- 3 Ekim 2023
- 14
- 26
- Konu Sahibi californiadreams
- #1
Öncelikle, burada anonim olmasam belki bu yazdıklarımı ifade etmeye asla cesaret edemezdim. Bunları söylemekle söze başlayayım.
Bu kadar derdin, sıkıntının olduğı bir dünyada bir parça başınızı ağrıtacağım, bunun için şimdiden özür dilerim. Amacım aranızdan benden tecrübeli planlarınızdan birkaç değerli tavsiye almak, belki içimi ferahlat acak bir söz duymak, bilmiyorum.
Nereden söze başlayacağımı bilmiyorum. Sadece her şey karma karışık. 23 yaşındayım. Üniversite hariç başarılarla dolu bir öğrencilik hayatım oldu. Hep parmakla gösterilen o öğrenci oldum. Kendine göre ilgi alanları olan, kendini yetiştirmiş bir insanım. Ama bir türlü kendimi yeterli bulamıyorum.
Bunun nedeninin hakkım olan ailede sevgisinden mahrum kalmam olduğunu düşünüyorum. Çocukken ailem beni evlatlık olarak vermiş. Amcamı ve yengemi anne baba bilerek büyüdüm. Onlar da beni hep el üstünde tuttular. Kendi çocuklarından çok bana özen gösterdiler. O yüzden kalbimde annem ve babam hep onlardı...
Ama sonrasında, 5-6 yaşlarımdaykrn öz ailem beni onlardan ayırıp İstanbul'a getirdi. Onların yanında hiç güvende hissetmiyordum. Benim için onlar 2 yabancıdan ibaretti. Üstelik benim bir insan olduğumu unutup beni bir kedi yavrusu atıp sonra bir kedi yavrusu gibi geri aldıkları için onlara çok kızgındım.
Güvensiz bir ortamda, bunların etkisi ile berbat bir çocukluk geçirdim. Babam bir işte çalışmıyordu, öz annem kronik hastalığı nedeniyle uzun bir süre hastanede yattı. 10 yaşında bir çocuk olarak, daha o yaşta henüz benimseme fırsatı dahi bulamadığım hem İçın selamlar hem de bedensel olarak ağır engelli bir ablaya ve 1,5 yaşında bir çocuğa bakmak zorunda kaldım. Bütün bunların etkisi ile, çocukluğumun geçip gittiğini anşayanadım bile.
Huzur bulduğun tek yer okuldu. Okulda gerçekten çok mutlu olurdum. Karakterimden dolayı mı, yaşadıklarımdan dolayı mı bilmem, hep fazlasıyla içine kapanık bir çocuk ve içine kapanık bir genç oldum. Bu yüzden sürekli olarak kitap okuyordum. Çoğu zaman rüyamda büyüdüğüm yeri, kalbimdeki anne ve babama kavuştuğunu görürdüm. O zaman o uykudan hiç uyanmak istemez, onlarla geçen mutlu anılarımı hatırlar, gözlerimi sımsıkı yumardım. Yaz tatili gelecek de, onların yanına gideceğim diye günleri sayardım. Ama bu sefer de ( öz) babam, "seni onlarla görüştürmeyeceğim, seni oraya göndermeye cep ı'm" Diye beni tehdit ederdi.
Her gece Allah'a oraya gide bileyim diye dua ederdim. Beni yetiştiren insan o kadar büyük bir sevgi ile büyüttü ki, ondan tek bir fiske bile yemedim. Ama öz babamdan hala Allah'tan korktuğum gibi korkardım. Çünkü beni çatalla dövmüşlüğü, çeneme yumruk atıp dışımı kırmışlığı, kışın ortasınsa soğuk suyun altında bekletmişliği beni çokça kez hastanelik etmişliği vardı. Bu yüzden onun yanında öksürmeye bile korkardım.
