- 13 Haziran 2018
- 2.066
- 3.113
- 133
- 38
Sütüm gelmiyordu, makina yara yapti ama hiç nasip olmadinsutum oğluma. devamli yoğun bakıma görmek için aramak, gidip sıcacık tenine dokunmak, her ziyaret ettiğimde iyiye gitmediğini gördüğüm halde benim oğlum başaracak diye ağlamak basaracagini dilemek... hepsi cok zor. 2 gune alismiyorsunuz ha alışmaktan kastim üzülmeyeceksiniz degil kaybı kabulleniyorsunuz. Siz hiç mezarlığa giderken bebeklerim üşüyerek diye batannaiye getirmek isteyen kadın duydunuz mu? Duymadıysaniz o kadın benim iste. 1 sene oldu kaybedeli hala yutkunurk3n zorlanıyorum. Kıpır kıpır kuvez halleri geliyor hala gözümün önüne. Evet acıtıyor ama u utmak.da istemiyorum açıkçası yuzunu oğlumun...
Pihtilasma testleri cogunlukla benim gbi plasenta sorunu yasayan, kan akislarinda sorunlari olanlarda ve gebelik zehirlenmesi olanlarda problemli cikiyor benim burdan takip ettigim.kadariyla. fakat dr bana bile gerek yok dedi ama ben yine de yaptirmayi dusunuyorm. Dogumun erken baslamasinin pihtilasmayla alakasi oldugunu ben de hic duymadimPıhtılaşma sebep olabiliyormus hatta büyük kısmı pihtilasmadan kaynaklaniyomis diye duydum ben. Rabbim sağlıkla kucağına alabilecegin evlatlar nasip eylesin sana da cennet annelerine de her isteyene de ins..
Basin sagolsun Allah simdiki yavruna uzun omur versin insallah saglik huzur mutluluk versin hepinize onunla birlikte.Biraz bende anlatmak istiyorum. Bir hayli uzun olacak.
Eşimle ikimizde genç anne babayı çok istiyorduk. Forumdan doğru hamile kalmanın sandığımız kadar kolay bir şey olmadığını bildiğimden hiç korunmadık.
Olur mu olmaz mı stresinden dolayı (bir de neyi çok istersen onunla imtihan olurmuşsun) hamile kalamadım 1 sene boyunca.
Sonra tam vazgeçtim ki hamile olduğumu öğrendim. Öğrendiğim andan itibaren resmen anne olmuştum bile. Her türlü hayaller planlar her şey..
Binbir türlü pimpirikle 12. Haftaya geldim ama nasıl. 12 haftadan sonra artık gerçekten doğum yapacağıma ve bebek sahibi olacağıma inandım. Geriye tek korkum rahim ağzı yetmezliği olması kalmıştı.
Kontroller çok güzel gidiyordu ta ki 18. Haftaya gelene kadar.
Doktorum bebeğimin kalbinin sağda olduğunu söylemişti. Dünyam başıma yıkıldı ne düşüneceğimi bilemedim tek merak ettiğim Yaşar mıydı?
Hemen başka bir doktora gittik ki doktordan “bebeğin sapasağlam, diğer doktor yanılmış” lafını duyalım. Olmadı. Hatta daha kötüsü, keşke kalbi sağda olsaymış öyle yaşayanlar varmış (sonradan araştırdıkça öğrendim) dedirtti bana. Diyafram kasımız tam gelişmemiş bu yüzden mide yukarı çıkıp kalbi sağa itmiş. Yukarı çıkan organlar Sebebiyle ciğer gelişimi olamıyordu. Anne karnında sıkıntı yoktu çünkü oksijen almıyordu asıl macera doğum sonrasında olacaktı. Defalarca doktorlar kontroller.. Aldır yaşamaz dediler. 