- 30 Nisan 2023
- 1.479
- 1.517
- 31
-
- Konu Sahibi Sofiasofia
- #1
Kızlar bazen o kadar umutsuz hissediyorum ki. belki bunu ben kendi kendime yapıyorum bilmiyorum. ama cidden sanki bir kısır döngünün içinde gibiyim. 13 yaşımdan beri pcosum oldugunu biliyorum. yıllar içinde de pek çok etkisini yaşadım bu sendromun. Adet olamadığım dönemler oldu, tüylenmelerim yüzünden yaşadığım sıkıntılarım oldu ama kafama hiçbir zaman dert etmedim. bir şekilde çözümünü bulmaya çalıştım kendimce.
Ama evlenince , yaşım ilerleyince , çocuk isteğim olunca. tüm bunlar olunca beni çok zorlamaya başladı. ilk defa bir hastalık gibi görmeye başladım pcos u. Hani benim çocuğum olmayacakmı sorusunu da geçtim artık, bazı davranışlarım gelecekte ne olacak, şeker hastalığına mı gidecek diye düşünmeme ve iyice moralimin bozulmasına neden oluyor.
Genelde bu siteye sürecimi zaman zaman yazdım. Kısaca bahsedeyim. Eşim zaten yıl içinde birkaç ay uzağa gitmesi gereken bi işe sahip. artı evlendiğimizde ilk 1 sene kpss sürecim vardı çocuk düşünmemiştik. Ama daha sonrasında düşünmeye başlayınca yumurtlama zamanının ne oldugunu bilmediğim için, taşınma süreçlerimiz vs oldugu için doğru düzgün dogru zamanda tam birlikteliklerin olmadıgı zamanlar oldu.
Daha sonra eşim 3 ay uzağa gidince benim de her şeyi araştırma fırsatım oldu. işte yumurtlama dönemlerinin zamanlarını bilmem gerektiğini, zayıflamamın hormonlarımı düzenlemem de yardımcı olacağı, vitaminlerin önemli oldugu vs çok şey öğrendim ama eşim uzakta iken tek kaldıgım süreçte psikolojik olarak güçlü hissedip diyete giremedim.
Ama buraya kadar bahsettiğim süreçlerin hepsinde adetlerim en azından 30 35 günde bir oluyordu. Daha sonrasında eşim gelince her şeyi doğru yapmaya çalıştım. Ama bir ay soğan kürü diğer ay incir kürü kullandım cahillik edip. derken adet günlerim o 2 ayda sancılı ve 40 günleri aşan bir şekilde geldi. Kısacası her şey ters tepti. Kendime hala inanamıyorum bunu yaptığım için. Daha sonra doktora gidince prolaktinim bi tık yükselti ilaç kullandım ve o ay femaraya başladım mayıstı zaten. ama yumurtam çatlatma iğnesini vurdugumuzda 25 mm olmuştu ve o ay tutmadı. yumurtanın daha kaliteli olması için 18 20 daha idealmiş onu da o süreçte öğrenmiş oldum.
Diğer ay doktorum femarayı 2. kere deneyebiliriz dedi. ama ben hem tüplerimin açılması şansımın artması için haziran ayında sadece rahim filmi çektirdim. ve hiçbir ilaç kullanmadım. ve haziran ayında da diyetisyene başladım. öncesinde aslında hazirana kadar 4 5 aydır zaten zayıflıyordum yavaş yavaş (aralıklı oruçla 2 öğün ama dolu dolu besleniyordum ) diyetisyene başlayınca ve hsg çekilince bende tüm hatlar koptu diyebilirim.
Burayı biraz açarak anlatacağım.
İnstagramda pcos diyetisyeni olarak bilinen pekçok diyetisyen var. içlerinden en bilineni ile diyete başladım. Çünkü genelde pcos hastalarından hep gebelik haberleri gelmiş. İlerleyen sürecimde belki ben de bu haberleri alacağım. diyetisyenimle ilgili olumlu ya da olumsuz bi şey söylemiyorum çünkü hala da devam ediyorum. Sadece haziranda 4 5 aydır çok fazla umutlandığım, sağlıklı beslenerek, ovülasyon testlerini takio ederek, ilaç kullanmaya başlayarak geçirdiğim bir süreç vardı. ve ben bu süreç içinde aynı anda iş hayatımda da çok yorulmuş ve tükenmiş hissetmeye başlamıştım. Tam bunun üzerine diyete başlayınca. Haftanın 5 günü 1 saatten fazla yürüyüş, 5 gün 20 dakikalık egzersizler ve iş tempom ve diyet listem ( çok sağlıklı şeyler ama zor zamanlar da olmuştu) derken 2 hafta ben tüm her şeye uydum ve zaten 58 kiloya gelmiş olan ben 56 kiloya kadar geriledim. Ama bu iki haftanın sonunda doktorumun aneztezisiz olarak hsg çekelim acıtmıyor demesine aa tamam diyip hsg çekip bir de o ağrıyı yaşayınca ben de tüm ipler koptu. Çünkü yoruldum. o acıyı da yaşayınca sanki içimde bi şeyler kırıldı.
