Devamı
GİRİŞ
Eğer polikistik overliyseniz ve bebek sahibi olmak istiyorsanız doğru yerdesiniz. Hamilelik, kadın vücudunun en büyük stres testidir. Sağlıklı olduğunuz zaman daha kolay hamile kaldığını görürsünüz. Aynı derecede önemli olarak sağlıklı bir gebelik geçirir ve sağlıklı bir bebek doğurursunuz. İşte bu kitap tam da bunun hakkında: sağlıklı kadınlar ve sağlıklı bebekler.
Sonuç olarak bu kitap, sizin hemen bugün hamile kalmanızı hedeflemiyor. Asıl hedef sizi hamile kalmaya hazır hale getirmek, doğal bir şekilde gebe kalma, sağlıklı bir doğum ile sağlıklı bir bebek sahibi olma ihtimalinizi olabilecek en yüksek seviyede arttırmaktır. Bir doktor olarak hamile kalmak isteyen bütün polikistik overliler için hedefim budur.
Burada sizi çok iyi anlıyorum. Eğer bu kitabı okuyorsanız muhtemelen hemen bugün hamile kalmak istiyorsunuz. Ben de aynı yollardan geçtim. Ben de bir PCOS’luyum ve ilk bebeğime kavuşmam aylar süren tedaviler sonucunda gerçekleşti. Başarısız sonuçlanan her deneme dayanılmaz derecede acı veriyordu. Her gün hissettiğim şey aynıydı: ‘’Şimdi’’ hamile kalmak istiyorum. Hemen.
Ancak gerçek şu ki, eğer polikistik overliyseniz gebelik oranları aleyhinizde çalışıyordur.
Polikistik overlilerin %80’i infertilite sorunu ile karşılaşmaktadırlar. Hamile kaldığımız zaman da düşük ve gebelik komplikasyonlarının gerçekleşme riski diğer kadınlara göre daha fazla. Bebeklerin kuvözde kalma ihtimali de aynı şekilde daha fazla. Ve maalesef, eğer bebeğimiz kız ise, yüksek ihtimalle büyüdüğü zaman onda da polikistik over görülecektir.
Tüm bunlar PCOS ile beraber gelen risklerdir. Fakat bunlar başa çıkılmaz riskler değildir. Kesinlikle değişmez bir kader olarak bakmayın. Bilinçli tercihler ve davranış değişiklikleri ile bu riskleri ciddi oranda azaltabilir, sağlıklı bir gebelik elde etme ve sağlıklı bebekler dünyaya getirme ihtimalinizi arttırabilirsiniz.
‘’Hamileliğe Hazır Olma’’ Kitabı
Genellikle bir kadın hamile kalmakta zorlanıyorsa, kadının hemen hamile kalabilmesi için tıp dünyası acilen olaya el atar. Klomen veya benzeri ilaçlarla yumurtlama uyarılır. Kadın kiloluysa en hızlı bir şekilde kilo verebilmesi için çok sıkı bir diyet uygulatılır. Bu kadar çabaya rağmen hala gebelik gerçekleşmediyse ileri bir aşamaya geçilir. Ek ilaçlar verilir, laparoskopik ovaryan drilling gibi ameliyatlar yapılır, tüp bebek uygulamasına geçilir vs. Hepsi gebelik testinde pozitif sonucunu yakalamayı amaçlar.
Peki ya sonra? Komplikasyon riskleri daha fazla olduğu için bir uzman tarafından kadın düzenli bir şekilde takip edilir. Erken doğum olmasın diye önlemler alınır. Evet hepsinin mutlaka bir yeri ve zamanı vardır elbette. Ancak doktorlar tüm bu yöntemleri ilk adım tedavileri olarak görmekteler. Halbuki bu yöntemler en son çareler olmalıdır.
Yardımcı üreme teknikleriyle gerçekleşen gebelikler doğal gebelikler kadar güvenli değildir. Kullanılan yardımcı üreme tekniğinin çeşidine bağlı olarak düşük, gebelik zehirlenmesi, gebelik şekeri, plasenta previa, bebeğin eşinin erken ayrılması, sezaryen, erken doğum ve ölü doğum riskleri artar.