20 haftalık olmuştum o zamana. Nasıl kıyabilirdim? Hissediyordum hareketlerini , o minik kalbi atıyordu. Sonra benimle aynı şeyleri yaşayanlarla bir grup buldum yaşamaz dedikleri bebekleri yaşayan bir sürü anne vardı. Sonra inandım başarıcaz dedim çok zorlu psikolojik sürekli korku dolu ağlamalı bir hamilelik geçirdim. O hayal ettiğim her şeyin her biri tek tek uçtu gitti.. doğumumu bile Ankara’da yapmam gerekiyordu çünkü ihtiyaç duyulabilecek olan makina sadece Hacettepede vardı. Velhasıl kelam çok uzatmayayım. Doğum yaptım.. İlk 3 gün çok kritikti, bebeğim makinalara bağlıydı, her yeri delik delikti, göbek katateriyle besleniyordu. Gün sayıyordum ilk gün iyiydi, ikinci gün Görmeye gittiğimizde Parmak uçları mor mordu. Niye böyle dedim? Son ayarda oksijen verildiği halde satürasyon değeri 65 civarlarıymış oksijen yetmiyormuş. Ki 65 çok çok aşırı kötü bir değerdi. Oksijen yetmediğinden dolayı dışarıdan kirli temiz kanı ayıracak cihaza ihtiyaç vardı. Önce şah damarından denediler fakat yeni bir şok.. Sadece kalp sağda kalmakla kalmamış bir de ön yüzü sırta bakıyormuş, bu sebepten girmeye çalıştıkları damar bile tersmiş ve kalbinde kanama meydana getirmiş. O sırada minik kalbi bir kere durmuş ve tekrar hayata döndürülmüşAh benim meleğim.. Bunun üzerine acil bir şekilde, bebeğim küvezde; üzerinde bir sağlık personeli; küçük sağdaki kalbine kalp masajı yapılarak ameliyata alındı. Sadece makinanın çalışması için bile bilmem kaç ünite kan gerekiyordu. Sosyal medyayı seferber ettik oğlumuz için. O sırada meleğim ameliyata alındı bile. Ya şafi çeke çeke bekledim ama ruh gibiydim. Ecmo cihazının 3 tane riski vardı kanama yapması, pıhtı atması ve ölüm..
3 günlük bebeğim.. Minicik. Savunmasız benim yavrum. Açık kalp ameliyatına girdi. Fakat çıkamadı.. Bense sezaryen ağrımdan dolayı iç çeke çeke ağlayamadım bile.. Allahım herşey çok zor aşırı zor. Yaşasa şimdi 1,5 yaşında olacaktı güzel suratlı oğlum. Ama onun yerine bedeni toprak altında çürüdü. Hislerimi yaşadıklarımı anlatmam mümkün değil..
Teşekkür ederim AminBasin sagolsun Allah simdiki yavruna uzun omur versin insallah saglik huzur mutluluk versin hepinize onunla birlikte.
Ben sadece çok çok üzgünüm. Bu hayat gerçekten çok acımasız ve zor. Bizler melek anneleriyiz. Rabbim cennetinde gezdirecek melekler için bizleri vesile etti. Böyle bi acı h birşeyin cezası değil anca mükafatı olabilir. Öyle düşünüp güçlü olmak olabilmek gerek. Dilerim allahtan acınızı dindirecek gözlerinize gün ışığını getirecek ,kışınızı bahara çevirecek, gülüşü ömre bedel olacak sağlıkşı sıhhatli bir evlat nasip etmesi rabbimin.Biraz bende anlatmak istiyorum. Bir hayli uzun olacak.
Eşimle ikimizde genç anne babayı çok istiyorduk. Forumdan doğru hamile kalmanın sandığımız kadar kolay bir şey olmadığını bildiğimden hiç korunmadık.
Olur mu olmaz mı stresinden dolayı (bir de neyi çok istersen onunla imtihan olurmuşsun) hamile kalamadım 1 sene boyunca.
Sonra tam vazgeçtim ki hamile olduğumu öğrendim. Öğrendiğim andan itibaren resmen anne olmuştum bile. Her türlü hayaller planlar her şey..
Binbir türlü pimpirikle 12. Haftaya geldim ama nasıl. 12 haftadan sonra artık gerçekten doğum yapacağıma ve bebek sahibi olacağıma inandım. Geriye tek korkum rahim ağzı yetmezliği olması kalmıştı.
Kontroller çok güzel gidiyordu ta ki 18. Haftaya gelene kadar.
Doktorum bebeğimin kalbinin sağda olduğunu söylemişti. Dünyam başıma yıkıldı ne düşüneceğimi bilemedim tek merak ettiğim Yaşar mıydı?
