- 18 Şubat 2018
- 11.945
- 53.325
- 44
Hayır tabi ki değil ama Cincap hanım sadece sizinle konuştuğu için kıskandım doğrusu.Ayrıca neden rahatsız oldunuz bu platform yalnızca size mi ait hanımefendiciğim
Follow along with the video below to see how to install our site as a web app on your home screen.
Not: This feature may not be available in some browsers.
Hayır tabi ki değil ama Cincap hanım sadece sizinle konuştuğu için kıskandım doğrusu.Ayrıca neden rahatsız oldunuz bu platform yalnızca size mi ait hanımefendiciğim
Mutlaka bir sebebi olmalı.Hayır tabi ki değil ama Cincap hanım sadece sizinle konuştuğu için kıskandım doğrusu.
İnsan akrabalarını seçemiyor maalesef.Kılıçdaroğlu’nun yeğenine cinsel tacizden 20 yıl hapis - Kocaeli Gazetesi
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ilimizde yaşayan yeğeni Hıdır Çakmak, yaşları 11 ile 14 arasında değişen 4 kız çocuğuna cinsewww.kocaeligazetesi.com.tr
yeğeniniz nasıl girdi o belediyeye,her mühendis olan girebiliyor muydu,hani mülakat diye birşey vardı ya.kaldıracaklarını vaad ettiler.kpss 90 puanla dışarıda kalıp,altındaki kişinin 76 puanla aynı pozisyonda işe alınan tanıdığım var.sizinkilerin döneminde.Onlar gelse, geldikten sonra ilk maaşlarının bile garantisi yok Yeğenim mühendis istanbulda bir ilçe belediyesinde çalışıyordu chp ye geçtiği ilk ay maaşları yatmadı ayrıldı sonra. Rahat batıyor işte
Aynı şekilde Recep Tayyip Erdoğan'ı tedavi eden Doktor Fethiye Gullap'ın grip nedeniyle olduğu söylenen ani ölümü var.17 Haziran 2001’de Hürriyet’te çıkan bir köşeyazısında Tanürek’in eşi Ahmet Tanürek’in şu sözleri yer aldı:
“Tayyip’in oğlu kırmızı ışıkta hızla geçiyor. Peşine siren çalarak ekip takılıyor. Kaçarken, yaya geçidine 5 metre kala eşime çarpıyor. 30 metre sürüklüyor. Eşim 6 gün sonra vefat etti. Yakalandığında polislere Tayyip’in oğlu olduğunu söylüyor. Zaten o andan itibaren her şey değişti. Karakola gittik, çocuğun ehliyetini sormuyorlar. Polislere bunu hatırlattığımızda ‘Siz ukalalık etmeyin, biz ne yapacağımızı biliriz’ dediler. Kazadan hemen sonra caddemize belediye arazözleri geldi. Tarihte ilk kez, caddemiz baştan aşağı yıkandı. 35 metre fren izi vardı ve her şeyi bir anda yok ettiler. Çocuğun ehliyeti yoktu. Kazadan sonra, üç ay önce verilmiş gibi ehliyet düzenlediler. Mahkeme başladı, çocuk bir kez olsun gelmedi. Babası tarafından yurtdışına gönderilmişti! Ama Tayyip’in adamları hep oradaydı. Karımın hakkını ararken bir şey söylediğimizde dirsek yedik, tehdit edildik, tacize uğradık. Hákime çocuğun ehliyeti olmadığını, kazadan sonra babasının forsuyla düzmece ehliyet verildiğini söylediğimizde ‘Ne demek yani, siz koskoca belediye başkanını sahtecilikle mi suçluyorsunuz’ diye azar işittik. Sakin bir insanımdır ama o anda elimde bir şey olsaydı, kafasına fırlatırdım. Olayın oluşunu gören tanıkların hepsi tehdit edildi ve korkutuldu. Buna bir yakınımız dahildir. Sadece bir tek genç kız tanıklık yapmakta direndi. Fakat işin rengi değişmişti. Başına iş gelmemesi için ona da tanıklık yaptırmadık. Şişli karakolunda çocuğun ehliyetini sormayan polislerin ve sahte ehliyet veren trafikçilerin aileleri dava görülürken defalarca gelip yalvardılar, işin üzerine gidersek kocalarının görevine son verileceğini, aç kalacaklarını söylediler. Onlardan da şikáyetçi olmadık! Kapımızda her gün belediye araçları durur, Tayyip’in adamları önümüze çıkardı. Tanıklara olduğu gibi, bize de, uğraşmayalım diye en az 20 ‘ricacı’ geldi. Tayyip belediye başkanıydı. O zaman anladık ki, karşımızda bir ‘dev’ vardır ve onunla baş etmek mümkün olmayacaktır. Biz bu durumda aile meclisi olarak toplandık ve işin ucunu bırakmaya karar verdik… Çünkü bir sonuç çıkmayacaktı. Onlar çok güçlüydü. Sonuçta efendim, mahkeme kararını verdi! 8’de 4 kusurlu olan çocuk 3 ay hapis cezası aldı. Bu da paraya çevrildi. 1998 yılının parasıyla toplam 540 bin lira ceza ödediler. Bugünün parasıyla yaklaşık 2 milyon eder.” 2
adalet er geç yerini bulacak.bu dünyada ya da öteki dunyada.ben karmaya inanıyorum.17 Haziran 2001’de Hürriyet’te çıkan bir köşeyazısında Tanürek’in eşi Ahmet Tanürek’in şu sözleri yer aldı:
