Sizce annemin rahatsızlığı ne olabilir?

Çok geçmiş olsun annenizin yaşı cok genç okuduğum bi yazıda Alzheimerin artık orta yaşlarda dahi görülmeye başlamış muhakkak bi doktora görünün şayet böyle bi durum varsa erken tedavi ile çok daha iyi olabilir
 
Öncelikle çok geçmiş olsun ne yazık ki annenizin teşhisi doğru fakat her hastalık her hasta da aynı belirtileri göstermez ve yazık ki bu illetin çaresi yok. Sizin inançsız olmanız şifanın Allah tan gelecek olduğu gerçeğini değiştirmez. Lütfen annenize ilaç tedavisi dışında dua ile de destek olun. Allah yardımcınız olsun tez vakitte sıkıntılarınızı gidersin.
 
Merhaba hanımlar,
Yaklaşık 5-6 yıldır başımızda olan bu dertle ilgili sizlere danışmak istedim.
Forumda yeniyim ancak pasif olarak uzun zamandır bu siteyi takip ediyordum.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; ben inançsız bir bireyim, ailem de öyle. O yüzden lütfen büyü yapılmış vs gibi bilimsellikten tamamen uzak şeyler söylemeyin, çünkü çok söyleniyor bu. Belki aranızda nöroloji, psikoloji okuyan, bu alanlarda çalışan veya bir yakının/kendisinin başına gelmiş birisi vardır diye bu konuyu açmak istedim. Çünkü artık gerçekten çok çaresizim. Biraz uzun olacak konum, çünkü aklımda çok şey var ve bir boşluk kalmasını istemiyorum konuda. Sonuna kadar okuyanlarınız olursa şimdiden zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
Annem 1967 doğumlu, gençliğinde, Türk Halk Müziği yarışmalarına katılmış, TRT'nin düzenledikleri de dahil olmak üzere, en iyi derecesi TRT'de ikincilik olsa da o yıllarda o yarışmalarda sonuncu olanlar dahi iyi yerlerde bu günlerde. Ailesi önüne geçmiş, anne babası izin vermemiş, "kötü yola düşersin" tarzı söylemlerde bulunmuşlar. Annem, anneannemin erken ölümüyle liseyi terk etmiş ve evin kadını olmuş; genç yaşında evi çekip çevirmiş, o zaman 11 yaşındaki dayımla ve 3 bebek kuzenimle ilgilenmiş.
Annem her zaman yaşından genç gösteren, bakımlı ve aynı zamanda çok titiz bir kadın olmuştur ta ki 2013 yılında bu rahatsızlığı baş gösterene kadar. Evimiz biraz şehir merkezine uzak bir yerdeydi ve annem arkadaşlarına, yakındaki avm'ye toplu taşıma ile giderken zorlanmaya, bildiği yerlerde dahi kaybolmaya, yönünü bulamamaya başladı. Zamanla daha çok uyumaya, temizlik işlerini aksatmaya başladı. Kendisinin bir telefonu vardı kullanmayı birkaç kez ögretmiştim maalesef ben ertesi yıl üniversiteye başladım ve annem -babam da çalıstığı için- evde yalnız kaldı. Gündüzleri evde tek başınayken beni arayabiliyordu ve sohbet ediyorduk, gün aşırı konuşuyorduk sonra annem telefonu kullanmayı unuttu.
Bu noktada şunu da belirtmem gerekir ki annem çok asosyal birisidir. Komşularını hiç sevmez, eve birinin gelmesini istemez, teyzemle dahi çok kavga etmişliği vardır o zamanlarda. Oldum olası böyle bir insandır sadece o 11 yaşındayken ilgilendiği, baktığı dayımı çok sever, onunla çok iyi anlaşır, oğlu gibi görür onu. Bir de 95-96'dan beri bir arkadaşı var, onunla görüşürdü telefonda konuşurdu ancak evlerimiz uzak olunca, annem de toplu taşıma ve telefonu kullanamayınca koptular baya.
Zamanla annemde düşünmeden yapılan hareketler yavaşladı, el işlerini çok iyi yapardı onları yapamamaya ve 3+1 apartman dairemizde tuvaleti mutfağı vs bulamamaya başladı, arabamız var babam kullanıyor; sürücü koltuğuna sol ayağını atarak binmesi gerekirken sağ ayağıyla biniyor, torpido gözünün üstüne falan oturmaya çalışıyordu. Biz de ona moral olsun diye, doktorunun da onayıyla hep istediği gibi havuzlu lüx bir siteden ev aldık, oraya taşındık daha sosyal olmasını sağlamaya çalıştık hep, bir süre iyiydi, şu an 3 yıldır aynı evdeyiz (2+1 bir de bu öbür eve göre daha küçük) ancak annem mutfağı, banyoyu, yatak odasını vs yine bulamıyor. Biz yönlendirdiğimizde de sağa gel sola yürü gibi bu basit tarifleri dahi anlayamıyor.
