• Merhaba, Kadınlar Kulübü'ne ÜCRETSİZ üye olarak yorumlar ile katkıda bulunabilir veya aklınıza takılan soruları sorabilirsiniz.

şiir sevenler buraya

Kardeşiyle sokaklarda hep bir örnek giydirilen sen nasıl sevmezsin eşitliği?
Yürürken düşen çoraplarını aynı hizaya getirmek için annen değilmiydi önünde diz çöken!
 
YALNIZ BIR OPERA

Ölü bir yilan gibi yatiyordu aramizda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmisim
Oysa bilmedigin birsey vardi sevgilim
Ben sende bütün asklarimi temize çektim

Imrendigin, öfkelendigin
Kizdigin, ya da kiskandigin diyelim
Yani yasamislik sandigin
Geçmisim
Dile dökülmeyenin tenhaliginda
Kaçirilan bakislarda
Gündeligin basibos ayrintilarinda
Zaman zaman geri tepip duruyordu.
Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatimdaki herhangi biri saniyordun,
Biraz daha fazla sevdigim, biraz daha önem verdigim.
Baslangiçta dogruydu belki.
Siradan bir serüven, rastgele bir iliski gibi baslayip,
Günden güne hayatima yayilan, varligimi ele geçiren,
Büyüyüp kök salan bir aska bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün asklarimi temize çektim
Anladigindaysa yapacak tek sey kalmisti sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin.

Yaz basiydi gittiginde, ardindan,
Senin için üç lirik parca yazmaya karar vermistim.
Kimsesiz bir yazdi. Yoktun. Kimsesizdim.
Çikilmis bir yolun ilk duraginda bir mevsim bekledim durdum.
Çünkü ben askin bütün çaglarindan geliyordum.
Sanirim lirik sözcügü en çok yüzüne yakisiyordu
Yüzündeki kuskun kedere, gür kirpiklerinin altindan
Kisik lambalar gibi isiyan gözlerine
Çerçevesine sigmayan
Munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine
Lirik sözcügü en çok yüzüne yakisiyordu.

Yaz basiydi gittiginde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmisti Mayis.
Seni bir siire düsündükçe
Kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi
Ucucu ve yumusak seyler geliyordu aklima.
Önceki siirlerimde hiç kullanmadigim bu sözcük
Usulca düsüyordu bir kagit akligina,
Belkide ilk kez giriyordu yazdiklarima, hayatima.
Yaz basiydi gittiginde. Bir askin ilk günleriydi daha.
Ask miydi, degil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi?
'Eylül'de ayni yerde ve ayni insan olmami isteyen' notunu buldum kapimda.
Altina saat: 16.00 diye yazmistin, ve 16.04'tü onu buldugumda.
Daha o gün anlamaliydim bu iliskinin yazgisini
Takvim tutmazligini
Aramizda bir düsman gibi duran zamani
Daha o gün anlamaliydim
Benim sana erken
Senin bana geç kaldigini.

Gittin. Koca bir yaz girdi aramiza. Yaz ve getirdikleri.
Döndügünde eksik, noksan bir seyler baslamisti.
Sanki yaz, birbirimizi görmedigimiz o üç ay,
Alip götürmüstü bir seyleri hayatimizdan, olmamisti, eksik kalmisti.
Kirilmis bir seyi onarir gibi basladik yarim kalmis arkadasligimiza.
Adimlarimiz tutuk, yüregimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi
bakisiyorduk.
Sanki ufacik bir sey olsa birbirimizden kaçacaktik.
Fotoromansiz, trüksüz, hilesiz, klisesiz bir beraberlikti bizimki.
Zamanla gözlerimiz açildi, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize.
Gittin. Simdi bir mevsim degil, koca bir hayat girdi aramiza.
Biliyorum ne sen dönebilirsin artik, ne de ben kapiyi açabilirim sana.
Simdi biz neyiz biliyor musun?
Akip giden zamana göz kirpan yorgun yildizlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boslukta iki yalniz yildiz gibi
Aci çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batik bir asktan geriye kalan iki enkaz olacagiz yalnizca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasiz bogulacagiz
Ne kalacak bizden?
Bir mektup, bir kart, birkaç satir ve benim su kirik dökük siirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasinda
Ne kalacak geriye savrulmus günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak?

