Rize'de HES'e direnen köylüleri dövdüler

alaraey,
maliyeti istediği kadar yüksek olsun, nelere para harcanmıyor ki bu ülkede, çevreyi korumak adına harcansın bir kerede, rüzgar ve güneş yok mu bizde?
Yapma alaraey, ben Ege'de yaşıyorum, sıcak suyumu güneş enerjisiyle elde ediyorum, yaz kış sıcak suyum var, burda rüzgar enerjisi için santraller kurulu, Balıkesir'lilerde doğrular lafımı, İzmir'lilerde, buralarda çoktur rüzgar santrali, madem maliyetli neden kuruldu, demek ki yapılabiliyormuş ama gel gör ki o maliyetli dediğin rüzgar enerji santrallerinin bakımı yapılmadığı için çoğu çalışmıyor, hem maliyetli bir işe giriş, hem bakımını yapma çalışmasın bu da bir israf değil mi?

Neden bakımı yapılmıyor, tam randımanlı çalışması sağlanmıyor? Biz kutuplarda yaşamıyoruz ki 4 mevsim güneş olmasın, üstelik zaten küresel ısınma var, ülkede yaz ve kıştan başka mevsim kaldı mı? Kışın rüzgarımız yazın güneşimiz eksik olmaz, burası ki yaşadığım yer küçük biryer yazın bile rüzgarı kesilmez, çok sıcaktır, yürürken yanar vücudun, plaja gitmene bile gerek kalmaz, Akdeniz keza öyle.

Marmara desen İstanbul'da 40 yılım geçti, rüzgarıyla meşhur adını rüzgardan almış yerleri vardır şehrin.

Ağaçlar yok oluyor, asırlık ağacı topraktan ayırmak kolay mı? 5 yıl aynı saksıda kalmış kauçuğun bile kökleri tüm toprağı sarar, kopar bakalım asırlık ağacı topraktan tüm köklerini zedelemeden çıkarabiliyor musun? Asırlık ağaçları taşıyamazsın, taşırsan zarar vere vere taşırsın o ağaçta iflah olmaz, bir ağaç kaç yılda fidandan ağaca dönüyor, ağaç demek ciğer demektir, git bir çam ormanına ciğerlerin yanar oksijenden, başın döner, hiç Altınoluğa gittin mi bilmiyorum, orda Zeus Altarı vardır, çam ormanının içinden geçersin, mis gibi çam kokusu ve oksijen vardır, ağaçlarda sincaplar, kuş yuvaları görürsün.

Kaz dağları ne hale geldi biliyor musun? Siyanürle altın aramaktan katlettiler doğayı, kupkuru havasını nem bastı, hep bu doğa umursamazlıklarımızdan.

Tek derdim hes değil yani, konuları geldikçe yazıyorum, sırf maliyetli olmasın, sırf birileri siyanürle altın çıkarsın, aman ev yapsın, aman site yapacak alan açılsın diye diye mahfettik doğayı.
Ağacı bırakalım hadi, o yok olan ormanlardaki yuva yapmış sincaplar, kuşlar, domuzlar, tilkiler ne olacak? Sudaki balıklar?
Türü tükeniyor deyip haber yapılan ama o türleri korumak için hiçbir adım atılmazken doğa da doğa diye tutturmam tuhaf gözüküyorsa bilemem.

Kızgınlığım, eleştirilerimde öyle parti bazlı değil, ben sahilde çöpleri yerlere atıp yaktığı mangal ateşini ağaç dibine savurup atana da söyleniyorum, bir çam ağacı yüzünden bahçe kapısına asma kilit vurmuş kadınım, neymiş bahçemdeki çam komşunun manzarasını kapıyormuş, ben yokken mülküme girip ağacın dibine çamaşır suyu dökerken yakaladımda edepsiz olan ben oldum. Kızım 1-2 yaşlarına geldiğinde doğayla ilgili ilk öğrettiğim şeylerden biri neydi biliyor musun? Yerlere, denizlere çöp atılmaz, sokakta çöpü atacak konteynır bulamazsak çantamıza koyar evimize götürürüz.