Hemen başka bir doktora gittik ki doktordan “bebeğin sapasağlam, diğer doktor yanılmış” lafını duyalım. Olmadı. Hatta daha kötüsü, keşke kalbi sağda olsaymış öyle yaşayanlar varmış (sonradan araştırdıkça öğrendim) dedirtti bana. Diyafram kasımız tam gelişmemiş bu yüzden mide yukarı çıkıp kalbi sağa itmiş. Yukarı çıkan organlar Sebebiyle ciğer gelişimi olamıyordu. Anne karnında sıkıntı yoktu çünkü oksijen almıyordu asıl macera doğum sonrasında olacaktı. Defalarca doktorlar kontroller.. Aldır yaşamaz dediler. 20 haftalık olmuştum o zamana. Nasıl kıyabilirdim? Hissediyordum hareketlerini , o minik kalbi atıyordu. Sonra benimle aynı şeyleri yaşayanlarla bir grup buldum yaşamaz dedikleri bebekleri yaşayan bir sürü anne vardı. Sonra inandım başarıcaz dedim çok zorlu psikolojik sürekli korku dolu ağlamalı bir hamilelik geçirdim. O hayal ettiğim her şeyin her biri tek tek uçtu gitti.. doğumumu bile Ankara’da yapmam gerekiyordu çünkü ihtiyaç duyulabilecek olan makina sadece Hacettepede vardı. Velhasıl kelam çok uzatmayayım. Doğum yaptım.. İlk 3 gün çok kritikti, bebeğim makinalara bağlıydı, her yeri delik delikti, göbek katateriyle besleniyordu. Gün sayıyordum ilk gün iyiydi, ikinci gün Görmeye gittiğimizde Parmak uçları mor mordu. Niye böyle dedim? Son ayarda oksijen verildiği halde satürasyon değeri 65 civarlarıymış oksijen yetmiyormuş. Ki 65 çok çok aşırı kötü bir değerdi. Oksijen yetmediğinden dolayı dışarıdan kirli temiz kanı ayıracak cihaza ihtiyaç vardı. Önce şah damarından denediler fakat yeni bir şok.. Sadece kalp sağda kalmakla kalmamış bir de ön yüzü sırta bakıyormuş, bu sebepten girmeye çalıştıkları damar bile tersmiş ve kalbinde kanama meydana getirmiş. O sırada minik kalbi bir kere durmuş ve tekrar hayata döndürülmüşAh benim meleğim.. Bunun üzerine acil bir şekilde, bebeğim küvezde; üzerinde bir sağlık personeli; küçük sağdaki kalbine kalp masajı yapılarak ameliyata alındı. Sadece makinanın çalışması için bile bilmem kaç ünite kan gerekiyordu. Sosyal medyayı seferber ettik oğlumuz için. O sırada meleğim ameliyata alındı bile. Ya şafi çeke çeke bekledim ama ruh gibiydim. Ecmo cihazının 3 tane riski vardı kanama yapması, pıhtı atması ve ölüm..
3 günlük bebeğim.. Minicik. Savunmasız benim yavrum. Açık kalp ameliyatına girdi. Fakat çıkamadı.. Bense sezaryen ağrımdan dolayı iç çeke çeke ağlayamadım bile.. Allahım herşey çok zor aşırı zor. Yaşasa şimdi 1,5 yaşında olacaktı güzel suratlı oğlum. Ama onun yerine bedeni toprak altında çürüdü. Hislerimi yaşadıklarımı anlatmam mümkün değil..
Teşekkür ederimBen sadece çok çok üzgünüm. Bu hayat gerçekten çok acımasız ve zor. Bizler melek anneleriyiz. Rabbim cennetinde gezdirecek melekler için bizleri vesile etti. Böyle bi acı h birşeyin cezası değil anca mükafatı olabilir. Öyle düşünüp güçlü olmak olabilmek gerek. Dilerim allahtan acınızı dindirecek gözlerinize gün ışığını getirecek ,kışınızı bahara çevirecek, gülüşü ömre bedel olacak sağlıkşı sıhhatli bir evlat nasip etmesi rabbimin.
Hayırlı olsun bebeğiniz gozunuzaydin darısı biz melek annelerine inşallahTeşekkür ederim
Şimdi 2 aylık bir oğlum var Allah onun acısını göstermesin ama ilk gözağrımın yeri çok ayrı ve her zaman aklımda ama dönem dönem yokluğu çok ağır basıyor.
Dilerim sizde sağlıkla kavuşursunuz
Teşekkür ederim
Şimdi 2 aylık bir oğlum var Allah onun acısını göstermesin ama ilk gözağrımın yeri çok ayrı ve her zaman aklımda ama dönem dönem yokluğu çok ağır basıyor.
Dilerim sizde sağlıkla kavuşursunuz
Ah canim benim..
