• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

Şimdi de kardeşim ve kocam davası ! Bana akıl verin nolursunuz delireceğim.

Kardeşim dayak yemedi ki yanındaki adam dayak yedi öyle bir şey olsa ben zaten onunla barışmazdım .
Size bu kadar ettiklerinden sonra barışıyorsunuz da... kardeşinizi döverse mi barışmıyorsunuz?

Haha güleyim bari.

Siz bu adamla barışmak için her yolu yöntemi düşünüyorsunuz. Amenna. Sizin bileceğiniz iş tabi de... bize neyi soruyorsunuz tam olarak.

Sizin kardeşiniz ben olsam; elim değmişken sizi de şikayet ederim. Çünkü eşiniz içeri girerse siz dışarda onsuz duramazsinız.
 
Evet hala alıyorsunuz , suçsuz bir insanı yok yere dövmesi asla affedilecek bir durum değil ama boşanma nedeni olarak ta gösterebileceğim bir durum değil bana göre eş kişisi daha sonra adamla irtibata geçmiş helallik istemiş konuşmuştur ve adam hiçbir şekilde şikayetci olmak istemedi yapılan şeyi savunmuyorum fakat kardeşime tabiki kasten bir şiddet gösterilse ne olursa olsun barışma durumum olamazdı . Siz eşiniz sokakta tartıştığı bir adamı adam günahsız olsa haklı dövse boşanma davası mı açarsınız? Ben adama zaten cook üzüldüm ben de arayıp konuştum zaten
Sokakta tartıştığı adamı dövecek tıynette bir adamla evlendiğimi düşünemiyorum.
Ha beşer şaşar, velev ki evlendim, zaten sokaktaki adamı dövene kadar vereceği birçok falso boşanma sebebi olmuş olur, bu da bardağı taşırır evet.
Sanki dört dörtlük evlilik var ortada da tek boşanma nedeni taksici dövmek olacak.

Her neyse sizin derdiniz zaten taksicinin dayak yemesi, arada kardeşinizin kaynaması falan değil. Kocanızla aranıza bu olayın girmemesi.
Kardeşinizle konuşun bakalım geri çekmek istiyor mu şikayetini.
 
Aslaaaa günah alıyorsunuz yargılayacağınıza yardımcı olmaya çalışsanız . Benim eşimde sizler gibi direk yargılamaya odaklı olduğu için bu haldeyiz zaten ben farklısınız diye yardım almak istedim. Özellikle o adama ulaşıp şikayetci olmasını cok istedik üzerine para bile teklif ettik adam istemedi korsan taksi diye.
Burada herkes yardımcı olmaya çalışıyor. Ama siz görmemekte, duymamakta, anlamamakta ısrarcısınız. Dünya yansa umurunuzda değil yeterki kocanızla aranıza girmesin.
Boşanmak gibi bir niyetiniz yok, eşinizin ilk işaretinde koşa koşa gidecek kapasiteniz var. Bebeğim için bahanesinin arkasına sığınmayın lütfen.
İnsanların ne yaşadığını anlamaya çalışıp empati kurmaya çalışıyorum ama buraya konu açıp yazılanları zerre umursamayıp hâlâ bildiğini okuyanlara çok kızıyorum. Ne burayı ne mahkemeyi meşgul etmeyin boş boşuna.
 
Size bu kadar ettiklerinden sonra barışıyorsunuz da... kardeşinizi döverse mi barışmıyorsunuz?

Haha güleyim bari.

Siz bu adamla barışmak için her yolu yöntemi düşünüyorsunuz. Amenna. Sizin bileceğiniz iş tabi de... bize neyi soruyorsunuz tam olarak.

Sizin kardeşiniz ben olsam; elim değmişken sizi de şikayet ederim. Çünkü eşiniz içeri girerse siz dışarda onsuz duramazsinız.
gerçekten boşanırsak
Ben birazda ne yazık ki yeni olduğundan ceza alırsa tamamen biteceği herşeyin bunun üzüntüsü.

Ya gerçekten boşanmayı bile düşünmüyor ki. Uzun uzun mantıklı cümleler kurmuşsunuz, keşke anlayan olsa ama malesef. Bende boşanacağını düşünmüyorum.
 
