Ben sana hemen işin aslını anlatayım.. bundan sonra otokontrol eğitimine ihtiyacın kalmaz belki de..
Örnek replik:
- Buluuuuttt! Püsküüt ister misin?tıkır.. tıkır.. (taşta seken pati sesleri)
Sonra da bir çırpınma dönemi geçirmiştim.. Rumuz değiştirdim.. De_Profundis olmaya çalıştım.. Olamadı tabii.. Adımız çıkmış Püsküüte, inemedi (!) De_Profundis' e.. yerimseniben
Ve yine günün bilgisini edindim sayende a.s. Arama motoruna yazınca Oscar Wilde çıktı karşıma... Konusu hakkında kısa bilgiler buldum; sanırım mektup şeklinde yazılmış bir roman. Daha fazla araştıracağım ama bir sorum olacak; birkaç yerde diğer eserleri okunduktan sonra okunmalı falan gibi cümlelere rastladım. Açıkçası ben sözlerinden tanıyor, takdir ediyorum kendisini alkisalkisalkis Sen ne dersin Püsküütüm?
Not: Başka bir anlamı daha vardır belki diye düşünemedim, ne yalan söyleyeyim, Oscar Wilde'ı görünce yerimseniben
O cümleleri kim yazdıysa homofobik olduğu için yazmıştır, diye düşünüyorum.. yerimseniben Böyle bir saptamaya, mantıklı bir açıklama bulmam ne yazık ki mümkün değil..
De Profundis, Oscar Wilde'ın son eseri.. Reading cezaevinde kaldığı dönemlerde yazdığı bir mektup..
Anla ki bende nasıl bir etki bırakmış..
Oscar Wilde' ın önemli sözlerinden biri de şu:
"Çağımız, yalnızca aptalların, sıkıcı insanların önemsendiği bir çağ; yanlış anlaşılmama korkusu içinde yaşıyorum"
:lepi: Bundan öte söze gerek var mı?
..
:roflol: :roflol:
Dün, bahsi geçen çocukları gördüm.. Sakın sevindiğimi sanmayın, her sevincin erken olduğunu öğrenecek kadar büyüdüm çünkü..Neyse.. bi'de baktım ki ellerinde tabancaları yok.. "Bak, böyle ne güzel olmuşsunuz, teşekkür ederim" dedim.. Onlar da gülüştüler.. Ne anladıklarını, silah bırakma eylemini neden yaptıklarını anlama işini zamana bırakıyorum..
Gördükleri, izledikleri kötü örnekler.. Onlar da büyümek, abileri/ablaları gibi olmak istiyorlar doğal olarak.. Konu yine gidiyor eğitime çakılıp kalıyor.. Ama çocuk eğitimine değil.. 7'den 70'e her vatandaşın eğitimine ne yazık ki... yasakkelime
Beğenmene sevindim HİS cim.. dedim ya, merakla bekliyordum..
Bu arada daha sonra söyleyecektim ama madem konu açıldı yazıvereyim gitsin.. Bi'kaç gündür, günde 10-15 dakikalığına Voltaire ile ilgileniyorum.. Ve okuduklarım sonucunda -senin etkini de asla yadsıyamam- Candide "alınacak ve hemen okunacak kitaplar" listeme girdi..
Zülfü' nün en iyi kitabı demişsin ya.. Ben de öyle düşünmüştüm.. Bir dahaki kitabında tartarız düşüncemizi..
Ankara'nın ömrünü bilmem de... neyse...kötükedihüso Sitenin sağlığı açısından şimdi sesli olarak buraya yazamadıklarım dudaklarımdan dökülüyor, anladınız siz :jeyyar:
kaydirigubbakcemile5 Verilecek -bana göre- en doğru tepkiyi vermişsin Püsküüt'üm Şeniz Sevgi, sevebilme, iyi bir şey ve silah-tüfek aynı karede olamaz, olmamalı :1no2:
Aah, ah! Kim bilir kaç kere anne-anneanne/babaannelere çıkıştım bu konuda. Çevre-sağlık-insanların haklarına saygı duyma, kısacası birey olmanın gerektirdiği konularda, artık yaşıma da güvenerek biraz da -hoş eskiden de karışırdım ama takmazlardı, yaşlanıyorum sanırım, susup dinliyorlar artık en azından :uhm:- karışmaksa karışmak, uyarmaksa uyarmak, eğitmekse eğitmek, ne denirse artık...