Benim de sutum nasip olmadi tabiki kizima. Koronadan dolayi baska bebege de vermezler dedi dr ben de mecburen hepsini attimBir de ben hic dokunmadim.bazen bunun pismanligini da duyuyorm. Parmak kadar bir bebek hic bilmedigi bir dunyaya, bildigi guvendigi tek yer olan annesinden kopup bir yogun bakim cihazina aliniyor, entube, her yeri kablolu. Annesi yok, annesi sadece 2 kere gelmis uzaktan bakmis dokunmamis bile. Ne sutunu verebilmis ne kucagina alabilmis. 5 gunlugune aci cekmeye gelmis bu dunyaya sanki ve gitti
Mutlaka bu buhran hali gececek biliyorum. Unutulmayacak ama belki gozyaslari azalacak, aciya alisilcak.. cennette kavusuruz insallah
Benim bebegim daha 4 aylikti yeni öğrenmiştik cinsiyetini eşimle tam hayallerimizdeki gibi kizimiz olucak ti elifimiz olucakti. Bi sonraki kontrolde kaybettik melegimizi..küçücüktu daha ama cok merak ediyorum acaba nasildi büyüse kime benzerdi acaba dokunabilir miydim izin verseler.Ilkinde dogumda nefesinu verdi, kanlar icindeydi, ne dokunabildim ne de nwt olarak yuzu olusmustu hafizamdq. Ruyalarimda hep sirti donuk, yuzu gorunmeyen bir erkek cocugunu etegimin dibinde oynarken goruyordum... sonrakinde yasayinca yogun bakima sinirli da olsa girdim, dokununca beni hissedip kipir kipir olusunu gorunce icim gidiyordu, annecim ben geldim, iyi olacaksin diyordum, ayaklarina ellerine dokunuyordum, bir bebek bu kadar mi guzel olurdu diyordum.
Ama kaybedince mukafat sandigin o sicak tenine dokundugun elin, o hafizana kazinan gotuntusu hic gitmiyir 1 sene gecti goruntuler ve bebegimin sicakligi dun gibi cnm. Dokunsan gorsen bir turlu aci, dokunmasan gormesen diger turlu... hicbir sey icin pismanlik duyma canim, Rabbim cennetine aldi meleklerimizi...
Bazen dusunuyorum, 2 bebegim de cenbette. Benden haberleri var mi orada diye, burada onlari ozleyen, ici alev alev yanan annelerini biliyorlar mi...
Dokunsan da aci dokunmasan da canim...Benim bebegim daha 4 aylikti yeni öğrenmiştik cinsiyetini eşimle tam hayallerimizdeki gibi kizimiz olucak ti elifimiz olucakti. Bi sonraki kontrolde kaybettik melegimizi..küçücüktu daha ama cok merak ediyorum acaba nasildi büyüse kime benzerdi acaba dokunabilir miydim izin verseler.
Dokunsaydım keşke diye kendim için değil de bebeğim için isterdim. Yoksa her türlüsü acı, biliyorum.. Ama beni hissetseydi keşke diyorum, keşke o 5 günlük ömründe annesi yanında olsaydı hep. Tabii ki mümkün değildi. Ben dokunabileceğimi bile bilmiyordum zaten şimdi senden duyunca pişmanlık hissettim birden. Belki koronadan dolayı izin vermezlerdi ya da belki ben herhangi bir virüs kapar diye korkardım bilemiyorum. Orada her tarafından kablolar çıkmış şekilde yatıyordu işte. Hatta ağlıyordu bazen. Eşim ağlayamaz diyordu ama doktor ağlıyor evet dedi. Sesi çıkamıyordu tabi sadece yüzünde ağlama şekli vardı. Refleksmiş doktorun dediğine göre. O esnada ağlamasın diye bir şey yapmak geldi içimden ama sadece baktım öyle. Sarılık olmuştu, mavi ışık altında yatıyordu...Ilkinde dogumda nefesinu verdi, kanlar icindeydi, ne dokunabildim ne de nwt olarak yuzu olusmustu hafizamdq. Ruyalarimda hep sirti donuk, yuzu gorunmeyen bir erkek cocugunu etegimin dibinde oynarken goruyordum... sonrakinde yasayinca yogun bakima sinirli da olsa girdim, dokununca beni hissedip kipir kipir olusunu gorunce icim gidiyordu, annecim ben geldim, iyi olacaksin diyordum, ayaklarina ellerine dokunuyordum, bir bebek bu kadar mi guzel olurdu diyordum.
Ama kaybedince mukafat sandigin o sicak tenine dokundugun elin, o hafizana kazinan gotuntusu hic gitmiyir 1 sene gecti goruntuler ve bebegimin sicakligi dun gibi cnm. Dokunsan gorsen bir turlu aci, dokunmasan gormesen diger turlu... hicbir sey icin pismanlik duyma canim, Rabbim cennetine aldi meleklerimizi...
