- 22 Nisan 2012
- 1.604
- 170
Öncelikle herkese geçmiş olsun. Sedef hastalığını ilk defa bundan 21 yıl önce öğrendim. Büyük kaynımda var. Kendisi öğretmendi. Öğretmendi diyorum bundan onaltı onyedi yıl önce eşiyle birlikte yurt dışında yaşamaya başladılar ve giderken öğretmenlikten istifa ettiği için öyle dedim. Tam dört yıl onda gözlemledim çünkü şark hizmeti yapıyordu ve yaz tatilinde buraya geldiğinde daha hafif yok denecek gibi oluyordu, ancak okulların açılmasına veya gideceğine yakın bir hafta on gün önce inanılmaz şekilde her yerini kaplıyordu. Ve kendisi bitkilerle de çok ilgilendiği için denemediği şey kalmamıştı, balıklıgöl ve şu anda bilemeyeceğim bir takım şifalı sulara falan hep gitmişti ama nafile. Stress veya sıkıntının bu hastalığı tetiklediğini artık zaten herkes biliyor. Yine aynı şekilde sedef egzama veya benzeri rahatsızlıkların asıl merkezi çoğunlukla karaciğer ve böbrek kaynaklı olabiliyor. Halen tıpta kesin tedavisi olmadığı söyleniyor ancak geçici de olsa mutlaka bir takım şeylerle biraz da olsa rahatlıyordu kaynım. İki yıl önce yazın gelmişlerdi en son. Üstelik yurt dışında karaciğer enzimlerini falan sürekli takip ettirdiğini daha iyi sonuçları olduğunu söylediği halde benim yıllar önce gördüğümden çok daha fazla artmıştı problemleri. Çünkü ellerinin üzeri önceki kırmızı lekelerden çok daha kalın egzama tarzındaydı. Ege ve Akdenize tatile geliyor sanırım iyi geliyormuş. Benim iki yıl öncesine kadar sedefle ilgili bilebildiklerim bunlardan ibaretti. Fakat şu anda bildiklerim çok daha fazla. Hangi ilaç kullanılırsa kullanılsın, zaman zaman ne kadar azalırsa azalsın sonuçta dikkat edilmesi gereken en önemli nokta hep atlanıyor gördüğüm kadarıyla. Kesinlikle içten alınacak besin desteğinin çok ama çok önemli ve şart olduğunu, ayrıca şampuan, duş jeli, sabun, herhangi bir krem losyon vb. şeyler, hatta hiç önemsenmeyen ama çok çok önemli olan çamaşır deterjanı (çünkü o giysiler sürekli cildin büyük bir kısmıyla temas halinde ve difüzyon yoluyla bir şekilde cildin üst tabakalarında da olsa bu kimyasallar sağlıklı bir cilt için bile tehdit oluşturuyor) dahil olmak üzere sedef problemi olan kişilerde mutlaka ama mutlaka doğal ürün kullanılması gerektiğini, bu şekilde ihtimam gösterildiği taktirde gerçekten iyi sonuç alındığını defalarca gördüm. Bu bilgileri ilk paylaştığım kişi kaynım oldu. Ancak hala problemi aynı. Çünkü ısrarla bu hususları biraraya getiren bir şey uygulamıyor niyeyse, bir taraftan ya bu hastalığın zaten çaresi yok diyor, ama bir taraftan da hala yıllardır yaptıklarının aynısını çare olur diye yapmaya devam ediyor. Bunu da anlayamıyorum ve çok üzülüyorum. Evet ben kendimce bütün samimiyetimle burada kendi tesbitlerimi kısmen de olsa sizinle paylaşmaya çalıştım. Sizin için ne anlam ifade eder veya sizde mi kaynım gibi düşünürsünüz işte onu bilemiyorum ama bence insan çözüm odaklı düşünebilmeli. Biliyorum bu hastalık, daha doğrusu ben bunun adına hastalık denilmesini de pek doğru bulmuyorum açıkçası çünkü bu bir cilt problemi diye düşünüyorum, üstelik artık özellikle son yıllarda çok yaygın olarak kullanılmaya başlayan likit sabunlar ve tüm diğer kimyasallar ve çevresel faktörler, güneşin zararlı etkileri gibi sebeplerden dolayı cilt kanseri de dahil olmak üzere cilt problemlerinde korkunç bir artış olduğunu belirtiyor tüm uzmanlar ve yapılan araştırma sonuçları ve bu tür problemler belki de yıllardır bilinen sedef ve egzama probleminden daha bile tehlikeli de olabilirler. Onun için, evet biliyorum ki çok zor gerçekten ve sıkıntılı bir şey ama ben yine de bunu bir hastalık değil de aynı hassas ciltler veya allerjik ciltler gibi bir cilt problemi olarak tanımlamayı daha uygun buluyorum kendimce niyeyse ve kimyasaldan uzak durduğunuz müddetçe mutlaka çok daha iyi sonuçlarla karşılaşacağınızdan da eminim.Hepinize sağlıklar, kolaylıklar ve sağlığınızı korumak adına en doğru uygulamalar diliyorum. Görüşmek üzere. İyi hafta sonları olsun herkese.