Arkadaşlarından biri Hocaya sorar: - "Hoca, Dünya kaç metre?" Tam o sırada bir cenaze geçiyormuş yanlarından. Hoca onu göstererek: - "Ona sor! Bak, ölçmüş biçmiş, gidiyor!"
--------------------------------------------------------------------------
Hoca bir gün arkadaşıyla konuşuyormuş arkadaşı demiş ki: - "Ya hocam dün sizin evden bir ses çıktı. Neydi o?" Hoca: - "Hiç sadece hanımla biraz tartıştık kavuğum merdivenlerden yuvarlandı", demiş. Arkadaşı: - "Yahu hocam hiç kavuktan bu kadar ses çıkar mı?", demiş. Hoca da: - "Ya anlasana içinde ben de vardım", demiş.
--------------------------------------------------------------------------
Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasreddin Hoca, bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış. Ev sahibinin gözü yerinden oynamış: - "Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini yakar", demiş. Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve: - "Kimin içinin yandığını Allah biliyor", demiş.
--------------------------------------------------------------------------
Hoca bir ciğer almış evine gidiyormuş. Yolda bir dostuyla karsılaşmış. Adam: - "Bak sana güzel bir ciğer yemeği tarifi yapayım da, bunu ağız tadıyla ye", demiş. Hoca rica etmiş: - "Benim aklımda kalmaz. Bir kağıda yazıver." Adam yazıp vermiş. Hoca biraz sonra lezzetli bir ciğer yemeği yiyeceğini düşünerek dalgın dalgın giderken, bir çaylak elindeki ciğeri kapıp kaçmış... Hoca çaylağın ardından bir süre baktıktan sonra elindeki kağıdı havaya kaldırmış: - "Ağız tadıyla yiyemeyeceksin. Tarifi bendedir!"
--------------------------------------------------------------------------
Nasreddin Hoca kapısının önünde bir şeyler aranıyormuş. Komşuları: - "Hayrola Hoca efendi", demişler "bir şey mi yitirdin?" - "Mühürüm düştü de..." - "Nerede düşürdün? Söyle, biz de bakıverelim." - İçerde düşürdüm, avluda." - "Avluda yitirilen şey sokakta aranır mı be Hoca?" - "Avlu karanlık. Burası daha aydınlık da onun için burada arıyorum!"
--------------------------------------------------------------------------
Hoca merhum Akşehirdeki evinde ocak yakıyormuş. Üflemiş püflemiş yanmamış. Hemen yukarı çıkmış, karısının hotozunu alıp başına takmış. Aşağıya inip ocağın önüne çömelerek püf der demez, ocak harlamış, odunlar tutuşmuş, bunu üzerine :
-Meğer demiş ocakta benim gibi karıdan yılarmış..