Bazen dusunuyorum, 2 bebegim de cenbette. Benden haberleri var mi orada diye, burada onlari ozleyen, ici alev alev yanan annelerini biliyorlar mi...
Lütfen yazın uzun uzun insan yazınca açılıyor burda Hepimiz aynı şeyleri yaşadık.. Ne kadarlık doğdu meleğin kac haftalikti kac gramdiDokunsaydım keşke diye kendim için değil de bebeğim için isterdim. Yoksa her türlüsü acı, biliyorum.. Ama beni hissetseydi keşke diyorum, keşke o 5 günlük ömründe annesi yanında olsaydı hep. Tabii ki mümkün değildi. Ben dokunabileceğimi bile bilmiyordum zaten şimdi senden duyunca pişmanlık hissettim birden. Belki koronadan dolayı izin vermezlerdi ya da belki ben herhangi bir virüs kapar diye korkardım bilemiyorum. Orada her tarafından kablolar çıkmış şekilde yatıyordu işte. Hatta ağlıyordu bazen. Eşim ağlayamaz diyordu ama doktor ağlıyor evet dedi. Sesi çıkamıyordu tabi sadece yüzünde ağlama şekli vardı. Refleksmiş doktorun dediğine göre. O esnada ağlamasın diye bir şey yapmak geldi içimden ama sadece baktım öyle. Sarılık olmuştu, mavi ışık altında yatıyordu...
İşin garip tarafı şu. Ben ilk önce yanına gitmeye çekindim bebeğimin. Çünkü zaten doktorlar bizi daha ben hamileyken, doğsa bile yaşayamayacağına, yaşasa da çok ciddi nörolojik sıkıntılarının olabileceğine ikna etmişlerdi. 500 gram üzerinde doğsa daha şanslıydı, belki yaşayabilirdi ama 500 gram altı yaşayabilen dünya literatüründe sınırlıymış.
Zaten çok küçük olan yaşama ihtimaline bir de yaşasa bile hayatı boyunca yaşayabileceği sıkıntılar hastalıklar ihtimali eklenince yaşasın diye dua ederken bile çekiniyordum. Sağlıkla yaşasın diye dua edebildim.
Bundan dolayı ilk başta yanına gitmeye de cesaret edemedim=( Görürsem kaybedince daha çok acı çekerim dedim. Bağlanmayayım dedim.
Sonra dayanamadım tabi. Yakın bir arkadaşımzın desteğiyle indik yoğun bakıma. İlk gördüğümde ne kadar küçük olduğuna inanamayıp öyle baktım sadece. Doktor da dokun fln demedi zaten. Sadece şansının çok az olduğu bilgisini verdi yine - bildiğimiz şeyler. Çıkınca arkadaşım sordu, nasılsın diye. Gördüğüm çok iyi oldu dedim. Görünce de ah evladım, ben doğurdumm gibi hissetmedim açıkçası, çünkü o güne kdr sadece hayali vardı bende. İlk defa o gördüğümde tanışmıştım. Arkadaşım da normal bu his dedi, sağlıklı ve gününde doğuranlar da aynısını hissediyor zaten ilk gördüklerinde dedi.
Sonra sadece 1 kez daha gördüm. 5 günde toplam 2 kere gittim sadece yanına. Koronadan dolayı pzt ve perş görebiliyorsunuz sadece dediler. O pzt gidecektik görmeye ki sabaha karşı kaybettik.
Zaman geçtikçe, o ilk gördüğümde bana bir şey hissettirmeyen görüntü içime daha çok işledi. Gözümün önünden gitmedi. Kucağıma almadığım, emzirmediğim, sadece 2 kere uzaktan baktığım halde bile zaman içinde o - benim evladım, güzel evladım - hissi o görüntüye yerleşti kaldı. Annelik çok başka bir hismiş gerçekten. Süt sağmak bile, sadece sağmak bile, beni daha çok bağladı bebeğe
Çok uzun yazdım ama daha yazsam saatlerce yazarım açıkçası. Kimse bizi anlamadığı için hem burada aynısını yaşamış olanların olması hem de yazmak fikri iyi geldi...
Ah cnm ah sorma dün aksam yeğenlerimin antrenmanina gittik kafam dağılır diye küçük kiz çocukları gördüm icim gitti acaba benim elifim nasıl olurdu dogsa dedim hic gecmicek heralde bu duygular bu aci..Dokunsan da aci dokunmasan da canim...
