları için lütuf bunlar demek istiyorum.sonra sessizce onaylıyorum onu ya, tabi haklısın zordur diyorum bide. bugün ankaraya geldik testten sonra kardeşimin sınavı var, salonda şimdi bende önünde oturuyorum okulun. eşimde arkadaşıyla buluşmaya gitti belkide kaçtı. çünkü aynıydı o talihsiz sıralama.tek farkla bu sefer testi görünce sarılmadı bana, teselli etmedi beni sessizce kalktı gitti banyoya ve tek kelime etmeden geldik ankaraya ve boğazımda hıçkırığımla oturuyorum kaldırımda sınavdan çıkacak kardeşimi bekliyorum, karşımda annesi sınava girmiş çocuğun babasıyla oynaşmasını izliyorum, üzerinde beyaz taytı, kafasında beyaz bandanası, ve yeni yeni attığı adımlarıyla dengede durmaya çalışır en tatlı haliyle. yine ağlayamıyorum etrafımdaki kalabalıktan utanıyorum. akşama kadar hiçbir şey olmamış gibi gezip dolaşacağız, ve ben yine benim yastığıma gömüleceğim. o kadar çok isterdim ki yatağımda olmayı, bağrımdaki taştan her hıçkırıkta kurtulmayı.özürdilerim kızlar bu kadar umutsuz olduğum için. ama siz vazgeçmeyin sakın. bir gün olacak ama dökmeliydim içimi.....