Diğer bir sorun ise yardımcı üreme tekniklerinde çoğul gebelik riski fazladır ve çoğul gebeliklerde yukarıda sayılan riskler tekil gebeliklere göre çok daha fazla artar. Ancak tek sebep çoğul olması değildir. Tekil gebeliklerde de tüp bebek gebelikleri ile normal gebelikler karşılaştırıldığında tüp bebeklerdeki komplikasyon risklerinin ve anne-bebek ölümü risklerinin daha fazla olduğu görülmüştür.
Üstelik yardımcı üreme teknikleri pahalıdır ve sigorta tarafından ödenmez.
Tabi ki burada ben asla bu yöntemleri kullanmayın demiyorum. Ancak standart bir tedavi olarak herkesin kullanmaması gerektiğini söylüyorum. Pek çok polikistik overli kadın doğal yoldan hamile kalabilecekken bu yöntemleri ilk adımda uygulamayın diyorum.
Doğurganlığı arttırmak için ilk değerlendirilmesi gereken şeyler -eğer kadının ve erkeğin ekstra özel bir durumu yoksa- diyet, hayat tarzı, kilo, takviyeler ve beslenme eksikliği olmalıdır. Bu durum özellikle PCOS için geçerlidir çünkü PCOS’un seyri, hayat tarzı değişikliği ile ciddi anlamda değişir.
Pek çok araştırma gösteriyor ki besin değeri yüksek gıdalarla beslenen polikistik overlilerin doğurganlıklarında artış gözlenmiştir. Fazla kilolu olanlar kilolarından %5-10 oranında kilo verdikleri zaman yine doğurganlıklarında artış görülmüştür. Yemek yenilen zaman, egzersiz ve stresi azaltmak metabolik sağlığı iyileştirir ve doğurganlığı arttırır. Ve belli takviyeler ve vitaminler yumurtlamayı düzenleyerek ve yumurta kalitesini arttırarak doğurganlığı arttırabilir.
Polikistik overliyseniz ve hamile kalmak istiyorsanız ilk yapmanız gereken şey hayat tarzınızı değiştirmektir.
Bu stratejileri hamile kalmadan ‘’önce’’ hayatınıza geçirmeniz gerekir. Anahtar kısım budur. İyi bir sağlık, sağlıklı bir gebelik için olmazsa olmazdır. Bu da ilk yapmamız gereken şeyin sağlıklı olmak olduğu anlamına gelir.
Bütün kadınların, özellikle de polikistik overli kadınların hamile kalma teşebbüsünde bulunmaya başlamadan en az 3 ay önce sağlıklarını düzeltmeye başlamalarını öneriyorum. İşte bu kitabın bakış açısı budur.
12 hafta boyunca sağlığınıza odaklanın. Kan şekeri ve insülin direncinizi kontrol altına alın. Kilo verin. Bağırsak ve vajinal mikrobiyotanızı yeniden inşa edin. Besin değeri yüksek olan ve lifli gıdaları önceleyin. Hafif egzersizler yapın. Hormonları bozan kimyasalları yiyeceklerinizden ve çevrenizden uzaklaştırın. Günlük 24 saatlik ritminizi stabil hale getirin. Yumurtlamanızı takip edin. Eğer şimdi yumurtlamıyorsanız, yumurtlamak için elinizden gelen her şeyin en iyisini yapın.
Bu 12 hafta boyunca doğal doğum kontrol yöntemi tercih edin. Prezervatif kullanmayı veya doğurgan olmadığınız zamanlarda ilişkide bulunmayı düşünebilirsiniz. Doğum kontrol hapı, iğne, spiral vb yöntemler kullanmayın. 12 hafta boyunca sağlığınızı optimize etmeye odaklanırken aylık adet döngünüze odaklanın, hamile kalmaya değil. Gözleri parlayan bir bebeğin arzusuyla yanıp tutuşuyorsanız bu cümleleri hazmetmek biraz zor gelebilir. Fakat bu gerçekten önemli. Güvenli ve başarılı bir gebeliği elde etmek için bu 12 haftayı temel atmak gibi düşünün.
