Biraz bende anlatmak istiyorum. Bir hayli uzun olacak.
Eşimle ikimizde genç anne babayı çok istiyorduk. Forumdan doğru hamile kalmanın sandığımız kadar kolay bir şey olmadığını bildiğimden hiç korunmadık.
Olur mu olmaz mı stresinden dolayı (bir de neyi çok istersen onunla imtihan olurmuşsun) hamile kalamadım 1 sene boyunca.
Sonra tam vazgeçtim ki hamile olduğumu öğrendim. Öğrendiğim andan itibaren resmen anne olmuştum bile. Her türlü hayaller planlar her şey..
Binbir türlü pimpirikle 12. Haftaya geldim ama nasıl. 12 haftadan sonra artık gerçekten doğum yapacağıma ve bebek sahibi olacağıma inandım. Geriye tek korkum rahim ağzı yetmezliği olması kalmıştı.
Kontroller çok güzel gidiyordu ta ki 18. Haftaya gelene kadar.
Doktorum bebeğimin kalbinin sağda olduğunu söylemişti. Dünyam başıma yıkıldı ne düşüneceğimi bilemedim tek merak ettiğim Yaşar mıydı?
Hemen başka bir doktora gittik ki doktordan “bebeğin sapasağlam, diğer doktor yanılmış” lafını duyalım. Olmadı. Hatta daha kötüsü, keşke kalbi sağda olsaymış öyle yaşayanlar varmış (sonradan araştırdıkça öğrendim) dedirtti bana. Diyafram kasımız tam gelişmemiş bu yüzden mide yukarı çıkıp kalbi sağa itmiş. Yukarı çıkan organlar Sebebiyle ciğer gelişimi olamıyordu. Anne karnında sıkıntı yoktu çünkü oksijen almıyordu asıl macera doğum sonrasında olacaktı. Defalarca doktorlar kontroller.. Aldır yaşamaz dediler. 20 haftalık olmuştum o zamana. Nasıl kıyabilirdim? Hissediyordum hareketlerini , o minik kalbi atıyordu. Sonra benimle aynı şeyleri yaşayanlarla bir grup buldum yaşamaz dedikleri bebekleri yaşayan bir sürü anne vardı. Sonra inandım başarıcaz dedim çok zorlu psikolojik sürekli korku dolu ağlamalı bir hamilelik geçirdim. O hayal ettiğim her şeyin her biri tek tek uçtu gitti.. doğumumu bile Ankara’da yapmam gerekiyordu çünkü ihtiyaç duyulabilecek olan makina sadece Hacettepede vardı. Velhasıl kelam çok uzatmayayım. Doğum yaptım.. İlk 3 gün çok kritikti, bebeğim makinalara bağlıydı, her yeri delik delikti, göbek katateriyle besleniyordu. Gün sayıyordum ilk gün iyiydi, ikinci gün Görmeye gittiğimizde Parmak uçları mor mordu. Niye böyle dedim? Son ayarda oksijen verildiği halde satürasyon değeri 65 civarlarıymış oksijen yetmiyormuş. Ki 65 çok çok aşırı kötü bir değerdi. Oksijen yetmediğinden dolayı dışarıdan kirli temiz kanı ayıracak cihaza ihtiyaç vardı. Önce şah damarından denediler fakat yeni bir şok.. Sadece kalp sağda kalmakla kalmamış bir de ön yüzü sırta bakıyormuş, bu sebepten girmeye çalıştıkları damar bile tersmiş ve kalbinde kanama meydana getirmiş. O sırada minik kalbi bir kere durmuş ve tekrar hayata döndürülmüş
Ah benim meleğim.. Bunun üzerine acil bir şekilde, bebeğim küvezde; üzerinde bir sağlık personeli; küçük sağdaki kalbine kalp masajı yapılarak ameliyata alındı. Sadece makinanın çalışması için bile bilmem kaç ünite kan gerekiyordu. Sosyal medyayı seferber ettik oğlumuz için. O sırada meleğim ameliyata alındı bile. Ya şafi çeke çeke bekledim ama ruh gibiydim. Ecmo cihazının 3 tane riski vardı kanama yapması, pıhtı atması ve ölüm..
3 günlük bebeğim.. Minicik. Savunmasız benim yavrum. Açık kalp ameliyatına girdi. Fakat çıkamadı.. Bense sezaryen ağrımdan dolayı iç çeke çeke ağlayamadım bile.. Allahım herşey çok zor aşırı zor. Yaşasa şimdi 1,5 yaşında olacaktı güzel suratlı oğlum. Ama onun yerine bedeni toprak altında çürüdü. Hislerimi yaşadıklarımı anlatmam mümkün değil..