bu yazı biraz(!) uzun oldu okumak da biraz zahmet olcak arkadaşlar.. ama eğer okursanız ve en azından görüşlerinizi bildirirseniz benim için gerçekten çok çok anlamlı bir şey yapmış olursunuz.
tam 1 yıl önce (28 temmuz 2008..nasıl unutabilirim ki bu tarihi) biriyle tanıştım. internetten tanışmıştım. daha sonraları uzun uzun konuşmaya başladık. herşey mükemmel gidiyordu. buluşmaya karar verdik ve buluştuğumuz gün birbirimiz için ne kadar uygun olduğumuzu anladık..
gerçekten sorunsuz bir ilişkiydi, benim küçük yalanım dışında.. kendimi 1-2 yaş büyük göstermesem ne olurdu sanki.. aslında ben yaşımı söylememiştim bile, aramızda zaten 3 yaş var. o beni kendinden 1 yaş küçük sanmış.. daha ben bişey söylemeden hem de. ben de ilişkimize zarar gelmesin diye bi süre öğrendiğim bu istemdışı küçük yalanımı sürdürmeye devam ettim..
ekim-kasım ayları.. 1-2 aydır buluşmamak için nedenler arıyordu. ben de saf gibi yalanlarına inanıp tamam başka zaman buluşuruz diyordum. ama " o gün gelemem bu hafta hep doluyum perşembe dersim var cuma da x'le buluşcaz söz vermiştim" gibi şeyler derdi hep. ve ben şimdi hala şaşıyorum kendime o zamanlar o x'le nasıl aralarında bişey olmayacağını düşündüğüm için. ayrıldıktan bir süre sonra anlattığına göre benimle ayrıldığı hafta buluşmuşlar o x'le. zaten 2-3 yıldır tanışıyolardı ve tanıştıklarından beri birbirlerinden hoşlanıyolarmış. bunu en sonunda itiraf etmişler birbirlerine.. ve ilişkileri başlamış. (arkadaşlar her ne kadar seni kesinlikle aldatmadım, ayrıldıktan sonra çıkmaya başladık dese de ben kesinlikle inanmıyorum). durup dururken sinir krizi geçirmeler, okuldaki arkadaşlarıma o kızın fotoğraflarını gösterip "neydi ki eksiğim.." demeler, arkadaşlarım daha "boşver be canım" deyip de (ve bi dalga havasında söylerlerdi hep bunu) bana formalite gereği hafifçe sarılmalarında birden duygulanıp onlara sımsıkı sarılıp saatlerce ağlamalar.. sırf bu yüzden kaç derse girmedim bilmiyorum.. bi şekilde günler geçti geldik şubat ayının sonlarına. artık onsuzluğa alışır gibi olmuştum, ama birden hayatıma geri döndü. arkadaş kimliğiyle tabi.. konuştuk falan ve bir gün okul çıkışı onlara gittim(elbette kötü bi amaç için değil). beraber guitar hero oynadık, konuştuk, yedik,içtik.. kolunu attı bana " bir arkadaşı özlemişim " dedi.. sonra ben tam "belki arkadaş olabiliriz.." diye düşünürken birden beni öpmeye başladı. önce kendimi çekmeye çalıştım ama nefesini boynumda,yüzümde hissedince karşılık verdim. ipek ongun'un kitaplarında şöyle bir tabir vardır: "yıllardır hasret kalmışcasına öpüşüyorduk.." diye. aynen öyleydi. ama sonra birden kendimi çektim "bunu yapmak istemiyorum" dedim sesli düşünce olarak. "madem yapmaman gerekiyordu o zaman neden öpmeme karşılık verdin?" diye sordu. cevap veremedim tabi. sonra birden konuşmaya başladı: "eğer seni son bi kez öpmeseydim tam olarak ayrılmış gibi hissedemezdim ve diğer kızlarla normal ilişkiler yaşayamazdım. ama şimdi tam olarak ayrılmış olduk ve artık o kişilere dönebilirim." dedi. o sözler bana o kadar çok dokundu ki... Tutamadım kendimi birden ona sarıldım ve omzunda ağlamaya başladım. (ne büyük çelişki değil mi?) Sonra gitmem gerek dedim, döndüm eve.. annemden gizli gitmiştim ama bişeyler olduğunu anladı, sakinleştirici ilaçlar aldım doğru ablamın(kuzenim oluyo aslında) evine gittim. saatlerce konuştum, ağladım, içimi döktüm ona.
