Bu misafir sofraları için ben aslında bi çözüm buldum:)
Misafir cagirmamak:) kökten çözüm bunu geçen yıldan itibaren uyguluyorum misafir olarak evime gerçekten gelmesini istediğim insanları cagiriyorum eskiden aaa ona ayıp olur onuda cagirim aaaa buna ayıp olur bunu da cagirim diye düşünürdüm sonuç yorgun bi beden ilgilenilememis bi çocuk ....
Ben kendime göre kıstaslar koydum
Akşam çaya misafir gelecekse bir çeşit tatlı ama çocuklar vs varsa azda kalabaliksa yanına birde tuzlu kurabiye gibi bişey ekliyorum
Yemeğe misafirim geldiğinde yine ab aradan bitirebulecegimiz kadar hazırlıyorum kalanları tavuk ların etlerin altında verilen kopuklerde biriktirip çöpün yanına koyuyorum ama tabi abartmıyorum artık
Gündüz oturmalarına senede iki veya üç kez kabul ediyorum en sevmediğim misafir ağırlama bicimi
Genelde gündüz görüştüğümuz arkadaşlarla ben kalabalık olarak diil tek olarak görüşmeyi tercih ediyorum kalabalıkta oturup kimseyle konuşamıyorum ben çocuklar çayı bitenler vs.... Onda da tek bir çeşit hazırlıyoruz bitti kısır veya sütlü tatlı vs....
Dediğin gibi abartilan bi yere gittiğimde çok üzülüyorum ben abartmak istemesem bile içimden bi ses ya olmadı sanki falan diyo...
Benim fazlaliklarimi atmam sanırım en çok bu yonde işime yaradı
Yıllardır affedemedigim insanları hatalarını affettim
-Annemin beni küçükken 5 yıl annaneme bırakmasını affettim ona kızmıyorum artık
- babamın bizi terkedip yıllardır aramamasini affettim ona en büyük ceza evlatlarını görememek hakkimida helal ediyorum
- eski sevgilimi affettim paramı çalmasını affettim şu an yaşadığı hayat ona en büyük ceza ve ona teşekkür ediyorum iyiki bana o kötülüklerin hepsini yaptı paramı çalarak tüy dikti ve bende şu an onunla o hayatı yaşamıyorum şükürler olsun
- kaynanami affettim yaptığı diil en çok yapmadıkları için ona en büyük ceza onu annesi gibi seven diil sıradan biri gibi gören bi gelininin olmasi
-eski iş arkadaşımı affettim ... Ona en büyük ceza sürekli kendiyle bi arada olmak çok mutsuz ...
- en onemlisi kendimi affettim bu zamana kadar yaptığım tüm hatalar tüm yanlışlar beni ben yapan parcalarimdi hepsinden dersler çıkardım iyiki yapmışım o hataları ve iyiki bugünkü ben olmuşum hatalarimida seviyorum artık
sevgili selin....ne güzel yazmışsınız...aslında bu topiğe direkt sade yaşamla ilgili düşüncelerimle yazmaya başlayacaktım...sizi okuyunca....affetmek.....nasıl olsa burada kalacak....yazabilirim : )
affedebilmeyi başarmak...çok kutlarım sizi....bu ve bu gibi yazılar umarım benim için de faydalı olur....çok bilgili değilim ama mümkün olduğunca okumaya çalışıyorum....her yeni bilgi bana hediye...tabiii hah işte böyle,işte bu...dediğim, okuduğum şeyler....
kısaca kendimden bahsedeyim sizlere....ama önce hamilelerin hamileliklerini hayırlısı ile tamamlamalarını dilerim...sağlıkla kucaklarına alsınlar inşallah...kocamaaaan sevgiler herkese....
efenim açılışı yaptıktan sonra artık konuya dalayım diiii mi.
kendimi tanıtacaktım diii mi...30 dan sonra lise, önlisansı dışarıdan okudum....40 dan sonra anne oldum...yani olmaya çalışıyorum...her geçen gün insan çok şey öğreniyor....çocuk mu sizi büyütüyor siz mi onu...varsın insanlar tartışa dursun canları istedikleri bi gün...
okumaya başladıkça ....uygun kelimeleri bulamıyorum şu an...okudukça yalnızlaştım diyeyim...tam olsun..bir tarafım yenilendi hafifledi...çevre ağırlaştı üstümde...okudukça okudukça insanlaruı daha bir tanır oldum...az sınadım...gözüm açıldı...maymun gözünü açtı oldu....sıradan kahve içmeleri,sigara dumanı,mahallenin dedikoduları asla ilgilendirmemişti ya beni...
sonra sonra anladm ki ortak noktamız yok...isterim ki gittiğimiz bir tiyatro oyununu eleştirelim konuşalım...biletler benden olsun ....ya da dünyadan, kitaplardan,,,olaylardan,haksızlıklardan,,değerlerden.....
yok.
burayı okudum....çok sevdim...