Hikayemi buradan okuyabilirsiniz . 2 yıllık evliliğimde 2 kez boşanma davası acıldı bu da 3 olacak . 1 aydır ayrıyız 1.5 yaşında bebeğim var . İkinci boşanma davamda Bebeğimin velayeti bana verilmişti boşanma davasına iki ay kala barıştıl. Fakat ben eşime Hiç güvenmediğim için ve kaçıracak kuruntularına girdiğinden dolayı eşimi ilk zamanlar bebegimi aldığında takip ederdim arabayla bir gün de korsan taksiyle kardeşimin peşinden gönderdim eşin bunu fark edince korsan taksiyi durdurdu ve adama tekmeler atmaya başladı şiddet uyguladı o sırada kardeşim onları ayırırken onunda koluna bir tekme gelince kardeşim gidip darp rapor aldı. Bu arada aylar sonrasında biz barıştık tekrardan bir araya geldik fakat SORUNLAR hep aynı olunca maalesef bir aydır yine annemdeyim ve Pazartesi günü kardeşim ile eşimin davası var eşim bir ay boyunca kesinlikle beni ne aradı ne sordu bebeğini görmek istedi üç kez Fakat ben korktuğundan dolayı bensiz gitmesini istemedim bebeğimin ve eşim beni istemedi ve bu yüzden çocuğu görmemeyi de kabullendi
Eğer ki gerçekten boşanırsak eşim takıntılı ve kindar bir insan olduğundan dolayı benim hep huzurumu kaçırabilir ben de bu yüzden kardeşime şikayetini geri çekmesini istedim fakat eşim ozamanlar kardeşin şikayetini geri çek misin ben kendimi savuncam kardeşini şikayet edeceğim gibi şeyler söylemişti pazartesi dava ve ben ne yapacağımı bilmiyorum davayı geri Çekmezsek eşim ceza alacak ve eğer ceza alırsa her şey daha kötü olacak sizce ne yapmalıyım çok stres içindeyim. Bana evi terk etmeden önce oyunlara mı başladın kardeşine tanıklık yapmak için ona vurmadığımı biliyorsun gibi şeyler söyledi hesapların kitapların var dedi eğer ki kardeşim şikayetçi olursa onu haklı çıkarmış olacağım kızlar yalvarırım bana bir yol gösterin davayı çekelim mi?
İlk başta affeden sen suçlusun kimsenin işine karışma karar kardeşinin
 
2 kere barısmanıza fılan hıc yorum yapmıcam hatanızı bılıyorsunuzfur artık. Esınız ceza almaz merak etmeyın bır tekmeye okadar ugrasmıyorlar
 
Ya gerçekten boşanmayı bile düşünmüyor ki. Uzun uzun mantıklı cümleler kurmuşsunuz, keşke anlayan olsa ama malesef. Bende boşanacağını düşünmüyorum.
Sevgili oliviacıgım. Geçenlerde hemşire bir arkadaşımın evine ölçü almaya gittim iş nedeniyle. Gitmişken bana çay ikram etti. Oturduk. Laf lafi açtı.

Arkadaşım hemşire. Devlet hastanesinde çalışıyor. Bir iş arkadaşı varmış. Yaklaşık 40 yaşlarında genç bir kadın. 3 çocuğu varmış. Peşpeşe hepsi küçük.

Kadın bir şoförle görücü usulü evlenmiş. Nisanli iken nişan atmaya kalkmış. Adam silah ile tehdit etmiş. Korkmuş evlenmiş.

Bigün kadın işe geç gelmiş. Gözleri kıpkırmızı. Ne oldu diye sormuşlar. Ilkin anlatmak istememiş fakat israr edince dayanamamış. Aglamaya başlamış.

Sabah kahvaltı sofrası kurmuş. Çayları doldurmuş. O esnada kapıya odun gelmiş. Odunlari iceri almak için apartmanin önüne inmiş. Eve geri geldiğinde herkes masaya oturmaktaymış. Kadın da oturmuş. Kocası olacak ayi bu çay niye soğuk diye öfkelenmiş. Çatalı kadının bacağına sokmuş. Kadinin bacağında çatalin 4 tane izi duruyor.

Kadın haftasonlari çalışırken coluk çocuğunu da hasteneye getiriyor, bir odaya kapatıp ellerine telefon tablet vb veriyor. Kocasi haftasonu izinli üstelik evde yatıyor. Ama çocuklara bakamazmiş.

O gün ordan eve geldikten sonra düşündüm. Tamam evet. Boşanmak kolay bir ruh hali değildir. Hic şüphesiz. Ama bu sartlarda yasamaktan cok daha kolaydir.

Evet bizler iyi adamlarla evlenmeye çalışıyoruz. Merhametli adamları seçiyoruz. Allaha şükür kendi adıma yanılmadım da...