bu olaydan sonra onunla uzun süre görüşmedik. (arada seninle ilişkiye girmek istiyorum demeleri vardı, sonradan şaka falan dedi ama tek niyeti kızları götürmek olan ergenlik çağındaki erkeklerden bahsediyoruz..) veee gün geldi 1 nisan'a. intikamımı almalıydım belki de. ben de bi arkadaşımı aldım yanıma gittim onlara.(arkadaşım kapıda bekliyodu) habersiz gitmiştim tabi, annesiyle de karşılaşmış oldum.(en berbat yanı buydu sanki..) odasına gittik konuşmaya başladım "bana ilişkiye girmek istiyorum falan diyodun, şaka olsa da olmasa da farketmez, sanırım bunu yapabilirim. hem denemekten zarar çıkmaz değil mi.." dedim. ilk başta inanamadı, hayır yapamam falan dedi.(düşünün içerde de annesi var ve hala o kızla birlikte) en sonunda ikna oldu ve birden beni öpmeye başladı. tam ileri gitmeye çalışırken "1 nisanın kutlu olsun salak.." deyip dudağına tek bi öpücük kondurdum. öylece kaldı orada. dersini verdim diye düşünüyordum. göz göze gelince birden gülmeye başladık ve sonra gene aynı anda sustuk.. gene ve gene aynı anda birbirimize sarılıverdik.. "özlemişim seni" dedik birbirimize.. ama sonra gittim tabiki. akşamsa bi mesaj "sanırım x'ten ayrılcam.." diye. yorum yapmadım ben de..
gelelim taa ilişkimizin başındaki küçük yalanıma.. bigün bi arkadaşımla çok kavga ettik ve kavga ettikten 1 saat sonra telefonumda yaşımı öğrendiğine dair bi mesaj gördüm.. cevap atamadım, saatlerce ağladım. sonra akşam telefonda konuştuk. "senden asıl ayrılış nedenim yaşını bana söylememendi, kimlik bilgilerine bakıp öğrenmiştim. ayrılmamdan korkmuştun, ama ben seviyordum farketmezdi. zaten 3 yaş biliyorsun.. ama yalan söylemenin bedelini ödemiş oldun ve bunlara rağmen ben sana hala güveniyorum, hala arkadaşımsın.." dedi.. sevinmiştim doğrusu..
bugünkü aklım olsa 1 nisan olayını asla yaşamak istemezdim çünkü bu onun aklına bu ilişki fikrini soktu. ciddi ciddi istemeye başlamıştı. birkaç kere onlara gittim (tabiki bir şey yapmadım) sürekli bahanelerle kaçtım. aynı zamanda bunu istemediğimi de söylüyordum. benim için en büyük engel daha genç olmamdı,sonra onunla ilişkimiz olmamasıydı ve ondan sonra da hala x'le devam ediyo oluşlarıydı.(gerçi ona "x de aynı şeyi sana yapsa, başkalarıyla böyle olsa" dediğimde "büyük ihtimalle aldatıyodur zaten" demişti..)
o kızın varlığını bile bile,onun ne kadar aşağlık olduğunu bile bile onunla görüşmeye devam ettim.beni kullandığını da biliyodum.ama sadece 2 saatliğine bile olsa o anlarda o sadece benim oluyodu ve onu çok çok özlüyodum.özlediğim için de tüm bunlara katlanıyodum. beni öpen dudakların (çok afedersiniz arkadaşlar ama) o kaltağa da değdiğini bile umursamıyodum o anlarda. ama artık dayanılmaz bir hal aldı. 2 yakın arkadaşım o x'in de bunları bilmeye hakkı var diyorlardı. ama söyleyemezdim, söz vermiştim ona. o da bana kimseye söylememek için söz vermişti. kaybedemezdim onu..
