Ölseydi ne olacaktı?
Ya ona bir şey olsaydı...
Ölseydi ne olacaktı?
Günlerdir bunu sayıklıyorum. Bırakmaya çalıştığım antidepresanlara geri dönüşüm de bu kaza haberi ile başladı...
Bulunduğum kanal'ın rejisindeyim, karşımda en az otuz tane ekran var. Genellikle haber kanallarının açık olduğu kanallarda,bir gözümüz Tv ekranında çalışıyoruz.
O sırada eski sevgilimin kanalına gözüm takıldı. Bir kaza haberinden söz ediyorlar. Toplantı odasındaki boş televizyonu açtım...
Eski sevgilim kaza yapmış, uçurum gibi bir yerde ağaç engellemiş ölmelerini. Bir ağaca takılıp kalmışlar.
O günden beri bana anlatılan hiçbir şeyi dinlemiyorum, anlamıyorum. Kendimi unutuyorum. Millete randevu verip gitmiyorum, yarım saat sonra gireceğim sinemayı unutup kahve içmeye gidiyorum.
O günden beri ben kendimde değilim.
Soruyorum yukarıya sürekli..Sevdiğim adamın kaderi de babamla aynı mı olacaktı diye.
Herneyse arkadaşlar, bu buraya son yazım sanırım. Artık bitti.
23 sene boyunca, ki kulağa küçük gelebilir ama sizden daha ağır tecrübeler yaşadığım, sülalesini kaybedip sadece anne ve dayılarla kaldığım bir 23 sene boyunca, ben okudum.
Kendimi geliştirmek için kastım, sizin kurabildiğiniz kelime sayısından fazla kitap okudum, kendime baktım,-güzel kadın olmaya çalıştım-
Uzun süre tenis oynadım,
Her olayı farklı boyutlarıyla değerlendirebileceğim bir bölümde,bir üniversite'de okudum.
Çocukluğumdan itibaren önce heykel sonra resim dersi aldım, sülalenizin heykelini yapabilir, resmini çizerim.
Süper araba kullanırım,benim diyen şöfore basarım.
Eğitimimin yanısıra bir medya kursunu iyi derece ile bitirdim;bir kanalda diplomasi haberlerini yazıyorum, program'ım var. Her sabah birkaç gazeteyi en ince ayrıntısına kadar okumak ile ve her gün karşımda duran TV'lerin ekranında bir ton haberi takip etmek ile yükümlüyüm. Peki ben bunu ne için yapıyorum?
Niye yazıyorum ben?
Niye biliyor musunuz?
Birileri benim bu denli sevdiğim adama vurabilsin diye,
Birileri benim aramaya korktuğum adama benden önce ulaşsın diye...
Birileri sevdiğim adamın kim olduğunu tanısın ve "sen ona yakışmıyordun,iyiki bırakmış kaşarın tekisin" desin diye...
Yine birileri takıldığım milletvekilinin kim olduğunu bulmaya çalışsın diye...
Birileri okulumun yerini tahmin edip, çalıştığım kanalı bulsun, çemberimi daraltsın diye...
Birileri ergen, fake, tatminsiz, doyumsuz kız desin diye...
Hatta birileri bana "erkeksin sen itiraf et" desin diye yazıyorum...
Birileri "ailenden,annenden-babandan, utan" yazsın diye yazıyorum bana.
Birileri "yazıların okunmuyor, zaten uyduruyorsun, adam gibi fantezi yaz da eğlenelim bari" desin diye yazıyorum...
Herneyse arkadaşlar, kendi günlüğümü tuttum burada,tarihleriyle,dakikalarıyla... kendimi anlattım, Babamın ölümünü, Sevdiğim adamı ne kadar psikopatça sevdiğimi, 1-2 takıldığım tipleri-basit ilişkilerimi-, İşe nasıl tesadüfi şekilde alındığımı, Teyzemin öldüğü gün neler yaptığımı ve ona karşı vefasızlığımı, İntihar'a yeltendiğim gün kafamdan geçenleri... ve birkaç da benden bağımsız konuyu yazdım...
Ama artık bitti.
Mekan isimleri ve kişilerin isimleri haricinde her şey gerçekti ne yazık ki.
Ve artık bitti. Beni izlediğiniz için teşekkür ederim... Sevgiler...