- 12 Kasım 2015
- 420
- 1.635
- 33
- 50
SEVGİLİ KARDEŞLERİM SAYILI DUA, AYET ESMA OKUMAK HAKKINDA SİZLERE FAYDALI OLACAĞINI DÜŞÜNDÜĞÜM MUHARREM HOCAMIZIN SES KAYDINI YAYINLIYORUM.
Umarım faydalı olur. Yazıya dökülmüş hali videonun altına ekledim.Burada yapılan uyarılar marifet yolunda olan üveyslere yani zikir ehline yapılmıştır.Sizler ZİKİRE YENİ BAŞLAYACAKLAR,UYARI VE NASİHAT OLARAK KABUL EDİNİZ.
Devam ettiğiniz esmaları isterseniz bırakmadan bizim öğrettiğimiz veyselkarane zikiriyle birlikte devam ediniz.Öteki alem size neyin doğru neyin yanlış olduğunu mutlaka bildirecektir.Bizim tavsiyemiz LA İLAHE İLLALLAH zikrine yanına bişey katmadan devam etmenizdir.
Dün; niçin şu duayı şu kadar okursanız ve ya şu saatte okursanız şu olur, istediğiniz gerçekleşir diyenlere karşı çıkıyoruz. Bugün bunu anlatalım. Önce tarikatın bakış açısını anlatalım. Bu kendini bilmez, ilimden yoksun, egosunu tatmin için ya da toplum için değerli bir bilgi sahibi olduğunu göstermek arzusunda olanların ve Allah’ tan korkmayanların uydurmalarından başka bir şey değildir. Eğer; sizlerde Allah’ tan korkmuyorsanız, sizlerede uydurun. 2: Bu ticari amaç gütmekte. Adam, sizin inancınızı paraya çevirmek istiyor, bunun için kitap yazıyor. Bu kitaptan alıntı bunlar. Doğruluğuna hiç tespit etmeden bunu alıp yayıyorlar ve siz samimi kardeşlerimiz bunları doğru, Allah’ ın kulları yalan söylemez, içinde ayetler geçen şeyleri hiç kimse yalancı olarak piyasaya sürmez diye düşünüyorsunuz. İşte burada yanılıyorsunuz. Allah’ tan korkmayan o kadar çok kul var ki…
Sizlerden istirhamım o dur ki; Doğruluğunu test etmediğiniz, yaşamadığınız, o alemin size göstermediği bir şeyi burada paylaşmayınız. Burası marifet sofrası, tarikatın sofrası değil. Siz Allah huzurunda ilkokul öğrencileri değilsiniz. Rabbim, sizi her an izliyor. Her an siz zikirle O’ nun huzurundasınız. Tarikat ehli vakit huzurunda. Siz 24 saat huzurundasınız, uykunuzda bile huzurundasınız. Peki; bir de tersten bakalım: Allah saklasın, siz okudunuz , falan gün falan saatte şu kadar okuyacaksanız, herşeyi yerine getirdiniz, kitabı da aldınız. Samimi olarak okudunuz. Ya Allah korusun, Allah duanızı kabul etmez ise ne olacak haliniz? Küsecek misiniz Allah’ a? Darılacak mısınız? Haşa, suçlayacak mısınız Allah’ ı ? Bu, Allah ile kulun arasına girmektir bu, şirk koşmaktır bu, biz bundan uzağız. Sizlerde uzak olun. Bunun tehlikesi çok. Kişiyi şirke kadar götürür. Hani biz, Allah’ ın ipi Kur’an ‘ a, Resulün sünnetine uyacaktık? Siz Resüllah(s.a.v) tan hiç böyle bir şey duydunuz mu? Neden işleri zorlaştırmaya kalkıyorsunuz? Neden, 5.000 – 10.000 o duayı, o ayeti okuyacağınıza, Kur’an ‘ın en küçük hatmi “ LA İLAHE İLLALLAH” ı binlerce defa arttırsanıza. Unutmayın; bir “ LA İLAHE İLLALLAH” Kur’ an ‘ nın en küçük hatmidir.