Müge Anlı'nın programını yıllardır izler, çok severdi babam da sabahları kalkınca annem için onu açıp işe giderdi. Bir gün annem ben uyurken -tatillerde eve gittiğim için biraz geç kalkıyordum dürüst olmam gerekirse, annem de o zamanlar çok ağır değildi kendisine kahvaltı hazırlayıp bişilerle meşgul olabiliyordu- gelip beni uyandırdı ve 'Müge Anlı bizim eve gelmiş' diye tutturup beni balkona götürdü, göremeyince "az önce buradaydı," dedi.tv'ye baktım ve programın bitmiş olduğunu gördüm. O günden sonra da sürekli tvdekileri gerçek, oradaki insanları da bizim evde zannetmeye başladı.
Bu tv olayından sonra da halisünasyonları başladı. Aynadaki yansımasını başka bir kadın sanıyor ve o kadınla kavgalılar. Evdeki bütün aynaları örttük, gidip gidip örtüleri kaldırıp yine bu buraya gelmiş diye başlayıp hakaretler, küfürler havada uçuşuyordu. Aynaları tamamen kapattık, artık göremiyor ancak balkon kapısının, pencerenin camı; fırın ya da asansör kontrol düğmelerinin çerçeveleri gibi yansıma gösteren, metalik şeyler de dahil, oralarda yine görüp kavga ediyordu. Hele ki dışarı çıktığımızda gerçekten işkenceye dönüşüyor, kuaför salonları, avmler ve hatta evimizin asansörü ve arabadaki aynalar. Sonrasında aynaları da geçtik, durup dururken böyle şeyler görmeye ve bize anlatmaya başladı. Babam, annem evde yalnız kalamayacağı için onu da dükkana götürüyor, neyse ki babam işyeri sahibi, maaşla çalışan biri olsaydı ilgilenmesi daha zor olurdu.
Doktorların teşhisi alzheimer; 46 yaşındayken bu teşhis konuldu ve o zamandan beri alzheimer ilaçları kullanıyor, ilaçları da 5-6 ayda bir değişiyor. Alzheimerın tedavisinin olmadığını biliyorum ancak o ilaçların bu durumu yavaşlatması gerekirken aksine hızlandırdı. Üstelik beyinde küçülme, beynin bazı bölgelerinin sinyallere cevap vermemesi gibi durumlar olmadığı gibi, alzheimerın en büyük belirtisi olan beyinde sarı lekeler hâlâ daha yok. Bir diğer teşhisleri de öğrenim güçlüğü, ancak bunun üstünde çok durulmadı. Babam tedavi konusunda hiç sakınmadı, elinden geleni yaptı; yaşadığımız ildeki alanının uzmanı bütün doktorlara götürdü, devlet özel ayrım yapmadan il il gezdi. Fransa'daki alzheimer araştırma merkezine dahi gönderildi tomogrofi eeg vb gibi testlerin sonuçları ve oradan da temiz çıktı. Psikoloji alanında uzmanlar ise psikolojik bir sorun bulmadı.
Annem yaklaşık 4-5 yıl antidepresan kullandı, 2013'e kadar, doktor kontrolünde bıraktı. Anksiyete şikayetiyle gitmiştik o zamanlar. Kendisine verilen ilaç, annem kullanmaya başladıktan bir yıl sonra Abd'de yasaklanmış. O zamanlar ben küçüktüm ancak bu öğrenim güçlüğü teşhisi yapıldığında kullandığı antidepresanın prospektüsüne baktım ve 'öğrenim güçlüğü olan bireylerde bu rahatsızlığın ilerlemesine sebep olabilir' ibaresini gördüm. Dediğim gibi doktorlar öğrenim güçlüğü teşhisinin çok üstünde durmadığı için bu ilacın yan etkilerinde böyle bişi varmış dediğimde de bunu önemsemediler.
Acaba bu kullandığı ilaç yüzünden mi bu kadar kötüleşti bilemiyorum. Kesin bir teşhis olmadığı için doğru tedavi de olamıyor ve şu an diyalog kurma becerilerini de tamamen yitirmiş durumda sizin dediğinize cevap vermek dışında her şeyi söylüyor. Ne yapacağımı bilemiyorum. Bunları kimseye anlatamıyorum çünkü insanlar bu kadar karanlık, depresif durumları dinlemek istemiyor. Açıkçası şu an biraz rahatladım, kimse okumayacak olsa da içimi döktüm, çok uzun zamandır içimde tutuyordum. 15-16 yıllık çok yakın bir arkadaşım var, 4 yıldır farklı şehirlerde olduğumuz için çok sık konuşamıyoruz o bile bilmiyor bu durumları. Sadece kendi canımdan parça gibi gördüğüm bir sevgilim var, ona anlatabiliyorum ancak ona da çok bahsedip kendini kötü hissetmesini istemiyorum, olabildiğince az anlatıyorum. Birileri okuduysa gerçekten çok teşekkür ederim.
Çok çok geçmiş olsun Rabbim şifa versin.. Canım Tanju babacan ı. Biliyormusun çok tatlı bir annesi vardı instagram da takip ediyordum ailzhemier vardı bu konuda çok yardımcı olup yönlendirdikleri var en azından aynı durumdaki insanlarla kontak kurup destek alırsın bi iletişime geç onların baya bilgisi var bu konuda
 