Ikisini de yasamia biri olarak soyluyorum
Yasaydi nasil bo cocuk olurdu diye dusunuyor tabi insan da elden ne gelir
Amin inşallahHayırlı olsun bebeğiniz gozunuzaydin darısı biz melek annelerine inşallah
Teşekkür ederim canım evet öyle görmek çok zor o kadar narindi ki parmak uçlarımla sevdim oğlumu dokunmaya kıyamadım..Senin de zor gecmis. Allah simdki yavrubu bagislasin canim... evlat ile sinav hicbir seyw benzemiyor. Bahsettigin kuvez durununu ben de yasadim, sant taktilat kac kez minicik kafasina beyin kanamasini bosaltmak icin ama tekrarlayan kanama minicik bedeni morartiyordu...
Rabbim isteyen herkese hayirli evlat nasip etsin. Hem fiziksel hem de ruhsal cok yoruldum. 3. Hamilelikten hem korkuyorum hem de gucsuz hissediyorum. Gerisi nasip iste...
27+5te doğdu ama gelişimi çok çok geriydi malesef 1 kg olması gereken bebek 420 gram doğdu sadece. Sezeryandan önce son kontrolde doktor 480 gram ölçtü ama + - 70 gram oynar dedi. 500 doğar bence dedi. Ya eksi 70 çıkarsa dedim? Yok çıkmaz dedi. Meğer beni korkutmamak için söylememiş.Lütfen yazın uzun uzun insan yazınca açılıyor burda Hepimiz aynı şeyleri yaşadık.. Ne kadarlık doğdu meleğin kac haftalikti kac gramdi
Benim bebegimin de suyu bitmişti gelisimi durmustu 15 haftada kalmıştı doktorum kromozom bozukluğu agir kalp hastasi dayanamaz kalbi dedi27+5te doğdu ama gelişimi çok çok geriydi malesef 1 kg olması gereken bebek 420 gram doğdu sadece. Sezeryandan önce son kontrolde doktor 480 gram ölçtü ama + - 70 gram oynar dedi. 500 doğar bence dedi. Ya eksi 70 çıkarsa dedim? Yok çıkmaz dedi. Meğer beni korkutmamak için söylememiş.
Sezeryandan sonra odaya getirdiler bütün ailem başımda ama ben hala baygınım, bebeği sormak istiyorum ama dilim bir türlü dönmüyor baygın olduğum için muhtemelen sadece ses çıkartabiliyordum. Aklım bebekte ama bir türlü soramıyorum çok zordu.. Sonra dr geldi o baygın halimle 420 gram lafını duydum. Allahım yaşamayacak dimi diye düşünmüştüm. Çok hayal kırıklığına uğramıştım.
Bazen kızıyorum doktora hani madem 400 gram, keşke almasaydı biraz daha bekletseydi boşuna beni sezeryan mı yaptı diye. Çünkü o güne kdr bütün doktorlar aldır, yaşamaz, 500 gram bile olmayan bir bebek için sezeryan olma diye uyarmıştı beni.
Ama o gün 27+5 olmuştum, gebelik zehirlenmesinden dolayı hastaneye yatmıştım ve o sırada 2 doz ciğer geliştirici olmuştum. Bebeğin nörolojik gelişimine katkısı olsn diye magnezyum fln verilmişti. Beyne giden kan akışı da bozulunca haklı olarak bu kadar uğraştık bu bebek için daha fazla tutmayalım alalım dedi adam da. Sonradan bana 500 gram olsa ne fark edecekti ki dedi. Recep Has bana 500 gram altı doğup yaşayan bebek literatürde bir kaç tane, yaşamayacak bebek için sezeryan olmak zorunda kalma demişti. Onun etkisiyle o 500 grama takmıştım. 420 gramlık bir bebekte 80 gram az bir rakam değil sonuçta. Ama Recep Has haklıymış hakikaten adam iyi biliyormuş bu işi.
Olan oldu işte ne diyelim, bu şekilde olması hayırmış demek ki.
Ah kiyamam ya biyere kadar o kadar benziyor ki hikayemiz ben de birkac sayfa önce anlatmistim yaşadıklarımı. 20. Haftaya kadar neredeyse ayni seyleri yaşamışız ben sonrasini göremedim. Sezeryan oldum ve içimi cekip agladikca epiduralin etkisinden sirt kemiklerime kramp girip kitleniyordu iç organlarim patlatacak gibi oluyordu. Bağıra bağıra ağladım giden kızımın ardından ama değişen hiçbirşey olmadıBiraz bende anlatmak istiyorum. Bir hayli uzun olacak.
