Kardeşim size dediğimi evirip çevirip kendi lafınıza karşıt duruma getiriyorsunuz. İsterseniz hayatınızın amacı seks olsun, isterseniz de cinsellikten nefret edin bana ne..
kadın ve erkek bu durumda anlaşamıyorlar da madem ilişki dinamikleri farklıysa boşansınlar.
Ve yanlış anlaşılan şu noktayı da düzelteyim cinsellik hersey demektir demedim. Ama evliliğin temelinde cinsellik yatar. Bu net bir durumdur. İstemiyorsan seni o şekilde kabul edecek biriyle evlen, cinsel hayatı aktif biriyle evlenme. Ne kadar zor olabilir ki bu..? Anlayamıyorum insanlar ne anlıyor hayatlarını kendilerine zehir etmekten..?!
Tek tek cevaplayayım evlilik öncesi cinselliği tasvip etmiyorum. İyi mi kötü mü kişilere göre değişir. Evlilik öncesi cinsel hayatı olmayan biri ilerideki cinsel hayatının pek ala aktif ya da pasif olabileceğini hormonal durumlarından ve içinde bulunduğu ailenin ve kültürün ona dayattıklarından algılayabilir. Ailesi cinsel eğitimi küçük yaşlardan itibaren doğru bir şekilde verdiyse ve anne baba çocuklarının yanında olması gerektiği kadar samimi ve aşk dolu davrandılarsa o çocuk cinselliğin normal bir hadise olduğunu idrak edip bu konuya ön yargı ile yaklaşmaz. Burayı biraz açalım. Hala bazı bölgelerimizde ilk gece dehşet verici bir hadise gibi anlatılıyor ve deneyimi olmayan genç kızlarımız korkutuluyor. Daha geçende 27 yaşındaki arkadaşım çevresindeki bu konuşmalardan etkilenip 1 seneye yakın vajinismus hastalığıyla boğuştuğunu ve bunun tamamıyla çevresinde konuşulan bu saçma hurafelerden kaynaklandığını ama eşinin çok sevecen ve sabırlı davranması sonunda bu sorunu atlattıklarını anlattı. Ama hala her seferinde tedirgin ilişkiye giriyor. Ve keşke sadece öpüşsek koklaşsak cinsel birliktelik olmasa diye yakınıyor.Bu arkadaşım muhafazakar değil kendisi ailesi ve akrabaları lisans mezunu ve hatta çoğu memur. Yani hepsi eğitim görmüş insanlar ve dini hassasiyetleri de yok.Ama ne yazık ki bu kadar sıkıntı yaşanmış.O zaman evlilik öncesi cinsellik iyi birsey diyorsun yani? Hani cinsel hayati aktif biri ile evlenilmesin diyorsun ya, eh bunu cinsel hayati olmayan biri nasil anlar?
Ve aktif cinsel hayat ne siklikta? Haftada iki defa mi? Her günmü? Günde iki defami? Bunun karar mercisikim? Neye göre belirleniyor?
Philly arkadasimizda zaten ayni seyi söylüyor. Cinsellik konusunda anlasamayanlar bosanabilir. Bosanma secenegi dururken, niye karsindakini istem disi sekse zorlansin? Istemedigin zamanda birinin zor ile senin ile seks yapmasi tecavüzdür. Ellerini tutmasi, zor ile pantalonu indirmesi,.. Veyahut psikolojik baski uygulamasina "Ne bicim kadinsin, bunu yapmak zorundasin, kocanim ben",... bir travmadir, suctur. Evlilik cüzdani, var olmasi hicbirsey degistirmiyor.