çok güzel fikirleri yaşam tarzları olan arkadaşlar var...bayıldımmm kiminize...
sade yaşam konusunda.....fazlaca üst baş almayız sevmeyiz de karı koca...insan içine çıkacak bir iki temiz, güne ortama uyan üzerimize giyeceğimiz bişey olsun yeter...ayakkabı bot konusu da öyle...eskiyene kadar...bi düğün haberi alırsak sıkışırız tabii...sonra koştur kombin yap uğraş dur...
deterjan konusunda...bi ara kk da gezinmiştim.bulşaık makinesinde karbonatla yıkadım...arkadaşların dediği gibi pek verimli olmuyor...ben de tasarruf olsun diye bimin bulaşık makinesi deterjanına neredeyse dörtte bir oranda karbonat koydum...dörtte bir sağlıklı olsun şimdilik : )
karbonatın beyazlatıcı özelliğinden dolayı bunu çamaşır deterjanlarıma da uyguladım...bir de deterjan miktarını oldukça azalttım..o kadar az koyuyorum ki...deterjanlar kolay kolay bitmiyor artık.heh heee...sonuç=az kirli, bir kere giyimle kokan giysiler,günlük çıkan çoraplar vs vs vs için çok iyi...bunu siz kendiniz daha iyi anlarsınız tatbik edersiniz...
banyoyu lavoboyu da karbonatla ovdum.eskiden kullanılan vimler gibi...sonuç iyi...ama uygulamada yetersizim...tortulu görmek vazgeçiriyor üşendiriyor eline de pütürlü geliyor çok durulamak gerekiyor...
banyo yaptığınız küçülen kalıp sabunlarını ne yapıyorsunuz?ben pet bir şişede biriktiriyorum...evi sileceğim zaman sıcak suyla eritip elimle siliyorum..hem kirleri yakından daha iyi görüyorum.tabii her zaman değil..bir elle bir sopayla....sopa dedimse anladınız...
çok sık silmesem de (hafta da bir ya da iki=dip köşe)sildiğim su temiz çıkar balkonu yıkarım.ya da kova da bekler..ha bunu söylemişken hemmen yazayım...
bir gün yine bol sabunlu suyla silmişim evi....arkadaş gelmiş o gün...su dolu kova balkonda...bi ara balkona çıktık...benim kız biz arkadaşla konuşurken vileda sopasını köpüklü köpüklü fayanslara sürmesin mi...ben de aman elleme de biraz konuşalım modunda....tüm fayansları bi güzel köpükledi....arkadaş gittikten sonra toparlıyiiim dedim de.......yüzde yüz temizlik...o çeişt sabun artıkları nasılll temizlemiş fayansları...kirler yumuşamış (ayıptır söylemesi balık filan kızartırız balkonda)bende bi elden geçtim vileda sopasıyla...ha ha bi sevindim..prıl prrıl oldular...başka zaman telle ovardım ....
not:bir de gider deliği o günden sonra bi güzel açıldı...foşşş diye çekip alıyor artık suyu...
kitap konusunda.....kitaplar kıymetli....her kitap bir şey öğretiyor bana...hayatın dik duruşun anahtarı saklı satırlarda.....insan olmaya çalışıyorsun okudukça...arkadaştan isterim okurum...zaten okunacak kitabı olan tek bir kişi var...istediğim kitabı da mutlaka alırım..imdirime girmesini bekleyemem...özellikle kitap çıkarmasını beklediğim yazarlar var mesela...gerçekten okuyacak kişiye hiç düşünmeden veririm....
zaman konusunda...para konusunda....bence elime ne kadar çok para geçtiği önemli değildir.asıl benim o parayı yönetebilmem önemli.bu konuda başarılı bulurum kendimi...az parayla ev geçindirip üste bile artırırım.
zaman ...zamanı da olduğunca verimli kullanmaya başladım...az zamanda çok iş çıkarttığıma inanıyorum.hala eksiklerim var.
yeme içme konusunda...biraz biraz nefsimi terbiye yolundayım.çocuğumdan az yerim..misafir geldiğinde.Allah ne verdiyse,mümkün olduğunca çok yaparım ikramımı ....bu benim ikarmımdır....isteyen istediğini yesin.kalanı bitene kadar yeriz. öğünlere bölerim yiyeceğimiz kadar derin dondurucuya koyarım...çıktığında tatları aynı olacak şeyleri koyarım...hiç yemek, ekmek atmam...
evi düzenleme toplama konusunda:kızımdan önce ev hiç oturulmamış gibiydi...şimdi üstünden atlıyo geçiyorum...kendi toplamasını öğrenene kadar sabrediyorum...3 gün,5 gün...en sonunda topluyor:)dolaplar çekmeceler hak getire....düzen kesinlikle yok.kepçeyi süzgeci ondan alıp kullanıyorum............bilg yazarken yavaşlamaya başladı...az gözlerim de yoruldu....kız uyuyor olmasaydı zor yazardım...
oh yaaa....iyi geldi.....hayat paylaşınca güzel,derler ya....yazarım yine....çoook sevgiler.........