Herkese merhaba.
Yıllardır anonim olarak konu okuduğum forumda sonunda üyeyim. Buna neden olan ise artık gerçekten ikilemde olmam. Kendi mantığım ve kalbim bana yetmiyor artık. Uzatmadan konuya giriyorum.
22 yaşına girecek yaşıtlarından olgun bir genç kızım ve birkaç ay önce nişanlandım. Ben gerçekten zor birisiyim ve bu noktaya kolay gelmedik. Şüpheci ve güvensiz birisiyim bu yüzden yanlış da olsa sevgiliyken telefonunu karıştırmıştım ve eski sevgilisiyle olan mesajları e-postada arşivlenmişti. Alıp kendime attım ve ondan sildim. Benden önce arşivlemişti ve büyük ihtimalle silmeyi bile unutmuştu. Ben gerçekten üşenmeyip bütün mesajları okudum ve aşırı toksik bir ilişkileri olduğunu gördüm. Ama sorun şu ki o kıza sürekli uzun uzun mesajlar, durduk yere içinden gelerek güzel mesajlar yazmış içini dökmüş. Bu benim en sevdiğim sevgi dilidir yani konuşmak, birden içinden gelerek uzun uzun yazmak ve daha önce sevdiğim herkese de yaptığım, bana da yapılan bir şey. İlişkimizin başında mektup yazmasını istemiştim sürekli unutmuştu sürekli hatırlatmıştım bir süre sonra da konuyu tamamen kapattım ve hiç hatırlayıp yazmadı. Ben ona bir kere uzun mesaj attım ve cevap vermeyi unutup saatler sonra cevap vermişti beni de tatmin etmemişti. Belki bundan sonra içinden gelerek yazar benim gibi dedim ama asla ve asla öyle bir mesaj almadım. Mesela yan yanayken insanın içine birden gelir seni çok seviyorum ya falan deriz bana bu hep oluyor ama ona çook nadir. Eksiklik hissediyorum, sevgi dilimiin bu olduğunu ve buna aşırı ihtiyaç duyduğumu da biliyor. Bugün bir konudan tartışırken sinirimi atamadım ve bu konuyu açtım. Bana neden yazmıyorsun dedim. Kendini başkalarıyla kıyaslama dedi. Ben de başkasıyla değil senin davranışlarını kıyaslıyorum, sevgi dilimin bu olduğunu bile bile bana neden hiç yazmadın dedim. Artık olgunlaştım öyle birisi değilim, içimden gelmiyor istemiyorum onun yerine söylemeyi tercih ediyorum diyor ama öyle aman aman bir şey yok benim için bu eksikliği dolduracak. İşin garip tarafı artık benim de ona hiç içimden gelmiyor. Nişan fotoğraflarımızı hala paylaşmadım çünkü açıklamaya ne yazacağımı bile bilemedim. Hevesimi kırmamış olsa içimden gelen çok özel şeyler yazardım ama yok gelmiyor. Benim öğrendiğim sevgi bu değil. Bana göre seven insanın içinden mutlaka gelir yazmıyorsa söyler. Bu konuda ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. Siz neler söylersiniz?
Daha fazla insanların kendi içindeki kinini öfkesini bana kusmasını istemediğim için buraya bırakıyorum.
Yazılanları okuduğumda şok oldum beklediğim tepki bu değildi ama siz de haklısınız kimse kimseyi basit bir anlatımla tanıyamaz ve durumu değerlendiremez Sadece sevgi dilimizin farklı olduğunu söyledim. Benim sevgi dilimi eskiden bir başkasına sunabildiğini bildiğim için bana sunamamasını kişisel algılıyorum doğru mu yanlış mı diye sormak istemiştim
Mektup konusunda aklınıza ne geldi bilmiyorum ama bu bir sevgi dilenciliği muhabbeti değildi. Eski dönemleri seviyorum ve senden bir mektup almak hoşuma gider, saklarım demiştim. Hatırlatmamın nedeni ise ne yazacağını merak etmemdi, asla darlamadım kimseyi. Bu konuyu gülerek şakalaşarak konuşurduk.
Olgunluk konusuna gelirsek yalnız bahsettiklerim üzerinden yargılamanız pek doğru değil. Kendimce çocukluğumdan beri çok zor bir hayatım oldu ve bu bana şüphe ile güvensizlik bıraktı. Sevginin ne olduğunu bilmeyen bir çocuktum ve ne olduğunu 'kendimce' bilebilmek için uğraşmam gerekti. Tabii ki yargı ile yaklaşmıyorum kimseye, sadece güven puanını zamanla veriyorum. Nişanlımın telefonunu karıştırma sebebim ise 2 ay boyunca şüphelendirmesiydi ki bu sayede yalan söylediğini öğrenmiş oldum çünkü kendisine sorduğumda doğruyu söylemiyordu. Yani zamanında ufak bir yalanla güvenimi kıran, daha sonra en güzel şekilde yeniden inşa eden çaba gösteren birisiydi bu yüzden evlilik yoluna girebildik. Bu devirde kimse güvenemeyeceği birisiyle evlenmek istemez. İnsanlar kıldan tüyden nem kaparken benim güven konusunda zor olmam olgun olmadığımı göstermez :)
Şuan konuyu açtığım halimden daha mantıklı düşünebiliyorum. Yorumlarınız için teşekkür ederim. Herkese önyargısız, sakin bir hayat diliyorum.