herkeste aynı etki olmuyor kimi alzheimer sakin oluyor kimi hırçın. Anannem çok sakin di lakin kp aşırı hırçın dı (demanstı) bıçak arıyordu oğlunu karısını tanımıyordu tv dekilere bu da hep annemle babamı gösteriyor derdi patatesle kapı açmaya çalışırdı Rabbim yardımcınız olsun erken yaşta başlamış acı bi gerçek var ki doktor bize söyledi prof isterseniz dünyanın öbür ucuna götürün bu hastalık böyle evre evre ve son evresi yatalaklık ve ölüm yakıştıramıyoruz ama öyle bebek gibi oluyorlar sonunda
 
herkeste aynı etki olmuyor kimi alzheimer sakin oluyor kimi hırçın. Anannem çok sakin di lakin kp aşırı hırçın dı (demanstı) bıçak arıyordu oğlunu karısını tanımıyordu tv dekilere bu da hep annemle babamı gösteriyor derdi patatesle kapı açmaya çalışırdı Rabbim yardımcınız olsun erken yaşta başlamış acı bi gerçek var ki doktor bize söyledi prof isterseniz dünyanın öbür ucuna götürün bu hastalık böyle evre evre ve son evresi yatalaklık ve ölüm yakıştıramıyoruz ama öyle bebek gibi oluyorlar sonunda
Tüm alzheimer hastalarına ve hasta yakınlarına Allah yardım etsin, zor bir hastalık, süreci yavaşlatılabilen ama tedavi edilemeyen bir hastalık maalesef.
Bazı hastalar kendine dahi yabancılaştığından eşini, çocuklarını tanıyamıyor, kayınpederiniz ailesini tanıyamadığından onlardan zarar gelecek korkusuyla bıçak arıyordur, benim çevremde de bu hastalığa yakalanan çok oldu, bir teyzemiz torununu kocası sanıyordu, sürekli onu çağırırdı, ondan başka kimseyle konuşmak istemezdi, bir tanesinin camı açıp annecim beni kurtar diye bağırdığını bilirim :KK43: kendini hala küçük bir çocuk sanıp annesini çağırır bağırırdı, sürekli halüsinasyon görürler, siz de gördüğü şeyi oradaymış gibi kabul etmek zorunda kalıyorsunuz çünkü orada kimse yok dediğinizde hırçınlaşıyorlar :KK43: hasta kadar hasta yakınlarını da psikolojik olarak kötü etkiliyor bu süreç.
 
Tüm alzheimer hastalarına ve hasta yakınlarına Allah yardım etsin, zor bir hastalık, süreci yavaşlatılabilen ama tedavi edilemeyen bir hastalık maalesef.
Bazı hastalar kendine dahi yabancılaştığından eşini, çocuklarını tanıyamıyor, kayınpederiniz ailesini tanıyamadığından onlardan zarar gelecek korkusuyla bıçak arıyordur, benim çevremde de bu hastalığa yakalanan çok oldu, bir teyzemiz torununu kocası sanıyordu, sürekli onu çağırırdı, ondan başka kimseyle konuşmak istemezdi, bir tanesinin camı açıp annecim beni kurtar diye bağırdığını bilirim :KK43: kendini hala küçük bir çocuk sanıp annesini çağırır bağırırdı, sürekli halüsinasyon görürler, siz de gördüğü şeyi oradaymış gibi kabul etmek zorunda kalıyorsunuz çünkü orada kimse yok dediğinizde hırçınlaşıyorlar :KK43: hasta kadar hasta yakınlarını da psikolojik olarak kötü etkiliyor bu süreç.

amin amin çok çok zor bir süreç Rabbim herkesin yardımcısı olsun...
 
Kendiniz bu kadar uzun yazmissiniz ki okudum. Lakin 70 yorumun 1ine bile bir cevap yok. Bu sekilde olunca da bilemiyorum...
 