Simdi biz neyiz biliyor musun?
Yikintilar arasinda yakinlarini arayan öksüz savas çocuklari gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam tasimadigi bir dünyada
Bir sey buldugunda neyi, ne yapacagini bilmeyen çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu askta büyüyecek
Her seyi bir baska aska erteleyecegiz.

Kis basliyor sevgilim
Hosnutsuzlugumun kisi basliyor
Bir yaz daha geçti hiçbir sey anlamadan
Oysa yapacak ne çok sey vardi
Ve ne kadar az zaman
Kis basliyor sevgilim
Iyi bak kendine
Gözlerindeki usul sefkati
Teslim etme kimseye, hiçbir seye
Upuzun bir kis basliyor sevgilim
Ayriligimizin kisi basliyor
Giriyoruz kara ve soguk bir mevsime.

Kitaplara sarilmak, dostlarla konusmak,
Yaziya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak,
Camdan disari bakip puslu sarkilar mirildanmak....
Böyle zamanlarda her sey birbirinin yerini alir
Çünkü her sey bir o kadar anlamsizdir
Içimizdeki issizligi dolduramaz hiçbir oyun
Para etmez kendimizi avutmak için buldugumuz numaralar
Bir aski yasatan ayrintlari nereye saklayacaginizi bilemezsiniz
Çiplak bir yara gibi sizlar paylastigimiz anlar,
Esyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattiginiz aliskanliklar
Korkarsiniz sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsiniz aynalara,
Çagrisimlarla ödesemezsiniz.

Disarda hayat düsmandir size
Içeride odalara sigamazken siz, kendiniz
Bir ayriligin ilk günleridir daha
Her sey asili kalmistir bitkisel bir yalnizlikta
Gün boyu hiçbir sey yapmadan oturup
Kulak verdiginiz saat tiktaklari
Kaplar tekin olmayan gögümüzü
Geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç
Suyu bosalmis bir havuz, fisten çekilmis bir alet kadar tehlikesiz
Bakinip dururken duvarlara
Bos bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çicek,
Unutulmus bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani,
Unutsam esyanin gürültüsünü, nesnelerin dünyasinda
Kendime bir yer bulsam, dedigimiz zamanlar gibi
Kendimizin içinden yeni bir kendimiz çikarmaya zorlandigimiz anlar gibi
Yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutkunluk haline, bir trafik kazasina,
Basimiza gelmis bir felakete, iskenceye çekilmeye, ameliyata alinmaya
Kendimizi hazirlar gibi.

Yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benligimizi
Ama öyle sessiz baktigimiz duvarlar gibi olmaya çalisirken,
Ve kazanmis görünürken derinligimizi
Ne zaman ki, yeniden canlanir bagislamasiz bellegimizde
Bir anin, yalnizca bir anin bütün bir hayati kapladigi anlar
O tiktaklar kadar önemsiz kalir simdi
Hayatimiza verdigimiz bütün anlamlar
Göremeseniz de, bilirsiniz
Hiç yakin olmamissinizdir intihara bu kadar.

Bana zamandan söz ediyorlar
Gelip size zamandan söz ederler
Yaralari nasil sardigindan, ya da her seye nasil iyi geldiginden.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir ise yaramadigini bildiginiz gibi.
Dahasi onalar da bilirler.
Ama yine de güç verir bazi sözler, sözcükler, öyle düsünürler.
Bittigine kendini inandirmak, ayriligin gerçegine katlanmak, sirtinizdaki
hançeri çikartmak, Yüreginizin unuttugunuz yerleriyle yeniden karsilasmak
kolay degildir elbet.
Kolay degildir bunlarla bas etmek, ugruna içinizi öldürmek.
Zaman alir.
Zaman alir sizden bunlarin yükünü
O bosluk dolar elbet, yaralar kabuk baglar, sizilar diner, açilar dibe
çöker.
Hayatta sevinilecek seyler yeniden fark edilir.
Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O bosluk doldu sanirsiniz
Oysa o boslugu dolduran eksilmenizdir.

Gün gelir bir gün
Baska bir mevsim, baska bir takvim, baska bir iliskide
O eski agri
Ansizin geri teper.
Dilerim geri teper.
Yoksa gerçekten bitmissinizdir.