12 haftada doğurganlığı arttırma protokolünün bazı aşamalarında su orucu tutacaksınız ki bu sağlığınızı düzeltmek için çok güzel bir yol olsa da gebe iken yapmanız uygun değildir. Bazı bitkiler ovulasyonu sağlamada etkiliyken gebe kaldığınız anda kullanımları güvenli değildir.
12 haftanızı kendinize ve sağlığınıza adayın. Bu 3 ayın sonuna geldiğinizde siz daha sağlıklı olacaksınız. Yumurtalarınız daha sağlıklı olacak. Yumurtlama döneminiz ile alakalı kesin bir bilgiye, anlayışa sahip olacaksınız. 12 hafta bittiğinde artık hamile kalmaya hazır bir halde olacaksınız.
PCOS SOS Doğurganlığı Hızlandırmak Nedir?
Bu kitap benim çok satan PCOS SOS kitabımın kızı. 350 sayfadan fazla bilim, taktikler ve tavsiyeler içeren PCOS SOS Doğurganlığı Hızlandırmak kitabı, optimal sağlık ve doğurganlık, alışveriş listesi, kontrol listesi, menü fikirleri ve programlar hakkında sizi yönlendiren 12 haftalık plan içerir.
Polikistik overliyseniz optimal sağlığa kavuşmanın zorluğunu biliyorsunuzdur. Zaman gerekir, kendini adamak gerekir, süreklilik ve azim gerekir. PCOS yolculuğunuzun her neresinde olursanız olun, sağlığınızı ve doğurganlığınızı yeniden kazanabilirsiniz. Sizin gibi pek çok kadına yardım ettim. Kolay olmayacak çünkü değişim her zaman zordur, fakat bunu başarabilirsiniz. Bu kitabın rehberliğinde mümkün olan en kolay şekilde bunu başaracaksınız.
Sizleri çok fazla bilgiye boğup bu kitabı bir ders kitabına dönüştürmeyeceğim. Ancak herbir hayat tarzı değişikliğinin sağlığınız ve doğurganlığınız üzerinde nasıl bir etki bırakacağını sizlere hatırlatmak için yeterli bilgileri vermeyi de ihmal etmeyeceğim. Sonuçta bu kitap en hızlı bir şekilde doğurganlığınızı arttırmak için. Bu da özlü bir anlatımı gerektirir.
Herhangi bir yerde daha detaylı açıklamalara ihtiyaç duyarsanız lütfen PCOS SOS kitabına bakın. İyi bir anne gibi o da her şeyi biliyor!
Size Vaadim
Keşke 12 hafta bu protokolü uyguladığınızda hamile kalacağınızın ve sağlıklı bir gebelik geçirip doğum yapacağınızın kesin garantisini size verebilseydim. Size hiç kimse böyle bir şeyin sözünü veremez. Eğer sizdeki PCOS olağanüstü derecede şiddetli bir haldeyse 3 aydan daha fazla zamana ihtiyacınız olabilir. Ayrıca PCOS dışında başka bir infertilite sorunu yaşıyor da olabilirsiniz. Eşinizde bazı sorunlar olabilir…
Ama her ne olursa olsun, bu programı tamamen harfi harfine de uygulasanız yine PCOS’lu olmaya devam edeceksiniz. Eğer şu anda PCOS’lu iseniz ölene kadar öyle olmaya devam edeceksiniz demektir. PCOS, doğal bir dişi türüdür, hastalık değildir. Ancak bu varyant günümüzde bir hastalıkmış gibi kendini göstermektedir. Bunun da nedeni yaşam tarzımızın ve yiyeceklerimizin işlevsiz olmasıdır.
