“Sana ne” ve “Bana ne”


Eğitmenleri bilemem ama bir evcille yaşayan, gerçekten onu severek yaşayan bir insan aç bırakarak eğitmez, sevgiyle öğretir herşeyi, çocukluğumdan beri birçok evcilim olduğundan kendi tecrübeme dayanarak yazıyorum bunu.
Eskiyle yeniyi kıyaslamışsınız, kaç yaşındasınız bilmiyorum ama 47 yaşındayım, eskiden herşey güllük gülistanlık mı sanıyorsunuz? Şiddet yok muydu? Bir kadın baba evinden koca evine yollanırken gelinliğinle çıktığın bu eve kefeninle geri dönersin diye uğurlanırdı, gerçi hala bunu diyen aileler var.
Kadın eş, kayın, kayınpeder, kayınvalidenin olduğu eve gelin gider, hepsine hizmet eder, memnun kalınmazsa hepsi birden döver ama anasına babasına dayak yediği için dert yanamazdı, çünkü o kadındı susmalıydı, boşanmak ayıptı, hem anası da zamanında aynı şeyleri yaşamıştı, ne vardı canım koca döverdi de severdi de.

Siz gerçekten eskiden bütün erkeklerin kadınlara şiir okuduğunu mu sanıyorsunuz?

Tekrar tekrar aynı şeyi yazıyorsunuz, benim cehaletim hala ne anlatmak istediğinizi anlamıyorum zira cümlelerinizin arası kopuk, bir yerden kopyala yapıştır gibi, sizin düşüncelerinizi aktarmıyor gibi, üstelik yazdığım yoruma da cevap gibi değil.

Demek istediğiniz erkek şiddetinin artmasıysa, erkek şiddeti eskiden beri var ne yazık ki, kadın cinayetleri de vardı, aldatmalarda ama medya bu kadar yaygın değildi, erkek şiddetini belki tümüyle yok etmek mümkün değil ama bir nebze durdurmak bizim elimizde, bunun yolu da kaslı erkeklere prim veriyorlar diye kadınları suçlamak değil, kadınları eğitmekten geçiyor zira bugün kadınları döven, öldüren, tecavüz edeni de bir kadın yetiştiriyor, kadın önce kendini, sonra ailesindeki erkekleri ve diğer kadınları eğitecek ki bir şeyler değişsin.

Yoksa sizin gibi suçlaması kolay olan yol, zor olan ailemizden başlayarak çevremizi bilinçlendirmeye çalışmaktır, sosyal medyayı doğru kullanmayı bilirsek geniş kitlelere ulaşırız, bu platformda bunun için uygun bir yer, siz yeter ki hemcinslerimi bilinçlendirmek istiyorum deyin.
 

Bu yazdığınız şey bu kadar basit değil.Belki katılmayanlar olacak ama kadınlar olarak güçlü olana/dikkat çekene yöneliriz,çoğu kadın yanında pasif bir adam istemez.Sıkıntı toplumun ''güçlü erkek'' etiketini yanlış insanlar üzerine yapıştırması.Bu da aileden (anne,baba) geliyor maalesef.Televizyondaki en popüler dizilere,içerdiği şiddet ögelerine bakarsanız neden bahsettiğimi anlarsınız.
 

İlk olarak köpekler pek de öyle eğilitilmiyorlar. Bunun sürü içindeki yerini ögretmesi var, sahibini lider kabul edip ona saygı ve sevgi beslemesini sağlaması var, karşılıklı bağ ve güven duygusu oluşturması var, alanını belirlemek ve o alanı benimsemesini sağlamak var, oyun egitimleri var...

Özetle "açlıkla cezalandır" ve "yiyecekle ödüllendir" şeklinde basit bi rüşvet ilişkisi ile açıklanamayacak kadar kapsamlı bi iş.

Kaldı ki erkekleri kadınlar tarafından ödül - ceza yönetimi ile eğitilmesi gereken, düşünme ve davranış belirleme yeteneği bi köpek ya da bi çocuğunkine denk olarak görmeniz gerkçekten dehşet verici. Çok iyi ve naif oldukları için seçilmemişler de kötüler seçiliyor diye onlara mı özenmişler, aman da aman. Kreşte öğretmeninize söylenecek cinsten bi tespit bu farkındasınız değil mi?

Ki bu noktada konu içindeki yorumlarınız tuhaf bi şekilde ilk yorumumda bahsettiğim vasıfsız ve vasat adamların ağlama duvarı entrylerine dönüşüyor.