Öncelikle ilginiz, dualarınız ve iyi dilekleriniz için hepinize teşekkür ederim. Biraz biriktirmek istedim yorumları, yazmak için.
Biz Antalya'da otutuyoruz, babamın da devlet hastanesinde labaratuvar şefi bir arkadaşı var, liseden arkadaşlar sanırım. Hep onun önerdiği, onun ayarladığı doktorlara gidiyorduk o da işin içinde olduğu için bize araştırma yapar söyler sağ olsun. Ankara'ya Istanbul'a da gittik, babamın eniştesi de Hereke'de doktor o da baktı, İstanbul'da da doktor araştırdı.
2013'e kadar yaklaşık 4-5 yıl kullanmıştı antidepresanı, o dönemde ciddi bir durumu olmadığı için devlet hastenesinde görünmüştü doktora, oradaki doktorlara da kızamıyorum, az kişiler ve dolusuyla hastaları var. Bir hastaya anca 2-3 dk ayırabiliyorlar, ilk panik atak ile doktora gittiğinde ne konuşuldu bilmiyorum ama ayda bir gittiğimizde "kendinizi nasıl hissediyorsunuz?" "Daha iyiyim" "tamam iki kutu cymbalta yazalım" şeklinde diyaloglardan oluşan muayeneleri çok gördüm.
2015'te cogito adında bir ilaç yazılmıştı Alzheimer ile ilgili. Zamanla değişti şimdi üç tane ilaç kullanıyormuş henüz adlarına bakamadım. Halisünasyonları için de antidepresan, halisünasyonları azaltıcı ve sakinleştirici bir ilaç içiyordu yazın o sanırım baya yardımcı oldu şu an yansımasıyla o kadar kötü değil. Geçtiğimiz yaz daha kötüydü durumları üstelik ilaçtan dolayı iştahsızlık başgösterdi evde elimizde tabakla peşinde geziyorduk, çok kızıyordu bize, sevdiği yemeklerden dahi nefret eder oldu. Neden yemek istemediğini sorduğumuzda da kilo almak istemediğini söylüyordu, annem hep balık etli bir bayan olmuştur önceleri kilo verme çabaları vardı o geldi galiba aklına. :)
Ben dediğim gibi, okuduğum için şehir dışındayım, dün ailemin yanına geldim. Babam bana söylememişti, ama maalesef dün gece yatarken annem afedersiniz altına büyük tuvaletini yapmış, meğer birkaç kez daha yaşanmış bu durum. Sabah odalarına girdiğimde 'Allah beni kahretsin' diye ağlayıp kendine vuruyordu, beni şu an çok tanıyamadı, girersem daha rahatsız olur, utanır diye yanına gitmedim, babam ilgileniyordu. Hâlâ regl oluyor bir de maalesef, kendi pedini değiştiremediği için biz temizliyoruz.
Hastalığının o kadar çok belirtisi var ki, bundan bahsetmeyi unutmuşum. Beni ablası, kardeşi babamı da annesi ve babası zannediyordu bir ara. 'Nurten annem' diye bahsediyordu babamdan bahsederken, kayınvalidesi de sanıyor arada onu anladığım kadarıyla. O kadar inanarak anlatıyordu ki ben de iki üç günde bir babaannem gelip annemle ilgileniyor falan sanmıştım.
Yani konuşurken genel olarak onun dediklerinin üzerinden gidiyoruz biz de, ben patates diyorum o çilek diyor, ben de elma diyorum gibi anlaşıyoruz biraz biraz.
Evde önlemleri aldık evet, dokunmatik tuşlu bir ocağımız var onun da kilidi var, pencerelere hep kilit taktık zaten elektrikli panjur da var onları kendisi açıp kapatamıyor babam da gözünün önünden ayırmıyor. Güvenlik açısından sorunumuz yok gibi, bazen balkona, dışarı çıkmaya çalışıyor kendi kendine kilitli olduğu için açamayınca geri dönüyor hemen.
Büyü demeyin lütfen diye de şunun için dedim, babam da dediğim gibi inançsız birisi ancak belki öyle bir şeydir, yeter ki çözülsün diye araştırıp soruşturduğu, para alan almayan büyü bozduğunu iddia eden herkese danıştı. Birisi "1600 tl gönder, ben iyileştiricem hanımını" demiş, babam da "sen önce bir iyileştir ben sana 1600 tl değil 160 000 tl gönderirim" deyince yüzüne kapatmış. Böyle şarlatanlarla da çok uğraştık, iyi niyetli temsili 1 tl gibi bir ücret yapıp uğraşanlarla da ancak onlar da çözemedi.
"İnançsız bir bireyim," sözüme de çok yorum gelmiş. Bu konuda polemik olmasını, konunun çok dağılmasını da istemiyorum ancak sizleri anne babalarınız nasıl müslüman olarak yetiştirdiyse beni de ateist olarak yetiştirdiler. Ailecek o anlamda inançsızız.
Yorumlarınızı da dikkate alarak babamla tümör konusunda da konuştuk, öyle bir şey çıkmamış şu ana kadar ama tekrar bir tümör olasılığının da üstünde duracaklar. Bakalım, ben demans veya alzheimer üzerinde daha çok durmaya başladım tuvaletini kaçırmsı olayının üzerine.
 
