Ressam1970 'den Seçmeler

ressam1970

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
17 Mart 2007
658
2
54
Evin küçük oğlu sürekli tırnaklarını yiyormuş.Annesi de her gördüğünde çocuğa kızarak "Yeme şu tırnaklarını oğlum,yoksa karnın şişer.Bak ellerine lastik takacağım" diyormuş.
Bir,iki,üç...en sonunda kadın çocuğun eline lastik eldiven takmış...

Çocuk bu halde iken misafirliğe giderler.Ev sahibi hanım hamiledir.Kadının bu halini gören çocuk hemen "Ben senin karnının neden şiştiğini biliyorum" der.Bu durumdan utanan anne,oğluna susmasını söyler ama nafile çocuk tekrar tekrar kadına "Ben senin karnının neden şiştiğini biliyorum" der.

Ev sahibi kadın dayanamıyarak sorar " Söyle bakalım karnım neden şişmiş???"
Veledin cevabı hazır " Lastiksiz yedin dimee!"
 
:Roflol: :Roflol: :Roflol: :Roflol: Veledin cevabı hazır " Lastiksiz yedin dimee!"
emeğine sağlukkkkkkk:))
 
Kulağını Çek

Nasreddin Hoca`yı bir arkadaşı yarmış: -"Hocam bak senin karın hiç evde durmuyor, bütün gün komşu komşu geziyor. Bence sen onun kulağını bir çekiver." -"Tamam" demiş hoca, -"görürsem söylerim!"
 
Eşek Öldü

Hocanın eşeği ölmüş. Kapının eşiğine oturmuş, hüngür hüngür ağlıyormuş. Bir komşusu yaklaşarak:

- A Hoca! Geçende karın öldü, ağlamadın. Bir eşek için ağlamak sana yakışır mı?

- Nasıl ağlamam! Karım ölünce eş, dost hepiniz etrafımı aldınız, üzülme biz sana daha iyisini buluruz dediniz. Ama biri çıkıp da; Hoca ağlama, sana daha iyi bir eşek alırız demedi!!!
 
Kuyruklu Yalan


Birgün, Nasrettin Hoca, camide bir vaaz veriyordu. Cemaatten bir kısmının esnediğini ve bir kısmının uyukladığını farketti. Bunun üzerine şöyle konuşmaya başladı:

-Bir sabah, Akşehir`den dışarı çıkmıştım. Çayın kenarında dört ayaklı ördekler su içiyorlardı...

Dört ayaklı ördek sözünü işiten cemaat, gözlerini açarak Nasrettin Hoca`yı dikkatle dinlemeye başladı. Bunun üzerine Nasrettin Hoca:

-Yahu!... Siz nasıl adamlarsınız. Deminden beri size vaaz ediyorum, uyukluyorsunuz da, kuyruklu bir yalan uydurunca hepinizin gözleri açıldı...
 
Evliliğin Anlamı

Hocaya sormuşlar; "Evliliğin anlamı nedir?" diye...
Şu cevabı vermiş Hoca;
"Gündüzleri çifte hırlama, geceleri çifte horlama."
 
Cimri ve Hoca


Cimri ve de boş boğazın biri Hocaya:
Ya Nasrettin Hoca demiş demek parayı çok seviyorsun. Acaba neden ?
-Hoca cevabını yapıştırmış. Senin gibilere muhtaç olmamak için.
 
Hazırlık Yapıyorum


Nasrettin Hoca dul bir kadınla evlenir. Nikahtan 5 gün sonra kadın doğum yapınca, hoca iner alt kattan divid, kağıt filan alır koşa koşa gider çocuğun yanına bırakır.
Lohusa kadının yanındaki kadınlar sorar :
- Bu ne iştir hoca ne yapacak çocuk bunları ?
Hoca :
- Bu çocuk 9 aylık yolu 5 günde aldıysa, birkaç gün içinde okumaya da başlar. Onun için hazırlık yapıyorum.
 
Ay Alıp Satmıyorum

Nasrettin hoca bir gün pazara gitmiş dolaşıyor, hem de şöyle bir fiyatları yokluyor.
Ahaliden birisi de yanına sokulup soruyor :
- Hocam bugün ay kaç acaba...?
Hoca gayet sakin:
- Valla bilmem evladım uzun zamandır ay alıp satmıyorum.
 
Ne Farkeder

Bir gün Nasrettin hocanın arkadaşlarından biri kendisine gelip; birisinin kendisini mahkemeye verdiğini bir buğday meselesi hakkında yardımına ihtiyacı olduğunu, kendisi için yalancı şahitlik yapmasını istemiş hocadan.
Hoca bu çok eski arkadaşını kıramamış ve yalancı şahitlik etmeyi kabul etmiş.
Fakat mahkeme boyunca sürekli "arpa" diyormuş buğday yerine. Kadı en sonunda sinirlenip:
- Be adam, dava buğday davası arpa değil. Neden sürekli arpa diyorsun şuna ? diye çıkışmış hocaya.
Hoca da gayet sakin:
- Efendim mesele yalan olduktan sonra buğday olsa ne farkeder arpa olsa ne farkeder.
 
Kazı

Hoca yer altına ahır yapmaya karar vermiş. Toprağı kaza kaza komşunun ahırına girmiş. Bir sürü öküz görünce koşa koşa karısına gitmiş:
- Hanım, hanım! diye bağırmış.
Müjdemi isterim. Eski zamanlardan kalma bir ahır dolusu öküz buldum..
 
