Ya arkadaslar bu konuyu okuyan niye inancsiz yazmis hemen. Allah'a karsi inancsiz degil arkadasimiz.Anlamadan yorum yapiyorsunuz. Inancsiz damgasini vuruyorsunuz hemen. Arkadas sunu demek istemis. Büyü vs olaylarina karsi inancsizim!!!
Anlatım biçiminden inançsız olduğu anlaşılıyor. Bilmiyorum başka bir şey söyledi mi ama ben inançsızım, ailem de öyle. O yüzden büyü filan gibi metafizik, bilimsel olmayan yöntemlerden bahsetmeyin demiş. Büyüye inanmıyorum dememiş, hepsine birden genel olarak inanmıyorum yazmış.
Yanlış anlatmıştır belki kendini bilmiyorum ama ifadelerden böyle anlaşılıyor. Ama zaten kimse yargılamıyor bu konuda. Bu tamamen kendisini ilgilendirecek bir mevzu. Genel olarak biz dua edeceğiz sizin için mesajları var.
Konu sahibi, anneniz, babanız ve sizin için üzüldüm. Çok gençmiş henüz. Benim annemde de bazı benzeyen durumlar var. Onun da hem fiziksel, hem psikolojik sorunları var. Ve çok zor gerçekten. Ben daha ortaokuldaykenden beri annemin sağlık sorunları hayatımızda.o da henüz 40 yaşındaydı teşhisler konunca, bu da onu ağır depresyonlara sürükledi.
bir arkadaşımın annesi birkaç senedir rahatsız, geçen bana seni şimdi daha iyi anlıyorum. Yıllarca annemleyim, ilgilenmek zorundayım derdin ama ben tam anlayamazdım. insanın kendi hayatından ne kadar fedakarlık yapması gerekiyormuş meğer dedi.
Bu psikolojik hastalıklar girift oluyor. Alzahimer, demans karılık olabilir. Ve bazı ilaçlar gerçekten işe yarayabilir. Çok iyi bir doktorun takibinde olmak lazım. Annem mesela uzunca bir süre kelimeleri toparlayamıyordu. Cümleleri başlayıp bitiremiyordu. Konuşmanın bir yerinde kaybolup gidiyordu, kimi zaman en çok kullandığı kelimeleri hatırlayamıyordu. Doktorun verdiği bir ilaçtan sonra konuşması bayağı bir düzeldi. Hala konuşurken idare ederiz filan ama uzun süreli konuşmalara girmediği müddetçe, konuşuyor rahat rahat, hatta bazen susması gerektiği yeri bilmiyor :) karşısına bir dinleyen bulursa yarım saat aralıksız konuşuyor yani. Böyle ilaçlar var ama hepsi doktor takibinde kullanılan şeyler.
Onun haricinde yurt dışından gelen ilaçlarla yapılan agresif tedavileri de çok oldu. Kortizon fayda da etti, zarar da verdi. her geçen yılda daha kötü oluyor, bu bir gerçek. Her sene gittiğimiz tatillerden ölçüyorum ben bunu. Bu sene kendisi yürüyordu, bu sene birine tutunarak, bu sene bastonla filan diyerek gidiyor yani. Şimdi tekerlekli sandalyeyle.
Ama psikolojik olarak o hala inatlaşma içinde mesela. Beyin tam olarak kabul edemiyor durumu. Biz dışarıdan bakıp görsek de.
Ben kardeşimin düğününü yapıyorum şimdi mesela. Ve 30 yaşında, kendi çocuğum ve ailem varken bu benim için çok zor oluyor bir başıma. Ama yine de annemle uğraşıyorum bir yandan. Benim kafama göre davrandığımı, beni istemediğini, Alışverişe filan kendisi gideceğini söylüyor. Eminönü filan gibi.Üstelik biraz fazla ayakta kalsa, birkaç gün içinde atak tarzı şeyler yaşıyor ve bel altı tamamen tutuluyor. O zaman tuvalete filan biz götürüyoruz.
Anne bunlar tüm gün dolaşmalı işler, tekerlekli sandalyeyle gidemeyiz. Biz gidelim, dönünce sana getireceğim her şeyi deyince, daha da kızıyor. Çocuk aklı gibi, aklına taktığı şeyin tersini kabul ettirmemiz mümkün değil. Bu yüzden ondan gizli yapıyorum her şeyi. Üstüne bir de para verdirtmiyor babama kendi işlerini yapmam için. Ki alınacaklar nevresim havlu gibi genel çeyiz ihtiyaçları. Yani kendimden ödün verdiğim gibi, bir teşekkür de yok maalesef ama herhalde artık bir yerden sonra çocuk anneye şefkat hissiyle yaklaşmaya başlıyor.
Tavsiyem, muhakkak siz de psikolojik yardım alın. Dediğim gibi fiziksel hastalık değil, insanı asıl yoran kısmı bu psikolojik boyutu, huysuzluklar, çocuklaşma ve inatlaşmalar. Tam teşhis konduğunda, siz de sizi neyin beklediğini bilir ve ona göre hazırlıklı olursunuz.
Bir tanıdığım, en zoru gözünde artık beni tanıdığına dair bir ışığın kalmamasıydı demişti. Ben de eskiden annemin bu kaprisleriyle kavga eder, anlayamazdım. Bir doktor bana beynin bu evrelerini, yaşayacağım iyi senaryoları ve kötüsünü anlattıktan sonra, hastalığıyla inatlaşmayı bırakıp, onunla yaşamaya başladım bir şekilde ama evliliğim üzerinde bile yıpratıcı. Halimi anlayan bir tanıdığım var. Ona Anlatmak bile çok iyi geliyor, bir şey yapamasa bile. Rahatlamış oluyorsun. O yüzden kimse yoksa bile, buaralara yazmanı tavsiye ederim. O içindekini boşaltıp, gönder tuşuna basmak bile insana bir rahatlama veriyor.
Bir de yatılı bakıcı öneririm. Şimdilik ev işi içinmiş, jükendinizi rahatlatmak içinmiş gibi filan gösterirsiniz.ama konuşursunuz işin aslını gelen kişiyle. Gerektiğinde hasta bakıcılık yapman gerekecek diye. En azından alışır o kişiye de şimdiden.
Çünkü hastalık ilerlediğinde tanımadığı kişileri asla evine sokmak istemez. Bebek bakıcısını bebeğe alışması için, çalışmaya başlamadan önce yanında çalıştırmak gibi düşün.