wasbiye yazınızı okumakla birlikte yarı başkanlık sistemini aslında uygulayan bir yapımız olduğu halde, cumhurbaşkanını artık biz seçiyorken, yürütme kısmındaki bu ısrarın nedenini 'dikta rejimi' olarak algılamayanların sebebini merak ediyorum. Daha doğrusu akp yani dolayısı ile rte bunu nasıl demokrasi çerçevesine sığdırıyor?
Mesela sizin gözünüzde rtenin yeni Türkiye çıkarmasında bizleri neler bekliyor?
YARI BAŞKANLIK – RTE nin ISRARI
Bunları masaya yatırmak çok iyi olur, ağzınıza sağlık.
Çünkü bizim hayatımıza direkt etki eden ve en çok konuşulan kısım bunlar.
YARI BAŞKANLIK NE MELEM BİR ŞEY?
Yarı başkanlık, başkanlığa değil; parlamenter sisteme çok daha yakındır, hatta parlamenter sistemin özel bir halidir.
Yani herşey aynı, sadece başkanı meclis değil halk seçiyor.
Başka bir numarası yok.
Başkana verilen yetkiler genişledikçe sistem başkanlığa doğru kayar, bunun için göstermelik ve sembolik değil sahiden icraatlere etki eden yetkiler vermek gerekir.
Bir çok ülke, kendince bu yetkileri vererek yarı başkanlıkla güzelce yönetiliyor.
BİZDEKİ NASIL?
Bizdeki saçma bir şey, adı konulmamış bir yarı başkanlık.
Biz farketmesek ve kızsak da devletin bir sistemi var; iyi ya da kötü, beğensek de beğenmesek de bir anayasa var, kanunlar var.
Hayat gazete manşetlerindeki gibi ben yaptım oldu ile olmuyor.
Herşey parlamenter sistem mantığına dayanıyor, ona göre şekillendirilmiş.
Ama 367 oy meselesi yüzünden (muhalefetin ve Sabi Kanadoğlunun tarihi hatası, aynı zamanda da olağanüstü hukuk saçmalığı) bizde CB yi halk seçer oldu.
Ama diğer her şey parlamenter sistemin özelliklerini taşıyor.
Şöyle ki, Anayasa'da CB' nin tarafsız olması belirtiliyor, yetkileri de sembolik, çok etkili değil.
Ama öte yandan CB'yi halk seçti, bu da bir güç ve meşruluk kazandırıyor.
RTE de haklı olarak bu seçime dayanarak yetkilerini sonuna kadar kullanıyor.
Hatta haksız olarak bu yetkilerini aşıyor.
Mesele RTE veya başkası değil, bu durumun acilen düzeltilmesi gerekir.
Çünkü herkes Anayasa'yı çiğner ister istemez.
Partiler aday göstersin, propaganda yapsın; sonra tarafsız ol!!! bu olmayacak komik bir şey.
Tarafsız olamaz.
Tabi bu durum mantıksız diye hali hazırdaki anayasaya aykırı davranmaya da gerek yok, bile bile çiğnemenin ve yekmileri aşmanın alemi yok.
Yalandan da olsa tarafsız gibi olmak zorunda CB.
Fakat o da, yanlış zamanda yanlış bir tercih yapıp köke çıktığı için ve hiç beklemediği yönden ters rüzgarlar estiği için Anayasayı aşıp, savunma içgüdüsüyle tarafsızlığı askıya alıyor.
RTE NİYE İSTİYOR?
O da farkında yukarıda yazdığım mantıksız durumun.
Fiili durumun anayasallaşmasını yani tarafsızlık kelepçesinin olmamasını istiyor.
Madem partiler aday gösterip seçim çalışması yapıp CB seçiyor, madem CB yi halk seçiyor, bu adı konulmamış bir yarı-başkanlıktır; o halde biz hükümet sistemimiz yarı başkanlıktır diyelim, anayasaya koyalım diyor.
DOĞRUSU NE?
Kesin doğru yok.
Sistemler değil kişiler önemli.
1000 sene sonrasına ait mükemmel bir sistemi de bulup getirseniz, uygulayıcılar kötü ise ya da sürekli bir gedik açma çabasında olursa sistem bi halta yaramaz.
Çok kötü ve “tü kaka” dediğimiz bir sistem bile eğer uygulayıcılar hukuk sistemine saygı duyuyor, insan hakları ve eşitlik ve liyakata saygı gösteriyor ise, sistem tıkır tıkır işler.
KİŞİSEL FİKRİM?
Bence tartışma kişiler üzerinden ve özellikle RTE üzerinden yürürse hiçbir yere varılmaz.
Kutuplaşma daha da artar. Kutuplaşmayı geçtim, ileriye yönelik bir fayda da sağlamaz. Kimse kimseyi ikna da edemez.
Biz bir sarmalın ve saçma bir sistemin içindeyiz, Atatürk' ün temelini attığı sistem bu değil, modern dünyanın demokrasi anlayışı da bu değil.
Tel tel dökülüyoruz.
Esasen bu hep böyleydi, asıl mim noktası bu.
Evet hep böyleydi.
Şimdinin meselesi değil, biz hep ortadoğu kafalı, çıkarcı, günübirlik düşünen, kişiye özel işler yapan, yazılı kuralları uygulamayan, kayırmacı bir şekilde yönetildik.
İnsanlarımız daha ahlaklı iken etkisi azdı, insanlar bozulunca, çıkarcılık artınca, tembellik artınca, ahlak ve liyakat azalınca gittikçe kötü olduk.
Nereye çeksen gelir hale geldi sistem.
Koalisyon zamanlarında bu daha feci bir hal aldı, her koalisyon ortağı kendi çıkarını ve kadrolaşmasını düşündü.
Bir gelinlik düşünün, her parçasını bambaşka biri bambaşka bir fikirle yapıyor, ortaya ucube bir gelinlik çıkıyor.
Tek başına iktidarda nasıl?
Bu kez sistemin berbatlığı az hissediliyor.
Çünkü güçlü bir yürütme kendi içinde sistemin tıkanıkları ile uğraşmıyor, amacı ve yaptıkları berbat dahi olsa verdiği zarar az oluyor.
Hukuksuz ve akıl almaz berbat uygulamalarının yanında güçlü olmasının etkisiyle bazı yaraları da temizleyebiliyor, risk alabiliyor.
Yani kötü bir modacı en azından kendi fikrine göre, bir bütünlük içinde ortaya bir iş çıkarıyor.
Fakat bu kez de, ben yaptım oldu, hukuk tanımaz bir hükümet ortaya çıkıyor.
Bu hükümeti meşru bir şekilde ve seçimle aşamayan siyasi ya da siyaset dışı muhalefet ise; can yakıyor, yaraya tuz basıyor, seçim ile elde edemediğini seçim dışı kışkırtıcı yollarla elde etmeye çalışıyor.
Velhasıl iki ucu b.klu deynek. Herkes birbirinin öfkesini besliyor