Son yorumunuz sonrası önerim daha kötüleşmeden yardımcı alın eve

Babanız da çok yıpranır işte evde hem işte olunca

Suyuna gidecek tatlı tatlı konuşacak bir de ortalığı toplayıp bir kap yemek yapacak bir yardımcı ihtiyaç size

Kp bir gün kapıyı açıp çıkmış kilitli imiş ama hatırlamış işte o an

Önce gitmiş dolaşıp gelmiş ama asansörün önüne gelince çıkamamış yukarı

Kv komşularla arayıp zor bulmuş Nasıl ikna oldu geldi dedik elinden tuttum evimize gidelim dedim geldi diyor

Çok gençsiniz anneniz de genç ama hasta olduğunu kabul edip en konforlu şekilde hayatına devam etmesine çalışmak gerekiyor
 
Canım benim annemde çok genç yaşta alzaymir yakalandı 55ine doğru başladı sinsi sinsi.Üzgünüm ama gitgide agirlasiyo temel ihtiyacını görme yemek yeme her konuda is size dusuyo bakıcı tutun yatılı alissin şimdiden bakıcı bulmakta gerçekten zor.daha ne diyim bilmem moral bozmak istemiyorum
 
Ya arkadaslar bu konuyu okuyan niye inancsiz yazmis hemen. Allah'a karsi inancsiz degil arkadasimiz.Anlamadan yorum yapiyorsunuz. Inancsiz damgasini vuruyorsunuz hemen. Arkadas sunu demek istemis. Büyü vs olaylarina karsi inancsizim!!!
Anlatım biçiminden inançsız olduğu anlaşılıyor. Bilmiyorum başka bir şey söyledi mi ama ben inançsızım, ailem de öyle. O yüzden büyü filan gibi metafizik, bilimsel olmayan yöntemlerden bahsetmeyin demiş. Büyüye inanmıyorum dememiş, hepsine birden genel olarak inanmıyorum yazmış.

Yanlış anlatmıştır belki kendini bilmiyorum ama ifadelerden böyle anlaşılıyor. Ama zaten kimse yargılamıyor bu konuda. Bu tamamen kendisini ilgilendirecek bir mevzu. Genel olarak biz dua edeceğiz sizin için mesajları var.

Konu sahibi, anneniz, babanız ve sizin için üzüldüm. Çok gençmiş henüz. Benim annemde de bazı benzeyen durumlar var. Onun da hem fiziksel, hem psikolojik sorunları var. Ve çok zor gerçekten. Ben daha ortaokuldaykenden beri annemin sağlık sorunları hayatımızda.o da henüz 40 yaşındaydı teşhisler konunca, bu da onu ağır depresyonlara sürükledi.

bir arkadaşımın annesi birkaç senedir rahatsız, geçen bana seni şimdi daha iyi anlıyorum. Yıllarca annemleyim, ilgilenmek zorundayım derdin ama ben tam anlayamazdım. insanın kendi hayatından ne kadar fedakarlık yapması gerekiyormuş meğer dedi.

Bu psikolojik hastalıklar girift oluyor. Alzahimer, demans karılık olabilir. Ve bazı ilaçlar gerçekten işe yarayabilir. Çok iyi bir doktorun takibinde olmak lazım. Annem mesela uzunca bir süre kelimeleri toparlayamıyordu. Cümleleri başlayıp bitiremiyordu. Konuşmanın bir yerinde kaybolup gidiyordu, kimi zaman en çok kullandığı kelimeleri hatırlayamıyordu. Doktorun verdiği bir ilaçtan sonra konuşması bayağı bir düzeldi. Hala konuşurken idare ederiz filan ama uzun süreli konuşmalara girmediği müddetçe, konuşuyor rahat rahat, hatta bazen susması gerektiği yeri bilmiyor :) karşısına bir dinleyen bulursa yarım saat aralıksız konuşuyor yani. Böyle ilaçlar var ama hepsi doktor takibinde kullanılan şeyler.

Onun haricinde yurt dışından gelen ilaçlarla yapılan agresif tedavileri de çok oldu. Kortizon fayda da etti, zarar da verdi. her geçen yılda daha kötü oluyor, bu bir gerçek. Her sene gittiğimiz tatillerden ölçüyorum ben bunu. Bu sene kendisi yürüyordu, bu sene birine tutunarak, bu sene bastonla filan diyerek gidiyor yani. Şimdi tekerlekli sandalyeyle.

Ama psikolojik olarak o hala inatlaşma içinde mesela. Beyin tam olarak kabul edemiyor durumu. Biz dışarıdan bakıp görsek de.

Ben kardeşimin düğününü yapıyorum şimdi mesela. Ve 30 yaşında, kendi çocuğum ve ailem varken bu benim için çok zor oluyor bir başıma. Ama yine de annemle uğraşıyorum bir yandan. Benim kafama göre davrandığımı, beni istemediğini, Alışverişe filan kendisi gideceğini söylüyor. Eminönü filan gibi.Üstelik biraz fazla ayakta kalsa, birkaç gün içinde atak tarzı şeyler yaşıyor ve bel altı tamamen tutuluyor. O zaman tuvalete filan biz götürüyoruz.

Anne bunlar tüm gün dolaşmalı işler, tekerlekli sandalyeyle gidemeyiz. Biz gidelim, dönünce sana getireceğim her şeyi deyince, daha da kızıyor. Çocuk aklı gibi, aklına taktığı şeyin tersini kabul ettirmemiz mümkün değil. Bu yüzden ondan gizli yapıyorum her şeyi. Üstüne bir de para verdirtmiyor babama kendi işlerini yapmam için. Ki alınacaklar nevresim havlu gibi genel çeyiz ihtiyaçları. Yani kendimden ödün verdiğim gibi, bir teşekkür de yok maalesef ama herhalde artık bir yerden sonra çocuk anneye şefkat hissiyle yaklaşmaya başlıyor.