Evcil topiclerine yazmışmıydım tam hatırlayamıyorum:
-bizim sokakta eve yaklaşmaktayım... Yaşlıca iki bayan, yanlarında 3-4 yaşlarında bir çocuk, çocuğun elinde tabanca, bağıra çağıra bekletiyor hanımları, hanımlardan biri diğerine "dur kediyi öldürecekmiş, bekle!" :1shok: diyor :1shok: Ben elimde poşetlerle geri çekim yönümü değiştirmeden arka arka 1-2 adım atıyorum, diğer hanım duymamış olacak ki, ya da bir güç ben emin olayım diye tekrarlatıyor bu cümleyi diğer bayana :1shok:
O anda sesli söylenmeye, sıralamaya başlamıştım, hanımların yüzüne de söyledim mi tam hatırlayamıyorum geçmiş gün. Şekerim düşük olduğunda ortaya konuşmayı tercih ediyorum, şekerim normal olduğunda yüz yüze uyarıyorum ancak, yoksa kendimi kontrol edemiyorum, hoş etmek de istemiyorum ya:jeyyar:
Ama ben o kadınların bir kulağından girip diğperinden çıktığını hatta arkamdan "deli mi ne , kadına bak!" demiş olabileceklerini düşünüyorum. Ve maalesef ki ben buna çok benzer bir olayı daha yaşamıştım, güvercin öldürteceklerdi ya da yine zavallı kedicikleri tam hatırlayamıyorum. Ama Püsküütcüm, o çocuklardan biri bile farklı düşünmeyi öğrense, ya da benim sokağı inleten sesimle dediklerimden belki de bahçede paten kayan küçük kız bir şeyler kapsa kardır, değil mi? Züğürt tesellisi mi oldu yoksa
:çok üzgünüm:
Her şey o kadar iç içe birbirine bağlı ki... Al işte, en güzel örneği! Bir de ailelerde "Ohh, köşeyi dönmüşlerdir, orada çalışmak varmış bee! " demiş canlılar olabilme ihtimalini de düşünürsek, ki eminim o haberi izleyip de, bu tip cümleleri çocuklarının nasıl etkileneceğini düşünmedensöylemiş birçok baba ya da anne vardır!
Doğru söylüyorsun, aslında o kelimeyi de değersizleştiriyorlar belki de, "annelik duygusunu tatmak" lafı o kadar çok kullanılır oldu ki, her halde sadece doğumdan ibaret sanıyorlar anneliği. Sonrasında bir lastik gibi, kardeşler de yapıp, sebebine de kimi zaman "ya ona bir şey olursa " demezler mi, off diyorum sanki yedek lastik alıyorlar.:1shok:
kaydirigubbakcemile3 Çözüm bulunmuş bile, hatta bu mesajı okusalar meydanlarda atıp tutarken " çocuklarınızı 1-2 yıllık yapııın! hiçbir sorun ya şa ma yıııın!" da der bunlar yakındaklava:
Bu kitap benim okuduğum sanırım 4. Zülfü kitabıydı ve diğerlerinden de etkilensem de bu bambaşkaydı benim için de. Kitap listemdekiler arasında "Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm" üst sıralarda yerimseniben
Voltaire konusunda merakıma tavan yaptırmaktasınız süper ikili sizi sengözlerimebaksanab İtiraf etmeliyim ki hiçbir fikrim yok, ancak bu kadar üzerinde konuşuyorsa bu bayanlar, ele alınması gereken değer olduğunu anlamamak aptallık olur
-tatlicadiarzu-
"Umut tuz gibidir; doyurmaz ama ekmeğe tat verir." Saramago
Dolayısı ile derdimiz doymak değil.. ekmeği tadında yemek.. yerimseniben
Kartlaşmış ağaçlar, dogmalarının sarmalında öyle huzurlular ki.. başka ses duymamak adına sağırlaşmış olabilirler.. :roflol:
Bu listelerle nasıl başa çıkacağız yorgunum.. Uyku saatlerimi tıraşlamaktan zombiye döndüm.. Allahım keşke bir sabah uyandığımda iki kafam olduğunu görsem.. Alsam elime iki kitap birden.. Başlasam okumaya.. :lepi:
Nasıl yetişiriz bunca kitaba bilemiyorum.. Ben bi'an önce bu tekrar okuma alışkanlığımdan sıyrılmalıyım.. Yok.. zaman yetmiyor..
