Seçim bitti gitti şimdi sonuçlarını konuşuyoruz....

28 Mayıs 2. turda oyumu

  • Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştim yine ona vereceğim.

    OY: 425 31,6%
  • Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vermiştim Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vereceğim

    OY: 17 1,3%
  • Sn. Sinan Oğan'a vermiştim Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vereceğim

    OY: 37 2,8%
  • Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vermiştim yine ona vereceğim.

    OY: 802 59,7%
  • Sn. Recep Tayyip Erdoğan'a vermiştim Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vereceğim

    OY: 10 0,7%
  • Sn. Sinan Oğan'a vermiştim Sn. Kemal Kılıçdaroğlu'na vereceğim

    OY: 52 3,9%

  • Ankete Katılan
    1.343
Ona verdiğimiz keçiler de geri gelmedi, az da başkaları kaybetsin.
Bir bizim Bakkal Osman tarafından kandırılmamış; keçi versek, kaybeder diyor. Erdoğan’a keçi versek, karşı köye satar; kaybettim deyip parasına çöker, akşamına da sattığı adamın ahırından çalar, keçiyi tekrar başkasına satar. Köylü kurnazlığıyla devlet yöneten de kendini çok zeki sanıyor; sonra üst akıllar(!) amiyane tabirle tokatlıyor, kandırıldık diye ağlıyor.

Kılıçdaroğlu’nu beğenelim beğenmeyelim, senelerin üst düzey bürokratı, üniversitede Aktüerya Hocalığı yapmış, hesap uzmanı, akıcı İngilizce Fransızca konuşuyor.


Erdoğan: Havaryu Nevaryu?
 
Men Dakka Dukka
 
Çiftçileri, ürünlerini devlete düşük fiyatla satmaya zorladı ve bu ürünleri ihraç ettirerek devlete ciddi kazançlar sağlanmasının yolunu açtı. Çiftçilerin bu durumu protesto etmek üzere üretim kısıtlamasına gitmesi sonucu ülke tarım ürünleri üretiminde zor duruma düştü ve bu ürünleri ithal etmek zorunda kaldı. Peron, ikinci dünya savaşı sırasında biriktirilen paraları harcayarak çalışanlara erken emeklilik, maaş artırımları gibi haklar tanıdı. Bu adımlar bütçe açıklarının artmasına ve enflasyonun yükselmesine yol açtı. Bir yandan da ordu üzerindeki etkisini kullanarak ülkede hemen her alanda kontrolü eline aldı. Özgürlükleri kısıtladı, liyakati bir yana bırakarak her tarafa kendi adamlarını, destekçilerini yerleştirmeye girişti. Basını tümüyle kontrol etme noktasına geldiğinde artık tam bir diktatörlük kurmuştu. 1951’de yeniden seçildiği dönemde enflasyon giderek yükselmiş, yolsuzluk iddiaları ayyuka çıkmıştı. Ülkede her şey kötüye gitmeye başlasa da Peron’un hala çok sayıda destekçisi vardı. Peron döneminin yarattığı ‘eldekileri harcayıp, mevcutları satıp günü yaşamak felsefesi’ olarak özetlenebilecek yaklaşımın toplumda ilginç bir alışkanlığa yol açtığını söylemek yanlış olmaz. İnsanlar enflasyonun devam edeceğini hissettikleri anda paradan kaçmaya, alabilecekleri her şeyi almaya yöneliyor ve sanki yarın hiç olmayacakmış gibi bir yaşam sürdürmeye çalışıyorlar.....Tanıdık geldi mi
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…