Peştemal

Timur ile Hoca bir gün hamama giderler. Hoşbeş ederken Timur, Hoca'ya sorar:
"Hoca, ben köle olsam bana kaç para değer biçerdin?"
Hoca:
"Ben bu işin tellalı değilim ama bir 15 akçe ederdin!"
Bu laf üstüne Timur çok sinirlerinir:
"Hoca" der "Senin dediğini kulağın duyuyormu? Sadece bu peştemal 15 akçe eder be!"
Hoca hiç istifini bozmadan:
"Ben zaten peştemale biçtim bu fiyatı!" der.
 
Sen de Düştün

Nasreddin Hocanın bir gün karısı
ölmüş. Bir ay sonra kocası ölmüş dul
bir kadınla evlenmiş. Evlendiği kadın Hoca ya sürekli eski kocasını anlatıyormuş.Yine bir gün
yatakta kocasını anlatıyordu. İşte
benim kocam şöye yapardı,böyle yapardı. Hoca sinirlenmiş ve kadına bir tekme atmış ve kadın yere düşmüş.
-Kadın sormuş aman hoca niye attın beni. Hocanın cevabı hazır:
-Eee yatakta bi sen yatıyosun, bi ben, bide eski kocan. Üçümüz sığamadık sen de düştün.
 
Keşiş

Keşişin biri dünyanın en akıllı adamını bulmak için diyar diyar geziyormuş sıra Nasreddin Hocanın köyüne gelmiş ve köylülere sormuş:
- Sizin köyün en akıllı adamı kim?
demiş. Köylülerde:
- Nasreddin Hoca demiş.
Bunun üzerine keşiş köy meydanında
hoca ile görüşmeye başlamış ve eline bir çomak almış yere bir daire çizmiş. Nasreddin Hoca da çomakla daireyi ortadan ikiye bölmüş. Keşiş bir doğru daha çizerek daireyi dörde bölmüş. Hoca da dörde bölünmüş dairenin üç dilimine çarpı işareti koymuş. Keşiş
elleriyle aşağıdan yukarıya doğru hareket yapmış. Hoca da yukarıdan aşağıya yapmış ve keşiş büyük bir hayranlıkla hocayı tebrik etmiş.
Olup bitenden bir şey anlamayan halk keşişe ne olduğunu sormuş keşiş de:
- Bu adam gerçekten dünyanın en akıllı adamı. Yere dünya çizdim o ortadan ekvator geçer dedi. Ben dünyayı dörde böldüm o da dörtde üçü sudur dedi. Ben yerden buharlaşma sonucunda ne olur dedim o da yağmur yağar dedi.
Bu sefer hocaya neler olduğunu sorar halk hoca da:
- Bu adam oburun biri. Yere bir tepsi baklava çizdi ben de yarısı benim dedim. Daha sonra tepsiyi dörde böldü o zaman dört de üçü benim dedim. O da tepsi altından ateşi hafif hafif almalı dedi, ben de üstüne fındık fıstık ekelersek daha iyi olur dedim.
 
10 Sene Öncesi

Hoca'ya yaşını sorarlar, "Kırk" diye yanıtlar, "Tam kırk!"
On sene sonra aynı soruyu yine "Kırk" diye yanıtlayınca:
"E hocam, on yıl önce de kırk yaşında olduğunu söylemiştin" demişler. Hoca hiç bozmadan:
"Evladım, ne bileyim on sene öncesini!" diye yanıtlar.
 
Bir Ayağı Abdestsiz Namaz

Nasreddin Hoca abdest alırken, bir ayağına su yetmemiş. Namaz kılarken de bir ayağını yukarı kaldırarak namaz kılmış. Bunu gören cami cemaati:
-"Hocam bu nasıl namaz?" diye sormuş. Nasreddin Hoca:
-"Bir ayağı abdestsiz namaz", diye cevap vermiş.
 
Ben Uyuyorum

Bir gün Nasreddin Hoca şehire gelip, bir arkadaşıyla birlikte handa kalmış. Gece yarısı arkadaşı sormuş:
-"Hocam, uyudunuz mu?"
-"Buyurun bir şey mi var?"
-"Biraz borç para isteyeyim demiştim." Nasreddin Hoca derhal horlamaya başlayıp:
-"Ben uyuyorum!", demiş.
 
Sana Ne?


Bir gün Nasreddin Hoca eve doğru yürüyormuş, bir arkadaşı arkadan seslenmiş "aman hoca gördün mü biraz önce geçen helva kazanı ağzına kadar doluydu". Hoca istifini bozmadan "bana ne" demiş. Arkadaşı, "ama hoca helva kazanı sizin eve gidiyordu, buna ne dersin?" demiş; hoca yine istifini bozmadan "o zaman sana ne?" demiş.
 
Boğazına Ateş Düştüğü Zaman


Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş. Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :
-"Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız?" Hoca hemen:
-"Boğazına ateş düştüğü zaman", demiş.
 
İçin Sıyrılır

Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasreddin Hoca, bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış. Ev sahibinin gözü yerinden oynamış:
-"Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanin içini sıyırır", demiş. Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve:
-"Kimin içinin sıyrıldığını Allah biliyor", demiş.
 
X