Bu sabah zil sesiyle uyandım.Diafondan kim o dedim..bir erkek sesi bişeyler söyledi.Açtık kapıyı..Elinde bir poşet ve birkaç kağıt parçası..Eşim de arabayı çekin falan demeye mi geldiler acaba dedi..
Adam poşeti bana veriyor, size hırsız girmiş bu çanta sizin dedi..
Allah allah ,yok hırsız falan diyesim geldi,herşey normal gözüküyordu..
Meğer 3-5 bina aşağıda işten gelen bir komşu imiş tanımıyoruz..Onların apartmanının önünde çantamın içindekileri etrafa saçılmış görmüş..Almış bakmış,çantamda elektrik faturası vardı, adresi görerek,cüzdandaki kimliklerle karşılaştırarak bize gelmiş, sağolsun..
Şok olduk, şaşkınlıktan adamın adını ,oturduğu daireyi bile anlamadık, halbuki söyledi..
Adamın sizin çantanız diyor ben üzerimize alınamıyorum,uykunun verdiği sersemlikte var..
Poşete bir baktım çantam..Portmantoya baktım, çantam yok..
Adam yalnız size değil herkese girmişler galiba dedi..aşağıda bir çanta daha var,bir pantolon var dedi..
Yalınayak aşağıya indim ki..eşimin pantolonu.Benim diğer çantam .Apartman iç girişine atılmış.Bir de çantamın yanında inci boncuk koyduğum ahşap kutu.Onun içine de bazen yüzüklerimi koyuyordum..İki tane yüzüğüm vardı içinde maddi değeri değil ,manevi önemi vardı birinin..Eşimin ilk evlilik yıldönümünde aldığı yüzüktü:çok üzgünüm:..cüzdanlar gitmiş,orada boşaltıp bırakmış..
Çantalarımızı boşaltmış boş cüzdanları içinde ehliyet,kimlikler,k.kartları dahil olmak üzere o komşunun apartmanın önüne atmış..
Tabi polisi aradık geldiler..olay yeri inceleme geldi..parmak izi aradı..bizim parmak izlerimizi aldı..Komşununda ifadesini almak istediler, eşim o apartmanın önüne gittiğinde
yine benim çantamda ve o ahşap kutunun içinde olan, diğer ıvır zıvırları da bulmuş..daha ileride ise yere atılmış bizim mutfak bıçağımızı bulmuş..Artık şükrediyoruz..İyiki uyanmadık diye..
Kapıyı nasıl açmış diyeceksiniz..Kapının demir çengelini çevirmiştim..Bizce kilitliydi..Ama asıl kapımız anahtarla kilitli değildi..Demir çengeli bir inşaat demiri parçasıyla kanırtarak genişletmiş..gerisi çocuk oyuncağı herhalde onun için..Demirin ses çıkarmaması için yanında bir penye, toz bezi gibi birşey getirmiş..Demire sarmış öyle açmış..Bezde demir kesikleri vardı..
Demir parçasını merdivenlere bırakmış..Bez parçasını tapı tokmağına bırakmış..
Enteresan olan..Kapıyı kapatmış gitmiş..hiç ses duymadık..
Kapının çengelinde çok bariz bir genişleme yok..hafif bir genişleme..
Günlerden pazar olduğu için, işe gitme gibi birşey yok..Allah bilir, biz öğlende falan öğrenecektik bize hırsız girdiğini..Tel..cüzdan aramazdık sabah sabah..
Polislerde hırsız birinci suçlu,ikinci suçlu sizsiniz diyor..İstanbul gibi biryerde oturuyorsunuz kapınızı arkadan kilitklemeliydiniz diyor..O da haklı ama..insan gaflete düşüyor..
Biraz uzun anlattım ama paylaşmak,aynı zamanda uyarmak istedim sizleri de..
Elim kolum hiçbir işe gitmiyor valla..Şaşkınlıktan takatim yok..Tedirginim..