- 18 Mart 2013
- 3.848
- 12.390
- 363
- Konu Sahibi En buyuk kk
-
- #1
Ben de sizi biliyorum. Bence değişiklik iyi gelecektir. Belli ki potansiyeli olan birisiniz. Olmadı tekrar başka yönelimlerde bulunursunuz. Inşallah güzel günleriniz olur.Merhaba arkadaşlar,
Kusura bakmayın sürekli konu açıyorum ama gerçek hayatta beni anlayan az insan var, KK ise müthiş bir yer. Kafama ne takılsa buraya yazıyorum, burada anlayışlı insanlar çıkıyor hep.
Daha önce bir konu açmıştım Güneydoğu Anadolu illerimizden birinde iş başvurusu yapmıştım. Sınava ve sonrasında mülakata girdim. Bu haftasonu benden diplomamı istediler ve referanslarımı aramışlar. Yani sanırım mülakatı geçtim ve yakında gidiyorum demektir bu. Üç seneye yakın süredir bir Doğu afrika ülkesinde bir köyde yaşıyorum. Normalde taşınmaya çok alışkın bir insanım. 32 senelik hayatımda bir-iki-üç sene sürelerle beş farklı şehirde yaşadım. Ama şu an garip bir burukluk var içimde.
Bu iş benim için daha iyi, şu an gönüllü bir sözleşmem var, bu iş mevki olarak daha iyi, deneyim olarak da farklı bir deneyim. Aslında heyecanlıyım. Orada yaşamak için de heyecanlıyım. Buradan zaten bıkmıştım. Çamaşır makinem bile yok, evde internet çekmiyor, sıcak suyum çalışmıyor, toplamda iki tane arkadaşım var, iş güzel ama rutine bağladı artık yeni şeyler öğrenmem lazım, her gün toprak arazi yolunda toplam 3 buçuk saat yol gidiyoruz iş için (şu an yoldayım mesela), toplumda herkesin beni parmakla gösterip ten rengimden dolayı para istemesinden bıktım filan. Heyecanlıyım bu iş için de. Çok daha güzel şeylere açılan bir kapı olabilir gibi geliyor.
Ama yine de kalbimde çok az da olsa bir ağırlık var. Türkiye'ye dönmeyi pek planlamamıştım. Aklınıza gelebilecek bütün ülkelerde iş başvurum var. Ama şu an hala gönüllü statüsünde olduğum için başvurularım dikkate alınmadı. Bir de artık sanırım taşınmayı kaldıramıyorum. Mesela 2015'te Ankara'ya taşındım. Evimi kurdum, güzel dostluklar kurdum. Ama ilerlemem yeni şeyler öğrenmem lazım konfor alanından çıkmam lazım gibi geldi. 2018'de bu iş oldu, taşındım. Burada da yakın arkadaşlarım oldu ama en yakın arkadaşlarım gitti. Kaç tane ayrılık yaşadım sayamıyorum. İçim biraz buruk. Şimdi yeni bir şehir, yeni iş, yeni düzen... Korona da cabası. İş arkadaşlarıma baktıkça onlara sarılıp ağlayasım geliyor. Gelecekte ne bekliyor beni endişe ediyorum. Karışık duygular içindeyim... Sadece içimi dökmek istedim, belki biraz gaz veren de olur.
kurudun orada gitmen lazımdı zaten..
gel bak peyniri beraber çatallyacağın biri çıkar karşına
değişiklik iyidir.
Ayyy sizin nickiniz değişmiş ama yorumlarınızı hatırlıyorum ne zaman "sevgilim yoooqqq" konusu açsam bana "gel artık" yazıyordunuz.
Ayyy sizin nickiniz değişmiş ama yorumlarınızı hatırlıyorum ne zaman "sevgilim yoooqqq" konusu açsam bana "gel artık" yazıyordunuz.
Değişiklik iyidir. Ülke topraklarına dön. Ve bol bol peynir yeMerhaba arkadaşlar,
Kusura bakmayın sürekli konu açıyorum ama gerçek hayatta beni anlayan az insan var, KK ise müthiş bir yer. Kafama ne takılsa buraya yazıyorum, burada anlayışlı insanlar çıkıyor hep.
Daha önce bir konu açmıştım Güneydoğu Anadolu illerimizden birinde iş başvurusu yapmıştım. Sınava ve sonrasında mülakata girdim. Bu haftasonu benden diplomamı istediler ve referanslarımı aramışlar. Yani sanırım mülakatı geçtim ve yakında gidiyorum demektir bu. Üç seneye yakın süredir bir Doğu afrika ülkesinde bir köyde yaşıyorum. Normalde taşınmaya çok alışkın bir insanım. 32 senelik hayatımda bir-iki-üç sene sürelerle beş farklı şehirde yaşadım. Ama şu an garip bir burukluk var içimde.
Bu iş benim için daha iyi, şu an gönüllü bir sözleşmem var, bu iş mevki olarak daha iyi, deneyim olarak da farklı bir deneyim. Aslında heyecanlıyım. Orada yaşamak için de heyecanlıyım. Buradan zaten bıkmıştım. Çamaşır makinem bile yok, evde internet çekmiyor, sıcak suyum çalışmıyor, toplamda iki tane arkadaşım var, iş güzel ama rutine bağladı artık yeni şeyler öğrenmem lazım, her gün toprak arazi yolunda toplam 3 buçuk saat yol gidiyoruz iş için (şu an yoldayım mesela), toplumda herkesin beni parmakla gösterip ten rengimden dolayı para istemesinden bıktım filan. Heyecanlıyım bu iş için de. Çok daha güzel şeylere açılan bir kapı olabilir gibi geliyor.
