Sevgili günlük ;
Bugün pencereden diger evleri izledim. Çeşit cesit ev , cesit cesit insan , cesit cesit hayat...
"Elalem ne der" 'in cok onemsendigi bir ülke ...
ve herkesin birbirine yaranmak istediği , baskalari tarafından saygı duyunulmak arzusu , cevremizdeki insanlari garantilemis , ömür boyu yanimizda kalacaklarmis gibi bir eminlige sahip olup ,daha sonra o insanlari hic dusunmeden kiriyoruz ,ne hissederler umrumuzda olmuyor, sanki onlarin hep yanimizda olmasi onlari hoyratca kullanma hakkinida bize veriyormuş gibi.
Evlere baktim ve düşündüm de , dört duvar olmasaydi , kimin ne yaptigi herkes tarafindan gorunseydi nasil bir hayatimiz olurdu?
Ya artik refleks gelistirip kimseyi umursamazdik ya da başkaları bizi kötü bilmezsin diye çevremizdeki insanlara daha iyi ,daha hoşgörülü davranirdik.
Evde ailesine kötü ,disarda pamuk şekeri olmazdik.
Görundugumuz gibi olurduk...
Duvarsiz evler , halka acik bir yaşam ...
iki yuzluluklerin daha az oldugu bir toplum ...
Sonra camiye giden amcalari gördüm , kim bilir namazdayken akıllarına ne dusunceler geliyordur , seytan onlari nasil da kendi tarafina cekmeye calisiyordur...
Acaba gosteris için dindar gözükenler var midir diye bir soru geldi aklima.
Dusunduklerimizin karşımızdaki tarafından okundugu bir dunya olsaydi , kimse olduğundan farkli davranmazdi. Görünen köy kılavuz istemez misali...
Niyetler belli , her sey apacik gozler onunde ne ilginc olurdu , ikiliyi oynamaz, kandiramaz ,kandirilamazdik , düşünceler okunsaydi...
İyi olduğu gibi kötü sonuçlari da olurdu.
Örneğin aldatmalar göz önünde olurdu, belki de kan dokulurdu...
Allah'in her şeye kadir olduğunu biraz daha anlamis oldum. Her seyi ne guzel bir duzen içerisinde yaratmis , bir insanin kurgulayamayacagi kadar muhteşem bir duzen...