PCOS, geçmişten bu yana hafif etkili bir durum olagelmiştir. Genetik bir durumdur. Muhtemelen siz annenizden, o da kendi annesinden, o da kendi annesinden bunu almıştır. Yani anneannelerinizde de PCOS vardı ama doğurganlardı. İnfertilite sorunu yaşamamışlardı. Onlar PCOS’un geçmişteki hafif versiyonunu yaşıyorlardı. Bugünkü gibi çığırından çıkmış ve insanı takatten düşüren yaygın versiyonunu yaşamamışlardı.
Bu kitap, sizde bulunan şiddetli etkilere sahip polikistik overi, anneannelerimizde bulunan hafif şiddetli versiyonuna döndürmek için tasarlanmıştır. Siz yine PCOS’lu olarak kalacaksınız, ancak vücudunuzda PCOS’un olumsuz etkilerini hissetmediğiniz için bir hastalık olarak bu duruma bakmayacaksınız.
Size bebek sözü veremem.
Ancak bu 12 haftayı tamamladığınızda bugünden çok daha sağlıklı olacağınızın sözünü verebilirim.
Metabolizmanız ve hormonlarınız bugünden çok daha iyi olacak. Vücudunuzda iltihaplar azalacak, insülin direnciniz azalacak. Yumurta kaliteniz artacak. Doğurganlığınız artacak.
Bütün olasılıklar lehinize işleyecek.
Eğer her şeye rağmen doğal yolla gebe kalamaz ve yardımcı üreme tekniklerine başvurmak zorunda kalırsanız, düzelen sağlığınız nedeniyle bu tedaviler sizin için daha güvenli ve daha etkili hale gelecek.
Nihayetinde hangi yöntemle ailenizi kurarsanız kurun, eğer bu protokolü uygular, kitapta yazan tavsiyeleri alışkanlık haline getirirseniz polikistik overli ve sağlıklı bir anneliğin temellerini atmış olacaksınız ki bu, tam da sizin ve gelecekteki bebeklerinizin hakettiği şeydir.
Devamı
BİRİNCİ KISIM
BAŞLAMADAN ÖNCE
Birinci Bölüm
PCOS: Karmaşık bir sağlık durumu hakkında kısa bir açıklama
PCOS, Polikistik over sendromunun kısaltılmışıdır. Bu isim bir hastalık ismiymiş gibi kulağa gelse de aslında hastalık değildir. Resmi olarak PCOS bir endokrin bozukluğu yani hormon bozukluğudur. Fakat gerçekte PCOS doğal bir hormon farklılığıdır. Dünya çapında bütün ırklar ve etnikler içerisinde kadınların yüzde onunda PCOS görülmektedir ve bu oran yüzyıllardır istikrarlı bir şekilde aynıdır. Polikistik overin en az 50.000 yıldır var olduğu bilinmektedir.
PCOS, doğal bir kadın türüdür, bir hastalık değildir. Kadınların doğuştan sahip olduğu basit bir hormonal farklılıktır, ve bin yıllar boyunca da böyle olmaya devam etmiştir.
Sizin anneanneleriniz, büyük-büyük-büyük anneanneleriniz PCOS’un tarihi versiyonuna sahipti ki bu hafif etkiye sahip durum, polikistik overliler için aslında bir avantajdı. Vücutlarındaki hafif enflamasyon (iltihap, yangı), bağışıklık sistemlerinin her an hastalıklarla mücadele edebilecek halde olduğu anlamına geliyordu. Hafif dereceli bir şeker intoleransı, sadece bir kaç kilo fazla almalarına neden oluyordu. Hafif dereceli metabolik farklılıklar kıtlık zamnlarında hayatta kalmalarına katkıda bulunuyordu. Hafif yüksek testosteron seviyeleri kas yapmalarını kolaylaştığıyor ve bu da onları daha güçlü kadınlar haline getiriyordu. Hafif infertilite nedeniyle dünyaya getirdikleri çocuk sayısı diğer kadınlara göre daha azdı ve bu da doğum esnasında vefat etme ihtimallerini azaltıyordu.