Tek tek cevaplayayım evlilik öncesi cinselliği tasvip etmiyorum. İyi mi kötü mü kişilere göre değişir. Evlilik öncesi cinsel hayatı olmayan biri ilerideki cinsel hayatının pek ala aktif ya da pasif olabileceğini hormonal durumlarından ve içinde bulunduğu ailenin ve kültürün ona dayattıklarından algılayabilir. Ailesi cinsel eğitimi küçük yaşlardan itibaren doğru bir şekilde verdiyse ve anne baba çocuklarının yanında olması gerektiği kadar samimi ve aşk dolu davrandılarsa o çocuk cinselliğin normal bir hadise olduğunu idrak edip bu konuya ön yargı ile yaklaşmaz. Burayı biraz açalım. Hala bazı bölgelerimizde ilk gece dehşet verici bir hadise gibi anlatılıyor ve deneyimi olmayan genç kızlarımız korkutuluyor. Daha geçende 27 yaşındaki arkadaşım çevresindeki bu konuşmalardan etkilenip 1 seneye yakın vajinismus hastalığıyla boğuştuğunu ve bunun tamamıyla çevresinde konuşulan bu saçma hurafelerden kaynaklandığını ama eşinin çok sevecen ve sabırlı davranması sonunda bu sorunu atlattıklarını anlattı. Ama hala her seferinde tedirgin ilişkiye giriyor. Ve keşke sadece öpüşsek koklaşsak cinsel birliktelik olmasa diye yakınıyor.Bu arkadaşım muhafazakar değil kendisi ailesi ve akrabaları lisans mezunu ve hatta çoğu memur. Yani hepsi eğitim görmüş insanlar ve dini hassasiyetleri de yok.Ama ne yazık ki bu kadar sıkıntı yaşanmış.
Aktif cinsel hayat kişilere ve yaş durumuna göre değişkenlik gösterebilir. Uzmanlar bu hususta standart veriler ortaya koyuyorlar ama dediğim gibi ben 3 günde bir yaşarım bir başkası gün aşırı bir başkası haftada bir. Bu belki tarafların istek yüzdelerinden belki bir takım sıkıntılardan (hastalık/bebek bakımı/yorgunluk/yaşanan üzücü bir hadise gibi) ötürü erteleniyor da olabilir.
Gelelim son paragrafa muhakkak anlattığınız gibi hadiseler vardır benim yazdıklarımın hepsi söylediğinizden istisnai bir durumdur. Benim kastettiğimi bir karikatür ile izah etmeye çalışayım :)
Eki Görüntüle 2224084
Bu kadına verilmiş bir örnek. Yani cinsellik yaşamak istemeyen bir kadının her gece bir bahane bulmasını konu alıyor. Bu sadece kadına has bir durum değil. Erkekler de yorgunum hastayım bahanesiyle karısından kaçabiliyor. Hatta bazı kör cahiller cinsel ilişkiye girmeyi günah addedip aklın fikrin orda deyip karşındakini rencide bile edebiliyor ne yazık ki. Şimdi böyle bir durumda sürekli basit bir bahaneyle reddedilen erkek/kadın zulüm görmüş olmaz mı? Eşine sadakatsizlik mi yapsın? Kendi kendini tatmin mi etsin? Dini hassasiyeti olan biri olsa bunları yaşayan kişi bir de onu düşünelim. Niçin evlendi bu adam/kadın? İnancına göre helal yoldan cinsellik yaşamak için, haram işlememek için v.s bu müslümanda da aynı katolik bir hristyanda da..
Adam/kadın yalvar yakar rica minnet eşini ikna ediyor zor kullanmadan beraber oluyor sonra da karşı taraf ben istemiyordum bana tecavüz etti diyorsa bu saçmalıktır.İşte böyle insanlar birbirlerine eziyet etmesinler, boşansınlar. Kastettiğim buydu sevgili arya.
Bu arada ben phillynin benim özel hayatım hakkında absürt konuşmasına kızdım. Yoksa burada seviyeli bir şekilde tartışıyoruz.