Bu nasıl bir olay yahu?!7Candide evet Püsküüt inşallah beğenirsin... Son okumamda Candide i detaylı okumuştum ama ben de içime sindire sindire bir kez daha okumaya karar verdim.... Birlikte okur sonra yine tartışmasını yaparız... yerimseniben
Harika olur bu HıScim.. :lepi:
MıT in lojmanlarındaki çocuklar bir çete kurmuşlar. Kedi öldürme çetesi diye :1shok:
Bir önceki mesajın acılığına ancak böyle şeker atılırdı..Bu arada hani çocuk sahibi olmaktan bahsediyorduk ya... Biz bugün bir tane çocuk yapmaya karar verdik eşimle... Ve hemen bir çocuğumuz oldu.... kaydirigubbakcemile3 Bugün "Ya ölürse" korkumdan ödün verip eşimin de iknasıyla yavru bir kedi aldık.... Artık 3 kişilik bir aileyiz yerimseniben Adını Asil koyduk ama biraz fazla yaramaz ve oyuncu bir kedicik yanlış bir isim seçimi mi oldu acaba CADIARZU Neyse belki büyüdükçe ağır abi rollerine bürünür kaydirigubbakcemile3
Aynen öyle.. alkisalkisalkis alkisalkisalkisBen okuma alışkanlığından vazgeçmeyeceğime göre listelerle cebelleşmeye tam gaz....
Bu nasıl bir olay yahu?!
Yorum yapma sınırlarıma çarpmış durumdayım şu an.......... Yuh yani!
Bir önceki mesajın acılığına ancak böyle şeker atılırdı..
Hoş geldin Asil..a.s.
Ne iyi yaptın HİScim.. Açıkçası, korkunu yeneceğini, en azından bu kadar erken yeneceğini düşünmemiştim.. Yürekten tebrikler..
Hep birlikte, sağlıklı, uzun ömürler yaşamanızı dilerim..
Evcil topiğindeki başlığını bekliyorum.. delikafadulden
Bu nasıl bir olay yahu?!
Yorum yapma sınırlarıma çarpmış durumdayım şu an.......... Yuh yani!
Bunlar büyüyüp benim vatandaşım, sokakta omzuma çarpan adam, ekmeğimi satan bakkal olacak ha?! PEH!
Bir önceki mesajın acılığına ancak böyle şeker atılırdı..
Hoş geldin Asil..a.s.
Ne iyi yaptın HİScim.. Açıkçası, korkunu yeneceğini, en azından bu kadar erken yeneceğini düşünmemiştim.. Yürekten tebrikler..
Hep birlikte, sağlıklı, uzun ömürler yaşamanızı dilerim..
Evcil topiğindeki başlığını bekliyorum.. delikafadulden
Aynen öyle.. alkisalkisalkis alkisalkisalkis
Amaaa, Püsküüt'ümün de dediği gibi böyle güzel bir haberle sevindirdin beni! Şeniz Asil'le bir an önce tanışmayı, yani evcil topiclerinde yerini almasını diliyorum :Saruboceq:
Bizim de eğer evlenirsek çocuk değil kedi yetiştirme hedefimiz var. :asigim:
His'im, zaten Bir Kedi... kitabını senin tavsiyenden alıp listeme yazmıştım, kitap rafta şu anda bekliyor delikafadulden
Son Ada / Zülfü Livaneli
Kitaptan Alıntılar :
“Başkentten bir yönetici atanamayacak kadar küçük bir yerleşim birimiydi adamız. Bizi göz ardı etmişlerdi.
Ah unutulmuşluk, ah terk edilmişlik… Ah yalnızlık!
Meğer ne değerli kavramlarmış bunlar. O dingin hayatlarımız için ne kadar gerekliymiş...."