O yüzden ben tasarrufu da, zarar vermemeyi de, doğayı sevmeyi de iyi bilirim.

Doğayı, hayvanları yok etmeden, zarar vermeden yapılacak herşeye ses çıkarmaz tebrik ederim ama birşeyler yok oluyorsa da susamam.
Allah yaratıyor, biz yok ediyoruz, bir kuşun yuvasını bozduğumuz için bile hesap vereceğiz. Bu bu kadar net.
Neyse lafı çok uzattım, doğa, hayvan deyince ben öyle kolay kolay ikna olmam.
 

Bizde de güneş enerjisi var müdürüm çok rahat ve avantajlı bir şey, baya eski bizim ki kışın panellerini yeniledik yeni gibi oldu 1 saat güneş çıksa bile yetiyor
 
Napılsın madene girilmesin mi ? Napılsın elektrik üretilmesin mi ? İyi böyle üretilmesine razıysanız sizleri de o meşhur kelam olan ''Çevrecinin Daniskası'' ilan edebiliriz .Bu lafın çokta sizi rahatsız edeceğini düşünmüyorum.
Ayrıca ağzımızdan x partinin y partinin harfi çıkmazken gelip kendiniz konuyu nasıl partiye bağlıyosunuz.
Desteklersin tamam ona laf yokta savunacağız diye de ağzınızdan yahu yazık oluyor şu dereler kuruyor lafı bile çıkamıyor.
Neyse;
Mune Abla şimdi Kaz dağlarında altın aranmasın mı ?
Yemişim endemiğini bitkisini.Altın çıkaracagız dıye talan edılmesın mı ?
 
[h=1]3. Havalimanı Göl Sularını Boşalttı[/h]
İstanbul’da üçüncü havalimanı inşaatı sahasında kalan 70 gölün suyu, kanal açılarak Karadeniz’e boşaltılıyor.

ÇED raporuna göre inşaat bölgesindeki "sucul yaşam ve canlı yaşam yok olacak"...

Uzmanlar, kuraklık nedeniyle su sorunu yaşayan İstanbul'da bu göllerdeki suyun analizleri yapıldıktan sonra yeniden kullanılabileceğini kaydetti.
Hidrojeoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat Özler, bölgedeki büyük göllerin suyunun terfi istasyonları ile Terkos Gölü'ne taşınabileceğini ifade etti.
İSKİ yetkilileri de, bölgedeki suların içme suyu olarak kullanılmasının uygun bulunmadığını belirtti.

İstanbul’un kuzeyine yapılacak olan üçüncühavalimanı projesinin çalışmaları aralıksız devam ediyor.

Dünyanın en büyük havalimanı olarak lanse edilen projenin nihai Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna göre, bölgede yapılacak çalışmalarda önemli miktarda dolguya ihtiyaç olacak.
Raporda, bölgedeki taş ocakların doldurulmasının yanı sıra su birikintilerinin de ortadan kaldırılması gerektiği kaydediliyor.
Havalimanı çalışmaları kapsamında tıpkı ÇED raporunda belirtildiği gibi göl suları kanal açılarak Karadeniz’e boşaltılmaya başlandı.
Çapının 3 kilometreyi bulduğu derinliğinin ise 50 metreyi aştığı Akpınar merası ile İmrahor arasında kalan bir gölün suyu iş makineleriyle kanal açılarak Karadeniz’e akıtılmaya başladı.
İş makineleriyle açılan kanaldan göl suyunun denize akıtılması köylülerin tepkisini çekti. İstanbul’da su sıkıntısının yaşandığı günlerde göl suyunun bu şekilde denize akıtılmasının önüne geçilmesini isteyen köylüler, “Gölde yaşayan balıklarda denize gittiğinde ölecek” yorumunda bulundu.
'TEMİZ SULAR TERKOS GÖLܒNE TAŞINABİLİR'

Konunun uzmanları da bölgede tahliye edilen suların yeniden kullanılabileceği görüşünü dile getirdi.
Gelişim Üniversitesi Rektör Yardımcısı Hidrojeoloji Uzmanı Prof. Dr. Murat özler, bölgede kömür ve taş ocakları nedeniyle oluşan boşlukların zamanla yağmur suları ile dolarak göl haline geldiğini söyledi.
Göllerdeki suyun bu haliyle ekonomik değerden uzak olduğunu ancak analizi yapılıp temiz olan göl sularının terfi istasyonları ile Terkos Gölü'ne taşınabileceği değerlendirmesinde bulundu.
Özler, "Bu haliyle sadece Karadeniz'e deşarj edilebilir. Bu göllerin suları ancak Terkos Gölü'ne aktarılabilirse bir anlam ifade edebilir.
Terkos Gölü'nde terfi ve pompa istasyonu bulunuyor. Büyük göller için belki ortak bir pompa istasyonu kullanılarak sular aktarılabilir." dedi


3.havaalanı yapılmasın mı ?
İstanbullular zaten bir avuç suyunuz kaldı o da bu şekilde heba oluyor.
 
Hala yazimin orasini burasini cimbizlayipta nasil " nasil masal anlatsam" tarzinda yazilar yazmayin bana ya..

Ben gerceklere bakarim ve ona göre düsünüyrüm..

Gercekler ortada..

Insan muhtaclara yardim konusunda olabildigine cimri, kendi kullanimlari icin olabildigine müsriftir..

Günde cöpe atilan ekmek miktarina bakmak bile yeterli..

Sahte buluyorum ben hem "katlediliyor herseyy" diyen hemde hayatinin her alaninda elektirik kullanan insani..

Kullanilan elektirikler nereden geliyor? Gökten mi yagiyor?

Ülkemis GES iin uygun ama GES ler HES lerden daha zararli zira o paneller günes isinlarini soguruyor ve geri yansimasi gereken isinlar yeryüzünde kaliyor buda cevreye radyasyon olarak yanyiliyor..

Ayrica paneller tüm isiyi tuttugu ve sogumak icin su kullandigi icin küresel isinmaya neden oluyor..

Yani GES ler sadece bir bölgeye degil tüm dünyaya zarar veriyor..

HES ler zararsiz mi degil ama zarari en az olanlar..

Bir insan " yok kardesim ben istemiyorum elektirik " deyip, televizyon, buzdalabi, camasir makinasi, telefon, buzdolabi, buzluk, bulasik makinasi, ütü, firin.......... bütün elektirikli esyalari cikarirsa, o insan sözlerinde samimidir, cünkü elektirik üretimi sistemlerinin hepsi cevreye zarar verir, aksi taktirde her alanda elektirik kullanip " yaziklar olsun, kurudu, bitti" konusmalari bana masal geliryor...
 
Son düzenleme:
Nehirler akarsular çevresiyle bir bütündür. Canlı cansız varlıklarıyla ekolojik bir sistemdir. İnşaat halinde çıkan harfiyatın belirli alanlarda depolanması gerekiyor... Çok ilginç yasal düzenleme bu halde.. Ama sırf ulaşım masrafından kaçmak için dere yataklarına dökülüyor bu inaşat harfiyatları... Ekolojik dengeyi alt üst ediyor, yapılan doğa katliamları ile ortada zaten. Yabancı firmalar ülkemiz firmalarını taşeron olarak kullanıyorken, 49 yıl boyunca tüm hakları kimlere verilmiş acaba!! Yapılan işlerin son derece denetimsiz, sadece ve sadece çıkar amacı gözetilerek yapıldığı ortada değil mi zaten.

İşte hes projeleri ile enerjide dışa bağımlı olmaktan kurtulucaz diye uydurulan bir yalana inanmamız isteniyor. Yok öyle bir şey yalan !! Yapılan araştrımalarda tüm hes projeleri hayata geçirilse dahi dışa bağımlılık devam edeceği konusunda ortaklar.