Tavsiyem, muhakkak siz de psikolojik yardım alın. Dediğim gibi fiziksel hastalık değil, insanı asıl yoran kısmı bu psikolojik boyutu, huysuzluklar, çocuklaşma ve inatlaşmalar. Tam teşhis konduğunda, siz de sizi neyin beklediğini bilir ve ona göre hazırlıklı olursunuz.

Bir tanıdığım, en zoru gözünde artık beni tanıdığına dair bir ışığın kalmamasıydı demişti. Ben de eskiden annemin bu kaprisleriyle kavga eder, anlayamazdım. Bir doktor bana beynin bu evrelerini, yaşayacağım iyi senaryoları ve kötüsünü anlattıktan sonra, hastalığıyla inatlaşmayı bırakıp, onunla yaşamaya başladım bir şekilde ama evliliğim üzerinde bile yıpratıcı. Halimi anlayan bir tanıdığım var. Ona Anlatmak bile çok iyi geliyor, bir şey yapamasa bile. Rahatlamış oluyorsun. O yüzden kimse yoksa bile, buaralara yazmanı tavsiye ederim. O içindekini boşaltıp, gönder tuşuna basmak bile insana bir rahatlama veriyor.

Bir de yatılı bakıcı öneririm. Şimdilik ev işi içinmiş, jükendinizi rahatlatmak içinmiş gibi filan gösterirsiniz.ama konuşursunuz işin aslını gelen kişiyle. Gerektiğinde hasta bakıcılık yapman gerekecek diye. En azından alışır o kişiye de şimdiden.

Çünkü hastalık ilerlediğinde tanımadığı kişileri asla evine sokmak istemez. Bebek bakıcısını bebeğe alışması için, çalışmaya başlamadan önce yanında çalıştırmak gibi düşün.
 
Antalya’da bir Alzheimer merkezi buldu aslında babam orada sertifikalı ilgilenenler var. El işleri, ahşap boyama vs yaptırıyorlar. Babam birkaç kere götürdü oraya, ama beğenmemiş sevmemiş, yani orada da hep yaşlılar var maalesef gençlerde çok görülmediği için. Bakıcı tutmaya çok durumumuz müsait değil maalesef, teyzemlerle halamlarla konuştuk en son onlar da yardımcı olacaktı ama sanırım yattı o iş de.
 
Antalya’da bir Alzheimer merkezi buldu aslında babam orada sertifikalı ilgilenenler var. El işleri, ahşap boyama vs yaptırıyorlar. Babam birkaç kere götürdü oraya, ama beğenmemiş sevmemiş, yani orada da hep yaşlılar var maalesef gençlerde çok görülmediği için. Bakıcı tutmaya çok durumumuz müsait değil maalesef, teyzemlerle halamlarla konuştuk en son onlar da yardımcı olacaktı ama sanırım yattı o iş de.
Allah yardımcınız olsun.çok ısrarcıymış gibi görünmek istemem ama özellikle babanızın ruh sağlığı için, teyzeler ve halaların yardıma gelmesinden çok, eğer anlayışlı insanlarsa, biraz baban, biraz onların aralarında toplayıp beraberce bir bakıcı tutmaları, yardıma gelmelerinden daha kolay olur. Evin en azından asgari bir düzeni olur ve babanızın için büyük kolaylık olur mesela, bazen evde onunla bırakıp dışarı çıkabilmek.

Tabi akraba ilişkilerindeki samimiyete bağlı bu biraz. Ortam uygunsa, en azından böyle bir teklif getirebilirsiniz.
 
Öncellikle çok gecmiş olsun.
Belkide ağir bir depression geciriyordur.
Annenizin fazla assosyal olduğunuzu söylüyorsunuz,belkide zamanma iletişim kurmayi unutmuştur.
Benim burda tanidiğim bir genc kiz 25 yaşinda buna benzer durumlari yaşadi.
Onada önce alzheimer demanz dediler fakat ilaclar hic fayda etmedi .
Bu kiz hiç kimsenin bilmediği bir ağir travma gecirmiş.
Şöyleki insanlarin çok fazla aciya karşi
Koruma mekanizmesi var .Mesela savaşta yaralanan askerler şuurunu kayip ediyorlar.Aslinda beynimizde bazi durumlarda daha fazla aci cekmemek için bazi funksiyonlari kapatiyor.
Annenize bir ergoterapi/fizikterapisi alin .
Maddi olarak imkaniniz varsa onunla günlük ilgilenecek eğitimli birini bulun.
Annenizle zeki oyunlari oynasin onu herşeyi yapmayi teşvik etsin,alişverişe götürsün ,daha fazla sosyal olmaya gayret etsin.
Birde bitkisel olan gingko tabletleri günlük kullanmakta fayda var.
Psikiytristinizle antidepressan ve harekete teşvik eden neuroleptika(amisulprid)
Denemeyi düşünün .
 