"Başkan'ın hayatımızdaki varlığını her geçen gün biraz daha hissetmemize karşın, biz olayları görmemeyi, her zamanki saf tavrımızla gelişmeleri iyiye yormayı sürdürüyorduk.
Belki de söyledikleri doğruydu, o adada kentlerden, uygarlıktan uzakta yaşayarak yabani insanlar haline gelmiştik. Şimdi geriye doğru baktığım zaman, bu tavrımızın aşırı bir tembellikten, uyuşukluktan kaynaklandığını açıkça görebiliyorum. Hiçbir şeyi protesto etmiyorduk, karşı çıkmıyorduk. 'Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın!' diyor ama yılanın bize de dokunacağını hesap edemiyorduk...."
"Biz insanlar, sınırlarımızı bilmeden kendi aklımızı beğeniyoruz, öğrenmiyoruz, akıllanmıyoruz. Her şeyi anladığımız zaman da genellikle iş işten geçmiş oluyor."
"..bir yerde kötülük varsa, oradaki herkes biraz suçludur."
"Halkın aymazlığına gösterdiğin tepki, dağa kaçan İsa hikayesini getirdi aklıma…Peygamberi dağa doğru koşarken görenler, 'Ey İsa, aslandan mı kaçıyorsun?' diye sormuşlar. O, 'Hayır!' demiş. 'Kaplandan, ejderhadan mı kaçıyorsun?' diye sormuşlar. O yine 'Hayır!' demiş ve eklemiş 'ben peygamberim, aslandan kaplandan korkmam.' 'Peki, o zaman neden kaçıyorsun?' diye sormuşlar. 'Ahmaklardan kaçıyorum' demiş İsa, 'çünkü onlarla baş edemem.'...."
Şahsi Yorumum:
Yine bir Livaneli kitabı.. Ve ben yine umduğumu aldım..
Olayları sembollerle anlatma biçimini, yani alegori şeklinde yazdığı bu romanda Livaneli'nin mesajı çok net ve yalın. Öyle bir mesaj ki bu, baştan sona sekteye uğramadan okuyucunun kafasına çivi gibi çakılıyor..
Bence kitabı özellikle de lise çağlarından itibaren bütün gençler okumalı.. Ancak bir yandan da düşünmeden edemiyorum yoksa TV filmi mi yapılmalı? diye..
Neticede ülkemizin kitap okuma oranı %4.5 larda seyrederken, TV seyretme oranı %97…. Ne yazık ki..
Emperyalizm güzel güzel gıdıklar insanı.. Sahip olması gereken yaşamı dayatır reklamlarıyla, kampanyalarıyla.. Sonra diğer eller uzanır kaşınan sırtımıza: Global idare makamı, "kardeşi kardeşe vurdurarak" kaşır aynı insanı.. Kaşır.. Kaşır.. Bir yandan güya karşı durdukları Emperyalizm Sitesi villalarının havuz kenarlarında güneşlenirken..
Bazı eller de vardır ki; açlığa hiç çaktırmadan mahkum ettiği insanlara bir dilim küflü ekmek uzatır, ilahi ezgiler eşliğinde..
Zorla kötülükler yerleştirilir içimize, zorla umutlar elimizden alınır, zorla "ötekileştirilir" ve biz daha ne olup bittiğini anlamamışken ya da en azından olasılıklara ihtimal vermiyorken, bir sabah bambaşka bir dünyaya gözlerimizi açarız. Artık sevgiden, barıştan ve hoşgörüden söz edilmeyen bambaşka bir dünyada..
Bazıları ise İsa Peygamber gibi, çareyi dağlara kaçmakta bulur.. Çitlerini çevirdikleri, dağ başı bahçelerinde kendi seslerini duya duya sağır olur..
Bir düşünelim.. En son ne zaman barış türküsü ezgisi çalındı kulağımıza..?
Yoksa "barış" yeterince konvertibl mi değil..?
Kitabı okurken sıklıkla anımsadığım iki sözü de eklemeden geçmeyeyim.
"Hiçbir şey eyleme geçen cehalet kadar korkutucu olamaz." GOETHE
"Bir grubun bilinç seviyesi ne kadar düşük ise onu harekete geçiren fanatik o kadar büyük olur." HAYYAM
Kaptırsam daha da yazacağım ama söz benim değil.. Livaneli'nin..
