- 1 Haziran 2008
- 5.943
- 33
- 683
Maneviyat Mevsimi Üç Aylar
Zaman, bize verilen en büyük nimetlerden biri. Gece ve gündüz Allah'ın tecellilerini bize hatırlatan iki münadi. Gece ile gündüzün nimetlerinden faydalanmanın zirve imkânlarının sunulduğu bazı mevsimler vardır. Bunların başında üç aylar gelmektedir.
Üç aylarda bulunan kandil geceleri, gecenin Rabbani tecellilere ayna oluş sırrının en güzel bir yansımasıdır. "Geceyi ihya etme"nin "gündüz tutulan oruç"la birleştiği bu mübarek gün ve geceler, zamanı değerlendirmek, ömrü boşa geçirmemek için de bir terazidir.
Üç aylar, İslâm'ın mübarek saydığı hicrî kamerî aylardan recep, şaban ve ramazan aylarıdır. Recep ayında, regaip ve mi'râç, şaban ayında berat; ramazan ayında ise kadir gibi dört ayrı mübarek gece bulunmaktadır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), bu aylarda daha çok ibadet eder ve: "Allahım! Recep ve şabanı hakkımızda mübarek kıl, bizi ramazana kavuştur." (Ahmet b. Hanbel, Müsned, I, 259) diye dua ederdi.
Hz. Aişe, Rasûlüllah (s.a.s.)'ın bu aydaki orucu hakkında şöyle der: "Şaban ayındaki kadar çok oruçlu olduğu bir ay görmedim." (Tecrid, VI, 295)
Recep ayının ilk cuma gecesi olan Regaip Kandili, Allah Teâlâ'nın kullarına bol bol bağışta bulunduğu, az ibadetlerine karşılık çok ecir verdiği bir rağbet gecesidir.
"Regaip" kelime olarak rağbet olunan şey ve büyük ikram anlamına gelmektedir.
Rağbet nedir?
İstek, arzu ve beğenme.
İnsan rağbet ettiği değerlere göre rağbet görür.
İçtiği kaynağın berraklığına göre berrak sözler söyler.
Mevlânâ "Nereye gidiyorsun sen; işte O'sun sen" der.
Vahye râm olan vahiyden bahis açar.
Kur'an'a giden ayetten, hac-giden Kâbe'den Medine'den dem vurur.
Kötülüğe rağbet eden de kötüye vurgu yapar.
Kısaca rağbet ettiğini heceler insanoğlu.
Rağbet, insanlık tarihinin özetidir aslında. Hakkı duyanlarve duymayanlar. Duydukları halde kulak verenler ve vermeyenler.
Rağbetini ucuz bahanelere yöneltenler; rağbetini baki bir ebediyet yolunda sabrın ve iradenin iklimine sevk edenler.
Peygamberler tarihi rağbet edenler ile rağbet görenlerin hikâyesidir.
Nuh'un çağrısına evet diyenlerin rağbeti ile hayır diyenlerin rağbeti.
Hz. Musa'nın sabırlı davetine rağbet edip denizi onunla geçen, geçtik ten sonraki davetine ise rağbet etmeyenlerin öyküsü.
Efendimizin (s.a.s.) ganimet dağılım zamanına rağbet edip,Tebük'te mücadele çağrısına hayır diyen münafıkların rağbeti.
Rabbinin burhanı sayesinde harama rağbet etmeyen Yusuf'un (a.s.) rağbeti de bir rağbet.
"Bir elime ayı bir elime güne-şi verseniz yine davamdan vazgeçmem" diyen Hz. Peygamberin dünyalık tekliflere rağbet et-memesi de bir rağbet.
Rağbeti tartacak terazilerden biri de şu ayetlerdir:
"Ey iman edenler! Allah veResulü size hayat verecek hakikatlere sizi davet ettiğinde ona icabet edin." (Enfal, 24)
"Eğer onlar Allah ve Resûlü-nün kendilerine verdiğine razı olup, "Allah bize yeter, yakında bize Allah da lütfundan verecek,Resûlü de. Biz yalnız Allah'a rağbet edenleriz" deselerdi (daha iyi olurdu)." (Tevbe, 59) "Boş kaldın mı hemen (başka) işe koyul ve yalnız Rabbine rağbet edipO'na yönel. (İnşirah, 7-8)
Rağbeti tartan başka bir te-razi de "Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir." hadis-i şerifidir.
Üç aylar ne ifade eder bizim için?
Üç aylar ile olan arkadaşlığımızda hayatımızda neye rağbet ettiğimizi sorgulamalıyız.
Ülkemizde tarihten bugüne üç aylar sevgisi hep canlı kalmıştır. İbn Batuta Anadolu'nun muhtelif merkezlerini ziyareti sırasında dinî hayatın çeşitli görünümlerini anlatırken cuma günleri, kandil geceleri, üç aylar ve bilhassa ramazan ayı vb. gün ve gecelerin nasıl büyük bir istek ve heyecanla değerlendirildiğini ortaya koyuyor. (İbn Batuta'yı şaşır-tan Misafirperverlik, Diyanet Aylık s. 122
Tarihte olduğu gibi bugünde toplumlumuz yediden yetmişe üç aylar geldiğinde hayatı-na olumlu anlamda yeni bir istikamet vermektedir.
Üç aylar kalplerimizin manevî doyum ve duyum mevsimidir. Takva, ihlâs, muhasebe, yakîn, marufa sabır, masiyete direnme vb. değerler üç aylarda benliğimize yeniden dolar, âdeta tazeleniriz.
Üç aylar, keşkelerin öğütülüp iradî başlangıçların yapıldığı anlardır.
kaynak