Merhaba hanımlar,
Yaklaşık 5-6 yıldır başımızda olan bu dertle ilgili sizlere danışmak istedim.
Forumda yeniyim ancak pasif olarak uzun zamandır bu siteyi takip ediyordum.
Öncelikle şunu belirtmek istiyorum; ben inançsız bir bireyim, ailem de öyle. O yüzden lütfen büyü yapılmış vs gibi bilimsellikten tamamen uzak şeyler söylemeyin, çünkü çok söyleniyor bu. Belki aranızda nöroloji, psikoloji okuyan, bu alanlarda çalışan veya bir yakının/kendisinin başına gelmiş birisi vardır diye bu konuyu açmak istedim. Çünkü artık gerçekten çok çaresizim. Biraz uzun olacak konum, çünkü aklımda çok şey var ve bir boşluk kalmasını istemiyorum konuda. Sonuna kadar okuyanlarınız olursa şimdiden zaman ayırdığınız için teşekkür ederim.
Annem 1967 doğumlu, gençliğinde, Türk Halk Müziği yarışmalarına katılmış, TRT'nin düzenledikleri de dahil olmak üzere, en iyi derecesi TRT'de ikincilik olsa da o yıllarda o yarışmalarda sonuncu olanlar dahi iyi yerlerde bu günlerde. Ailesi önüne geçmiş, anne babası izin vermemiş, "kötü yola düşersin" tarzı söylemlerde bulunmuşlar. Annem, anneannemin erken ölümüyle liseyi terk etmiş ve evin kadını olmuş; genç yaşında evi çekip çevirmiş, o zaman 11 yaşındaki dayımla ve 3 bebek kuzenimle ilgilenmiş.
Annem her zaman yaşından genç gösteren, bakımlı ve aynı zamanda çok titiz bir kadın olmuştur ta ki 2013 yılında bu rahatsızlığı baş gösterene kadar. Evimiz biraz şehir merkezine uzak bir yerdeydi ve annem arkadaşlarına, yakındaki avm'ye toplu taşıma ile giderken zorlanmaya, bildiği yerlerde dahi kaybolmaya, yönünü bulamamaya başladı. Zamanla daha çok uyumaya, temizlik işlerini aksatmaya başladı. Kendisinin bir telefonu vardı kullanmayı birkaç kez ögretmiştim maalesef ben ertesi yıl üniversiteye başladım ve annem -babam da çalıstığı için- evde yalnız kaldı. Gündüzleri evde tek başınayken beni arayabiliyordu ve sohbet ediyorduk, gün aşırı konuşuyorduk sonra annem telefonu kullanmayı unuttu.
Bu noktada şunu da belirtmem gerekir ki annem çok asosyal birisidir. Komşularını hiç sevmez, eve birinin gelmesini istemez, teyzemle dahi çok kavga etmişliği vardır o zamanlarda. Oldum olası böyle bir insandır sadece o 11 yaşındayken ilgilendiği, baktığı dayımı çok sever, onunla çok iyi anlaşır, oğlu gibi görür onu. Bir de 95-96'dan beri bir arkadaşı var, onunla görüşürdü telefonda konuşurdu ancak evlerimiz uzak olunca, annem de toplu taşıma ve telefonu kullanamayınca koptular baya.
Zamanla annemde düşünmeden yapılan hareketler yavaşladı, el işlerini çok iyi yapardı onları yapamamaya ve 3+1 apartman dairemizde tuvaleti mutfağı vs bulamamaya başladı, arabamız var babam kullanıyor; sürücü koltuğuna sol ayağını atarak binmesi gerekirken sağ ayağıyla biniyor, torpido gözünün üstüne falan oturmaya çalışıyordu. Biz de ona moral olsun diye, doktorunun da onayıyla hep istediği gibi havuzlu lüx bir siteden ev aldık, oraya taşındık daha sosyal olmasını sağlamaya çalıştık hep, bir süre iyiydi, şu an 3 yıldır aynı evdeyiz (2+1 bir de bu öbür eve göre daha küçük) ancak annem mutfağı, banyoyu, yatak odasını vs yine bulamıyor. Biz yönlendirdiğimizde de sağa gel sola yürü gibi bu basit tarifleri dahi anlayamıyor.
Müge Anlı'nın programını yıllardır izler, çok severdi babam da sabahları kalkınca annem için onu açıp işe giderdi. Bir gün annem ben uyurken -tatillerde eve gittiğim için biraz geç kalkıyordum dürüst olmam gerekirse, annem de o zamanlar çok ağır değildi kendisine kahvaltı hazırlayıp bişilerle meşgul olabiliyordu- gelip beni uyandırdı ve 'Müge Anlı bizim eve gelmiş' diye tutturup beni balkona götürdü, göremeyince "az önce buradaydı," dedi.tv'ye baktım ve programın bitmiş olduğunu gördüm. O günden sonra da sürekli tvdekileri gerçek, oradaki insanları da bizim evde zannetmeye başladı.