Ben yurt dışındayken sakın burda bir böcek dahi öldürme dediler, neden dedim. Ekolojik dengeyi bozuyor diye ceza alırsın dediler. Evinin içine giren haşaret için ilaç v.s kullanabilirsin ama dışarıda bir canlıya zarar veremezsin dediler. Çok şaşırmıştım bir o kadarda hoşuma gitmişti, doğaya ve hayvanlara verilen değeri görünce.

İnsan hayatının hiçe silindiği, tekmeler yumruklar atıldığı, ve hatta öldürüldüğü bir ülkede yaşıyoruz hayvanlara niye acıyalım ki!! Biz nehirde kuruturuz, akarsuda kuruturuz,gölleride kuruturuz, alimallah ücüğünü sıkarız valla..Bu iş iktidarlardan önce toplumda bitiyor aslında. Herşeye emme basma tulumba gibi kafa sallayıp biat eden toplumlarda değil, bilinçli örgütlü toplumlarda bu iş çözüme ulaşır.
 
Hayir yani elektrik trafolarina sahip çıkamayan, kedilerden koruyamiyan bir devlet HES santrali, nükleer santral kuruyor. Pes yani....
 
Yazık günah ya...

Göz göre göre çöle çevriliyor ülkem..

Mevcut çevre politikalarıyla Türkiyede HES,RES,GES veya NÜKLEER SANTRAL hepsi ama hepsi çok tehlikeli.

İkizdere vadisinde 28 adet HES planı varmış..

Enerji kaynaklarının ÇED aşamasında en önemli şey sürdürülebilirliktir.

Sen bulduğun her derenin üzerine 3 er 5 er HES kurmaya kalkarsan hem suyu kurutur,hem çevreyi katleder hemde ekolojik dengeyi altüst edersin..

Bu tarz alanlarda ÇED raporları birtek o alanı kapsamamalı bir kere.

Vadide 28 adet HES projesi varsa hepsinin birbirine etkisi-tepkisi incelenmeli,sürdülebilirlik için bir bütün olarak ele alınmalı.

HES Projeleri için yapılan sözde ÇED raporları o kadar yetersiz o kadar baştan savma ki mahkemeler iptal ediyor,punduna getirip 3-5 değişiklik yapıp tekrar ÇED yeterli kararı çıkartılıyor.

Hiç tartışmaya gerek yok yani,RANT İÇİN BAŞTAN SAVMA ÇED RAPORLARINA OLUR DİYEN BİR ÇEVRE VE ŞEHİRCİLİK BAKANLIĞIMIZ VARKEN BU ÜLKEDE HES,RES ,GES VEYA NÜKLEER SANTRAL,HEPSİDE ÇEVRE KATLİAMINA DAVETİYE ÇIKARTIR.

 
Ülkemizde yapılan doğa katliamları artık inanılır gibi değil.
çevreye verdiği, insanlara ve gelecek nesillere verdiği etki çok üzücü. çok üzülüyorum.
yazık gerçekten. hiçbiri yapılmasın. hepsine karşıyım. özellikle de nükleer santral taleplerine.
tüm olumsuz yönlerini görmezden gelerek rant sağlayıp para kazananlara yazıklar olsun.
 

parkon,
gülüm boşuna yazıyorsunuz, öyle bir hale gelmiş ki, 3. köprü güzergahı üzerinde hazine çıktı okumuşsunuzdur, proje uzamasın diye ÇED raporunda yer alan kültür varlıkları, ne arkeoloji müzesine ne koruma kurullarına bildirildi.

Bölgeye arkeologlar eşliğinde müdahale edilsin dendiği halde kim umursadı, açık ve net biz kültürel, tarihi varlıklarına sahip çıkmayan, doğayı belgesellerden ibaret sanıp burnunun dibindeki ağacı yerleri kirletiyor diye kesen insanlarınız.