Ama yine de kalbimde çok az da olsa bir ağırlık var. Türkiye'ye dönmeyi pek planlamamıştım. Aklınıza gelebilecek bütün ülkelerde iş başvurum var. Ama şu an hala gönüllü statüsünde olduğum için başvurularım dikkate alınmadı. Bir de artık sanırım taşınmayı kaldıramıyorum. Mesela 2015'te Ankara'ya taşındım. Evimi kurdum, güzel dostluklar kurdum. Ama ilerlemem yeni şeyler öğrenmem lazım konfor alanından çıkmam lazım gibi geldi. 2018'de bu iş oldu, taşındım. Burada da yakın arkadaşlarım oldu ama en yakın arkadaşlarım gitti. Kaç tane ayrılık yaşadım sayamıyorum. İçim biraz buruk. Şimdi yeni bir şehir, yeni iş, yeni düzen... Korona da cabası. İş arkadaşlarıma baktıkça onlara sarılıp ağlayasım geliyor. Gelecekte ne bekliyor beni endişe ediyorum. Karışık duygular içindeyim... Sadece içimi dökmek istedim, belki biraz gaz veren de olur.
ama tabii ben oradaki "farklı yaşantının" burada pek olamayacağını düşünüyorum
yani şehre gittim kafama göre takıldım, burada pek olmaz, malum el ne der toplumuyuz, yabancı olmanın rahatlığı burada olmaz
Bunu orada yaşamadığından emin misin acaba... dedikodu ortamı, istikrarsız adamlar orda da vardı anlatmıştın. gel burda erkekler borç istemezler, tam tersine seni gezdirirlerOnu geçtim mesela buranın dilini filan konuşuyorum öğrendim biraz. Bu dilde konuşmak bile bana iyi hissettiriyor. Sosyal kısıtlamalar yok, sürekli sana aptal muamelesi yapan, ölçen tartan biçen, hakir gören erkek bireyler yok. Bağlamından kopuksun, özgürsün. Bu his bile bana iyi geliyordu.
Evet ya aslında hani gideceğim şehirde yaşayanlar da diyor ki burası güzel, ortam güzel, sürekli bir geziler düzenliyorlarmış çevre illere. Tabi şu an korona var muhtemelen ev-iş-maske-kolonya- sıfır sosyallik bir yaşamım olacak mecburen ama. Onun dışında bu dediğiniz de beni biraz şey yapıyor. Burda mesela sürekli bir farklı konular açılıyor günlük yaşamımda. Geçen arabada gidiyoruz mesela Zaire eski başkanının 1973'teki bir konuşmasını açtılar. Sömürgecilikten bahsediyor. Sonra muhabbet açıldı bilmem ne, Kongo'da doğmuş arkadaşlarımdan bazıları, oradan bahsettiler. Sonra ben de bundan benim eski ev arkadaşıma bahsettim bir ara takıntılı olduğum Fransıza. Ertesi gün bana Kongo'nun sömürgeleştirilmesi ile ilgili bir çizgi roman getirmiş. Ben normalde çok kendi zihninde yaşayan, pek dikkatli olmayan, küçük bir dünyası olan insanım. Kendi başıma kalınca bütün gün İşte Benim stilim izliyorum. Etrafımın farklı farklı insanlardan olması çok önemli bu yüzden, beni bir şekilde zenginleştirmeleri önemli. Türkiye'de sürekli aynı siyasi gündemi dinlemek, aynı şeylere üzülmek ve sinirlenmek beni yoruyor.
Onu geçtim mesela buranın dilini filan konuşuyorum öğrendim biraz. Bu dilde konuşmak bile bana iyi hissettiriyor. Sosyal kısıtlamalar yok, sürekli sana aptal muamelesi yapan, ölçen tartan biçen, hakir gören erkek bireyler yok. Bağlamından kopuksun, özgürsün. Bu his bile bana iyi geliyordu.
Gerçi mülakatımda bile sordular neden dönmek istiyorsun diye. Dedim benim amacım uzun vadede yurt dışında çalışmak ama bu pozisyonun deneyim olarak bu amaca hizmet edeceğini düşünüyorum dedim. Hiç saklamadım yani. Bir yandan da biraz dinlenmem, aileme bir tık daha yakın olmam lazımmış gibi geliyor. Yılda bir kere aile görmek yordu beni artık.
Biraz dinlen sonra Avrupa yap o zaman
Kadın düşmanı erkekler yorumuna da katılıyorum. Türk erkekleri çok saygısız ve kaba olabiliyor. Kadınlara hakaret etmeyi kendilerinde hak görüyorlar bir şekilde...
her deneyim farklı bir hikayen olmasını sağlayacak onu biliyorum.
Sonra kalıcı dostluklarım olmadı ve hayat beni yıprattı demezsin inşallah. Macera dolu bir hayatı yaşamak zordurEvet ben de bundan dolayı sürekli yer değiştirmek gerektiğine inanıyoru
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?