Eski topraklar böyle canım ayrıca dul ne ya boşanmışsın artık bekarsın ama şu var çopu boşanmış kişiler hayatımı yaşarım dediği için hepiniz fişleniyorsunuz erkekler de alışıyor hali ile bunla takılırım diyor ki takılan takılana zaten.
Onda hem fikiriz ama başka boyutu var boşanmış kadınların çoğunluğu günü birlikte olsa hayatımı yaşaru'ım mantığında işte "dul" lafı burdan geliyor
Benim arkadaşından örnek oda ailesi ile yaşıyor çok sık çıkmaz dışarı ama çıktımı şehirler arası çıkar otelde ayarladığı erkekle takılır eğlenir cinselliğini yaşar ama ailesi aile dostlarıda olan kankası ile sanır ve bu kişi burada üyeydi ciddi düşünüm birini keklemeye kalktı kocamdan sonra kimse olmadı olamazda ben böyleyim şöyleyim ki dikkat edin bu da klasik yalan adama yakalandı burada bile farklı anlatırdı yaşadıklarını tepki almamam için
Biz dik durmadıkça daha çook çekeriz sorunu biz de görüyorum genel
Bahis ettiğim örneği eminim çoğu kişi de verir...
Tatlım çevrende var mı bilmiyorum benim çevremde var bikaç tane ki burda konusu da açıldı çoğu kişi de örneğini verdi çevresinden dikkat et amaan ya boşandım keyfime bakarım mantığı ağırlıklı doğal olarak erkek milletide ailelerde bu şekil kalıp oluşuyor ki bakire kız yüz kez düşünür boşanmış bayan aman nasılsa evlenip boşanmışım kim ne anlayacak der sorunda burda aslında kinse de sana ne kime ne demez
He işte bunu anlatıyorum bende ve bu tarz insanlar inanın çok fazla dolayısı ile sağa sola erkeğe topluma suç atarak çözüme ulaşamayız ki. Yine dönüp kendimize bakmalı ona göre yol izlemeliyiz konu sahibi belki öyle biri değil ee oda aynı kefeye girdi aileler dahi biliyor durumu onlar gibi olmasın rezil olmayak derdin hep baskı
Derinine inerseniz daha farklı şeyler görürsünüz çok anlamı var o erkeğe boşanmış takılıyor fikrini aşılıyor zira ki yalan ise yalan deyiverebilirsin o bahsettiğin bekarlar operasyon peşinde evlilikte zaten yüzeysel bakmayın tek taraflı da erkeğe rahatlığı veren bizleriz iş başka yöne kayınca et parçası gibi hareket eden de biziz güçlü kadınlar lazım bu düşüncenin yıkılması için
boşanmış yani evli olmayan kişilerin hayatını kendi tasarruflarınca yaşamasında ne gibi bir sakınca var açar mısınız?
dilerseniz çelik bir kafese sokalım onları, anahtarını da size verelim, o zaman toplumun algısı degisecek mi?
hatta konu sahibinin annesinin yapmaya calıstıgı tam da bu. gorunen o ki bu düsünce devam ettigi sürece de degisen birsey olmuyor.
sizin cümlelerinizle hayatını yaşamayı açarsak zarlı zarsız ayrımına baglı bir rahatlıktan söz ediyorsunuz,
"bakire olmayanların zarı yoktur, kimle yattıgı belli olmaz, o yuzden azgındırlar dolayısıyla da tehlikelidir ve diger kadınları kötü gösterirler" yazdıklarınızdan anladıgım bu. ahlak bekciligi de degil, bu durumda sizinki zar bekciliginin bir baska bicimi oluyor artık.
hatta "o kefeye girmek" derken neyden bahsettiginizi de açıkça yazarsanız sevinirim.
sizin tasvip etmediginiz, yazdıgınız üzere "hayatını yaşayanlar" hangi grup? sıfatları nedir?
sürekli arkadasınızdan örnek vermissiniz ancak bu durumda arkadas seciminizi, gorustugunuz insanları gözden gecirmenizi tavsiye ederim.
mesela sizin bakıs açınızla kıyaslayacak olursam hayatını dolu dolu yaşayan pek cok insan biliyorum fakat ne hikmetse bunların arasında kimseye kuma olan yok. keza bahsettiginiz operasyonlara sıcak bakan, zarının derdine düşen veya diktirmek isteyen kimseyi tanımıyorum. nasıl bir cevredesiniz merak ettim.
size katıldıgım tek bir nokta var o da kadınların güclü olması gerektigi.
fakat bahsettiginiz düşüncelerin yıkılması icin kimin kimle yattıgıyla ve zarlı/zarsız insanların özel hayatlarının ayrıntılarıyla ilgilenmeyi bırakıp herkesin kendi inancı ve deger yargılarına gore istedigi gibi yaşamakta özgür oldugunu, 3.bir kisinin buna karısamayacagını kabul etmek gerek önce.
"topluma, erkege, saga sola suc atarak çözüme ulasamayız" dogru demişsiniz. fakat nedeni dogru saptarsak ve bunu düzeltmeye calısırsak çözüm icin adım atmıs oluruz.
bunun aksine elestirdiginiz suclamalar ise konuda da bahsi gecen dullar, yargılar, aileler ile ilgili sorunun kaynagını isaret eden söylemler. sizi dinleyip tam tersini yapacak olur isek; iyi ki toplum kadınların zarının/ilişkilerinin derdine düşüyor diyerek mi sorunu çözecegiz?
bir üye namus cinayetlerinden, kadın ve erkeklerin yetistirilmesiyle ilgili ayrımdan, kisinin cinselliginin kendi özeli olarak kabul edilmemesinden bahsetmiş begenip katıldıgınızı söylemişsiniz. bu durumda siz de yukarıda eleştirdiginiz bir tavrın icinde bulunmuş olmuyor musunuz?
evet düşünceleriniz anlasılmıyor cünkü tam olarak neyi savundugunuz belli degil.
size göre hic evlenmemis veya bosanmıs kadınlar kendi cinsel istekleri dogrultusunda sevişmesin, dolayısıyla da hemcinslerinize -ve kendinize- laf gelmesin yeter. her yorumunuzda savundugunuz tek düşünce bu,
yani cinselligin bastırılması gerektirigi.
acaba bahsettiginiz bosanmıs kadınların bazı durumların anlasılmayacagını düsünerek hareket etmesi tam da bu baskının bir sonucu degil mi? veya erkeklerin bosanmıs (zarsız) kadın gorunce üzerime kalmayacak, sorumlulugum yok vb düsüncelerle yaklasmasının nedeni aynı baskı degil mi?
tamamen toplumun ikiyüzlü ahlak anlayıslı ilgili bu sorun.
ve siz bunu kökten eleştirmek, yok etmeye calısmak yerine mevcut durumu (kadına siddet hariç) dogrulayarak ve onlarca olumsuz bulunan davranısları yine aynı mantıkla kendinizce yasaklayarak çözmeye calısıyorsunuz.
bir kadın o toplumda et parcası olarak görülüyor ise ve o kadın bu tip düsünceleri reddetmeden istekleri, arzuları dogrultusunda hareket edip sonra buna tezat bir sekilde ögretiler cercevesinde bir hayat yaşamaya çalışıyor ise tam da ona ogretilenlerde oldugu gibi kabullendigi et parcası olmaya uygun bir sekilde davranması gayet dogal.
öncelikli olarak karşı çıkılması gereken -o kadının öncesinde sonrasında ne yaptıgından ziyade- bahsettiginiz et parcalıgının toplumun her kesiminde kabul görmesidir.