Eğer hâlâ tek kullanımlık plastikleri hayatınızdan çıkarmadıysanız #PlastiksizTemmuz size ilham olsun. Nasıl başlamalı derseniz işte kolaylıkla uygulayabileceğiniz 5 adım.
Seneyi yarıladık; temmuz, her yıl olduğu gibi #PlastiksizTemmuz farkındalığı ile başladı. 30 yıllık meslek hayatım boyunca insan sağlığına iyi gelen gıdaları ve beslenme alışkanlıklarını anlattım; son yıllarda odağıma gezegeni beslemeyi alarak hem bize hem gezegene iyi gelen alışkanlıklar konusunda ilham olmaya gayret ediyorum. Hepimizin yakından bildiği, hayatında yer verdiği bir şey var ki hem insan sağlığına hem de doğaya maliyeti çok büyük, evet doğru bildiniz: Plastikler.
Eyfel Kulesi kadar mikroplastik
Ömrünüz boyunca ortalama bir Eyfel Kulesi kadar mikroplastik soluduğunuzu biliyor muydunuz? Üstelik her hafta ortalama 1 kredi kartı büyüklüğünde mikroplastik de yiyoruz. Her yıl üretilen plastiğin üçte ikisi bir kez kullanılıp atık oluyor. Bu her yıl neredeyse 300 milyon ton plastik atık anlamına geliyor.
“The Zero Waste Chef” kitabının yazarı Anne Marie Bonneau’nun çok kıymetli bir sözünü de paylaşmak istiyorum: “Atıksız, sıfır atık yaşayan bir avuç insana ihtiyacımız yok. Milyonlarca insanın bunu kusurlu bir şekilde yapmasına ihtiyacımız var.” Yani ben de yüzde 100 plastiksiz veya atıksız yaşamıyorum ama bu konuda elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Kendi hayatımda ise dediğim gibi plastiği olabildiğince uzaklaştırdım.
* Geri dönüşümü destekliyorum ve geri dönüşüme uygun olanları ayrıştırıyorum, kompost yapıyorum.
* Çantamın vazgeçilmez eşyasından biri cam mataram ve çelik termosum. Sadece ben değil, tüm ofis bu alışkanlığı uzun yıllardır sürdürüyoruz.
* Öğle yemeklerini sefer tası, cam kavanoz gibi alternatiflerde getiriyor, bambu pipet, çelik pipet gibi seçenekleri çantamda bulunduruyorum.
* Hiç plastik şişede su içmiyor musun, diye düşüne-bilirsiniz; tercih etmiyorum fakat gittiğim bir etkinlikte plastik tüketmeye mecbur kaldıysam tükettikten sonra küçük hale getirip çantama atıyor, sonrasında ise plastik geri dönüşüm kutusuna atıyorum.
* Temizlik malzemesinde de plastikten uzak durmak kıymetli. Burada en güzel seçenek ise kabak lifi. Bulaşık, lavabo, meyve-sebze hatta ayakkabı yıkarken bile kabak lifi kullanıyorum.
* Tahıllar veya baklagilleri saklamak için bez tahıl torbalar favorilerim arasında. Bez torbalar hava aldığı için rutubet oluşmaz ve böylece küf oluşumu da önlenmiş olur.
5 adımla başlayın
1- Tek kullanımlık plastik bardak veya pipet gibi ürünleri reddedin.
2- Cam şişe, termos gibi uzun süre kullanabileceğiniz alternatifler edinin.
3- Satın aldığınız ürünlerde mümkünse plastik ambalaj içermeyen alternatifleri tercih edin.
4- Alışverişlerinizi tek kullanımlık poşetlerle değil bez çantalar, fileler ile yapın.
5- Çevrenizde plastik atıkları uzaklaştırma, geri dönüşüm konularına özen gösterin, belediyeler, sosyal yardımlaşma dernekleri aracılığıyla düzenlenen deniz/nehir temizleme etkinliklerine dâhil olun.
Denizler akciğerlerimiz
Plastik kirliliğinden en çok etkilenen ekosistemlerden biri de deniz ve okyanuslarımız. Plastik torba, sigara izmariti, balon, şişe, şişe kapağı veya pipet gibi büyük parçalardan oluşan atıklar plastik kirliliğinin gözle görülen kısmını oluşturuyor. Bu konuda yapılan projelerin içerisinde yer almaktan mutluluk duyuyorum. 5 yıl önce benim için her yıl bir gelenek haline gelen Sürdürülebilir Yaşam Günlüğü’nü TURMEPA iş birliği ile yayımlamıştık. Satıştan elde edilen gelir TURMEPA’nın deniz koruma projelerine destek olmuştu. 2020 yılında Sudaki Yaşam Savunucusu millî sporcu Şahika Ercümen ile birlikte İstanbul Boğazı’nda bir dalış gerçekleştirmiş ve dalışla denizlerdeki kirliliğe ve geri dönüşümün önemine dikkatleri çekmiştik.