Tek tek cevaplayayım evlilik öncesi cinselliği tasvip etmiyorum. İyi mi kötü mü kişilere göre değişir. Evlilik öncesi cinsel hayatı olmayan biri ilerideki cinsel hayatının pek ala aktif ya da pasif olabileceğini hormonal durumlarından ve içinde bulunduğu ailenin ve kültürün ona dayattıklarından algılayabilir. Ailesi cinsel eğitimi küçük yaşlardan itibaren doğru bir şekilde verdiyse ve anne baba çocuklarının yanında olması gerektiği kadar samimi ve aşk dolu davrandılarsa o çocuk cinselliğin normal bir hadise olduğunu idrak edip bu konuya ön yargı ile yaklaşmaz. Burayı biraz açalım. Hala bazı bölgelerimizde ilk gece dehşet verici bir hadise gibi anlatılıyor ve deneyimi olmayan genç kızlarımız korkutuluyor. Daha geçende 27 yaşındaki arkadaşım çevresindeki bu konuşmalardan etkilenip 1 seneye yakın vajinismus hastalığıyla boğuştuğunu ve bunun tamamıyla çevresinde konuşulan bu saçma hurafelerden kaynaklandığını ama eşinin çok sevecen ve sabırlı davranması sonunda bu sorunu atlattıklarını anlattı. Ama hala her seferinde tedirgin ilişkiye giriyor. Ve keşke sadece öpüşsek koklaşsak cinsel birliktelik olmasa diye yakınıyor.Bu arkadaşım muhafazakar değil kendisi ailesi ve akrabaları lisans mezunu ve hatta çoğu memur. Yani hepsi eğitim görmüş insanlar ve dini hassasiyetleri de yok.Ama ne yazık ki bu kadar sıkıntı yaşanmış.
Aktif cinsel hayat kişilere ve yaş durumuna göre değişkenlik gösterebilir. Uzmanlar bu hususta standart veriler ortaya koyuyorlar ama dediğim gibi ben 3 günde bir yaşarım bir başkası gün aşırı bir başkası haftada bir. Bu belki tarafların istek yüzdelerinden belki bir takım sıkıntılardan (hastalık/bebek bakımı/yorgunluk/yaşanan üzücü bir hadise gibi) ötürü erteleniyor da olabilir.
Gelelim son paragrafa muhakkak anlattığınız gibi hadiseler vardır benim yazdıklarımın hepsi söylediğinizden istisnai bir durumdur. Benim kastettiğimi bir karikatür ile izah etmeye çalışayım :)
Eki Görüntüle 2224084
Bu kadına verilmiş bir örnek. Yani cinsellik yaşamak istemeyen bir kadının her gece bir bahane bulmasını konu alıyor. Bu sadece kadına has bir durum değil. Erkekler de yorgunum hastayım bahanesiyle karısından kaçabiliyor. Hatta bazı kör cahiller cinsel ilişkiye girmeyi günah addedip aklın fikrin orda deyip karşındakini rencide bile edebiliyor ne yazık ki. Şimdi böyle bir durumda sürekli basit bir bahaneyle reddedilen erkek/kadın zulüm görmüş olmaz mı? Eşine sadakatsizlik mi yapsın? Kendi kendini tatmin mi etsin? Dini hassasiyeti olan biri olsa bunları yaşayan kişi bir de onu düşünelim. Niçin evlendi bu adam/kadın? İnancına göre helal yoldan cinsellik yaşamak için, haram işlememek için v.s bu müslümanda da aynı katolik bir hristyanda da..
Adam/kadın yalvar yakar rica minnet eşini ikna ediyor zor kullanmadan beraber oluyor sonra da karşı taraf ben istemiyordum bana tecavüz etti diyorsa bu saçmalıktır.İşte böyle insanlar birbirlerine eziyet etmesinler, boşansınlar. Kastettiğim buydu sevgili arya.
Bu arada ben phillynin benim özel hayatım hakkında absürt konuşmasına kızdım. Yoksa burada seviyeli bir şekilde tartışıyoruz.
Aile içi tecavüz diye bir şey bence olamaz. O zaman evlenme.Evlendikten sonra cinselliğin evlilikteki paydasının büyüklüğünü anladıysan kimseye zulüm etme, boşan..!!