Peki; Peygamber Efendimiz(s.a.v) ‘ e ters düşüyorsunuz. “KOLAYLAŞTIRIN, ZORLAŞTIRMAYIN.SEVDİRİN, KORKUTMAYIN” hadisine ters değil mi bu? Siz 12.000 hadisi olan Şanlı Peygamber Efendimiz(s.a.v) den hiç böyle bir şey duydunuz mu? Şu ayeti şu kadar okursan şu olur, bu olur diye duydunuz mu? Ey akıl sahipleri! Lütfen , lütfen agâh olalım. Efendimizin (s.a.v), “3 ihlas, Kur’ an’nın küçük hatmidir” hadisinden başka bir şey yok ortada. Yukarıda belirtilen şu ayeti ya da şu duayı şu kadar okursan, şu zamanda okursan , şu olur, bu olur, asla bunun gerçekleşmesi yok. Allah dilerse kabul eder. Siz Allah’ a uzak değilsiniz ki. Bu, Allah’ a uzak olanların yapacağı bir iş. İllã, illa istiyor musunuz? Peki; size bir kitap tavsiye edeceğim ama tehlikesini de arz edeceğim. Emir Sultan’ ın Fatiha’ nın açılımı(şerhi) ile ilgili kalınca bir kitabı var. Sadece Fatiha’ yı açmış. 1. Bölümde; tarikatın bakış açısını açıyor. 2.Bölümde; ma’ rifete göre açıyor. 3. Bölümde ise; çok değişik bir şekilde, Havas İlmi yani; Müslüman cinnilerin kontrol altında tutularak açıyor. Eğer sizin öyle bir ilminiz, ebced hesabı bilginiz var ise ve sizde böyle bir ilim var ise; bunu uygulayın. Lakin, dikkat! Dakika 1, ceza 1. Bu kitabı şerh eden, hatayla, bilerek ya da bilmeyerek bir hatayla, o içerisindeki vefk dediğimiz dairesel içerisindeki rakamı 2 yerine 3 yazılsa, haliniz nice olur?
2: Bu bir dayatmaca değil mi ki? Allah’ a illa bu olacak diye. Kiminiz biz kadere meydan okuyalım? Allah’ ın bizim üzerimizde işine neden burnumuzu sokalım?
Peki; buraya kadar tarikat üzerindeydi. Gelelim ma’ rifete. Kur’ an’ da yüceler yücesi olan Allah’ ımız “BİZ BİR ŞEYE OL DERİZ, HEMENCİCİK OLUR” “KÜN FEYEKÜN” diyor. Siz Allah’ a yakın olun, zikriniz ile, sabah akşam O’ nun huzurunda olun, ibadetleriniz ile huzurunda olun, orucunuzda, insanlara infak etmede, Kur’ an’ ı anlatmada, zikiri anlatmada çok yaklaşın, çok yaklaşın, nafile ibadetleriniz ile, gayretleriniz ile çok yaklaşın, şükreden kullardan olun, Allah size bu ayeti mutlaka yaşatır. “BİZ BİR ŞEYE OL DERİZ, HEMENCİCİK OLUR” ayeti sende gerçekleşir.