Bu tv olayından sonra da halisünasyonları başladı. Aynadaki yansımasını başka bir kadın sanıyor ve o kadınla kavgalılar. Evdeki bütün aynaları örttük, gidip gidip örtüleri kaldırıp yine bu buraya gelmiş diye başlayıp hakaretler, küfürler havada uçuşuyordu. Aynaları tamamen kapattık, artık göremiyor ancak balkon kapısının, pencerenin camı; fırın ya da asansör kontrol düğmelerinin çerçeveleri gibi yansıma gösteren, metalik şeyler de dahil, oralarda yine görüp kavga ediyordu. Hele ki dışarı çıktığımızda gerçekten işkenceye dönüşüyor, kuaför salonları, avmler ve hatta evimizin asansörü ve arabadaki aynalar. Sonrasında aynaları da geçtik, durup dururken böyle şeyler görmeye ve bize anlatmaya başladı. Babam, annem evde yalnız kalamayacağı için onu da dükkana götürüyor, neyse ki babam işyeri sahibi, maaşla çalışan biri olsaydı ilgilenmesi daha zor olurdu.
Doktorların teşhisi alzheimer; 46 yaşındayken bu teşhis konuldu ve o zamandan beri alzheimer ilaçları kullanıyor, ilaçları da 5-6 ayda bir değişiyor. Alzheimerın tedavisinin olmadığını biliyorum ancak o ilaçların bu durumu yavaşlatması gerekirken aksine hızlandırdı. Üstelik beyinde küçülme, beynin bazı bölgelerinin sinyallere cevap vermemesi gibi durumlar olmadığı gibi, alzheimerın en büyük belirtisi olan beyinde sarı lekeler hâlâ daha yok. Bir diğer teşhisleri de öğrenim güçlüğü, ancak bunun üstünde çok durulmadı. Babam tedavi konusunda hiç sakınmadı, elinden geleni yaptı; yaşadığımız ildeki alanının uzmanı bütün doktorlara götürdü, devlet özel ayrım yapmadan il il gezdi. Fransa'daki alzheimer araştırma merkezine dahi gönderildi tomogrofi eeg vb gibi testlerin sonuçları ve oradan da temiz çıktı. Psikoloji alanında uzmanlar ise psikolojik bir sorun bulmadı.
Annem yaklaşık 4-5 yıl antidepresan kullandı, 2013'e kadar, doktor kontrolünde bıraktı. Anksiyete şikayetiyle gitmiştik o zamanlar. Kendisine verilen ilaç, annem kullanmaya başladıktan bir yıl sonra Abd'de yasaklanmış. O zamanlar ben küçüktüm ancak bu öğrenim güçlüğü teşhisi yapıldığında kullandığı antidepresanın prospektüsüne baktım ve 'öğrenim güçlüğü olan bireylerde bu rahatsızlığın ilerlemesine sebep olabilir' ibaresini gördüm. Dediğim gibi doktorlar öğrenim güçlüğü teşhisinin çok üstünde durmadığı için bu ilacın yan etkilerinde böyle bişi varmış dediğimde de bunu önemsemediler.
Acaba bu kullandığı ilaç yüzünden mi bu kadar kötüleşti bilemiyorum. Kesin bir teşhis olmadığı için doğru tedavi de olamıyor ve şu an diyalog kurma becerilerini de tamamen yitirmiş durumda sizin dediğinize cevap vermek dışında her şeyi söylüyor. Ne yapacağımı bilemiyorum. Bunları kimseye anlatamıyorum çünkü insanlar bu kadar karanlık, depresif durumları dinlemek istemiyor. Açıkçası şu an biraz rahatladım, kimse okumayacak olsa da içimi döktüm, çok uzun zamandır içimde tutuyordum. 15-16 yıllık çok yakın bir arkadaşım var, 4 yıldır farklı şehirlerde olduğumuz için çok sık konuşamıyoruz o bile bilmiyor bu durumları. Sadece kendi canımdan parça gibi gördüğüm bir sevgilim var, ona anlatabiliyorum ancak ona da çok bahsedip kendini kötü hissetmesini istemiyorum, olabildiğince az anlatıyorum. Birileri okuduysa gerçekten çok teşekkür ederim.
Çok geçmiş olsun.Dedemde damarsal demans vardi.Sizin annenizle durumları hemen hemen örtüşüyor.Beyne giden kan akışının az olmasından kaynaklanıyor.Genelde bir veya birden çok inmenin sonucu olarak ortaya çıkıyor.Bircok vakada inmeler çok sessiz olduğu için hiçbir belirti farkedilmez.Ilerledikce belirtiler artar.Bu konularda araştırma yaparken okumuştum.Her şeyin bir bilimsel açıklaması mutlaka vardır.Bazi yorum yapanlar sanki konu sahibine ciz olursun şeklinde gönderme yapmış.Ozelikle islamiyetle böyle bir zorlama olmadığı gibi imada edilemez.Zaten din ve bilimin kaynagi da tek bir noktadır.Ayri dusunulemez
 
X