2022 yılında Deniz Yaşamını Koruma Derneği ile Marmara Denizi’ne mercan nakli yapmış, doğal ortamından kopmuş mercanlar aşılama yoluyla korunması gereken hassas alan ilan edilen Tavşan Adası’na nakledilerek, yeni mercan bahçeleri oluşturmuştuk. Yine 2022 yılında Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu desteğiyle İngilizce baskısını gerçekleştirdiğimiz Sürdürülebilir Yaşam Günlüğü basın toplantısında da bir insanın haftada bir kredi kartı, 5 haftada bir elbise askılığı, yılda bir iş güvenliği bareti, ömür boyu da bir araba lastiği kadar plastik yediği konusunda farkındalık yaratmıştık. Verdiğim çoğu seminere plastiksiz yaşam kiti ile gidiyor, inşaat baretini, elbise askısını yanımda götürerek insanların hafızasında bir yer edinmesini hedefliyorum…
Kanımızdan Everest'e plastikler her yerde
Kanımızda: Environment International dergisinde yayımlanan araştırmaya göre mikroplastikler artık insan kanına karışmış durumda. Araştırmacılar katılımcıların kan örneklerinde 700-500 bin nanometre (nm) arasında olan plastikleri tespit etmeyi hedeflemiş. (Yedi yüz nanometreyi bir insan saçının genişliğinden yaklaşık 140 kat daha küçük olarak düşünebilirsiniz.) Araştırmacılar, tümü sağlıklı yetişkin olan 22 bağışçıdan alınan kan örneklerinin 17’sinde plastik parçacıklara rastlamış.
Akciğerimizde: 13 akciğer dokusu örneğinden 11’inde plastik parçacıkları bulunmuş. En çok görülen plastik türlerinin ise ambalaj ve borularda kullanılan polipropilen, şişelerde kullanılan PET ve kıyafetlerde bulunan naylon olduğu ortaya konulmuş.
Spermde: 36 sağlıklı yetişkinden alınan her örnekte mikroplastiğe rastlanmış. PVC’ye dikkat çekiliyor.
Plasentada: Environment International dergisinde yayımlanan bir başka çalışmada, dört kadın plasentasında mikroplastik parçacıkları bulunduğu bildirilmiş.
Bebek dışkısında: Bebeklerin dışkısında yetişkinlere göre 10 kat daha fazla mikroplastik olduğu ve plastik biberonlarla beslenen bebeklerin milyonlarca plastik parçacığı yutuyor olması endişe verici.
Beyin hücrelerinde: Geçtiğimiz günlerde Türk bilim insanları beyin hücrelerinde mikroplastik bulunduğunu açıkladı.
Everest: Everest Dağı’nın zirvesinin yakınında mikroplastik bulundu. Öyle ki Everest’in 5 bin 300 metre ile 8 bin 440 metre arasında değişen 11 noktasından toplanan tüm kar örneklerinde mikroplastiklere rastlandığı belirtiliyor.
Şekerde: Şekeri de incelediğimizde tek bir küp şekerin, ortalama 2.7 gram olduğunu düşününce bir küp şeker yaklaşık 550 adet mikroplastik içeriyor. Yani bir karton bardakta poşet çayı içine şeker atarak içtiğimizde, nano ve mikroplastik kirliliği milyonları bulabilir.
Karton bardak: Karton bardak kullanımınızı gözden geçirmeye ne dersiniz? The Indian Institute’un çalışmasında, bir kâğıt bardakta günde 3 bardak çay veya kahve içen bir kişinin 75 bin mikroplastik parçacık yutacağının altı çiziliyor.
Poşet çay: Sakarya Üniversitesi’nde sonuçlanan çalışmaya göre, bir poşet çaydan suya geçen mikroplastik sayısı 13 bin. Ülkemizde farklı markalardan 11 sallama çay ve 11 demlik poşet ile yapılan çalışmada, sallama çayların 4’ünün demlik poşetlerin ise neredeyse tamamının mikroplastik içerdiği görülmüş. 11 demlik poşetinin tamamının plastik katkılı olduğu ve bu plastiklerin de polyester, polipropilen, polietilen içerdiği sonuçlar arasında.