Ama diğer taraftan ben bu kadarıni kendIme yaptirmam ya. Giderim darp raporu alırıM. Madem ki hayat yolunda bana zarardan baska sey getirmiyor... ben onsuz çok daha iyi yasarim.

Su bir gercek ki... bir kadın kendine yapılmasına izin verdiğini yaşar.

Hemşire arkadaş bu zulme izin verdigi icin bu hayatı yaşıyor. Konu sahibi arkadas için de bu böyle.


Eve gelince olayı eşime anlattım. Dediki "hiç üzülmedim inanır mısın. Çünkü kadın bu hayati arıyor demek ki."

Biz kendimize ne yapılacağına ve ne yapılmayacağına hür irademizle karar veririz.

Bu sebeple kendi iredasi ile eziyet çekmeyi tercih eden kadinlara üzülmenin anlamsız olduğunu fark ettim...

Üzüldüğüm tek şey; eğitimli kadınların da eğitimsiz kadınların da; sehirlisi köylüsü... çağdaşı tutucusu... bu ulkede kadınların yüzde 80i basireti bağlanmış gibi bu eziyeti kendine yaptırıyor. Ve benim onlarla ortak birçok özelliğim var... başta kadın olmak üzere... bazıları ile eğitimli olmak yönüyle bazilarıyla şehirli olmak yönüyle... vb

Birilerinin benim de onlar gibi olduğumu düşünmesi ihtimali bile beni üzüyor.
 
Sevgili oliviacıgım. Geçenlerde hemşire bir arkadaşımın evine ölçü almaya gittim iş nedeniyle. Gitmişken bana çay ikram etti. Oturduk. Laf lafi açtı.

Arkadaşım hemşire. Devlet hastanesinde çalışıyor. Bir iş arkadaşı varmış. Yaklaşık 40 yaşlarında genç bir kadın. 3 çocuğu varmış. Peşpeşe hepsi küçük.

Kadın bir şoförle görücü usulü evlenmiş. Nisanli iken nişan atmaya kalkmış. Adam silah ile tehdit etmiş. Korkmuş evlenmiş.

Bigün kadın işe geç gelmiş. Gözleri kıpkırmızı. Ne oldu diye sormuşlar. Ilkin anlatmak istememiş fakat israr edince dayanamamış. Aglamaya başlamış.

Sabah kahvaltı sofrası kurmuş. Çayları doldurmuş. O esnada kapıya odun gelmiş. Odunlari iceri almak için apartmanin önüne inmiş. Eve geri geldiğinde herkes masaya oturmaktaymış. Kadın da oturmuş. Kocası olacak ayi bu çay niye soğuk diye öfkelenmiş. Çatalı kadının bacağına sokmuş. Kadinin bacağında çatalin 4 tane izi duruyor.

Kadın haftasonlari çalışırken coluk çocuğunu da hasteneye getiriyor, bir odaya kapatıp ellerine telefon tablet vb veriyor. Kocasi haftasonu izinli üstelik evde yatıyor. Ama çocuklara bakamazmiş.

O gün ordan eve geldikten sonra düşündüm. Tamam evet. Boşanmak kolay bir ruh hali değildir. Hic şüphesiz. Ama bu sartlarda yasamaktan cok daha kolaydir.

Evet bizler iyi adamlarla evlenmeye çalışıyoruz. Merhametli adamları seçiyoruz. Allaha şükür kendi adıma yanılmadım da...

Ama diğer taraftan ben bu kadarıni kendIme yaptirmam ya. Giderim darp raporu alırıM. Madem ki hayat yolunda bana zarardan baska sey getirmiyor... ben onsuz çok daha iyi yasarim.

Su bir gercek ki... bir kadın kendine yapılmasına izin verdiğini yaşar.

Hemşire arkadaş bu zulme izin verdigi icin bu hayatı yaşıyor. Konu sahibi arkadas için de bu böyle.


Eve gelince olayı eşime anlattım. Dediki "hiç üzülmedim inanır mısın. Çünkü kadın bu hayati arıyor demek ki."

Biz kendimize ne yapılacağına ve ne yapılmayacağına hür irademizle karar veririz.

Bu sebeple kendi iredasi ile eziyet çekmeyi tercih eden kadinlara üzülmenin anlamsız olduğunu fark ettim...

