Ah kızlar.. Ben de çok güvenmiştim doktoruma ve şimdi o kadar çok pişmanım ki.. Bende bebeğimi 12 eylül salı günü,doğumuma 3 gün kala 37+4 günlük karnımda kaybettim. Hiç bir sorunumuz yoktu,3350 gr doğdu yavrum.
Sadece perşembe akşama doğru iç çamaşırım epey ıslandı üzerimde elbise vardı ona da geçti,ıslaklığı hissettim. Hatta kayınvalimdeydik çamaşır değiştirmek zorunda kaldım ve bebeğim geliyor diye çok sevindim. Panik yapmadım hemen doktoru aramadım,çünkü ertesi sabah kontrolüm vardı. Ve kontrolde beni alttan eliyle muayene etti,kağıda sürdü ve bu bebeğin suyu değil dedi. Suyun azalmış ama bu haftalarda normal zaten haftaya cuma alırız bebeği dedi. Ve bende o sıvı neydi ozaman demek aklıma bile gelmedi aevinçten. Benim elime o küçük kağıtları tutuşturdu ve sen arada bakarsın kendine dedi. Bu olay cuma yaşandı ve ben salı sabahı bebeğimin hareketlerini artık hissetmiyordum. O gün kendisine yazdım watsaptan bebeğin hareketlerini hiasedemedim diye bana cevap yazdı,hastaneye git 5. Kata çıkıp nst ye bağlan diye. Biz gittik malesef kalp atışları yoktu. Sonrasında yaşadıklarımı sizlerde çok iyi bilirsiniz,büyük bir acı. Ameliyatıma kendisi gelemedi,Anadolu yakasında semşnerdeymiş güya. Doğum yaptırdığı hastanedeki başka bir bayan doktor yaptı ameliyatımı da,o olamadığında o bakıyormuş.Kesildim biçildim,eli bomboş kaldım. Sevgili doktorum ameliyatı yapan doktorun da ısrarıyla gece 12 de gelebildi. Öyle boş boş yüzüme bakıyordu sessizce. Kayıvalidem sordu bu kız sana geldi,suyu gelmişti,neden almadın çocuğu dedi. Ne dese beğenirsiniz. Çocuğun ciğerleri gelişmemiş olabilirmiş,onu riske atamazmış. Benim oğlumdada suyum 36 haftalık gelmişti ama o zaman çok yoğun bir suydu,o zaman bişiy olmadıpını söyledik. Sustu sadece. Bende kendisine birşey soramadım olayın şokundaydım,sudan olabileceği aklıma bile gelmedi ilk zamanlar. Eve geldim hep kendimi suçladım. Ta kii suyum geldiği günki elbise mi bebeğimin toplanan eşyalarının arasında bulana kadar. Elbisemin astarında bile su izleri öylesine belirgin duruyordu ki,günlerce bakıp bakıp ağladım. O bebeğin suyu değil de neydi o zaman. Bebeğin suyu ile yazılanları okuyorum aylardır,zaten okumadığım bilgi kalmadı artık. Okuduklarım daha da çok içimi acıttı. Çünkü su gelmesi bazen sızıntı şeklinde olabiliyormuş,bazen yukardan delinebiliyormuş ve anlaşılması çok güç olabiliyormuş. Bu gibi durumlarda çok dikkatli davranılması gerekiyormuş. Su patladıktan 24 saat sonra bebek hala gelmiyorsa enfeksiyona karşı anneye antibiyotik başlanıyormuş,çünkü enfelsiyon riski çok fazlaymış.
Yani ben inanamıyorum şimdi bu kadın beni neden bu kadar salladı. Ben bşr öğretmenim,herbir çocuğun herşeyi ile ilgilenirken,bu kadının şöyle demesi gerekmiyor muydu arkadaşlar.. Evet şu an bebeğin suyu gibi durmuyor ama riske atmayalım2 ya da 3 gün sonra gel bir muayene edelim nst yapalım.. Bunu demek bu kadar mı zordu sanki..
Ve kendime de çok kızıyorum neden bu kadına bu kadar güvendim,neden su gelir gelmez hastaneye gitmedim ve merak etmedim diye içim yanıyor... Sonrasında beni bir kez bile aramadı. Ve en azından madem ki doktordu bunlar bize hastanede yol gösterebilirlerdi. Bebeğin kanından alıp enfeksiyon var mı bakılabilirdi. Onlarsa hep otopsiden birşey çıkmaz,yaptırsanız daha çok yıpratır sizi dediler bize.. Şimdi şubat tatilinde o elbiseyi de alıp gidicem yanına ve içimdekileri söyliycem.. Kaç zamandır düşünüyorum cesaret edemiyorumda. Bana bebekle ilgili bir açıklama bile yapmadı. Haklı mıyım haksız mıyım melek anneleri.. İçimşn yangını sönmüyor ki..