Hatta; o kadar ileri gider ki Rabbim, cömertlikte, bağışlamada, lütufta, siz istemeden dahi verir. Allah’ ın bizim üzerimizde o kadar büyük lütufları var iken, hangi yüzle kadere meydan okuyacağız? Yada hangi arsız bir çocuk gibi, huzurunda bunu isteyeceğiz? Biraz düşünmez miyiz? Zikrimiz ile, nefsimizi emrimiz altına almaya başladığımızda, kısacası; nefsimizin isteklerinin tam tersini yapabilme gücüne erdirildiğimizde; Allah, size bazı yetki ve fırsat verir. Bu, iradenizin dışında gerçekleşir. Yani; duanızda değil, kendi iradenizle yaptığınız duanızda değil, ruhunuzun duası diğer bir deyiş ile niyazınızda gerçekleşir. Zahirde, siz söylersiniz ama içinizdeki siz söyler, ruhunuz söyler. Bu anlatacaklarım, Aşk-ı Üveysi kitabında yazılı zaten. Daha kolay anlaşılsın diye kendi yaşantımdan örnek vereyim:
Zikrimin ilk başlarında, ma’ rifette tıfl manadan gençlik çağına geçerken ya da tıfl mananın 2. Bölümünü yaşarken, Rabbim tecellide perdeleri açtı. Bir vadi, Bir mera, etrafı dağlarla çevrili. Yaklaşık 5-6 pikap dolusu asker, bini, pkklılarla savaşmak için yolculuk yapacakları sırada pkklıların pusu kurduğunu gösterdi Rabbim. O anda kalbime hissettirilen, duyurulan şu ki; Şehit mi olsunlar? Gazi mi olsunlar?. Düşünemedim arkadaşlarım, kardeşlerim. Aman, şehit olmasınlar dedim. O gece, haberleri izledim. 8 tane yaralı vardı. Şimdi; bunların elinden şehitlik mertebesinin alınmasında benim katkım var mı diye 8 senedir ağlarım. Şehit olsalardı belki; her biri 40 kişiye, 70 kişiye şefaat edecekti. Şimdi gazi oldukları için kaç kişiye şefaat edebilirler ? Bilemem…..
İkincisi daha vahim; Rabbim, İzmir’ de çok büyük bir deprem gösterdi. İzmir’ in altında kadifekalenin kaldırılıp, Basmane’ ye vurduğunu, bütün İzmir körfezinin toz duman içinde kaldığını gösterdi. “YIKACAĞIM İZMİRİ” dedi Rabbim. Öyle bir niyaz başladı ki, dakikalarca sürdü. “YIKMA ALLAH’IM YAKMA ALLAH’ IM ” diye. O kadar uzun niyazın içerisinde aklımda kalan sadece Resulllah’ ın duası olduğunu öğrendiğim, kelamları söyletti bana: “ALLAH’ IM SENİ ZİKREDENLER AZ, BUNLARI DA ALIRSAN SENİ ZİKREDEN KALMAZ”…. Ve deprem geçiştirildi. O gece bizimle hiçbir alakası olmayan eski zikir ehli bir avukata bunu bildirmişler. Sonra o kişi ile gittik, görüştük ve teyit ettirildi. O, şunu söylüyor; İzmir de Allah’ ın bir kulu var, İzmir’ de çok büyük bir deprem olacaktı, önlenmesine vesile oldu diyor. Sonra , kendimle hesaplaşma başlıyor: Pkk’ lılar burada, hırsızlar burada, gaspçılar burada, kötü yolla Kur’ an ‘ a ters düşen ne kadar insan varsa burada. Vay! Dedim, ben ne yaptım sonunda? Ve yıllarca ağladım. Beni bağışla diye.
Bir gün Rabbim seslendi: “2 kişinin hayatının kurtulması 20bin kişinin ölmesine yetmez mi?”Dedi. …Şaşırdım…Bunu Yaşar kardeşimize anlattım, gülümsedi. Niye gülüyorsun, dedim. Hocam, orada 2 kişi var zikreden dedi. Kim onlar? Dedim. Benim annem ve babam, ben sana söylemedim dedi...
Allah’ ın merhametine bakarmısınız. 2 kişi için, 20 bin kişiyi helak etmedi. Eğer Rabbim, bunu bana öğretmese idi, bildirmese idi, ben ömrümün sonuna kadar bu acıyı çekerdim. Şimdi bu acıyı, bu pişmanlığı yaşayabilecek bir yiğit var ise, çıksın meydana…
Dikkat edin! Bu, irademle olmadı. Bu dahi Allah’ ın bir tuzağı. Allah dilemeyince yaprak kıpırdamıyor. İşte size bir gün mutlaka “BİZ BİR ŞEYE OL DERİZ, HEMENCİCİK OLUR” ayetini mutlaka yaşatacaklar. Ama, ondan sonra sizde, içinizde korkunç bir hesaplaşma başlayacak. Hazırlıklı olun. Derseniz ki; biz bundan nasıl kurtuluruz? Allah, sizin imanınızı iyice arttırsın ve Rabbim birsin bilirsin diyip çekilin aradan…
Umarım faydalı olur. Yazıya dökülmüş hali videonun altına ekledim.Burada yapılan uyarılar marifet yolunda olan üveyslere yani zikir ehline yapılmıştır.Sizler ZİKİRE YENİ BAŞLAYACAKLAR,UYARI VE NASİHAT OLARAK KABUL EDİNİZ.