Aynı şeyleri söylüyoruz. Ama bu konuda uzmana danışan insan sayısı da çok az. Burada gerçekleri konuşuyoruz değil mi?Çoğu insan gurur meselesi yapıp uzmana gitmeyi bırakın bu durumun yardım alınacak bir şey olduğunu bile kabul etmez.O korkulu ilk gece hadisesi neden anlatiliyor biliyormusun? Cünkü bu topraklarda kadin hicbir zaman cinselligini yasayamadi. Bir kadin zevk almaz, görev bu. Evlilik ici tecavüz aslinda, ama adina görev diyorlardi. Cünkü hep adam karar verir cinsellige, kadin "vermek" ile hükümlü.
Yani bu evlilik ici tecavüz jenerasyonlardir var bu topraklarda. Bu inkar edilemez.
Gelelim son paragrafina. Adam aldatsinmi? Kendinimi tatmin etsin? diyorsun ya, iste hicbirini yapmasina gerek yok. Ilk basta psikologtan yardim alir cift ve yürümüyorsa bosanilir. Cünkü hic cinsellik yasamamanin cesitli nedenleri olabilir. O kisi aseksüel olabilir. Yada esi yatakta berbat olup artik zevk almayip, istemeyebilir.
Yada arkadasin gibi travma yasayip vajinusmus olmus olabilir. Yani varda var. Bunun üstüne bide kendinde kabul ediyorsun biri icin haftada 1 yeter, digeri icin haftada 10 defa az. Bunlarin hepsi ten uyumu ve cinsellik yasamadan bilemezsin ki.
Her halükarda bir adam yada bir kadin baski uygulayamaz seks icin. Cinsellik karsilikli riza ile güzel birsey. Eger ancak binbir minnet ile karsindaki seninle cinsellik istiyorsa, o zaman demek ki bir sorun var. Bunun cözümü psikolojik baski yada zorlayarak iliskiye girmek degil. Dedigim gibi bir uzmandan yardim alinmali.
Kocaniz beklenmedik bir hastaliga tutulsa bosanacaksiniz o zaman bu soylediklerinize gore...Benim kocam yapsa bunu ve ben onu sizin tabirinizle zorlarsam -ki aslında bu benim ihtiyacım ve makul bir sürede istiyorum, günde 5 kere tavşan gibi yataktan çıkmayalım demiyorum- tecavüz mü etmiş oluyorum kocama? Lütfen biraz makul olun...
Su olayda adami bir tebrik etmediginiz kalmis pes! Isterse aldatsin aldatmadan dolayi bosansinlar ya da direkt bosansin karisi onu istemiyor diye. Neden zorla birlikte oluyor.. bunun adi tecavuz degilse ne ??Aile içi tecavüz diye bir şey bence olamaz. O zaman evlenme.Evlendikten sonra cinselliğin evlilikteki paydasının büyüklüğünü anladıysan kimseye zulüm etme, boşan..!!
Evliliğin temeli cinsel birlikteliktir.Herkes evlenirken eşiyle cinsellik yaşaması gerektiğini bilerek evlenir. Bu durumda aile içi tecavüz diye bir şey olmaz. Sen zaten erkek ol kadın ol nikah akdi yapılırken karşılıklı olarak cinsellik yaşamayı kabul etmiş oluyorsun. Ondan sonra 2 üniversite okumuş insanlar bile kalkıp "ben cinselliğin bu kadar sık olduğunu bilmiyordum, sadece çocuk yapmak için olduğunu zannediyordum" diyor.
Yani bir kadına kocası yaklaşmasa, hep reddetse yadırgıyoruz da; kadının reddetmesi niye tercih oluyor? O adam helal yoldan cinsellik yaşamak için evlenmedi mi? Ya da o kadın? Taraflardan birinin "istemiyorum tecavüz ediyor" demeye hakkı var mı evliliğin temelinin cinsellik olduğunu bile bile..?
İnsan hasta olur, yorgun olur bir takım maddi manevi sıkıntılar olur amenna. Ama sırf cinselliği tabu olarak görüp cinselliği ayıp yanlış bir şey diye öğrenen bir kadının/erkeğin "istemiyorum" kaprisi diğer tarafa zulümdür. Keza cinsel problemi olan erkekler var, hiç bir şeyi yokmuş gibi evleniyorlar.Sonra kadın da anlatmıyor utanıyor, ölene kadar kız oğlan kız yaşıyorlar. Bu da zulümdür, az önce bahsettiğim mesele de.