ama o kötü gün geldi işte.. doğum günüme çağırmıştım onu. fazla ayrıntı vermicem sadece nerdeyse bunu yapıyodum.. ve kendimi çok çok kötü hissettim sonrasında, hala üzüntümü atamadım. şu anda pişmanım ama neyse ki çok çok pişman olcağım şeyler yapmadım. bunların benim evimde olması o kadar kötüydü ki, düşünsenize anılarla sarmalanmış bi yerde (hem de kötü anılar) yaşamak zorundasınız.. başımı çevirip geceleri uyuduğum yatağa baktığımda gözlerimin dolmasını engelleyemiyorum..
aslında bunu yapmak istemesinin nedeni sadece "denemek"miş.. en azından bana dediği kadarıyla.. ben tatildeyken bana "bi an önce gel de şu işi hemen bitirelim, deneme amaçlı yapalım ve bidaha böyle birşey denemeyelim" dedi.. kendimi o kadar çok kullanılmış hissettim ki.. o zaman bidaha buluşmamalıydık, nasıl olsa buluştuğumuzda tek yaptığımız şey ilişkiye giden aşamaları kaydetmekti.. (bunu ona söylediğimde "hayır ben hala senin arkadaşınım, hatta bu olduktan sonra seni yemeğe çıkarcam ve yepyeni bi başlangıç yapcaz iki arkadaş olarak" demişti.. ama yüzüne nasıl bakabilirdim?)
geçen günlerde konuştuk ve kesin kararı verdik, denemicektik. bu konu da böylece kapanmış oldu.
arkadaşlar onu hep kötü yanlarıyla anlatmışım, ama onun hayatımdaki yerini nasıl anlatabilirim bilmiyorum.. çünkü her ne kadar büyük bi çelişki olsa da tüm bunlara rağmen o benim en yakın arkadaşımdı! hiç beni yalnız bırakmaz, her zaman yanımdadır, bana destek olur.. bu arkadaşı kaybedemezdim ben.. ama bi yandan deliler gibi seviyordum (belki de alışkanlıktı..)
durum çok çok garipti. uzun süre geçmesine rağmen hala canımı acıtıyor. mesela ilk buluşmamızda sahildeydik ve ben ne zaman bi sahilden geçsem kalbim sıkışmaya başlıyo o masmavi denize bakamıyorum.. her sahil o yürüdüğümüz sahile benziyo çünkü. ya da ben benzetiyorum. her yerde bizden bi parça var ve ben onu bırakamıyorum. bazen en olmadık yerlerde öyle şarkılar çalıyor ki dinlemeye dayanamıyorum, nefes alamayacak gibi oluyorum.. genelde bunları ayrılıktan sonraki son anlarda yaşamam gerekmiyor mu? o zaman yaşadım ama tekrar aynı şeyler işte..
şimdi belki garip gelecek ama yeniden eskilere dönmek istiyorum, yeniden onunla güzel bir ilişki yaşamak.. tüm bunları okuyan kişiler genelde benim bu isteğime karşı tepkili olacaklardır, ama tüm o kötü olaylar geride kaldı.. ve o tatil için almanyaya gitmeden önce son bi kez görüşcez.. sadece birbirimize dönelim istiyorum, başka birşey düşünmek istemiyorum.. bu son görüşmede ne yapmam gerekiyo sizce arkadaşlar bu noktada sizin görüşlerinize ihtiyacım var.. şimdiden çok saolun..
ve yazımı çelişkilerle dolu ilişkimize gerçekten uyan bir Şebnem Ferah şarkısının bir kısmıyla bitirmek istiyorum..
Sevgilim ve dostum,
babam oğlum..
Arkadaşım, aşkım,
herşeyimdin sen..
gerçekten de herşeyimdi o.. ve eğer hala şansım varsa -ki olduğuna inanıyorum) onu kaybetmemeliyim..