Devam ettiğiniz esmaları isterseniz bırakmadan bizim öğrettiğimiz veyselkarane zikiriyle birlikte devam ediniz.Öteki alem size neyin doğru neyin yanlış olduğunu mutlaka bildirecektir.Bizim tavsiyemiz LA İLAHE İLLALLAH zikrine yanına bişey katmadan devam etmenizdir.
Dün; niçin şu duayı şu kadar okursanız ve ya şu saatte okursanız şu olur, istediğiniz gerçekleşir diyenlere karşı çıkıyoruz. Bugün bunu anlatalım. Önce tarikatın bakış açısını anlatalım. Bu kendini bilmez, ilimden yoksun, egosunu tatmin için ya da toplum için değerli bir bilgi sahibi olduğunu göstermek arzusunda olanların ve Allah’ tan korkmayanların uydurmalarından başka bir şey değildir. Eğer; sizlerde Allah’ tan korkmuyorsanız, sizlerede uydurun. 2: Bu ticari amaç gütmekte. Adam, sizin inancınızı paraya çevirmek istiyor, bunun için kitap yazıyor. Bu kitaptan alıntı bunlar. Doğruluğuna hiç tespit etmeden bunu alıp yayıyorlar ve siz samimi kardeşlerimiz bunları doğru, Allah’ ın kulları yalan söylemez, içinde ayetler geçen şeyleri hiç kimse yalancı olarak piyasaya sürmez diye düşünüyorsunuz. İşte burada yanılıyorsunuz. Allah’ tan korkmayan o kadar çok kul var ki…
Sizlerden istirhamım o dur ki; Doğruluğunu test etmediğiniz, yaşamadığınız, o alemin size göstermediği bir şeyi burada paylaşmayınız. Burası marifet sofrası, tarikatın sofrası değil. Siz Allah huzurunda ilkokul öğrencileri değilsiniz. Rabbim, sizi her an izliyor. Her an siz zikirle O’ nun huzurundasınız. Tarikat ehli vakit huzurunda. Siz 24 saat huzurundasınız, uykunuzda bile huzurundasınız. Peki; bir de tersten bakalım: Allah saklasın, siz okudunuz , falan gün falan saatte şu kadar okuyacaksanız, herşeyi yerine getirdiniz, kitabı da aldınız. Samimi olarak okudunuz. Ya Allah korusun, Allah duanızı kabul etmez ise ne olacak haliniz? Küsecek misiniz Allah’ a? Darılacak mısınız? Haşa, suçlayacak mısınız Allah’ ı ? Bu, Allah ile kulun arasına girmektir bu, şirk koşmaktır bu, biz bundan uzağız. Sizlerde uzak olun. Bunun tehlikesi çok. Kişiyi şirke kadar götürür. Hani biz, Allah’ ın ipi Kur’an ‘ a, Resulün sünnetine uyacaktık? Siz Resüllah(s.a.v) tan hiç böyle bir şey duydunuz mu? Neden işleri zorlaştırmaya kalkıyorsunuz? Neden, 5.000 – 10.000 o duayı, o ayeti okuyacağınıza, Kur’an ‘ın en küçük hatmi “ LA İLAHE İLLALLAH” ı binlerce defa arttırsanıza. Unutmayın; bir “ LA İLAHE İLLALLAH” Kur’ an ‘ nın en küçük hatmidir.
