Geçmişler olsun çok, kendi yaşadıklarımı gördüm resmen.
Ben de geç evlendim, ondan öncesinde çok bir planım yoktu açıkcası ve kendime dikkat ettiğim de söylenemezdi. Ancak, evlendikten sonra hamile kalıp kalp atışlarını duymaya başlayınca vücutta da hormonlar salgılanıyor ve inanılmaz bağlanıyorsun. Sonuçlar hüsran, boşluk, beceriksizlik, kendini suçlama, endişe.. Benim de eşim seninki gibi söyledi hep bana.
Bir de benim birşeyi bilmem lazım. Yani "Neden" sorusunun cevabı olması lazım. Çok yanış birşey bu ama yapım bu. O nedenle çok araştırdım, çok sordum ama neden sorusuna yaştan başka cevap bulamadım :) Ailemde çok doktor var. Ayrı şehirlerde, hepsine raporlarımı yolladım, kadın doğumcu arkadaşlarından cevaplar aldım. Türkiye'nin farklı şehirlerinden konsültasyonlar aldım yani :) Ben hamile kalabildiğim için genel kanı, tekrar normal denenmesiydi.
Çünkü daha önce de söylemiştim, doktorlar için düşük olayı bizim anladığımızdan farklı. Yani zaten doğana kadar hep risk var, zaten 3 aya kadar falan da pek bi bebek sayılmıyor. Her gün bu olayla karşılaşıldığı için de kanıksanmış olay. Kötü insanlar demiyorum, dediğim gibi yakın ailem aşırı iyi insanlardır ama bu olay böyle. Sana bırakıyorlar.
Hamile kal, vücütta değişiklik olsun, kalbini duy sonra kaybet, sonra kürtaj sonra hormon devinimleri yaşa ağla zırla, ama yeniden dene.
Deneyebilirsin ama senin kararın. Söylenen bu :)
PGT için de senin doktorun söylediği kadar net bir olumsuz cevap duymadım ama hiç. Deneysel bir yöntem değil. Kanıtlanmış bir yöntem, özellikle kalıtsal rahatsızlık yaşayanlarda bu yöntem hayat kurtarıcı. Belirli bir bölgeye bakıp sağlıklı embriyo seçiliyor. Bu tabi zorunlu bi yöntem kalıtsal rahatsızlık varsa. Nispeten yeni bi yöntem olduğu için bizim gibi bu tarz bi zorunluluk yoksa -bizim gibi- düşüklerle boğuşmuş insanlarda başka bir alternatif varsa PGT seçimini bence hafifi abartı veya - doktorların kendi fikirlerine göre- hafifi şımarıkça bulabiliyorlar :)
Risk var mı, Elbette var! Çok çok iyi ellerin, daha önce bu işi sürekli yapmış ellerin yapması gereken bi durum. Ama embriyoya iyi yapılırsa zarar vermesi gibi bi durum yok çünkü plesanta kısmından alınıyor biyopsi yani bebeğin olduğu kısımdan değil. Zank diye embriyodan alınırsa zaten o embriyonun da yaşama imkanı yok.
Diğer risk de mozaik olabilme ihtimali, yani alınan bölüme göre hücreler sağlıklı ise değil, değil ise sağlıklı gibi gözükebiliyor.
Bu iki riskin ilki olursa o embriyo yerleşmiyor. İkinci riskte de zaten sağlıklı gözüken ama aslında sağlıksız olan yerleşirse düşüyor. Ama direk düşük engellenmiş oluyor. Ben farklı ülkelerden de baktım araştırmalara, genel olarak başarı sağlıklı bulma ve yerleşme 70% (ancak ilk denemede değil), sağlıklı bulunan embriyonun başarılı devam etmesi de 95% .
Bu esnada risklere hormon alımı, paraların fır fır saçılımı, beklemek, sabır, eşle hırlaşma..vb diğer etkenleri de ekleyebiliriz. Ancak hiçbiri haftalarca hamileyim diye gezip sonra hüsrana uğramaktan büyük gelmiyor bana. Yani bu benim için böyle.. Ben alıcam riskleri, belki olur belki olmaz ama keşke deneseydim dememek adına alıcam.
Canım benim gerçekten de yazdıklarını okurken benim de canım acıdı. Hepimiz için bu böyle sanırım. Yapabilirsen tek ricam düşüncelerden biraz uzaklaşman. Planını yap, sağlığına bak ama şu anda o mu bu mu diye daha çok yorma kendini, nefes al.. Eminim yani aylarca düşünmemek imkansız ama en azından bir kaç hafta bi izin ver kendine. Vücut da ağlıyor yani ben hissediyordum, hormonlar sapıttığı için onu da dinlendirmek lazım. Yürü, yürü ben yürüdüm hem aşırı kilo almıştım, çok veremedim de yürürken beyne oksijen de çok mu gidiyor nedir uyuşuyordu :)
Öpüyorum herkesi, hepimize cümleten sabırlar