Ben yaşar mıyım, görür müyüm bilmiyorum ama gelecek nesiller maalesef bu doğa tahrifatlarının sonuçlarını görüp bize sayıp sövecekler, Allah tek bir ağacın gölgesine hasret bırakmasın inşaallah.
 

Munecim zaten 3. köprü ÇED den muaf çok komik değil mi?
Şirket kendi insiyatifiyle göstermelik bir ÇED hazırlamış(lütfetmiş) ...
O yüzden orda ne çıkarsa çıksın,ne kurursa kurusun işi mevzuata uydurmak çok kolay..
Daha önce nükleer santral konusundada yazmıştım,hükümet 2011 den beri 3 kere kanun çıkarttı bu çok büyük rantlı projeleri ÇED raporsuz yapmak için 2 defa mahkeme iptal etti,geçen yıl tekrar çıkartıldı.
Şuanda 3. köprü,3. havaalanı ve 1 nükleer santral,hasankeyf barajı...vs 1997 den önce planlaması yapılmış olduğu için ÇEVRE ETKİLEŞİM DEĞERLENDİRMESİ RAPORU olmadan yapılabilecek.
Yani mevzuata uymayan,göstermelik ÇED raporlarıyla doğayı katletmenin yolunu açtılar..
 
Pek çok bölgesinde rüzgarı bol ve büyük bölümünde yılın 300 günü güneş olan ülkede nükleer santral kurulmasını normal kabul eden insanın ya çıkarı vardır ya da zekasında sorun vardır.

Bu konunun bundan öte tartışılır bir tarafı yok.
 
Nükleer santarallarin en büyük sorunu atık sorunları ve bu atıkların yok edilmesi sorunu. Bu atıkların zararsız hale gelmesi için geçen süre 300 yıl geçmesi gerekiyor düşünün..Ve bu nükleer santallerin ömürleri zaten 30-40 yıl arası. Birde bunların söküm maliyetini düşünün. Ve bu santrallerin kimlere peşkeş çekileceği asıl rantçıları ilgilendiren taraf bu taraf sanırım !!

Sinop inceburun mevkiinde inşaa edilecek nükleer santrali, kuzey Anadolu fay hattına çok yakın deprem riski taşıdığı için konum olarak tehlikeli olduğunu uzmanlar söylüyor... Ülkemiz deprem fay hatlarının yoğun olduğu bir ülke, bu yapılan nükleer santrallerin güvenirliği konusunda bir garantisi bile yok !! Hes projelerini doğaya verdiği zaradan sonra !!!

Yok işte efendim şu ülkedede santral var, bu ülkede de santral var bizde niye olmasın. Bizim ülkemiz yenilebilir enerjisi yüksek bir ülke. Güneşiyle rüzgarıyla. Bazı ülkelerde refaranduma gidilip halka soruluyor, ülkemizde nükleer santral yapılsın mı diye. Gerçi bizde sandıktada çalınır o oylar ya, referandumda kılıf olur işte !!
 
Söyle bastan gercek niyet konusulsada, burada hic bosa enerji harcanmasa..
Daha önce bir twit görmüstüm " Bu hükümet bizi aya götürecek olsa istemmeeemm" yazmisti biri:))

Yani amac bu hükümet:)

Tabi bu hükümet yapmasin, bu gitsin yerine ne bileyim, Kilicdaroglu, Bahceli olmadi Demistas falan gelsin onlar yapsin:)) Gecmislerine bakmak bile yetiyor nasil süper isler yapacaklarini anlamak icin..

Yada ypmasin hicbirsey ne olsa ne yaparsa yapsin ya rant icin yapiyor yada zaten kötü yapiyor olmuyor:))

Kisilerin önce kendini sorguya cekip sonra sözünü söylememesi ne kadar kötü..

Kendimide katarak icine yazayim, su zamandaki insanlarin cevrecilikle yada doga dostlugu ile alakasi olmadigini..