Peki; Peygamber Efendimiz(s.a.v) ‘ e ters düşüyorsunuz. “KOLAYLAŞTIRIN, ZORLAŞTIRMAYIN.SEVDİRİN, KORKUTMAYIN” hadisine ters değil mi bu? Siz 12.000 hadisi olan Şanlı Peygamber Efendimiz(s.a.v) den hiç böyle bir şey duydunuz mu? Şu ayeti şu kadar okursan şu olur, bu olur diye duydunuz mu? Ey akıl sahipleri! Lütfen , lütfen agâh olalım. Efendimizin (s.a.v), “3 ihlas, Kur’ an’nın küçük hatmidir” hadisinden başka bir şey yok ortada. Yukarıda belirtilen şu ayeti ya da şu duayı şu kadar okursan, şu zamanda okursan , şu olur, bu olur, asla bunun gerçekleşmesi yok. Allah dilerse kabul eder. Siz Allah’ a uzak değilsiniz ki. Bu, Allah’ a uzak olanların yapacağı bir iş. İllã, illa istiyor musunuz? Peki; size bir kitap tavsiye edeceğim ama tehlikesini de arz edeceğim. Emir Sultan’ ın Fatiha’ nın açılımı(şerhi) ile ilgili kalınca bir kitabı var. Sadece Fatiha’ yı açmış. 1. Bölümde; tarikatın bakış açısını açıyor. 2.Bölümde; ma’ rifete göre açıyor. 3. Bölümde ise; çok değişik bir şekilde, Havas İlmi yani; Müslüman cinnilerin kontrol altında tutularak açıyor. Eğer sizin öyle bir ilminiz, ebced hesabı bilginiz var ise ve sizde böyle bir ilim var ise; bunu uygulayın. Lakin, dikkat! Dakika 1, ceza 1. Bu kitabı şerh eden, hatayla, bilerek ya da bilmeyerek bir hatayla, o içerisindeki vefk dediğimiz dairesel içerisindeki rakamı 2 yerine 3 yazılsa, haliniz nice olur?
2: Bu bir dayatmaca değil mi ki? Allah’ a illa bu olacak diye. Kiminiz biz kadere meydan okuyalım? Allah’ ın bizim üzerimizde işine neden burnumuzu sokalım?
Peki; buraya kadar tarikat üzerindeydi. Gelelim ma’ rifete. Kur’ an’ da yüceler yücesi olan Allah’ ımız “BİZ BİR ŞEYE OL DERİZ, HEMENCİCİK OLUR” “KÜN FEYEKÜN” diyor. Siz Allah’ a yakın olun, zikriniz ile, sabah akşam O’ nun huzurunda olun, ibadetleriniz ile huzurunda olun, orucunuzda, insanlara infak etmede, Kur’ an’ ı anlatmada, zikiri anlatmada çok yaklaşın, çok yaklaşın, nafile ibadetleriniz ile, gayretleriniz ile çok yaklaşın, şükreden kullardan olun, Allah size bu ayeti mutlaka yaşatır. “BİZ BİR ŞEYE OL DERİZ, HEMENCİCİK OLUR” ayeti sende gerçekleşir.
Hatta; o kadar ileri gider ki Rabbim, cömertlikte, bağışlamada, lütufta, siz istemeden dahi verir. Allah’ ın bizim üzerimizde o kadar büyük lütufları var iken, hangi yüzle kadere meydan okuyacağız? Yada hangi arsız bir çocuk gibi, huzurunda bunu isteyeceğiz? Biraz düşünmez miyiz? Zikrimiz ile, nefsimizi emrimiz altına almaya başladığımızda, kısacası; nefsimizin isteklerinin tam tersini yapabilme gücüne erdirildiğimizde; Allah, size bazı yetki ve fırsat verir. Bu, iradenizin dışında gerçekleşir. Yani; duanızda değil, kendi iradenizle yaptığınız duanızda değil, ruhunuzun duası diğer bir deyiş ile niyazınızda gerçekleşir. Zahirde, siz söylersiniz ama içinizdeki siz söyler, ruhunuz söyler. Bu anlatacaklarım, Aşk-ı Üveysi kitabında yazılı zaten. Daha kolay anlaşılsın diye kendi yaşantımdan örnek vereyim:
Zikrimin ilk başlarında, ma’ rifette tıfl manadan gençlik çağına geçerken ya da tıfl mananın 2. Bölümünü yaşarken, Rabbim tecellide perdeleri açtı. Bir vadi, Bir mera, etrafı dağlarla çevrili. Yaklaşık 5-6 pikap dolusu asker, bini, pkklılarla savaşmak için yolculuk yapacakları sırada pkklıların pusu kurduğunu gösterdi Rabbim. O anda kalbime hissettirilen, duyurulan şu ki; Şehit mi olsunlar? Gazi mi olsunlar?. Düşünemedim arkadaşlarım, kardeşlerim. Aman, şehit olmasınlar dedim. O gece, haberleri izledim. 8 tane yaralı vardı. Şimdi; bunların elinden şehitlik mertebesinin alınmasında benim katkım var mı diye 8 senedir ağlarım. Şehit olsalardı belki; her biri 40 kişiye, 70 kişiye şefaat edecekti. Şimdi gazi oldukları için kaç kişiye şefaat edebilirler ? Bilemem…..