Ne yapmaya çalıştıysam sanki hep ters tepti. sonra diyet listemdeki sağlıklı şeyleri tüketmeye ama yavaş yavaş tatlı eklemeye devam ettim. Şu an kilom 58. biri beni görünce gayet zayıfsın diyor ama ben insülin direncinin yarattığı göbeğimin farkındayım. Hani diyete başladığım o 2 haftada onun da inceldiğini fark ettim ama psikolojik olarak çöktüm. ve bu çöküşte yorulmamın da etkisi var. (Bu arada objektif olmak adına ekleyeyim diyet sonrasında psikolojik olarak yorulsam da hormonlarımda iyileşmeler olduğunu da fark ettim pozitif yan etkileri de oldu )
Şu anda temmuz ayındayız ve ben 45 gün oldu hala adet olmadım. Adet olmadıkça motivasyonum düşmeye başladı, bazı günler diyeti bozup çok yiyorum ama gün içinde yine elimden geldiği kadar sağlıklı besleniyorum. Sağlıklı öğünlerden vazgeçmiyorum. Diyetisyenimle devam ediyorum ama haftanın 3 4 günü egzersiz 2 3 günü anca yürüyüş yapabiliyorum. Psikolojik olarak o kadar uzun yürümeye gücüm yok.
Adet olabilmek için ilaç kullandım ilk defa bu hafta içinde adetim gelirse 2. defa femara kullanacağım doktor ile.
Acaba ben kendimi bebek olsun diye acele edip çok mu yordum kızlar ? İstedikçe vücudumu daha da mı zora soktum ? bu bahsettiğim diyetisyene gidip hamile kalanlar çok yorucu bir dönemin ardından mı hamile kalıyorlar ? İnsülin direncim oldugu için ilaç kullanmalı mıyım ve ilerde çok kilolu birimi olacağım. Neden bu hastalık bazı şeyleri bu kadar zorlaştırıyor. Sadece paylaşmak istedim burdan. Umutsuz hissettiğim, kendimi suçladıgım çok zaman oluyor. Kendime çok mu yükleniyorum bilmiyorum.
Ama evlenince , yaşım ilerleyince , çocuk isteğim olunca. tüm bunlar olunca beni çok zorlamaya başladı. ilk defa bir hastalık gibi görmeye başladım pcos u. Hani benim çocuğum olmayacakmı sorusunu da geçtim artık, bazı davranışlarım gelecekte ne olacak, şeker hastalığına mı gidecek diye düşünmeme ve iyice moralimin bozulmasına neden oluyor.
Genelde bu siteye sürecimi zaman zaman yazdım. Kısaca bahsedeyim. Eşim zaten yıl içinde birkaç ay uzağa gitmesi gereken bi işe sahip. artı evlendiğimizde ilk 1 sene kpss sürecim vardı çocuk düşünmemiştik. Ama daha sonrasında düşünmeye başlayınca yumurtlama zamanının ne oldugunu bilmediğim için, taşınma süreçlerimiz vs oldugu için doğru düzgün dogru zamanda tam birlikteliklerin olmadıgı zamanlar oldu.
Daha sonra eşim 3 ay uzağa gidince benim de her şeyi araştırma fırsatım oldu. işte yumurtlama dönemlerinin zamanlarını bilmem gerektiğini, zayıflamamın hormonlarımı düzenlemem de yardımcı olacağı, vitaminlerin önemli oldugu vs çok şey öğrendim ama eşim uzakta iken tek kaldıgım süreçte psikolojik olarak güçlü hissedip diyete giremedim.
Ama buraya kadar bahsettiğim süreçlerin hepsinde adetlerim en azından 30 35 günde bir oluyordu. Daha sonrasında eşim gelince her şeyi doğru yapmaya çalıştım. Ama bir ay soğan kürü diğer ay incir kürü kullandım cahillik edip. derken adet günlerim o 2 ayda sancılı ve 40 günleri aşan bir şekilde geldi. Kısacası her şey ters tepti. Kendime hala inanamıyorum bunu yaptığım için. Daha sonra doktora gidince prolaktinim bi tık yükselti ilaç kullandım ve o ay femaraya başladım mayıstı zaten. ama yumurtam çatlatma iğnesini vurdugumuzda 25 mm olmuştu ve o ay tutmadı. yumurtanın daha kaliteli olması için 18 20 daha idealmiş onu da o süreçte öğrenmiş oldum.