Eşimle ikimizde genç anne babayı çok istiyorduk. Forumdan doğru hamile kalmanın sandığımız kadar kolay bir şey olmadığını bildiğimden hiç korunmadık.
Olur mu olmaz mı stresinden dolayı (bir de neyi çok istersen onunla imtihan olurmuşsun) hamile kalamadım 1 sene boyunca.
Sonra tam vazgeçtim ki hamile olduğumu öğrendim. Öğrendiğim andan itibaren resmen anne olmuştum bile. Her türlü hayaller planlar her şey..
Binbir türlü pimpirikle 12. Haftaya geldim ama nasıl. 12 haftadan sonra artık gerçekten doğum yapacağıma ve bebek sahibi olacağıma inandım. Geriye tek korkum rahim ağzı yetmezliği olması kalmıştı.
Kontroller çok güzel gidiyordu ta ki 18. Haftaya gelene kadar.
Doktorum bebeğimin kalbinin sağda olduğunu söylemişti. Dünyam başıma yıkıldı ne düşüneceğimi bilemedim tek merak ettiğim Yaşar mıydı?
Hemen başka bir doktora gittik ki doktordan “bebeğin sapasağlam, diğer doktor yanılmış” lafını duyalım. Olmadı. Hatta daha kötüsü, keşke kalbi sağda olsaymış öyle yaşayanlar varmış (sonradan araştırdıkça öğrendim) dedirtti bana. Diyafram kasımız tam gelişmemiş bu yüzden mide yukarı çıkıp kalbi sağa itmiş. Yukarı çıkan organlar Sebebiyle ciğer gelişimi olamıyordu. Anne karnında sıkıntı yoktu çünkü oksijen almıyordu asıl macera doğum sonrasında olacaktı. Defalarca doktorlar kontroller.. Aldır yaşamaz dediler. 20 haftalık olmuştum o zamana. Nasıl kıyabilirdim? Hissediyordum hareketlerini , o minik kalbi atıyordu. Sonra benimle aynı şeyleri yaşayanlarla bir grup buldum yaşamaz dedikleri bebekleri yaşayan bir sürü anne vardı. Sonra inandım başarıcaz dedim çok zorlu psikolojik sürekli korku dolu ağlamalı bir hamilelik geçirdim. O hayal ettiğim her şeyin her biri tek tek uçtu gitti.. doğumumu bile Ankara’da yapmam gerekiyordu çünkü ihtiyaç duyulabilecek olan makina sadece Hacettepede vardı. Velhasıl kelam çok uzatmayayım. Doğum yaptım.. İlk 3 gün çok kritikti, bebeğim makinalara bağlıydı, her yeri delik delikti, göbek katateriyle besleniyordu. Gün sayıyordum ilk gün iyiydi, ikinci gün Görmeye gittiğimizde Parmak uçları mor mordu. Niye böyle dedim? Son ayarda oksijen verildiği halde satürasyon değeri 65 civarlarıymış oksijen yetmiyormuş. Ki 65 çok çok aşırı kötü bir değerdi. Oksijen yetmediğinden dolayı dışarıdan kirli temiz kanı ayıracak cihaza ihtiyaç vardı. Önce şah damarından denediler fakat yeni bir şok.. Sadece kalp sağda kalmakla kalmamış bir de ön yüzü sırta bakıyormuş, bu sebepten girmeye çalıştıkları damar bile tersmiş ve kalbinde kanama meydana getirmiş. O sırada minik kalbi bir kere durmuş ve tekrar hayata döndürülmüşAh benim meleğim.. Bunun üzerine acil bir şekilde, bebeğim küvezde; üzerinde bir sağlık personeli; küçük sağdaki kalbine kalp masajı yapılarak ameliyata alındı. Sadece makinanın çalışması için bile bilmem kaç ünite kan gerekiyordu. Sosyal medyayı seferber ettik oğlumuz için. O sırada meleğim ameliyata alındı bile. Ya şafi çeke çeke bekledim ama ruh gibiydim. Ecmo cihazının 3 tane riski vardı kanama yapması, pıhtı atması ve ölüm..
3 günlük bebeğim.. Minicik. Savunmasız benim yavrum. Açık kalp ameliyatına girdi. Fakat çıkamadı.. Bense sezaryen ağrımdan dolayı iç çeke çeke ağlayamadım bile.. Allahım herşey çok zor aşırı zor. Yaşasa şimdi 1,5 yaşında olacaktı güzel suratlı oğlum. Ama onun yerine bedeni toprak altında çürüdü. Hislerimi yaşadıklarımı anlatmam mümkün değil..