“Tayyip’in oğlu kırmızı ışıkta hızla geçiyor. Peşine siren çalarak ekip takılıyor. Kaçarken, yaya geçidine 5 metre kala eşime çarpıyor. 30 metre sürüklüyor. Eşim 6 gün sonra vefat etti. Yakalandığında polislere Tayyip’in oğlu olduğunu söylüyor. Zaten o andan itibaren her şey değişti. Karakola gittik, çocuğun ehliyetini sormuyorlar. Polislere bunu hatırlattığımızda ‘Siz ukalalık etmeyin, biz ne yapacağımızı biliriz’ dediler. Kazadan hemen sonra caddemize belediye arazözleri geldi. Tarihte ilk kez, caddemiz baştan aşağı yıkandı. 35 metre fren izi vardı ve her şeyi bir anda yok ettiler. Çocuğun ehliyeti yoktu. Kazadan sonra, üç ay önce verilmiş gibi ehliyet düzenlediler. Mahkeme başladı, çocuk bir kez olsun gelmedi. Babası tarafından yurtdışına gönderilmişti! Ama Tayyip’in adamları hep oradaydı. Karımın hakkını ararken bir şey söylediğimizde dirsek yedik, tehdit edildik, tacize uğradık. Hákime çocuğun ehliyeti olmadığını, kazadan sonra babasının forsuyla düzmece ehliyet verildiğini söylediğimizde ‘Ne demek yani, siz koskoca belediye başkanını sahtecilikle mi suçluyorsunuz’ diye azar işittik. Sakin bir insanımdır ama o anda elimde bir şey olsaydı, kafasına fırlatırdım. Olayın oluşunu gören tanıkların hepsi tehdit edildi ve korkutuldu. Buna bir yakınımız dahildir. Sadece bir tek genç kız tanıklık yapmakta direndi. Fakat işin rengi değişmişti. Başına iş gelmemesi için ona da tanıklık yaptırmadık. Şişli karakolunda çocuğun ehliyetini sormayan polislerin ve sahte ehliyet veren trafikçilerin aileleri dava görülürken defalarca gelip yalvardılar, işin üzerine gidersek kocalarının görevine son verileceğini, aç kalacaklarını söylediler. Onlardan da şikáyetçi olmadık! Kapımızda her gün belediye araçları durur, Tayyip’in adamları önümüze çıkardı. Tanıklara olduğu gibi, bize de, uğraşmayalım diye en az 20 ‘ricacı’ geldi. Tayyip belediye başkanıydı. O zaman anladık ki, karşımızda bir ‘dev’ vardır ve onunla baş etmek mümkün olmayacaktır. Biz bu durumda aile meclisi olarak toplandık ve işin ucunu bırakmaya karar verdik… Çünkü bir sonuç çıkmayacaktı. Onlar çok güçlüydü. Sonuçta efendim, mahkeme kararını verdi! 8’de 4 kusurlu olan çocuk 3 ay hapis cezası aldı. Bu da paraya çevrildi. 1998 yılının parasıyla toplam 540 bin lira ceza ödediler. Bugünün parasıyla yaklaşık 2 milyon eder.” 2
Onu bilmiyorum da Burak Erdoğanın trafik kazası gerçek. O zamandan beri adını pek duymuyoruz farkındaysanız. Çevresi tarafından çok dengesiz olduğu söyleniyor sadece. O yüzden gözlerden uzak tutuluyor yurtdışında. En son Mısırdaydı diye biliyorum.Aynı şekilde Recep Tayyip Erdoğan'ı tedavi eden Doktor Fethiye Gullap'ın grip nedeniyle olduğu söylenen ani ölümü var.
Evet,Burak Erdoğan nedense hiç birseye dahil değil.Sanatci bir kadını araba ile vurarak öldürdüğü doğru.Doktor Fethiye Sümer Güllaç diye aratinca çıkıyor.Onu bilmiyorum da Burak Erdoğanın trafik kazası gerçek. O zamandan beri adını pek duymuyoruz farkındaysanız. Çevresi tarafından çok dengesiz olduğu söyleniyor sadece. O yüzden gözlerden uzak tutuluyor yurtdışında. En son Mısırdaydı diye biliyorum.
Ben de cevap verdiğiniz için teşekkür ederim.Anliyorum, saygi duyuyorum.
Evet ikisi de kanun nezdinde siyasi parti. Lakin biri fikirle, digeri kanli eylemleriyle yol aliyor.
1341 gundur PKK’nin daga kacirdigi evlatlarinin pesinde nobet tutan Diyarbakir Annelerini dusunerek oy verecegim.
Yukarida yazmistim Abim Gaffar Okkan’in bifiil ekibindeydi. Hemsehrim, ailece cenazesindeydik. Abimin oyu ile benimki ayni; bu kadarini yazayim.
Verdiginiz linki bir kac farkli kaynaktan okuyacagim, tesekkurler.
Yine kesilmiş tamamını bulursam atıcam
İşte bunu söylüyorum, adam kendi telaffuz bile etmiyor ama parti çalışanları ‘bakın bizde de var’ yarışına girdi.Bir kere bir yerde soran olmuşta söylemiş. Siz hiç mitinglerde sürekli bundan bahsettiğini duydunuz mu ? Eğer bu kişi Erdoğan olsaydı her mitingte bunu tekrarlardı. Duymayan kalmasın diye :) Hatta tv lerde bile mini bilgisel şeklinde yayınlanırdı emin olun.