Zamanla yerlesir yasadiklarin, yeniden konumlanir, çogalir anlamlari, önemi
kavranir.
Bir zamanlar anlamadan yasadigin sey, çok sonra degerini kazanir.
Yoklugu derin ve sürekli bir sizi halini alir.
Oysa yapacak hiçbir sey kalmamistir artik
Mutluluk geçip gitmistir yaninizdan
Her seye iyi gelen zaman sizi kanatir
Ölmus saadeti karsilastir yasayan mutsuzlukla
Günlerin dökümünü yap
Benim senden, senin benden habersiz alip verdiklerini
Kim bilebilir ikimizden baska?
Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmis
Bir iliskiyi, duygularin birligini,
Bir aski beraberlik haline getiren kendiligindenligi
Yani günlerimiz aydinlikken kaçirdigimiz her seyi bir düsün
Emek ve askla güzellestirilmis bir dünya
Simdi agir agir batiyor ve yokluga karisiyor
Orada olmus saadeti karsilastir yasayan mutsuzlukla
Bunlar da bir ise yaramadiysa
Demek yangindan kurtarilacak hiçbir sey kalmamis aramizda.

Bu siire basladigimda nerde,
Simdi nerdeyim?
Solgun yollardan geçtim.
Bakisimli mevsimlerden
Ikindi yagmurlarini bekleyen
Yaz sonu hüzünlerinden
Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim
Geçti her cagin bitki örtüsünden
Oysa simdi içimin yikanmis tasligindan
Bakarken dünyaya
Yanginlarla bayindir kentler gibiyim:
Çicek adlarini ezberlemekten geldim
Eski sarkilari, sarhoslarin ve suçlularin
Unuttuklarini hatirlamaktan
Uzun uzak yollari tarif etmekten
Haydutluktan ve melankoliden
Giderken ya da dönerken atlanan esiklerden
Duyarligin gece mekteplerinden geldim
Bütünlemeli çocukluklariyla geçti
Gençligimin rüzgara verdigim yillari
Gökummalarin ve içdökmelerin vaktinden geldim.

Bu siire basladigimda nerde,
Simdi nerdeyim?
Yaram vardi, bir de sözcükler
Sonra vaat edilmis topraklar gibi
Sayfalar ve günler
Isik istiyordu yalnizligim
Kötülükler imparatorlugunda bir tek siir yazmayi biliyordum
Ilerledikçe...Kaybolup gittin bu siirin derinliklerinde
Ask ve Aci usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha siir bitmeden.
Karardi dizeler.
Ask...Bitti. Soldu siir.

Büyük bir saskinlik kaldi o firtinali günlerden
Daha önce de baska siirlerde konaklamistim
Agir sinavlar vermistim degisen ruh iklimlerinde
Ask yalniz bir operadir, biliyordum:
Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadim.
Barbarlarin seyrettigi trapezlerden geçtim
Her adimda boynumdan bir fular düsüyordu
El kadar gökyüzü mendil kadar ufuk
Birlikte çikalan yollarin yazgisidir:
Eksiliyorduk
Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim
Her otelde biraz eksilip, biraz artarak
Yani çogalarak
Tahvil ve senetlerini intiharlarla degistirenlerin
Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarinda
Agir ve aci tanikliklardan
Geçerek geldim. Terli ve kirliydim.
Sonra timarhanelerde timar edilen ruhum
Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu
Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de...
Korsan yazilari, kara siirleri, gizli kitaplari
Ve açik hayatlari seviyordu.
Buraya gelirken
Uzun uzak yollar için her menzilde at degistirdim
Atlarla birlikte terledim yollari ve geceleri
Ödünç almadim hiç kimseden hicbir seyi
Çiplak ve sahici yasayip çiplak ve sahici ölmek için panayir yerleri...
panayir yerleri...
Ölü kelebekler...
Ölü kelebekler...
Sonra dünyanin bütün sinemalarinda bütün filmleri seyrettim.

Adim onlarin adinin yanina yazilmasin diye
Aci çekecek yerlerimi yok etmeden
Aciyla bas etmeyi ögrendim.
Yoksa bu kadar konusabilir miydim?
Ipek yollarinda kuzey yildizi
Askin kuzey yildizi
Sanirsin durdugun yerde
Ya da yol üstündedir
Oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar
Ölü yanardaglar, ölü yildizlar
Ve toy yasin bilmedigi hesap: isik hizi.