Aile içi tecavüz diye bir şey bence olamaz. O zaman evlenme.Evlendikten sonra cinselliğin evlilikteki paydasının büyüklüğünü anladıysan kimseye zulüm etme, boşan..!!
Ağzınıza sağlıkTürkiye deki evlilikler tıpkı şişme bebek ile para basma makinesinin evliliği gibi. Daha evliliğin tanımını yapamayan, iki kelimeyi bir araya getiremeyenler düğün davetiyesi bastırıp nikah masasına oturuyor. Sonra ayağa sen bastın ben bastım diye tepişiyorlar. Laz fıkraları komik diye biz daha mı komik olmak zorundayız???
Tüm yazımı okursanız hastalık ve istisnai durumları devre dışı tuttuğumu idrak edersiniz.Kocaniz beklenmedik bir hastaliga tutulsa bosanacaksiniz o zaman bu soylediklerinize gore...
Okudum evliligin temeli cinsellik diyen sizsiniz istisnai durumlarda evliliginiz temelden sarsilmis oluyor o zaman.Tüm yazımı okursanız hastalık ve istisnai durumları devre dışı tuttuğumu idrak edersiniz.
Aynı şeyleri söylüyoruz. Ama bu konuda uzmana danışan insan sayısı da çok az. Burada gerçekleri konuşuyoruz değil mi?Çoğu insan gurur meselesi yapıp uzmana gitmeyi bırakın bu durumun yardım alınacak bir şey olduğunu bile kabul etmez.
Mesela benim teyzem menopoza girdiği vakit artık cinsellik yaşamayacağı için sevindiğini ama menopozun cinselliğe engel olmadığını öğrenince hayal kırıklığına uğradığını anlatmıştı.Halbuki kocadına çok aşık olduğunu söyler.Böyle kadınlar da çok fazla. Bu insanlar neden bu hale gelmiş bilemiyoruz tabi kimi aileden kaynaklı kimi kocasının kaba davranışlarından kimi başka sebeplerden v.s Şimdi ben kalkıp teyzeme psikolojik rahatsız olduğunu uzman yardımı almasını söylesem kim bilir ne laflar işitirim. Bir insanın uzman yardımı alabilmesi için evvela hasta olduğunu kabul etmesi lazım.Dilerim erkek ya da kadın yardım almamız gerektiğini farkedip tedavi oluruz.
Bazıları da ne tedaviye ne boşanmaya yanaşıyor. O da ayrı bir muamma. "Çocuklarım var niye boşanıcam bu sebepten boşanılır mı? Aklı fikri sekste diye benden boşanmak istiyor" Bu da bizim kültürümüzün kırılmaz ön yargılarından biri.. Boşanmak ta evlenmek gibi normal ve olası bir eylemdir. Bu yüzden çiftllerinin birbirini huzursuz ve mutsuz etmeleri durumunda her türlü yol denendiyse boşanmaları birbirleri için en doğru seçim olacaktır.
Benim evliliğim cinsellik olmadan da devam edebilen bir evlilik farklı şehirlerde uzun süre kalma durumlarımız oldu gerek benden dolayı, gerek eşimden dolayı. Ya da geçirdiğim bir operasyon sebebiyle cinsel ilişkinin 2 aydan fazla bir müddet yasaklandığı bir dönem oldu. Ne ben ne de eşim bunu sorun etmedik demek ki istisnai durumlarda evliliğimin temeli sarsılmamış...!Okudum evliligin temeli cinsellik diyen sizsiniz istisnai durumlarda evliliginiz temelden sarsilmis oluyor o zaman.
Siz once istenmeden yasanan birlikteligin evlilikte de olsa bunun adinin tecavuz oldugunu idrak edin.