Üzüldüğüm tek şey; eğitimli kadınların da eğitimsiz kadınların da; sehirlisi köylüsü... çağdaşı tutucusu... bu ulkede kadınların yüzde 80i basireti bağlanmış gibi bu eziyeti kendine yaptırıyor. Ve benim onlarla ortak birçok özelliğim var... başta kadın olmak üzere... bazıları ile eğitimli olmak yönüyle bazilarıyla şehirli olmak yönüyle... vb

Birilerinin benim de onlar gibi olduğumu düşünmesi ihtimali bile beni üzüyor.
Evet basiret bağlanması olabilir, öyle bir an gelir ki insan ne yapacağını bilemez kapana kısılır kalır. Ama illaki bir çıkış yolu vardır. Açıkçası eşine katılmakla birlikte bende bu durumda olan hiçbir kadına istesemde üzülemiyorum. %1lik bir kısmı dışında %99u bile isteye bu hayatı çekiyor. Hemen hemen hepsi "çocuğum için" diyor ya hani, ben bu bahaneye de inanmıyorum. Asıl çocuğunu düşünen insan bu davranışı çekmez, onlara bu hayatı reva görmez. Tıpta bu davranışın adı nedir bilmiyorum ama dediğin gibi eğitimlisi de, eğitimsizi de bu davranışa boyun eğiyor. Köyden 4 çocuğuyla kocasından kaçıp hayatını kurmaya çalışanda var, 2 üniversite bitirmiş, işi gücü olan ama bu hayatı kendisine reva görende var. Ne diyelim, umarım hiçbir kadın bu hayata boyun eğmek zorunda kalmaz.
 
Sen kafayi yemissin yazik ailene kardesine ve cocuguna sana hic acimadim hala daha barismak istiyorsun kardesin cocugun umrunda degil dava geri cekilsinki kocan ceza alirsa senden tamamen uzaklasir diye korkuyorsun bahane bulma biraz saglam dur ya bu ne boyle
 
Dava geri cekilirse evliligi kurtarabilecegini saniyorsun. Bu adam dava cekildi diye donmez ki. Diyelim ki mucize oldu, dondu, bu evlilik yurumez ki. Bunca yasanmisliklar, kirginliklar varken bu evlilik temiz beyaz bir sayfayla yeniden baslamaz.
Davayi geri cekersen ilerde cok pisnan olursun. Oglun icin bu adamdan kurtul.
 
Sen saçmalıyorsun kendine gel. Korkuyorsan uzaklaştırma al. Ne demek kardeşin dava dan vazgeçsin biraz mantıklı düşün...
 
Kimse size boşanın boşanmayın demez, akıl veremez. Sizin kararınız ama sizden alıntıladığım şeyleri bi
Ben istemeyerek boşanıyorum sevdiğim için boşanmam gerektirecek her türlü nedenim olduğu için aldatma dışında
Kardeşim dayak yemedi ki yanındaki adam dayak yedi öyle bir şey olsa ben zaten onunla barışmazdım .

Eşinize güveniniz yok. Adam aldatma harici her şey yapmış derken siz sevgi- ilişki- karşılıklı diyalog, konuşma, anlaşma, sevgi ifadesi nasıl olur bir düşünün ve diğer çiftleri izleyin. Siz kardeşinizi göndermişsiniz ve sizin fikriniz üzerine kardeşiniz eşinizi sizin çocuğunuzu izlemek için- adama hiç güven duymuyorsunuz, neler yaşadıysanız- yaptığı bir eylemde adam tarafından tehdit ediliyor.

Kindar eşiniz iyi biri değil ve açıkça sizinlesağlıklı bir iletişimi yok. Siz güven duymadığınız bir ortamda anne babalık ve karı koca görevlerinizde dışarıdan destek istiyorsunuz ve eşiniz ne yaparsa yapsın kabul edildiği için yaptığı eylemlerde kendini suçlu görmüyor, sürekli şiddet ve tehditle istediğini yaptırıyor ve bunların sorumluluğunu almıyor.

Sizin veya herhangi birinin ayda tek kadın erkek olarak bile kalsa böyle duygusal şiddet yaşadığı bir iletişime ve ilişkiye ihtiyacı yok. Lütfen kendinize bunun ne kadar devam edeceğini ve hayalinizde yaşamak istediğiniz hayatın bu olup olmadığını sorun. Eşiniz kardeşiniz tarafından olmasa bile dövdüğü adam tarafından şikayet edilmeli.
 
Hatasından dolayı evden ayrıldım cunku düzelmek istemiyordu aklı başına belki uzak durursak son kez gelir sandım sanmamla kaldım amacım evden giderken boşanmak değildi artık dayanamamaktı.