Diğer ay doktorum femarayı 2. kere deneyebiliriz dedi. ama ben hem tüplerimin açılması şansımın artması için haziran ayında sadece rahim filmi çektirdim. ve hiçbir ilaç kullanmadım. ve haziran ayında da diyetisyene başladım. öncesinde aslında hazirana kadar 4 5 aydır zaten zayıflıyordum yavaş yavaş (aralıklı oruçla 2 öğün ama dolu dolu besleniyordum ) diyetisyene başlayınca ve hsg çekilince bende tüm hatlar koptu diyebilirim.
Burayı biraz açarak anlatacağım.
İnstagramda pcos diyetisyeni olarak bilinen pekçok diyetisyen var. içlerinden en bilineni ile diyete başladım. Çünkü genelde pcos hastalarından hep gebelik haberleri gelmiş. İlerleyen sürecimde belki ben de bu haberleri alacağım. diyetisyenimle ilgili olumlu ya da olumsuz bi şey söylemiyorum çünkü hala da devam ediyorum. Sadece haziranda 4 5 aydır çok fazla umutlandığım, sağlıklı beslenerek, ovülasyon testlerini takio ederek, ilaç kullanmaya başlayarak geçirdiğim bir süreç vardı. ve ben bu süreç içinde aynı anda iş hayatımda da çok yorulmuş ve tükenmiş hissetmeye başlamıştım. Tam bunun üzerine diyete başlayınca. Haftanın 5 günü 1 saatten fazla yürüyüş, 5 gün 20 dakikalık egzersizler ve iş tempom ve diyet listem ( çok sağlıklı şeyler ama zor zamanlar da olmuştu) derken 2 hafta ben tüm her şeye uydum ve zaten 58 kiloya gelmiş olan ben 56 kiloya kadar geriledim. Ama bu iki haftanın sonunda doktorumun aneztezisiz olarak hsg çekelim acıtmıyor demesine aa tamam diyip hsg çekip bir de o ağrıyı yaşayınca ben de tüm ipler koptu. Çünkü yoruldum. o acıyı da yaşayınca sanki içimde bi şeyler kırıldı.
Ne yapmaya çalıştıysam sanki hep ters tepti. sonra diyet listemdeki sağlıklı şeyleri tüketmeye ama yavaş yavaş tatlı eklemeye devam ettim. Şu an kilom 58. biri beni görünce gayet zayıfsın diyor ama ben insülin direncinin yarattığı göbeğimin farkındayım. Hani diyete başladığım o 2 haftada onun da inceldiğini fark ettim ama psikolojik olarak çöktüm. ve bu çöküşte yorulmamın da etkisi var. (Bu arada objektif olmak adına ekleyeyim diyet sonrasında psikolojik olarak yorulsam da hormonlarımda iyileşmeler olduğunu da fark ettim pozitif yan etkileri de oldu )
Şu anda temmuz ayındayız ve ben 45 gün oldu hala adet olmadım. Adet olmadıkça motivasyonum düşmeye başladı, bazı günler diyeti bozup çok yiyorum ama gün içinde yine elimden geldiği kadar sağlıklı besleniyorum. Sağlıklı öğünlerden vazgeçmiyorum. Diyetisyenimle devam ediyorum ama haftanın 3 4 günü egzersiz 2 3 günü anca yürüyüş yapabiliyorum. Psikolojik olarak o kadar uzun yürümeye gücüm yok.
Adet olabilmek için ilaç kullandım ilk defa bu hafta içinde adetim gelirse 2. defa femara kullanacağım doktor ile.
Acaba ben kendimi bebek olsun diye acele edip çok mu yordum kızlar ? İstedikçe vücudumu daha da mı zora soktum ? bu bahsettiğim diyetisyene gidip hamile kalanlar çok yorucu bir dönemin ardından mı hamile kalıyorlar ? İnsülin direncim oldugu için ilaç kullanmalı mıyım ve ilerde çok kilolu birimi olacağım. Neden bu hastalık bazı şeyleri bu kadar zorlaştırıyor. Sadece paylaşmak istedim burdan. Umutsuz hissettiğim, kendimi suçladıgım çok zaman oluyor. Kendime çok mu yükleniyorum bilmiyorum.