İkincisi daha vahim; Rabbim, İzmir’ de çok büyük bir deprem gösterdi. İzmir’ in altında kadifekalenin kaldırılıp, Basmane’ ye vurduğunu, bütün İzmir körfezinin toz duman içinde kaldığını gösterdi. “YIKACAĞIM İZMİRİ” dedi Rabbim. Öyle bir niyaz başladı ki, dakikalarca sürdü. “YIKMA ALLAH’IM YAKMA ALLAH’ IM ” diye. O kadar uzun niyazın içerisinde aklımda kalan sadece Resulllah’ ın duası olduğunu öğrendiğim, kelamları söyletti bana: “ALLAH’ IM SENİ ZİKREDENLER AZ, BUNLARI DA ALIRSAN SENİ ZİKREDEN KALMAZ”…. Ve deprem geçiştirildi. O gece bizimle hiçbir alakası olmayan eski zikir ehli bir avukata bunu bildirmişler. Sonra o kişi ile gittik, görüştük ve teyit ettirildi. O, şunu söylüyor; İzmir de Allah’ ın bir kulu var, İzmir’ de çok büyük bir deprem olacaktı, önlenmesine vesile oldu diyor. Sonra , kendimle hesaplaşma başlıyor: Pkk’ lılar burada, hırsızlar burada, gaspçılar burada, kötü yolla Kur’ an ‘ a ters düşen ne kadar insan varsa burada. Vay! Dedim, ben ne yaptım sonunda? Ve yıllarca ağladım. Beni bağışla diye.
Bir gün Rabbim seslendi: “2 kişinin hayatının kurtulması 20bin kişinin ölmesine yetmez mi?”Dedi. …Şaşırdım…Bunu Yaşar kardeşimize anlattım, gülümsedi. Niye gülüyorsun, dedim. Hocam, orada 2 kişi var zikreden dedi. Kim onlar? Dedim. Benim annem ve babam, ben sana söylemedim dedi...
Allah’ ın merhametine bakarmısınız. 2 kişi için, 20 bin kişiyi helak etmedi. Eğer Rabbim, bunu bana öğretmese idi, bildirmese idi, ben ömrümün sonuna kadar bu acıyı çekerdim. Şimdi bu acıyı, bu pişmanlığı yaşayabilecek bir yiğit var ise, çıksın meydana…
Dikkat edin! Bu, irademle olmadı. Bu dahi Allah’ ın bir tuzağı. Allah dilemeyince yaprak kıpırdamıyor. İşte size bir gün mutlaka “BİZ BİR ŞEYE OL DERİZ, HEMENCİCİK OLUR” ayetini mutlaka yaşatacaklar. Ama, ondan sonra sizde, içinizde korkunç bir hesaplaşma başlayacak. Hazırlıklı olun. Derseniz ki; biz bundan nasıl kurtuluruz? Allah, sizin imanınızı iyice arttırsın ve Rabbim birsin bilirsin diyip çekilin aradan…
Son düzenleyen: Moderatör: