Öğrenciyken bir bronşit oldum, hayatımın en ağır bronşitiydi. Yatağımla tuvalet arası beş adım ya vardı ya yoktu. Yataktan inip tuvalete gitmekte zorlanırdım, nefesim kesilirdi. Resmen totomdan nefes almaya çalıştığım zamanlardı diyebilirim çünkü ciğerlerim pek yapmıyordu o işi. Sadece oturur vaziyette yarım saat falan uyuyabiliyordum çünkü sürekli dolan bronşlar yüzünden tıkanıp öksürük nöbetiyle uyanıyordum. İnanır mısınız bir ara solunum yetmezliğinden öleceğim galiba, beni kaç günde bulurlar acaba diye düşündüm.
Bu arada bronşit ağırlasmadan doktora gitmiş, ben yine bronşit oluyorum deyip ilaçlarımı yazdirmistim. Kullanıyorum ama masada ekmek var, ondan bir lokma yiyip içiyorum ilaçları. Başka yapabileceğim bir şey yok. Yemek yiyecek halim yok, yemek söylesem kapıya gidecek nefesim yok.
Salak ben ambulans çağırmıyorum, buna da cagrilmaz ki diyorum, taksiyle gidemiyorum çünkü evden çıkmaya yetecek nefesim yok, hadi kapıya gittim diyelim, iki kat merdiven var. Gözüm kesmiyor. Arkadaşlarım hep memleketlerine gitmişler. Ambulans cagirmiyorum çünkü kafamda ambulans çağıracak kadar kötü değilim. Daha ne kadar kötü olabilirdim inanin bilmiyorum.
Hiç abartı da yok durumumda, eksik vardır ama geberiyordum çünkü. Annemler arıyordu konuşamıyordum öksürmekten. Sürekli bir öksürme ve nefes almaya çalışma hali düşünün. Ne kadar aptalmisim. Hani gerçekten ölsem aptalligimdan ölecektim.
Neyse iyilestim bir şekilde, ilaçlar sebebiyle olabilir, bilmiyorum. İyileştikten sonra da bir ay kadar kesik kesik nefes almaya devam ettim, hani koşarsınız da nefes nefese konuşursunuz ya, ben oturduğum yerde konuşurken öyleydim iyilestim artık dediğim zamanlarda.
Demem o ki, ciğerlerinizi elinize alacak duruma gelip de yok yaa ambulans çağıracak kadar acil değilim demeyin ben gibi aptallık yapıp ama ambulansı boş yere meşgul edince de hatanızı kabullenmeyi bilin, bilin ki komik olmasın.