- 17 Ağustos 2011
- 22.087
- 137.980
Herkes inandığı gibi yaşasın. Hepimiz bunu istiyoruz zaten. Kişladaki asker dinine düşkünse, komutanı dinine düşkünse, okul müdürü çok inanan bir insansa...
Bunun kime ne zararı var ki?
Zaten sorun bu insanların tebliğcilik yapması, kendi inandiginin tek doğru olduğunu iddia edip onu yaymaya çalışması. Bulunduğu kurumu da dindar olmayanlar için eziyet kurumu haline getirmeleri ( o okul müdürünün namaz kılmayanlardan not kirması, kızlari beden dersine çıkarmamasi gibi)
Yoksa tek başına inansın, kimsenin bunla sorunu olmaz. Hatta kimsenin haberi bile olmaz.
Olması gereken her din için - ve hatta dinsizler için kardeşçe yaşanabilir bir ülke.
Ne namazını kılanın seccadesi altından alınsın ne böyle şeyler umrunda olmayan birisi sırf bu yüzden eleştirilsin, zorluk yaşasın.
Misal, zeytinli rock festivalinde gençler egleniyor, içki içiyor, kendi çadırlarinin içinde kizli erkekli artı onsekiz işlere mi girişiyor? Bunu yasaklamaya çalışmasın kimse. 'o da onların hayati' desin.
Sorun zaten insanların 'bu dine uygun değil,yasaklansin' demesi.
Böyle bir zihniyetin ele geçirdiği ülkede kimse yaşamak istemez. Çünkü biliyoruz ki bunun sonu yok. Basit şeylerden başlar, sonra bir bakarsın renksiz bir dünyadasin . Ben küçük bir şehirde okudum, bahar şenliği olurdu, o şehirdeki gençlerin hiç goremeyecegi sanatçılar gelirdi konsere, lunaparklar kurulurdu. Gençler yılın en güzel günlerini geçirirdi. Ve bunlar her sehirde olurdu , komşu şehirlerin bahar senligine de giderdik.
Ama siyasal İslam devreye girdi ve bugün bahar senligi diye bir şey kalmadı Anadolu üniversitelerinde. Önce bir ay önceden 'sevgili arkadaşlar, şehit verdigimiz bu ay böyle bir eglence yapamayacagiz' diye kaldırdılar (makul sebeple) , sonraki sene yine aynı sebeple kaldırdılar (ki gayet her etkinlik yapılan bir dönemdi, toplu açılış şenliğine yanlış hatirlamiyorsam Kubat gelmişti. Öyle çok da ulkece yas hali yoktu,sadece bir bahane). Ve sonradan iki senedir olmayınca sanki böyle bir şey hiç olmamış gibi davrandılar. Sonuc olarak anadoluda artık bahar şenliği yok.
Sorun işte tam da bu.
Ve bilinmesini isterim, İnsanlar feto'ye feto demezken, üniversitelerin içinde bile varken, tvlere cikarken, herkes tarafından saygıyla karsilanirlarken de ben onlara feto derdim, nefret ederdim. Çünkü ağızlarında Allah vardı ama devlet kurumlarına adamlarını sokmak için kolayca kul hakkı yiyorlardi. İnsanlar memur olabilmek için "abla evinde bir dönem kalayım, referansım olur" demek zorunda kalırlardi.
İşte hak verilen, desteklenen cemaatler bunu yapiyor. Ve her zaman daha fazlasını istiyorlar çünkü onlara göre en doğruları kendi dogrulari.
Atatürk'ün de güzel bir sözü var; "Tekkeler kesinlikle kapanmalıdır. Türkiye Cumhuriyeti, her kolda doğru yolu gösterecek güce sahiptir. Hiçbirimiz tekkelerin uyarmasına muhtaç değiliz. Biz uygarlıktan, bilim ve teknikten kuvvet alıyoruz ve ona göre yürüyoruz; başka bir şey tanımayız. Doğru yoldan sapmışların amacı, halkı kendinden geçmiş ve abdal yapmaktır. Halbuki halkımız, abdal ve kendinden geçmiş olmamaya karar vermiştir. Bunlar basit bir iş görünür; fakat önemi vardır"
Bu iş malesef geçmişte de böyleydi, şimdi de böyle, insanları mutsuz olan komşu ülkelerimizde de böyle
Allah kitabını gayet anlaşılır şekilde yollamış, çeşit çeşit alim daha anlaşılır olması için tefsirler yazmis, dil bilimciler anlayalım diye dilimize çevirmiş, türlü türlü ilahiyatçi akla gelebilecek her konuda kitaplar yazmış, fakültede binlerce ilahiyat doçenti profesörü tezler yazmış, araştırmak isteyen insanlarin kullanımına açılmış, camiide bu işin okulunu okuyan imamlar görev almış, isteyene kuran kurslari açmış.
Daha yani tarikata , cemaate gerek var mı? Bunca şey varken araştırmayıp ne idugu belirsiz - senin benim gibi bir adamın ağzından çıkan şeyleri doğru kabul etmek benim akıl yapima sığmıyor.
Topluma da yarar değil zarar verdiğine inanıyorum.
Yoksa olayın ateist olmamla bir alakası yok, ki siz nasıl akpli değilseniz ben de ateist değilim.
Tek isteğim ekonomisi güzel bir ülkede, kendi aklimin uygun gördüğü şekilde özgürce yaşamak