Yıllardır anonim olarak konu okuduğum forumda sonunda üyeyim. Buna neden olan ise artık gerçekten ikilemde olmam. Kendi mantığım ve kalbim bana yetmiyor artık. Uzatmadan konuya giriyorum.
22 yaşına girecek yaşıtlarından olgun bir genç kızım ve birkaç ay önce nişanlandım. Ben gerçekten zor birisiyim ve bu noktaya kolay gelmedik. Şüpheci ve güvensiz birisiyim bu yüzden yanlış da olsa sevgiliyken telefonunu karıştırmıştım ve eski sevgilisiyle olan mesajları e-postada arşivlenmişti. Alıp kendime attım ve ondan sildim. Benden önce arşivlemişti ve büyük ihtimalle silmeyi bile unutmuştu. Ben gerçekten üşenmeyip bütün mesajları okudum ve aşırı toksik bir ilişkileri olduğunu gördüm. Ama sorun şu ki o kıza sürekli uzun uzun mesajlar, durduk yere içinden gelerek güzel mesajlar yazmış içini dökmüş. Bu benim en sevdiğim sevgi dilidir yani konuşmak, birden içinden gelerek uzun uzun yazmak ve daha önce sevdiğim herkese de yaptığım, bana da yapılan bir şey. İlişkimizin başında mektup yazmasını istemiştim sürekli unutmuştu sürekli hatırlatmıştım bir süre sonra da konuyu tamamen kapattım ve hiç hatırlayıp yazmadı. Ben ona bir kere uzun mesaj attım ve cevap vermeyi unutup saatler sonra cevap vermişti beni de tatmin etmemişti. Belki bundan sonra içinden gelerek yazar benim gibi dedim ama asla ve asla öyle bir mesaj almadım. Mesela yan yanayken insanın içine birden gelir seni çok seviyorum ya falan deriz bana bu hep oluyor ama ona çook nadir. Eksiklik hissediyorum, sevgi dilimiin bu olduğunu ve buna aşırı ihtiyaç duyduğumu da biliyor. Bugün bir konudan tartışırken sinirimi atamadım ve bu konuyu açtım. Bana neden yazmıyorsun dedim. Kendini başkalarıyla kıyaslama dedi. Ben de başkasıyla değil senin davranışlarını kıyaslıyorum, sevgi dilimin bu olduğunu bile bile bana neden hiç yazmadın dedim. Artık olgunlaştım öyle birisi değilim, içimden gelmiyor istemiyorum onun yerine söylemeyi tercih ediyorum diyor ama öyle aman aman bir şey yok benim için bu eksikliği dolduracak. İşin garip tarafı artık benim de ona hiç içimden gelmiyor. Nişan fotoğraflarımızı hala paylaşmadım çünkü açıklamaya ne yazacağımı bile bilemedim. Hevesimi kırmamış olsa içimden gelen çok özel şeyler yazardım ama yok gelmiyor. Benim öğrendiğim sevgi bu değil. Bana göre seven insanın içinden mutlaka gelir yazmıyorsa söyler. Bu konuda ne düşünmem gerektiğini bilmiyorum. Siz neler söylersiniz?
Daha fazla insanların kendi içindeki kinini öfkesini bana kusmasını istemediğim için buraya bırakıyorum.
Yazılanları okuduğumda şok oldum beklediğim tepki bu değildi ama siz de haklısınız kimse kimseyi basit bir anlatımla tanıyamaz ve durumu değerlendiremez
Mektup konusunda aklınıza ne geldi bilmiyorum ama bu bir sevgi dilenciliği muhabbeti değildi. Eski dönemleri seviyorum ve senden bir mektup almak hoşuma gider, saklarım demiştim. Hatırlatmamın nedeni ise ne yazacağını merak etmemdi, asla darlamadım kimseyi. Bu konuyu gülerek şakalaşarak konuşurduk.
Olgunluk konusuna gelirsek yalnız bahsettiklerim üzerinden yargılamanız pek doğru değil. Kendimce çocukluğumdan beri çok zor bir hayatım oldu ve bu bana şüphe ile güvensizlik bıraktı. Sevginin ne olduğunu bilmeyen bir çocuktum ve ne olduğunu 'kendimce' bilebilmek için uğraşmam gerekti. Tabii ki yargı ile yaklaşmıyorum kimseye, sadece güven puanını zamanla veriyorum. Nişanlımın telefonunu karıştırma sebebim ise 2 ay boyunca şüphelendirmesiydi ki bu sayede yalan söylediğini öğrenmiş oldum çünkü kendisine sorduğumda doğruyu söylemiyordu. Yani zamanında ufak bir yalanla güvenimi kıran, daha sonra en güzel şekilde yeniden inşa eden çaba gösteren birisiydi bu yüzden evlilik yoluna girebildik. Bu devirde kimse güvenemeyeceği birisiyle evlenmek istemez. İnsanlar kıldan tüyden nem kaparken benim güven konusunda zor olmam olgun olmadığımı göstermez :)
Şuan konuyu açtığım halimden daha mantıklı düşünebiliyorum. Yorumlarınız için teşekkür ederim. Herkese önyargısız, sakin bir hayat diliyorum.
Son düzenleme: