- 5 Kasım 2009
- 5.950
- 539
Rojda Demirer (d. 12 Ağustos 1980 Ankara) Hacettepe Üniversitesi Ankara Devlet Konservatuvarı mezunu, 2003 yılında TDT'de sanatçılığa başlamıştır.
Rol Aldığı Oyunlar
* Kanuni Sultan Süleyman
* Küçük Kara Balık
* Onikinci Gece
* Ayyar Hamza
* Gönderilmiş Mektuplar ( Film )
Rol Aldığı Diziler
* Hisarbuselik 2006 Sema
* Ağa Kızı 2004 Biricik
* Tadımız Kaçmasın 2005 Eda
* Yaşanmış Şehir Hikayeleri 2006 Zeynep
* Canım Benim 2004 Demet
* Aşk Olsun 2003 Ebru
* Candan Öte 2006 Görkem Cenker
* Sevgili Dünürüm 2007 Ayperi
* Melekler Korusun 2008-2009 Esin
Melekler Korusun dizisinde Esin karakterini canlandıran Rojda Demirer'in saç modelleri ve saç rengi çok beğeniliyor. Genellikle uzun ve dalgalı saç modeli kullanan Rojda Demirer karamel ve çikolata kahvesi renklerini tercih ediyor.
Spor merkezindeki eğitmenine ilk görüşte aşık olan Rojda Demirer, hayatının en mutlu dönemini yaşadığını söyledi.
"Önce umutsuz bir durumdu, çünkü kız arkadaşı vardı. Fakat sonra anlaşıldı ki, o da aynen benim gibi hissediyormuş. Bir yıl sonra açılabildik birbirimize, sekiz aydır da birlikteyiz. O kadar aşığım ki, kendimi dünyayı tek başıma koşarak dolaşabilecek güçte hissediyorum!"
O kadar aşığım ki dünyayı koşarak dolaşabilirim
Etrafına ışık saçan, çok güzel, çok mutlu genç bir kadın Rojda Demirer... “Melekler Korusun” dizisinin yetenekli oyuncusu, hayatının bugüne kadar yaşadığı en mutlu döneminde olduğunu söylüyor. Çünkü o sekiz aydır çok aşık! Hayatında ilk defa evlenmeyi düşünen, “Çocuk yapmak istiyorum” diyen Demirer, bu aşkın ayrıntılarını Elele dergisine anlattı.
BU GÜNE KADAR HıÇ ALDATILMADIM
Profesyonel anlamda meslek olarak seçmeye nasıl karar verdin oyunculuğu?
- ılk defa 8 yaşında tanıştım bu işlerle ama o zamanlar ne nedir, ne değildir farkında değildim tabii. Elimizde tekstler, stüdyoya girip okumalarımızı yapardık, oyun gibiydi. Ne zaman TRT’de dizilere oyuncu olarak seçildim, set ortamını tattım, işte o zaman ısınmaya başladım. 14 yaşındayken Ankara Devlet Tiyatrosu “Gazap Üzümleri”ni sahneye koyacaktı. Küçük bir kız çocuğuna ihtiyaçları vardı, radyoya geldiler, deneme yaptılar ve beni seçtiler. Üç yıl boyunca o karakteri oynadım. ışte bu süreçte konservatuvara girmeye karar verdim. Tek okul, tek bölüm denedim ve ilk sınavımda kazandım.
? Pozitif bir enerji yayıyorsun etrafına... Nedir bunun sırrı?
- Düşünce gücüne çok inanırım. Evrene bir şey gönderdiğinde onun karşılığını alacağına çok inanıyorum. Küçük şeylerden de mutlu oluyorum. Fakat beni en çok mutlu eden, coşku hissetmemi sağlayan duygu aşk. Aşık olduğum zaman kendimi dünyayı tek başıma koşarak dolaşabilecek güçte hissediyorum!
? ılişkinde nasılsın, güvenir misin sevgiline?
- Kendimi mi kandırıyorum bilmem ama bugüne kadar erkek arkadaşlarımın beni aldatmadığını düşünüyorum. Erhan’a da çok güveniyorum. Hiçbir soru yok içimde. Bu iki kişi arasındaki iletişimle, paylaşımla, alakalı. Ya da çok safım!
? Daha önce hiç aldattın mı?
- Hiç. Zaten bunu düşünüyorsam sevgilimle aramda bir şeyler bitmiş demektir. O zaman yalnız kalacağımı bilsem de ayrılırım.
SADECE BURNUM ESTETıKLı
? Hayatında “güzellik” kavramının yeri ne?
- Güzelsen eğer, hayata bir sıfır önde başladığın doğru. Bunun devam edebilmesi için başka unsurlar gerekiyor. Güzellik, iyi özelliklerin yanında avantaj sadece.
? Burnunu yaptırdın mı?
- Evet. Estetiğe karşı değilim.
? Aşk kolay mı zor mu sana göre? Nasıl aşık oldun sevgiline?
- Zor beğenen ve zor aşık olan biriyim. Belki de o duyguyu yakaladığım için şimdi bu kadar iyi hissediyorum. Önce Erhan’ı uzaktan sevdim, bir yıl kadar... Belli etmedim çünkü kız arkadaşı vardı...
? Bu ilk görüşte aşk mıydı?
- Evet. Fakat umutsuz bir durumdu önce, çünkü hem kız arkadaşı vardı hem de gittiğim spor merkezinde eğitmendi. Bana “özel” davranamazdı... Hep mesafeliydi. Fakat sonra konuştuğumuzda anlaşıldı ki o da aynen benim hissettiğim gibi hissediyormuş... Bir yıl sonra açılabildik birbirimize, sekiz aydır da birlikteyiz.
? Geleceği konuşuyor musunuz? Evlilik mesela?
- Evet, konuşuyoruz... Daha önce hiç ama hiç düşünmezdim evliliği. Sanırım bu, doğru insanı, her ihtiyacına cevap veren insanı bulmakla ilgili bir durum. Bugüne kadar hep uzun süreli ilişkilerim oldu ama demek ki o duyguya hiç ulaşamadığım için düşünmemişim...
? Çocuk yapmakla ilgili de konuşuyor musunuz?
- Kendimi annelik duygusuna çok yaklaşmış hissediyorum, çok istiyorum. Eskiden böyle değildim... Çocuk gördüğüm zaman içim bir tuhaf olmazdı önceden. şimdi tutamıyorum kendimi, değişmişim.
YAŞIM GEÇıYOR DıYE PANıK YAŞAMIYORUM
? Nasıl bir değişim bu? Geçen zamanla aran nasıl? 30’a yaklaşmak hem mesleki hem de kişisel açıdan seni paniğe sürüklüyor mu?
- Hayır, kesinlikle... Mesleki açıdan konuşacak olursam, zaman ilerleyecek, herkesin arkasından bir sonraki nesil gelecek, onların yerini alacak. Bu hayatın doğasında var. Çocukluğumdan beri bu meslekle uğraştığım için bugüne çok hazmederek geldim, o nedenle hiçbir konuda telaşım, paniğim, “ya biri benim önüme geçerse”lerim yok. Yaptığım tüm işleri tadını çıkara çıkara yaptım, bir anda kendimi oyuncu olarak bulmadım.
? Çok küçük yaşlarda başlamışsın bu işlere, ilk hikayen nedir?
- Küçükken piyano dersleri alıyordum. Hocam, “TRT Ankara Radyosu piyano sınavları açıyor” demişti. Gittim bir baktım, aslında çocuk saati seslendirme sınavlarıymış! Tabii oraya gitmişken annem “O kadar geldik, gir istersen” dedi. Girdim sınava ve nasıl olduysa 1000 kişinin arasından ilk 30’a girmeyi başardım.
? ılk oyunculuk deneyimin ne zamandı?
- TRT televizyonu herhangi bir çocuk oyuncuya ya da sunucuya ihtiyaç duyduğunda radyoya başvurur, eğitim almış çocukları tercih ederdi. Bu şekilde TRT’de başladım oyunculuk yapmaya, programlar sunmaya. Derken kendimi bu işin içinde buldum.
Rol Aldığı Oyunlar
* Kanuni Sultan Süleyman
* Küçük Kara Balık
* Onikinci Gece
* Ayyar Hamza
* Gönderilmiş Mektuplar ( Film )
Rol Aldığı Diziler
* Hisarbuselik 2006 Sema
* Ağa Kızı 2004 Biricik
* Tadımız Kaçmasın 2005 Eda
* Yaşanmış Şehir Hikayeleri 2006 Zeynep
* Canım Benim 2004 Demet
* Aşk Olsun 2003 Ebru
* Candan Öte 2006 Görkem Cenker
* Sevgili Dünürüm 2007 Ayperi
* Melekler Korusun 2008-2009 Esin
Melekler Korusun dizisinde Esin karakterini canlandıran Rojda Demirer'in saç modelleri ve saç rengi çok beğeniliyor. Genellikle uzun ve dalgalı saç modeli kullanan Rojda Demirer karamel ve çikolata kahvesi renklerini tercih ediyor.
Spor merkezindeki eğitmenine ilk görüşte aşık olan Rojda Demirer, hayatının en mutlu dönemini yaşadığını söyledi.
"Önce umutsuz bir durumdu, çünkü kız arkadaşı vardı. Fakat sonra anlaşıldı ki, o da aynen benim gibi hissediyormuş. Bir yıl sonra açılabildik birbirimize, sekiz aydır da birlikteyiz. O kadar aşığım ki, kendimi dünyayı tek başıma koşarak dolaşabilecek güçte hissediyorum!"
O kadar aşığım ki dünyayı koşarak dolaşabilirim
Etrafına ışık saçan, çok güzel, çok mutlu genç bir kadın Rojda Demirer... “Melekler Korusun” dizisinin yetenekli oyuncusu, hayatının bugüne kadar yaşadığı en mutlu döneminde olduğunu söylüyor. Çünkü o sekiz aydır çok aşık! Hayatında ilk defa evlenmeyi düşünen, “Çocuk yapmak istiyorum” diyen Demirer, bu aşkın ayrıntılarını Elele dergisine anlattı.
BU GÜNE KADAR HıÇ ALDATILMADIM
Profesyonel anlamda meslek olarak seçmeye nasıl karar verdin oyunculuğu?
- ılk defa 8 yaşında tanıştım bu işlerle ama o zamanlar ne nedir, ne değildir farkında değildim tabii. Elimizde tekstler, stüdyoya girip okumalarımızı yapardık, oyun gibiydi. Ne zaman TRT’de dizilere oyuncu olarak seçildim, set ortamını tattım, işte o zaman ısınmaya başladım. 14 yaşındayken Ankara Devlet Tiyatrosu “Gazap Üzümleri”ni sahneye koyacaktı. Küçük bir kız çocuğuna ihtiyaçları vardı, radyoya geldiler, deneme yaptılar ve beni seçtiler. Üç yıl boyunca o karakteri oynadım. ışte bu süreçte konservatuvara girmeye karar verdim. Tek okul, tek bölüm denedim ve ilk sınavımda kazandım.
? Pozitif bir enerji yayıyorsun etrafına... Nedir bunun sırrı?
- Düşünce gücüne çok inanırım. Evrene bir şey gönderdiğinde onun karşılığını alacağına çok inanıyorum. Küçük şeylerden de mutlu oluyorum. Fakat beni en çok mutlu eden, coşku hissetmemi sağlayan duygu aşk. Aşık olduğum zaman kendimi dünyayı tek başıma koşarak dolaşabilecek güçte hissediyorum!
? ılişkinde nasılsın, güvenir misin sevgiline?
- Kendimi mi kandırıyorum bilmem ama bugüne kadar erkek arkadaşlarımın beni aldatmadığını düşünüyorum. Erhan’a da çok güveniyorum. Hiçbir soru yok içimde. Bu iki kişi arasındaki iletişimle, paylaşımla, alakalı. Ya da çok safım!
? Daha önce hiç aldattın mı?
- Hiç. Zaten bunu düşünüyorsam sevgilimle aramda bir şeyler bitmiş demektir. O zaman yalnız kalacağımı bilsem de ayrılırım.
SADECE BURNUM ESTETıKLı
? Hayatında “güzellik” kavramının yeri ne?
- Güzelsen eğer, hayata bir sıfır önde başladığın doğru. Bunun devam edebilmesi için başka unsurlar gerekiyor. Güzellik, iyi özelliklerin yanında avantaj sadece.
? Burnunu yaptırdın mı?
- Evet. Estetiğe karşı değilim.
? Aşk kolay mı zor mu sana göre? Nasıl aşık oldun sevgiline?
- Zor beğenen ve zor aşık olan biriyim. Belki de o duyguyu yakaladığım için şimdi bu kadar iyi hissediyorum. Önce Erhan’ı uzaktan sevdim, bir yıl kadar... Belli etmedim çünkü kız arkadaşı vardı...
? Bu ilk görüşte aşk mıydı?
- Evet. Fakat umutsuz bir durumdu önce, çünkü hem kız arkadaşı vardı hem de gittiğim spor merkezinde eğitmendi. Bana “özel” davranamazdı... Hep mesafeliydi. Fakat sonra konuştuğumuzda anlaşıldı ki o da aynen benim hissettiğim gibi hissediyormuş... Bir yıl sonra açılabildik birbirimize, sekiz aydır da birlikteyiz.
? Geleceği konuşuyor musunuz? Evlilik mesela?
- Evet, konuşuyoruz... Daha önce hiç ama hiç düşünmezdim evliliği. Sanırım bu, doğru insanı, her ihtiyacına cevap veren insanı bulmakla ilgili bir durum. Bugüne kadar hep uzun süreli ilişkilerim oldu ama demek ki o duyguya hiç ulaşamadığım için düşünmemişim...
? Çocuk yapmakla ilgili de konuşuyor musunuz?
- Kendimi annelik duygusuna çok yaklaşmış hissediyorum, çok istiyorum. Eskiden böyle değildim... Çocuk gördüğüm zaman içim bir tuhaf olmazdı önceden. şimdi tutamıyorum kendimi, değişmişim.
YAŞIM GEÇıYOR DıYE PANıK YAŞAMIYORUM
? Nasıl bir değişim bu? Geçen zamanla aran nasıl? 30’a yaklaşmak hem mesleki hem de kişisel açıdan seni paniğe sürüklüyor mu?
- Hayır, kesinlikle... Mesleki açıdan konuşacak olursam, zaman ilerleyecek, herkesin arkasından bir sonraki nesil gelecek, onların yerini alacak. Bu hayatın doğasında var. Çocukluğumdan beri bu meslekle uğraştığım için bugüne çok hazmederek geldim, o nedenle hiçbir konuda telaşım, paniğim, “ya biri benim önüme geçerse”lerim yok. Yaptığım tüm işleri tadını çıkara çıkara yaptım, bir anda kendimi oyuncu olarak bulmadım.
? Çok küçük yaşlarda başlamışsın bu işlere, ilk hikayen nedir?
- Küçükken piyano dersleri alıyordum. Hocam, “TRT Ankara Radyosu piyano sınavları açıyor” demişti. Gittim bir baktım, aslında çocuk saati seslendirme sınavlarıymış! Tabii oraya gitmişken annem “O kadar geldik, gir istersen” dedi. Girdim sınava ve nasıl olduysa 1000 kişinin arasından ilk 30’a girmeyi başardım.
? ılk oyunculuk deneyimin ne zamandı?
- TRT televizyonu herhangi bir çocuk oyuncuya ya da sunucuya ihtiyaç duyduğunda radyoya başvurur, eğitim almış çocukları tercih ederdi. Bu şekilde TRT’de başladım oyunculuk yapmaya, programlar sunmaya. Derken kendimi bu işin içinde buldum.
Röpörtaj Elele dergisinden alıntıdır.
Son düzenleme: