Dertleşmeye geldim kızlar.
Son iki ayda başımdan geçenleri anlatacağım, biraz uzun olabilir kusura bakmayın.
En baştan başlayayım. Bundan 4 yıl önce bir çocukla tanışmıştım. Kendisiyle çok kısa bir süre arkadaş olduk ve “arkadaşça” konuştuk. Konuşmaya başladıktan bir süre sonra çocuk benden hoşlandığını söyledi. Ben de kendisini reddettim. O dönem önceliklerim farklıydı, hayatıma birini almayı kesinlikle düşünmüyordum, üniversiteye hazırlanıyordum vs. Neyse uzun lafın kısası bağlantımız koptu. Bu 4 sene içerisinde kendisi ara ara hamleler yaptı, ben hiçbirine karşılık vermedim. Bu arada yaşlar 23 / 24. Tanıştığımızda 19 / 20 idi.
Uzun süredir sesi çıkmıyordu. Geçtiğimiz Ağustos başında tekrar görüşmek istedi. Bense hayatımın oldukça zor, oldukça yalnız hissettiğim bir döneminden geçiyordum. Tamam, tanıyalım birbirimizi deyip bir şans verdim. Bu arada aynı şehirde yaşamıyoruz. Görüşme buluşma durumları yok yani.
Ben bu tür konularda hızlı gitmeyi sevmeyen biriyim. Bir iki haftada sevgili muhabbetine girebilecek yapıda değilim. Her şey zamanla olmalı diye düşünürüm. Bunu da en başta kendisine açık açık söyledim zaten. Tamam dedi.
İlk falsosunu telefon numaramı isterken yaptı. O ara sosyal medyadan konuşuyorduk, daha yeniyiz. Bir gün durup dururken ben hesabımı kapatacağım sana numaramı vereyim yoksa konuşamayız dedi. Neden dedim, o kadar saçççma sapan gülünç bir neden sundu ki anlatamam. Hani çok belli numaramı almak için yaptığı. Ben orada bir soğudum kendisinden. Yani ben numaramı verecektim zaten, çocuk değilim niye saklayayım, bir süre geçmesini bekliyordum sadece. Ama bu küçük oyunlar beni buz gibi yapıyor işte. Neyse bir şekilde aldı numaramı sonunda. Sonra bilin bakalım ne oldu? Beyefendi hesabını silmekten vazgeçti.
İlk bir ay fena gitmiyor gibiydi, arada yine bazı tuhaf konuşmaları oldu ama çok üstünde durmadım. Zaten ciddi bir düşüncem yoktu kesinlikle. Daha çok arkadaşlık etme amaçlı olursa olur dediğim bir flört etme durumuydu.
Her neyse, özellikle Eylül başından bu yana 4 yıldır benimle görüşmek için uğraşan adama bir rahatlık geldi. Mesajlarıma sekiz saat sonra dönmeler, zaman ayıramamalar, telefon görüşmesi zaten hak getire.. Kendisi çalışıyor bu arada ve yoğun bir işi var, bu konuda bir şey diyemem. Ama ne zaman sorsam ya bir arkadaşının ya bir akrabasının yanında, ya çalışıyor, ya da uyuyor. Ama bana zamanı yok! Bir baktım diyaloglarımız “günaydın napıyorsun”dan ileri gitmez olmuş. Biz tanıyamıyoruz ki birbirimizi! Ben neden devam edeyim böyle bir şeye? Her dakika konuşmayı seven biri değilim, bayar beni hatta. Ama hayatımdaki insana günde yarım saatimi ayırıp iletişim kuramıyorsam ne anlamı var?
Bugün son damlaya geldim patladım artık. Dün akşam mesajlaşıyorduk birden sesi kesildi. 7 saat sonra cevap: Uyumuşum ya.. Zerre inanmadım o ayrı. Bugün izinliydi. Değerlendirelim sabah telefonda konuşuruz fırsat varken diye kendi söyledi. Uyanınca “günaydın” diye mesaj attım, güya arayacak diye bekliyorum. 2,5 saat sonra cevap vermeye lütfetti. Yeni uyanmış, yersen.
Buraya yazdığım her şeyi tek tek kendisine söyledim ve görüşmeyi bitirdim. Üzgün veya kırgın değilim ama sinirliyim. Kendisinden aman aman hoşlandığımı söyleyemem. Zaten aşka meşke pek inananan biri değilim. Ama zamanımı boşa harcamış gibi hissediyorum.
Bu erkekler neden böyle ya? Yıllarca debelenirken “evet” cevabını aldığında niye totosu Everest'e çıkıyor bunların?
Roman oldu biliyorum ama içimi dökmem gerekiyordu. Okuduysanız teşekkür ederim.