Nasip canim, benim bebegim 750 gramdi yine olmadi. Doktorum benim bebegimden kucuk bebek saglikli buyumus,yasamis ve sunnet olacak bir bebekten bahsederken diger taraftan benim bebegimden buyul 30 haftalk erken dogumda bebegin kanamadan ne yazikki gozlerini kaybettigini soyledi. Acinin da beteri var... Ne.senden kucukle ne senden buyukle kiyaslama, Allah hayirli saglikli evlat versin dedi her seyden once. Insan hep kendinden iyi durumda olanlari goruyor iste.Dokunsaydım keşke diye kendim için değil de bebeğim için isterdim. Yoksa her türlüsü acı, biliyorum.. Ama beni hissetseydi keşke diyorum, keşke o 5 günlük ömründe annesi yanında olsaydı hep. Tabii ki mümkün değildi. Ben dokunabileceğimi bile bilmiyordum zaten şimdi senden duyunca pişmanlık hissettim birden. Belki koronadan dolayı izin vermezlerdi ya da belki ben herhangi bir virüs kapar diye korkardım bilemiyorum. Orada her tarafından kablolar çıkmış şekilde yatıyordu işte. Hatta ağlıyordu bazen. Eşim ağlayamaz diyordu ama doktor ağlıyor evet dedi. Sesi çıkamıyordu tabi sadece yüzünde ağlama şekli vardı. Refleksmiş doktorun dediğine göre. O esnada ağlamasın diye bir şey yapmak geldi içimden ama sadece baktım öyle. Sarılık olmuştu, mavi ışık altında yatıyordu...
İşin garip tarafı şu. Ben ilk önce yanına gitmeye çekindim bebeğimin. Çünkü zaten doktorlar bizi daha ben hamileyken, doğsa bile yaşayamayacağına, yaşasa da çok ciddi nörolojik sıkıntılarının olabileceğine ikna etmişlerdi. 500 gram üzerinde doğsa daha şanslıydı, belki yaşayabilirdi ama 500 gram altı yaşayabilen dünya literatüründe sınırlıymış.
Zaten çok küçük olan yaşama ihtimaline bir de yaşasa bile hayatı boyunca yaşayabileceği sıkıntılar hastalıklar ihtimali eklenince yaşasın diye dua ederken bile çekiniyordum. Sağlıkla yaşasın diye dua edebildim.
Bundan dolayı ilk başta yanına gitmeye de cesaret edemedim=( Görürsem kaybedince daha çok acı çekerim dedim. Bağlanmayayım dedim.
Sonra dayanamadım tabi. Yakın bir arkadaşımzın desteğiyle indik yoğun bakıma. İlk gördüğümde ne kadar küçük olduğuna inanamayıp öyle baktım sadece. Doktor da dokun fln demedi zaten. Sadece şansının çok az olduğu bilgisini verdi yine - bildiğimiz şeyler. Çıkınca arkadaşım sordu, nasılsın diye. Gördüğüm çok iyi oldu dedim. Görünce de ah evladım, ben doğurdumm gibi hissetmedim açıkçası, çünkü o güne kdr sadece hayali vardı bende. İlk defa o gördüğümde tanışmıştım. Arkadaşım da normal bu his dedi, sağlıklı ve gününde doğuranlar da aynısını hissediyor zaten ilk gördüklerinde dedi.
Sonra sadece 1 kez daha gördüm. 5 günde toplam 2 kere gittim sadece yanına. Koronadan dolayı pzt ve perş görebiliyorsunuz sadece dediler. O pzt gidecektik görmeye ki sabaha karşı kaybettik.
Zaman geçtikçe, o ilk gördüğümde bana bir şey hissettirmeyen görüntü içime daha çok işledi. Gözümün önünden gitmedi. Kucağıma almadığım, emzirmediğim, sadece 2 kere uzaktan baktığım halde bile zaman içinde o - benim evladım, güzel evladım - hissi o görüntüye yerleşti kaldı. Annelik çok başka bir hismiş gerçekten. Süt sağmak bile, sadece sağmak bile, beni daha çok bağladı bebeğe
Çok uzun yazdım ama daha yazsam saatlerce yazarım açıkçası. Kimse bizi anlamadığı için hem burada aynısını yaşamış olanların olması hem de yazmak fikri iyi geldi...
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?
We use cookies and similar technologies for the following purposes:
Do you accept cookies and these technologies?