Türkiye üzerinden yazayim..
Tüketilen enerjinin yarisina yakini fabrikalar tüketiyor, insaat firmalari, tekstil firmalari vb vb yani üretimilen hersey bir ülkede yasayan insanlarin hepsinin harcadigi kadar enerji hariyor..

Bu durumda;
2 den fazla ayakkabiniz varsa
Dolabinizda 10-15 ten fazla degisik kiyafetiniz varsa
Gecen gün bir arkadasin sefiliz iste sefiliz, AVM lerde alisveris yapmak icin degil kuru kuru gezmek icin dolasiyoruz dedigi gibi, disari cikip o muhtesem dogada degilde AVM lerin o binlerce volt elektirik harcayan isiltisinda dolasiyorsaniz
Evinizde her türlü elektirik esyasi mevcutsa
Özel arac kullaniyorsaniz
.....
.............
....................

Degistirilen ev esyalari, lüx evlerde oturma istegi, kapitalizmin sundugu her cesit lükse(!) sahip olmak istiyor ve gücünüzün yettigine sahipseniz..............
...
Bircok sey aliyor, tüketim cilginligi icinde debeleniyorsaniz ( kaldiki burada bile insanlar fazla fazla aldiklari, esya, elbise, ayakkabi vs vs seyleri satmak icin urasiyor)

Velhasili kelam, kapitalizmin carkinda dönüp duruyorsaniz, kusura bakmayin cevreci falan degilsiniz..

Ben bu sorgulamayi yapali coooook uzun yillar oldu..

Gittigim evlerde bile fazla olan ayditlatmalari kapattiririm, coook begendigim giysi, esya falan filani bile iki kere düsünerek alirim, cocuklarimi en cok bu konuda uyaririm vs vs ama ben cevreci degilim, bunlarida sirf israftan kacinmak icin yapiyorum zira hesabi var diye..

Yoksa bu kadar tüketimin oldugu bir dünyada, sürekli fazla tüketen, tükettikce tüketen insanlarin " cevreci, dogaci" falan filan olmasi / oldugunu iddea etmesi komik..
 
Hükümet ne yaparsa doğru yapar
Konunun uzmanı olmaya veya okuyup araştırmaya gerek yok
Onların vardır bir bildiği,bize ne oluyorsa
''Koskoca nükleer santrali sen nasıl ÇED raporundan muaf tutarsın'' diyenler hükümet aleyhtarıdır,ve hatta terörist veya CEHAPE lidir.
 

ya da bunların hiç birisi değildir,

sadece insan olarak ortalama bir zekası ve vicdanı vardır.
 
Arkadasim ordan bakinca IQ testine falan mi benziyorum?

Ne bileyim ben zeka seviyeni 2 dir, zeka zeka dedin durdun, "zekada sorun var, ortalama zeka"

Ben nereden bileyim ortalamamisin, ortalama altimisin, en düsükmüsün

Git ölctür zekani rahat et bu kadar kafaya takiyorsan..

Böyle cevap diye " dam üstünde saksagan vur beline kazmayi" tarzi seyler yaziliyor, sonra " yok artik gercekten size cevap vermeyecegim" deyip, cevap verilmeyecekler listesine alincada " baak bana cevap yazamiyor, niye yazmiyorsun heaaa niyee, cevabin yok demiiii" tarzi sey yaziliyor..
 
Son düzenleme:

Zaten HES hiç yapılmasın denmiyor sürdürülebilir HES'ler yapılsın, çevre ve ekolojik denge korunsun, ölçülü olsun ama adamlar su kaynağını kurutana kadar Hes yapıyor dediğin gibi yada daha inşaat aşamasında doğa katliamı yaratıyor. Dünya da sayılı bulunan biyosfer rezerv alanına bile HES yapmaya kalkıyorlar ve bunun ne demek daha olduğunu bile bilmiyorlar. Zaten normal şartlarda o ÇED raporlarının şeffaf olması, halkın onayının olması gerekir ama nerde işte
 
Son düzenleme:
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…