Askin bir yolu vardir
Her yasta baska türlü geçilen
Askin bir yolu vardir
Her yasta biraz gecikilen
Gökyüzünde yalniz bir yildiz arar gözler
Gözlerim
Askin kuzey yildizidir bu
Yazlari daha iyi görülen
Ben, öteki, bir digeri ona dogru ilerler
Ilerlerim
Zamanla anlarsin bu bir yanilsama
Ölü sairlerin imgelerinden kalma
Sen de degilsin. O da degil
Kuzey yildizi daha uzakta
Yeniden yollara düserler
Düserim
Bir siir yasatir her seyi yasamin anlami soldugunda
Ben yoluma devam ederim. Bitmemis bir siirin ortasinda
Darmadaginik imgeler, sözcükler ve kafiyeler
Yasamsa yerli yerinde
Yerli yerinde her sey
Simdi her sey doludizgin ve çogul
Simdi her sey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
Simdi her sey yeniden
Yüregim, o eski ask kalesi
Yepyeni bir mazi yaratti sözcüklerin gücünden
Dönüp ardima bakiyorum
Yoksun sen
Ey Sanat! Her seyi hayata dönüstüren.

SIIR:Murathan MUNGAN
 
Aşk Belki

Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
Ama; kendimden bile önce tanıdığım...
Her saniye yeniden doğmak gibi...
Ama, asırlardır süren...
Kışa dönmeyen sonbahar; derin, duygulu...
Yaza dönmeyen ilkbahar; serin, coşkulu...

Ilık avuçlarında, kar taneleri...
Güneş sıcağı, gözleri...
Ve sözleri...
Ve sesi...

Böyle olmalı aşkın tarifi...
Ki, tarif edilememeli...

'Resmini çiz!' deseler...
Bacası tüten bir ev belki...
Belki gece yarısı terkedilmiş bir şiir...
Veya kaldırımların kanına giren...
Aşkın ayak sesleri...

'Resmini çiz!' deseler...
Her köşe başı ıhlamur kokar...
Yağmur kokar...
'Resmini çiz!' deseler...
Şehit akıncının dudaklarındaki tebessüm...
Veya...
Gecenin koynuna bırakılan gözyaşları...
Gizli ve mahcup...

Aşk, istemektir belki...
Belki bir ticaret; pazarlıksız...
Bedeli kalbinizdir... Bedeli herşeydir...
Sonrası bir uzun yolculuk...
Sonrası; nasip!

Tarifini sorsalar....
Her baktığımda, ilk defa görüyormuşum gibi...
Az kalsın ölüyormuşum gibi...

Murat Başaran
 
Sen beni sevdin mi ki hiç ? Ama ben seni özleyebiliyorum, Benim yeteneğimde bu,Olmasanda severim seni,Hatta ayrılırım senden, Haberin olmaz ( Ceyhun Yılmaz )
 
"Ne kelimelerinle yaralar aç kalbime
ne tebessümlerinle pansuman yap gönlüme...
Sözsüz, gülüşsüz
Suskun bir teselli ol ömrüme" Nesrin Çaylı
 
YAZ BİTTİ/MURATHAN MUNGAN

yazın bittiği her yerde söylenir

söylenmeyen şeyler kalır geriye

ve sonra hiçbir şey olmamış gibi

ağır, usul bir hazırlık başlar

uykuya benzer yeni bir mevsime

orda burda, ev içlerinde, kır kahvelerinde, deniz kenarlarında

incelen yazın akşam esintilerinde

zaman usulca sıyrılır aramızdan

ta içimizde duyarız gelecek günlerin geçmişini

başka ne gelir elimizden

büyük bir uzaklığa gülümseyerek

geçiştiririz ıskaladığımız şeyleri

yatıştırır rüzgarlar

dışavurur içimizdeki lodosu, poyrazı, günbatımlarını

saklar bizi

gözlerimizdeki hüzne "dinginlik" adını verir

"seni iyi gördüm" diyenler

biz de iyi hissederiz kendimizi

elimizden başka ne gelir ki

köşe başları, akşamüstleri, kokular

tozar gider zamanın boşluğunda

karışır anların kuytu belleğine

belki sonraları bir gün

hatırlanır aynı kederle

yazın bittiği her yerde söylenir

söyleyenler inanır gerçekten birşeylerin bittiğine

yaz biter

eskir geceler, serin hüzünlü

yeni mevsime hazırlık ömrün teğel yerleri

bir yanı telaş, bir yanı ürperten yaz sonu ikindileri

çıkarır sizi dalgın derinliğinizden

yaşadığınızı duyarsanız teninizde

bir zamanlar okumuş olduğunuz kitapları özlersiniz

sıcak odaları, beyaz, temiz yastıkları

ahşap pancurları

yaz bitti

bitmeyen şeyler kaldı geride

yaz bitti

yaz bitti

yüksek sesle söylüyorum bunu kendime

her yerde söylendiği gibi

yaz bitti

yaz bitti

hiçbir şey hiçbir şey

hiçbir şey

yalnızca üşüyorum şimdi
 
Benden Önce Severse

Acımdanmı bilemem,
Yürüyemedim bu sabah
Çok sevdiğim sahili..
İçim sıkıldı bak şimdi..
Ya balıklarımı tutarsa birileri..
Ya martılarıma taş atarlarsa...
Hepsinden önemlisi
Ya benden önce biri görüp severse seni
KIRMIZI hırkanla o balkonda............

Ceyhun Yılmaz
 
”Özlem, dilektir..
Lütfen bu gece üşümesin.
Lütfen bu gece acılanmasın.
Lütfen bu gece rahat uyusun..”
 
Hiç düşündün mü sevgili; kelebekler kısacık hayatlarıyla bilinir çoğu zaman..
Oysa kanatlarında açılmış o eşsiz ilahi sergiyi sunmaktır uçmalarındaki sebep..
Ve aşktır bu onlara göre, bir ömür peşinden koştukları
 
Üstüm başım Sen içinde..
Sana nasıl düştüğümü var Sen düşün..

(Yazdığımdan fazlasını sildim..
Sildiğimden fazlasını sustum..
"Burası neden parantezde" diye sorma..
Sustuğumdan fazlasına sindin..)
 
Üstüm başım Sen içinde..
Sana nasıl düştüğümü var Sen düşün..

(Yazdığımdan fazlasını sildim..
Sildiğimden fazlasını sustum..
"Burası neden parantezde" diye sorma..
Sustuğumdan fazlasına sindin..)

:46: :46: :46:

bunu beğendimmm
 
Herkesin kalbinin çizildiği bir yer var...
Orada görünmez bir duvara çarpıyorsun,daha öteye gidemiyorsun... Bütün dünyan o çakıldığın yerden uzanabildiğin yere kadar oluyor artık...
Benim çakıldığım yer de o günlerde bir yerde işte...Ama tam nerede bilemiyorum...Hiçbir zaman da bilemeyeceğim bunu. Orası beni daha iyi bilecek.
 
Adının her harfini gözyaşıma çizdim ve titrek bir yürekle yokluğuna ektim
Sen avazın çıktığı kadar susarken ben taze çığlıklar yeşerttim sana
Nefes nefes acıyı yonttum adınla
Yokluğuna buladım ellerimi
Yüzüme bölük pörçük diktiğim yamalı gülüşlerdeyim şimdi......

:16:
 
Son düzenleme:
Her şeye aynı açıdan bakarsan, Hep aynı şeyleri düşünürsün.
Hep aynı şeyleri düşünürsen, Hep aynı şeyleri yaparsın,
Hep aynı şeyleri yaparsan, Hep aynı sonuçları elde edersin.
Hep aynı sonuçları elde edersen,
Hep ya mutlu ya da hep mutsuz olursun.

Carlos Castaneda
 
Deja vu’nun bir de tersi vardır. Buna Jamais vu denir. Sürekli aynı insanlarla karşılaşıp aynı yerlere gidersiniz ama her seferinde ilk kez olmuş gibi hissedersiniz. Herkes her zaman yabancı gibidir. Hiçbir şey tanıdık gelmez..

-Chuck Palahniuk // Tıkanma-
 
Yattın mı?
Yorgun musun?
Biraz kıpırdasan uyumadan önce
Bilemesen
Nereye koyacağını ellerini,
Biraz oynatsan bileklerini
Düşünürken beni
Uyuyamadan önce
Bilsen
Nasıl özlediğimi ellerini
Bileklerini.."
 
Back