Mutlaka okunmalı..
Kitap İle İlgili Genel Bilgi :
Zülfü Livaneli
Remzi Kitabevi
Birinci Basım : Ekim 2008
184 sayfa
Kapak Yazısı :
Livaneli'den alegorik ve sarsıcı bir roman... Darbeci bir başkan, emeklilik yıllarını geçirmek üzere, herkesin her şeyiyle hoşnut olduğu cennet bir adaya yerleşir. Başkan, ruhuna dek işlemiş olan yıkıcılık potansiyelini, geçmiş politik gücünden de yararlanarak kullanmaya kararlıdır. Bu doğrultuda tüm adayı etkileyecek müdahalelere girişir.
Önceleri sıradan görünen bu müdahaleler, sonunda düşmanı düşmana kırdırmaya dek varacaktır. Başta martılar olmak üzere, ada halkı dahil tüm canlılar Başkan'ın acımasızlığından payını alacaktır. Bu arada durdurulamaz görünen bu gidişe direnen bazı sesler de vardır... Livaneli Son Ada'da, düşsel bir ülkede yaşanan aslında hepimizin aşina olduğu olayları alegorik bir anlatımla verirken, politik ve kişisel ihtiraslarla topluma ve doğaya müdahalelerin sonuçlarını da gözler önüne seriyor.
Evet.. Livaneli' nin "Son Ada" sını okurken, benim de aklıma Thomas More / Ütopya ve George Orwell / Hayvanlar Çiftliği (hatta biraz da ucundan 1984) gelmişti.. Tartışmaların bitiş cümlesini de çok sevdim..
Aynı şeyleri yaşayan insanlar ....... benzer hayal kırıklıkları..
İnsanoğlunun hayal kırıklıklarından ders almamasına ne demeli ki?
Bu kitabı daha çok insanın okumasını dilemekten başka da bir şey gelmiyor elimden.. Sessiz çığlık misali.........
Yorgunum.. anladığım kadarı ile benim kuzende olan "kitabı elinden bırakamama" huyun var..Listeler konusunda çok üzüntülüyüm açıkçası kendi adıma çünkü ocak-şubat gibi evime depoladığım kitapları bile bitiremedim. Nedeni, şuursuz olmam! (Birkaç gün sabah 5'te yatıp -kitabı bırakamadığım için- ertesi gün derslerde ve ofiste dikkatimi toplayamayınca, müdürlerin gözüne batmak değil de öğrencilere karşı kendimi çok kötü hissetmeme neden olunca, ancak hafta sonlarına ayırabiliyorum esas merak ettiklerimi, hafta içi ise o kadar da bir şey beklemediğim, tekrar okuduğum ya da Türkçe olarak okumuş olduğum kitabın Almanca versiyonunu okuyarak sabahlamamaya çözüm buluyorum, ama bu bazen zaman kaybı gibi geliyor ve sinir oluyorum listemde yıldızlı kitaplar çoğaldıkça :çok üzgünüm:buna bir çözüm nasıl bulunur, yardım istiyorum :çok üzgünüm:)
Eveeet bunlar büyüyecek ve ülkemizde işkenceciler sınıfına girecekler.... Yazık ya... Düşündükçe sinir krizlerine giriyorum.... O sevgiden nasibini almamış anne babalar var ya en çok onlara kızıyorum... Aman o kedi pis dokunma aman o köpek kenelidir yanına yanaşma... Bak yemeğini yemezsen hav hav geliyor seni yicek... diye diye düşman ediyorlar çocukları hayvanlara... Eee üstüne bir kaç şiddet içerikli film ve dizi den sonra sonuç malum... benneyaptımki
"Biz boyun eğdiğimiz ve adım adım içine sürüklendiğimiz zulmün ne kadar kötüleşebileceğini tahmin edmediğimiz için yenilmiştik. Daha o ağaçlar kesildiği, bakkalın masum oğlu dövüldüğü zaman ses çıkarmalı, baş kaldırmalıydık. Bunu yapamamıştık. Başkan ın attığı her adımı büyük bir saflıkla kabul etmiştik. Martılar ise karşı koydukları ve uzlaşmadıkları için kananmıştı."
Aslında hala korkumu tam olarak yenmiş değilim ama bunu Asil ile birlikte yenmeye çabalayacağım... yerimseniben Bunda eşimin katkısı çok oldu o çeldi aklımı, Pet shop ta bakıma muhtaç sahipsiz yavru kedicikler vardı, ücretsiz veriyorlardı, seçtik birini malzemelerini aldık geldik evimize... Daha ilk günden çok alıştım ya.... Ballı lokmam stres topum benim... :asigim:
[/COLOR][/I][/B]
En kısa zamanda fotolarını da çekeyim tanıştıracağım onu teyzeleriyle... yerimseniben Zaten evcil bölümüne artık çok girmem gerekiyor malum onu en iyi şekilde bakmak istiyorum...:1hug:
Neyse üzülme yorgunum törpülediğin zamanların birinde okursun kitabı... yerimseniben
Yorgunum.. anladığım kadarı ile benim kuzende olan "kitabı elinden bırakamama" huyun var..
Koskoca hafta içini, bu huyunla kaybetmemen ne iyi olur aslında.. Kendine, alışkanlıklarına set çekip, aldığın kararları uygulamada nasılsın onu bilemiyorum ama, ben yoldan çıkmış huylarıma karşı hemen kural/ödül&ceza sistemi geliştiririm.. Genelde de işe yarar..
Subjektif olarak şöyle bir çıkış olu önerebilirim :
Zamanla paralel oku..
yerimseniben
İyi olmuş "Son Ada" ya döndüğümüz HİScim.. Dolup dolup taşıyorduk şurada.. yerimseniben
Martılar "birlik" halinde olmayı becerdiler..
)
Yabancı bir oyun sitesinde rastladığım oyuna inanamadım ben de.. Kedi öldürmece.. Bir başkasında da koyun öldürülüyor.. Kanlar fışkırıp ekranı kaplıyor.. Bu nedir diye baktığım için gördüm ve kanım dondu..
Şiddetin yansımalarını gün geçtikçe artarak izliyoruz..
Çok da şaşırtıcı değil aslında.. Engizisyona kadar gider bu konu..
Şiddetin tarihçesi de insanlık tarihi kadar eski...:çok üzgünüm:
Not : Bak şimdi aklıma rafta bekleyen bir kitap daha geldi.. -tatlicadiarzu- :roflol:
İyi olmuş "Son Ada" ya döndüğümüz HİScim.. Dolup dolup taşıyorduk şurada.. yerimseniben
Martılarla, yazar arasında ortak yön : Karşı durmak, uzlaşmamak
Ama sonları birbirinden çok farklı..
Martılar fire vererek de olsa kurtuldular.. Yazarın sonu malum..
"Karşı durmak" ortak yönü de yetmedi bu durumda..
Martılar "birlik" halinde olmayı becerdiler..
Yazarsa bizim gibi "ıssız" takımında kaldı.. Dilini koparttılar.. Ne düşündüğümüzden ziyade; bunu kaç kişi düşündüğümüz daha önemli..
Okunan kitaplara baktığımıza aşk temalı olanlar ön planda.. Son Ada filme de çekilse, aşk teması yoksunluğu nedeniyle kaç kişinin ilgisini çeker, bilemiyorum..
Bkz : Devrim Arabaları (ve bu arada teşekkürler O.D.T.Ü)
Kesinlikle öyleler! Eşine de alkışlarımı gönderiyorum alkisalkisalkis Hayatın tüm çirkinliklerinden uzaklaşmak istediğinde, en büyük-bedenen küçük olsa da- sığınağın olacak Asil! Şeniz
delikafadulden Bekliyorum evcil bölümüne. Bu arada belki tanıyorsundur ama ben yine de söyleyeyim: Nevbahar'ımız var evcil bölümde, kendisini evcil konusunda araştırmacı-gazeteci-uzman-sevecen diye adlandırabiliriz. 2 kedisi ve onların yavrusu olan 2 de torunu var şu anda, 2 aylık oldu yeğenlerim(ben de teyze oldum da yerimseniben) Ben kefilim, istediğin kadar soru sorabilirsin, zevkle yardımcı olur bizim annane/babanne :jeyyar: Duyarsa böyle dediğimi süpürgeme atlar kaçarım
Evet martılarda birlik vardı biz de ise maalesef o yok... Olacağını da hiç sanmıyorum... Aslında bakarsan nerde kötü bir şey var koyun gibi sürü halinde peşinden gidiyoruz da iyi şeyde birlik olamıyoruz... Acınası bir durum aslında...
Kesin Son Ada da film olsa rağbet görmez ve eleştirilir... benneyaptımki
Teşekkürler canım evet bütün stresi alıyor insandan ve insan evden ayrılmak bile istemiyor... Bir kedi, bir kadın, bir kitap..... Yetiyor... Ben de böyle isimde yeni bir kitap yazacağım kaydirigubbakcemile3
delikafadulden Bekliyorum evcil bölümüne. Bu arada belki tanıyorsundur ama ben yine de söyleyeyim: Nevbahar'ımız var evcil bölümde, kendisini evcil konusunda araştırmacı-gazeteci-uzman-sevecen diye adlandırabiliriz. 2 kedisi ve onların yavrusu olan 2 de torunu var şu anda, 2 aylık oldu yeğenlerim(ben de teyze oldum da yerimseniben) Ben kefilim, istediğin kadar soru sorabilirsin, zevkle yardımcı olur bizim annane/babanne :jeyyar: Duyarsa böyle dediğimi süpürgeme atlar kaçarım
Bu arada Nevbahar ı da tanıyorum nasıl tanımam yeşil kafa Nevbahar ı aman duymasın kaydirigubbakcemile3 Çok muhabbetim olmasa da tanıyorum ama bundan sonra muhabbetimiz artacaktır eminim. yerimseniben
Evet en önemlisi.. Bizler, sınırlarımıza koyduğumuz çiçekleri sulamak için başkasının nehrinden su çalmaya öyle meyilliyiz ki, yeter ki biri çıkıp da bizim doğrumuzu elimizden almaya kalkışmasın.. "Benden yana olmayan düşman" demeyen belki de sadece 2 kişi tanımıştır ömrümde..İşte insan şeklindeki canlıların yapamadığı şey! Birlik olarak hareket edebilmek. Hayvanların bizden üstün olduğu birçok noktadan biri daha, belki de en önemlilerinden...
İşkencenin Tarihi / George Ryley Scott yerimsenibenHangi kitap o bakiyim Alev Alatlı İşkenceci mi? Tam üstüne iyi giderdi kaydirigubbakcemile3
Benim tanıdığım kadarıyla izin vermez.. :asigim:Zaten Zülfü Livaneli izin vermez yazık edilmesine, değil mi? yerimseniben
A-aaa ben de şaşırdım başlıkta adını görünce.. delikafadulden :1hug:Kitap bölümünü bile evcile çevirdim ya ben gidem anavatanımabenneyaptımkidelikafadulden
Koyun gibi peşe takılmak kolay geliyor da ondan, kim uğraşacak düşünmekle, fikir sahibi olmakla :1no2:
Son Ada'nın filmi çekilse birçoklarına dokunacağından ilgi görmeme ihtimali çok yüksek bence de. İlgi çeksin diye hikayeye bir şeyler katalım derlerse ve bu arada da dengeyi iyi sağlayamazlarsa da çok yazık olur. Zaten Zülfü Livaneli izin vermez yazık edilmesine, değil mi? yerimseniben
:lepi: İşten izin alır (pek kolay iş değildir hee, özel sektör malum yerimseniben) bitirmeden yerimden kalkmam, sen yaz, o yıl herkese o kitabı hediye etmezsem ben de yorgun değilim cokacimcoook
Merhaba kuşlar söyledi kulaklarım aman nikim çınladıYeşil kafayı nasıl biliyosunuz yahu helal olsun vallahi:roflol:Her türlü soruyu 24 saat özelden topiklerden sorun ama sonra pişman olmayın bak çenem çoktursırnaşık şey
Kitap bölümünü bile evcile çevirdim ya ben gidem anavatanımabenneyaptımkidelikafadulden
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?