Adam sizi terbiye etmiş. Böyle birine hala katlanıp bu kadar olaydan sonra doğru yanlış algınız değişmiş. Hala adamı terbiye edip aklını başına getirmekten bahsediyorsunuz. Seven insan zarar vermez. Lütfen hayatınıza sizi sevecek, kırmaktan korkacak insanlar sokun.
 
İşler çığırından çıkmış bu evlilik olur mu muamma ama neden korsan taksiyle eşinizi takip ettirdiniz ben onu anlayamadım tam
 
Sevgili oliviacıgım. Geçenlerde hemşire bir arkadaşımın evine ölçü almaya gittim iş nedeniyle. Gitmişken bana çay ikram etti. Oturduk. Laf lafi açtı.

Arkadaşım hemşire. Devlet hastanesinde çalışıyor. Bir iş arkadaşı varmış. Yaklaşık 40 yaşlarında genç bir kadın. 3 çocuğu varmış. Peşpeşe hepsi küçük.

Kadın bir şoförle görücü usulü evlenmiş. Nisanli iken nişan atmaya kalkmış. Adam silah ile tehdit etmiş. Korkmuş evlenmiş.

Bigün kadın işe geç gelmiş. Gözleri kıpkırmızı. Ne oldu diye sormuşlar. Ilkin anlatmak istememiş fakat israr edince dayanamamış. Aglamaya başlamış.

Sabah kahvaltı sofrası kurmuş. Çayları doldurmuş. O esnada kapıya odun gelmiş. Odunlari iceri almak için apartmanin önüne inmiş. Eve geri geldiğinde herkes masaya oturmaktaymış. Kadın da oturmuş. Kocası olacak ayi bu çay niye soğuk diye öfkelenmiş. Çatalı kadının bacağına sokmuş. Kadinin bacağında çatalin 4 tane izi duruyor.

Kadın haftasonlari çalışırken coluk çocuğunu da hasteneye getiriyor, bir odaya kapatıp ellerine telefon tablet vb veriyor. Kocasi haftasonu izinli üstelik evde yatıyor. Ama çocuklara bakamazmiş.

O gün ordan eve geldikten sonra düşündüm. Tamam evet. Boşanmak kolay bir ruh hali değildir. Hic şüphesiz. Ama bu sartlarda yasamaktan cok daha kolaydir.

Evet bizler iyi adamlarla evlenmeye çalışıyoruz. Merhametli adamları seçiyoruz. Allaha şükür kendi adıma yanılmadım da...

Ama diğer taraftan ben bu kadarıni kendIme yaptirmam ya. Giderim darp raporu alırıM. Madem ki hayat yolunda bana zarardan baska sey getirmiyor... ben onsuz çok daha iyi yasarim.

Su bir gercek ki... bir kadın kendine yapılmasına izin verdiğini yaşar.

Hemşire arkadaş bu zulme izin verdigi icin bu hayatı yaşıyor. Konu sahibi arkadas için de bu böyle.


Eve gelince olayı eşime anlattım. Dediki "hiç üzülmedim inanır mısın. Çünkü kadın bu hayati arıyor demek ki."

Biz kendimize ne yapılacağına ve ne yapılmayacağına hür irademizle karar veririz.

Bu sebeple kendi iredasi ile eziyet çekmeyi tercih eden kadinlara üzülmenin anlamsız olduğunu fark ettim...

Üzüldüğüm tek şey; eğitimli kadınların da eğitimsiz kadınların da; sehirlisi köylüsü... çağdaşı tutucusu... bu ulkede kadınların yüzde 80i basireti bağlanmış gibi bu eziyeti kendine yaptırıyor. Ve benim onlarla ortak birçok özelliğim var... başta kadın olmak üzere... bazıları ile eğitimli olmak yönüyle bazilarıyla şehirli olmak yönüyle... vb

Birilerinin benim de onlar gibi olduğumu düşünmesi ihtimali bile beni üzüyor.
ben de üzülmem üzülmüyorum
eşin dibine kadar haklı
her zaman yapacak bi şey vardır
burda bile var
hemşiresin nasıl korunacağını biliyorsun çocuk yapmazsın da o çocukları o babaya o odaya mahkum etmezsin
hadi yaptın 3 tane yapmazsın
hemşiresin alır tayinini izini kaybettirirsin boşanıp
vs vs vs
yanisi artık bu kadınlara üzülemiyorum kendileri kendilerine üzülüp çare aramıyor ki
 
Back