Eğer her iki taraf da cinsellik yaşamamak konusunda anlaşırsa ne ala. Ama bu hususta bir anlaşma sağalanamadıysaGercekleri konusuyorsak, evlilik ici tecavüzün var oldugunu kabul etmek lazim.
Ne demeye calisiyorsun? Hem uzmana, hem bosanmaya yanasmayan insan zor ile seks yasamali mi? O kisi tecavüzü hak mi ediyor yani? Herhangi vücüdünda istemedigin bir dokunus tacizdir, tecavüzdur. Herkes kendi vücüdünün sahibidir ve elbette kendileri karar verecek kim, ne zaman ve nasil dokunabilir diye.
Ve karsi taraf bosanmak istemiyorsa, cekismeli bosanma diye birsey var. Yani hicbir sekilde hicbir insan seks'e zorlanmamali.
Benim evliliğim cinsellik olmadan da devam edebilen bir evlilik farklı şehirlerde uzun süre kalma durumlarımız oldu gerek benden dolayı, gerek eşimden dolayı. Ya da geçirdiğim bir operasyon sebebiyle cinsel ilişkinin 2 aydan fazla bir müddet yasaklandığı bir dönem oldu. Ne ben ne de eşim bunu sorun etmedik demek ki istisnai durumlarda evliliğimin temeli sarsılmamış...!
Siz de önce Türkiye'de bazı kadınların cinsellik fobisi diye bir şey yaşadıklarını ve buna rağmen kendi istekleriyle evlenmeyi kabul ettiklerini ve G gulay_gulay in dediği gibi kadınların erkekleri para basma makinesi, erkeklerin de kadınları şişme kadın gibi kullandığını idrak ediniz.
Hiçbir tepkiye karşı yazdıklarımı değiştirmedim, hala aynı fikirdeyim. İyi akşamlarAz önce tecavüze inanmıyorum dediniz şimdi şişme bebek mi demek istediniz ?
Gelen tepkiler üzerine yazdım desenize şunları.Hayret bir şey gerçekten.
Yazdığınız insanların hiçbiri ''Türk kadınları çok tutkulu,hepsi sevişmeye bayılıyor'' demiyor zaten,kendi kendinize boş yere tekrar ediyorsunuz aynı cümleleri.
Hiçbir tepkiye karşı yazdıklarımı değiştirmedim, hala aynı fikirdeyim.
O kadar şartlanmışsınız ki yazdıklarımı anlamamakta ısrarcısınız. Ne demeye çalıştığımı anlamıyorsunuz o yüzden ben de daha fazla yazmıcam. Meramımı anlattım anlayan anlar, anlamayana daha fazla kelam israf etmeye lüzum yok.Daha fazla yazmak istemiyorum aslında,önceki yazdıklarınız yüzünden cidden sinirim bozuldu zaten.Sadece kendinizi tekrar etmeniz çok gözüme battı,verilen sorulara cevap bile değil yazdıklarınız.
Eşi tarafından ''tecavüze uğramış'' onlarca kadının yaşadığı acıyı görmezden geliyorsunuz siz ve sizin gibiler,çünkü ''kocasının malı'' size göre bir kadın,o imzayı attıysa hazır olda beklemek zorunda.Fikri,düşünceleri,duyguları olamaz.Tek yaptığınız yazdıklarınızı biraz daha yumuşatmak ''Türkiye'de kadınlar da çok tutkulu değil yaaa'' diyerek.Herkes size peki bu tecavüzü haklı mı kılıyor diyor siz hala aynı şeyleri yazıyorsunuz.Ayrıca dünyada da gerçek olan bir şey var ki erkekler de eskisi kadar cinselliğe düşkün değil,bununla ilgili bir sürü araştırma da var,bu probleme sahip bir sürü evlilik var,kadınlar da karşılığında tecavüz ediyor mu ? Pardon siz inanmıyordunuz ama bu kelimeye.İnsanlar bu düşünceler yüzünden yaşadıklarını yüksek sesle dile getiremiyor bile,kapalı kapılar ardında ne olduğuna dair fikriniz yok ama yorumunuz var,inanılmaz.