Konu bi anda "sahip olduğu fiziksel ve maddi gücü başkalarına zarar vermek için kullanan, kendini fiziksel ve maddi olarak geliştirirken duygusal ve entelektüel gelişimini geri plana atan, kadınların varlığına-tercihlerine-onuruna saygı duymayan adamlara prim verip doğru davranışlar sergileyen erkekleri de onlara benzemeleri yönünde motive etmeyelim" den "iyi bi vücudu ve sakalları olan, özgüveni yüksek, maddi durumu iyi erkeklerden nefret eder ve bu nefretimizi yüzlerine vurursak sorun çözülür bence"ye evrildi ki gerçekten enteresan.

Duyguları incinmiş bi beyefendi olma olasılığınız nedir diye düşünmeden edemiyorum.

Yoksa iyi bi vücuda sahip olmak istemeleri ve bunun takdir görmesi kısmında bi sorun göremiyorum ben. Sakal konusunda da. Zira millet olarak pek estetik yüz hatlarına sahip degiliz. Erkekler bu durumu sakalla kapatmaya çalışıyorlar, son derece doğal.

Gezegendeki tüm diğer canlılar gibi cinsel dürtülerle karşı cins tarafından seçilmek için daha iyi görünmeye çalışmakta da bu çabayı takdir etmekte de bi sorun yok. Ve çabalamayanları beğenmemekte de bi sorun yok.

Ha biz erkek kuş tüylerini kabartınca iyi göründü diye 5 dakika çiftleşip sonra herkes kendi yoluna diyen bi kuş türü değiliz, hayatlarımızı birlikte sürdürüyoruz, duygusal bağ kuruyoruz, bu nedenle fiziksel kriterler eş ve sevgili seçiminde geri plana alınmalı derseniz o başka bi konu.

Kadınlara "kadın dediğin..." ile başlayan dayatmaların erkekler için "erkek dediğin..." ile başlayan versiyonlarının yarattığı ağır abi ekolü çok geniş bi tartışma konusu.

Sonra ekonomik gücün ikili ilişkilerdeki yeri, kadının kendi sahip olmasına izin verilmeyeceğine inandığı ekonomik gücü karşı cinste aramaya başlaması (maaşını aldığı gibi babalarının-abilerinin eline saymaya mecbur kadınlar, çok iyi bi pozisyonda çalışırken gergin bi anında "bi kere sevişse rahatlar hep erkeksizlikten kariyer delisi olmuş çıkmış" diye arkasından konuşulan ve onuru kırılan kadınlar..) da aynı şekilde.

Zamana, eğitime, ağır toplum mühendisliğine, ekonomik refaha, bilimsel ilerlemeyr ihtiyaç var.

Ama dedim ya sizin buraya konu açma sebebinizin bunlar olduğuna degil, tercih edilmemek üzere bi aktif kırgınlık içinde olan ya da pasif dönem kırgınlıkları ve gözlemleri doğrultusunda bu konuda geliştirdiği "hep kadınlar yüzünden" temalı sabit fikirlerini bi kadın platformunda doğrulatmaya ihtiyaç duyan bir beyefendi olduğunuz hissine kapılıyorum ben şu an.
 
Gerçekten sorununuzu anlamadım. Anlatmaya çalıştıkça daha da çorba yapmışsınız.
 

kadına şiddet dünyanın her tarafında var, övüle övüle bitirilemeyen rus kadınlarda türk kadını gibi dayak yiyor. ancak ordaki kadın yediği ilk dayakta kocasını sokağa atıp hayatına çocuğu ile devam ediyor. hayatına devam edebiliyor çünkü her işte çalışıyor. münibüste muavinlik bile yapıyorlar. en uzun süre bu forumda siz varsınız. kocası tarafından ezilemeyen kadınların hepsi erkeğe rest çekebilen kadınlar. baba evine dönemese bile kendi ayakları üstünde durabilir. erkek tarafında bunlar daha kıymetli oluyor. ama bu kadınları kimse bilinçlendirmiyor.

daha evliliğinin ilk yılında hamile kalan kadını nasıl bilinçlendireceksiniz? kendidede bilmiyormuki boşananların yarısı ilk 5-6 senede boşanıyor. mesleğin dahi olmadan hemen çocuk yaptığında, tamamen erkeğe mahkum olacağını? dayak atan erkek bal gibide kadının kendini terk edemeyeceğini bildiği için dayak atıyor. siz kendinize acımazsanız kimse size acımaz. ezdirmeyeceksin kendini, eğer ezdirirsen bu devranın dönmesine sebep olursun.

ama kadınlar daha sevgililik dönemlerinde bile sırf erkeği kaybetmemek için ezilmeye başlıyor. benim yazdıklarımda tam bu işte, bu sıkıntılı tiplere prim vererek sizi ezmelerine müsade etmeyin demeye çalışıyorum.
 
İyi de evliliğinin ilk yılında hamile kalan kadınları neden kötülediniz ki? Belki çok mutlu bir evlilik, belki çok uzun zamandır tanışıyorlar.
 
kadın ve erkek arasındaki farklardan biride erkekler birbirlerini kıskanmaz. yanında güzel bi kız olan erkeği başka bi erkek kıskanmaz. bunu işçelleştirip karşındakinin doğru, kendinin yanlış olduğunu düşünür. bu kıskançlık duygusu değil, doğru olan-yanlış olan davranış gibi bişeydir. konu hiçbir yere evrilmedi. konumuz bazı kadınların dengesiz erkeklere prim vermesi.
 
İyi de evliliğinin ilk yılında hamile kalan kadınları neden kötülediniz ki? Belki çok mutlu bir evlilik, belki çok uzun zamandır tanışıyorlar.
işte ben bu yüzden üstü kapalı yazdım ki kimse kendine bi pay çıkarmasın. tartışma yaşanmasın. ısrarla tartışma çıkmaması için kapalı yazdım. kimseyi kötülemiyorum. risk alıyor, hemde çok büyük risk anlamında yazdım.
 
Şimdi daha net anladım, lakin son mesajımda da yazdığım gibi bunun yolu eğitimden geçiyor, bir çocuk daha doğduğu andan itibaren eğitilmeye başlanırsa, çocuklarımıza sen kızsın susacaksın itaat edeceksin, erkek çocuğuna haydi aslanım kaplanım sen erkeksin dünya senin etrafında dönüyor demeden, her insanın cinsiyet ayrımı olmaksızın eşit olduğunu öğretirsek, bu çocuklar sağlıklı ilişkileri olan mutlu huzurlu ailelerde yetişir evliliği kurtuluş olarak görmezse, aynı zamanda en azından benim bildiğim ninelerimden bilip duyduğum en eski tarihi 60-70 yıldır kemikleşmiş olan kadın ersiz, erkeksiz olmaz, kadın ne olursa olsun boşanmaz, boşanmış kadın ayıplıdır, evli kadınların potansiyel düşmanıdır, boşanmışsa başka erkek arıyordur gibi çirkin görüşleri yıkarsak, kadın boşanmaktan korkmaz, sizin üstünde durduğunuz herşey toplumun kemikleşmiş düşünce yapısının ve baskısının sonuçlarıdır, kadınların birçoğu toplumda boşanmış kadına iyi gözle bakılmadığı için boşanmaya çekiniyor, sevgilisine bile daha flört zamanı itaat edip herşeye he demesinin sebebi de daha doğduğu andan itibaren erkeğe susmayı, erkeğin dediklerini yapmayı öğrettikleri için, bizi diğer ülkelerin kadınlarından ayıran bunlar maalesef.

O yüzden kadın cesaret edemiyor, hele de çocukları varsa toplum anne misyonunu yüklüyor sırtına, sen annesin, duyguların olamaz, dert yanmaya, içinde bulunduğun duruma isyan etmeye, kadın olmaya hakkın yok, anne olacaksın diyor, çocuğundan bunalıp of demeye bile hakkı olmadığı düşünülen kadının eşine of deme hakkı olabilir mi sizce?

Bunların hepsinin çözümü geçmiştekiler için bir şey yapamayız ama bizlerin yetiştirdiği nesli kadın erkek ayırmadan vicdan, merhamet duygularını aşılayarak, insana, canlıya sevgi, saygıyı öğreterek yetiştirmekten geçiyor, okul eğitimi kadar önemlidir aile eğitimi, zaten eğitim aileden başlar, bilinç aileden başlar, aile eğitimiyse sonradan verilmez doğumdan itibaren başlar.

Sizin bahsettiğiniz boşanmaya, ayrılmaya imkanı olmasına rağmen bundan ısrarla kaçınan, biraz üsteleyince beni kıskanıyorsunuz diyen kadınlarda var tabii ama onlarında yine toplumda kadınların bile benimseyip uyguladığı ataerkil düşüncenin yansıması olduğunu düşünüyorum, kadınsan evlenmeli, çocuk yapmalısın düşüncesi artık DNA'mıza işledi, evlenmemişsen, çocuk istemiyorsan sende bir gariplik vardır düşüncesi var.
BDV'de açılmış erkek arkadaşım yok, şu yaşa geldim evlenemedim, çocuk istemiyorum içerikli konuları okursanız toplum baskısından bıkmış kadınların serzenişlerini görür ne demek istediğimi anlarsınız
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…