Bana verilen okul harçlığı simit alsam su almaya, su alsam simit almaya yetmezdi. Ben de bu yüzden biriktirip kitap alırdım. "Bu para bana yetmiyor" diyemezdim. Çünkü hep bir yük gibi hissettim. Bir evlat gibi değil bir yük gibi. Babamla aramda hiç "harçlığımı arttır" Şımarıklığı olmadı... Çok şey var yazacak...
Şimdi dönüp bakıyorum da, üniversiteden mezun olmak üzereyim. Konfor alanım genişledikçe, imkanlarım iyileştikçe, içimde her gece ağlayarak uyuyan ve şefkat bekleyen o kız çocuğuna doğru eğilip saçlarını okşuyorum. Sanki o ben değilim, bunları hiç yaşamamışım gibi geliyor. Sanki hep bu andayım gibi.
6 yaştan önceki hatıralar capcanlı bir şekilde hafızamda duruyor. Ama 6 yaştan sonrası, sanki hiç yaşanmamış gibi. Sanki ben yaşlanmış ve yaş almışım ama hiç yaşamamışım gibi. Kendim şefkatin eksikliğini hissettiğimde midir nedir, çok şefkatli bir insan oldum. Duyarlı bir insan oldum. Beni kimse görmediğinden, ne zaman ki yardıma muhtaç bir insan görsem el uzatmadan geçemiyorum. Bazen bu insanlar bana zarar da veriyor. Bu yönünü kullanıyorlar, biliyorum.
Sanki çok uzun süredir bir güçlüymüşüm de, artık gücüm tükenmek üzere gibi hissediyorum. İçimde avaz avaz, çığlık çığlığa ağlamak isteyen bir insan var. Artık tutamıyorum, hissediyorum. O zaman bu yaşadıklarımı hiç düşünmemek istiyorum. Ama bir noktada yüzleşmem gerektiğini de biliyorum. Hep mantığıyla hareket eden biri oldum. Ama bastırdığım duygularla başa çıkamıyorum.
Bir yere vardıramadığım bu yazıyı burada noktalıyorum. Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim. Hepinize, mutlu, sağlıklı, sevdiğiniz ve sevildiğiniz bir ömür diliyorum. Bana da dua ediniz. Sevgiyi, gerçek sevgiyi bir gün yürekten hissedebilmem için.
Bu kadar derdin, sıkıntının olduğı bir dünyada bir parça başınızı ağrıtacağım, bunun için şimdiden özür dilerim. Amacım aranızdan benden tecrübeli planlarınızdan birkaç değerli tavsiye almak, belki içimi ferahlat acak bir söz duymak, bilmiyorum.
Nereden söze başlayacağımı bilmiyorum. Sadece her şey karma karışık. 23 yaşındayım. Üniversite hariç başarılarla dolu bir öğrencilik hayatım oldu. Hep parmakla gösterilen o öğrenci oldum. Kendine göre ilgi alanları olan, kendini yetiştirmiş bir insanım. Ama bir türlü kendimi yeterli bulamıyorum.
Bunun nedeninin hakkım olan ailede sevgisinden mahrum kalmam olduğunu düşünüyorum. Çocukken ailem beni evlatlık olarak vermiş. Amcamı ve yengemi anne baba bilerek büyüdüm. Onlar da beni hep el üstünde tuttular. Kendi çocuklarından çok bana özen gösterdiler. O yüzden kalbimde annem ve babam hep onlardı...
Ama sonrasında, 5-6 yaşlarımdaykrn öz ailem beni onlardan ayırıp İstanbul'a getirdi. Onların yanında hiç güvende hissetmiyordum. Benim için onlar 2 yabancıdan ibaretti. Üstelik benim bir insan olduğumu unutup beni bir kedi yavrusu atıp sonra bir kedi yavrusu gibi geri aldıkları için onlara çok kızgındım.
Güvensiz bir ortamda, bunların etkisi ile berbat bir çocukluk geçirdim. Babam bir işte çalışmıyordu, öz annem kronik hastalığı nedeniyle uzun bir süre hastanede yattı. 10 yaşında bir çocuk olarak, daha o yaşta henüz benimseme fırsatı dahi bulamadığım hem İçın selamlar hem de bedensel olarak ağır engelli bir ablaya ve 1,5 yaşında bir çocuğa bakmak zorunda kaldım. Bütün bunların etkisi ile, çocukluğumun geçip gittiğini anşayanadım bile.
Huzur bulduğun tek yer okuldu. Okulda gerçekten çok mutlu olurdum. Karakterimden dolayı mı, yaşadıklarımdan dolayı mı bilmem, hep fazlasıyla içine kapanık bir çocuk ve içine kapanık bir genç oldum. Bu yüzden sürekli olarak kitap okuyordum. Çoğu zaman rüyamda büyüdüğüm yeri, kalbimdeki anne ve babama kavuştuğunu görürdüm. O zaman o uykudan hiç uyanmak istemez, onlarla geçen mutlu anılarımı hatırlar, gözlerimi sımsıkı yumardım. Yaz tatili gelecek de, onların yanına gideceğim diye günleri sayardım. Ama bu sefer de ( öz) babam, "seni onlarla görüştürmeyeceğim, seni oraya göndermeye cep ı'm" Diye beni tehdit ederdi.
Her gece Allah'a oraya gide bileyim diye dua ederdim. Beni yetiştiren insan o kadar büyük bir sevgi ile büyüttü ki, ondan tek bir fiske bile yemedim. Ama öz babamdan hala Allah'tan korktuğum gibi korkardım. Çünkü beni çatalla dövmüşlüğü, çeneme yumruk atıp dışımı kırmışlığı, kışın ortasınsa soğuk suyun altında bekletmişliği beni çokça kez hastanelik etmişliği vardı. Bu yüzden onun yanında öksürmeye bile korkardım.
Bana verilen okul harçlığı simit alsam su almaya, su alsam simit almaya yetmezdi. Ben de bu yüzden biriktirip kitap alırdım. "Bu para bana yetmiyor" diyemezdim. Çünkü hep bir yük gibi hissettim. Bir evlat gibi değil bir yük gibi. Babamla aramda hiç "harçlığımı arttır" Şımarıklığı olmadı... Çok şey var yazacak...
Şimdi dönüp bakıyorum da, üniversiteden mezun olmak üzereyim. Konfor alanım genişledikçe, imkanlarım iyileştikçe, içimde her gece ağlayarak uyuyan ve şefkat bekleyen o kız çocuğuna doğru eğilip saçlarını okşuyorum. Sanki o ben değilim, bunları hiç yaşamamışım gibi geliyor. Sanki hep bu andayım gibi.
6 yaştan önceki hatıralar capcanlı bir şekilde hafızamda duruyor. Ama 6 yaştan sonrası, sanki hiç yaşanmamış gibi. Sanki ben yaşlanmış ve yaş almışım ama hiç yaşamamışım gibi. Kendim şefkatin eksikliğini hissettiğimde midir nedir, çok şefkatli bir insan oldum. Duyarlı bir insan oldum. Beni kimse görmediğinden, ne zaman ki yardıma muhtaç bir insan görsem el uzatmadan geçemiyorum. Bazen bu insanlar bana zarar da veriyor. Bu yönünü kullanıyorlar, biliyorum.
Sanki çok uzun süredir bir güçlüymüşüm de, artık gücüm tükenmek üzere gibi hissediyorum. İçimde avaz avaz, çığlık çığlığa ağlamak isteyen bir insan var. Artık tutamıyorum, hissediyorum. O zaman bu yaşadıklarımı hiç düşünmemek istiyorum. Ama bir noktada yüzleşmem gerektiğini de biliyorum. Hep mantığıyla hareket eden biri oldum. Ama bastırdığım duygularla başa çıkamıyorum.
Bir yere vardıramadığım bu yazıyı burada noktalıyorum. Buraya kadar okuyan varsa teşekkür ederim. Hepinize, mutlu, sağlıklı, sevdiğiniz ve sevildiğiniz bir ömür diliyorum. Bana da dua ediniz. Sevgiyi, gerçek sevgiyi bir gün yürekten hissedebilmem için.