(Not: Bu konu hakkında Felice Gersh başka bir yerde şöyle yorumluyor. Burada kastedilen hafif dereceli infertilite, geçmişte kadınların belki ortalama 7 tane çocuğu varken polikistik overlilerin ortalama mesela 4 çocuk sahibi olması anlamına gelmektedir. Bu da gerçek anlamda bir infertilite değildir. Aynı zamanda doğumlar arası sürenin artması kadınların vitamin değerlerinin tekrar düzelmesi ve bir sonraki çocuğa vücudun daha fazla hazır olması açısından da bir avantajdı.)
PCOS günümüzde hastalık benzeri bir görünüme kavuşmuştur çünkü bizim hormonal farklılıklarımız, günümüzün işlevsiz toplumunda yaşamımızı devam ettirmeye daha az müsait. PCOS’u doğal ve hafif derecede etkili seviyesine geri çekebilmemiz için doğal ve besleyici bir ortama polikistik overli olmayanlara göre çok daha fazla muhtacız.
İşlenmiş gıdaları yiyip çok fazla oturduğumuz zaman, açık havadan uzak ve hatta 24 saatlik ritimden uzak, gün ışığı almayan camsız binalarda yaşayıp çalıştığımız zaman, vücudumuzu hormon taklidi yapan kimyasallara maruz bıraktığımız zaman hasta oluyoruz. Hem de çok kötü hasta oluyoruz. PCOS’lu olmayanlardan çok daha fazla hasta oluyoruz. Hafif enflamasyon kronik hale geliyor. Hafif dereceli şeker intoleransı şeker hastalığına dönüşüyor. Hafif metabolik farklılıklar obeziteye dönüşüyor. Hafif yüksek testosteron kronik akneye dönüşüyor. Ve hafif infertilite gerçek infertiliteye dönüşüyor.
Geçmişte ‘’farklılık’’ olarak adlandırılan bu kadın türü artık bir rahatsızlık olarak görülmeye başlıyor.
PCOS Semptomları
Bugünün PCOS’u bir kadının bütün vücudunu etkiler hale geldi. Bu kompleks durum tam anlamıyla onlarca semptomu içinde barındırıyor.
PCOS’lu her bir kadın kendine has eşsiz bir PCOS versiyonuna sahiptir. İşte size eğer PCOS’lu iseniz karşılaşabileceğiniz A’zan Z’ye semptomlar listesi:
Akantozis Nigrikans: Yüksek kan şekeri nedeniyle deride ortaya çıkan koyu renkli lekeler.
Akne
Saç dökülmesi
Haşimato tiroidi
Kanser, özellikle de endometrium kanseri
Kalp-damar hastalıkları: Enflamasyon nedeniyle damarların daralması ve plakların oluşması kalp krizine ve felce neden olabilir.
Şeker hastalığı (diyabet)
Yeme bozuklukları, özellikle tıkınırcasına yeme bozukluğu ve bulimia nervoza (yeme-çıkarma bağımlılığı)
Karaciğer hücrelerinde yağ çoğalması: Bu, metabolizmanın bozulmasına ve sonunda karaciğer kaybına dahi neden olabilir.
GERD: Reflü
Diş eti hastalıkları, gingivit
Anormal tüylenme
Hipertansiyon
Uyku bozuklukları: Uykuya dalma zorluğu veya uzun süreli uyuyamama
Hassas barsak sendromu
Adet düzensizliği veya adet görememe
Düşük
Ruh hali bozuklukları, depresyon, anksiyete
Obezite
Gebelik komplikasyonları: Preeklempsi, gebelik şekeri, makrozomi, erken doğum
Et benleri
Uyku apnesi
Felç
Trombofili
Bu kadar geniş ve bütün vücudu kuşatan semptomlar listesi neden ‘’polikistik over sendromu’’ adını hiç sevmediğimin en temel nedenidir. Kadın vücudunun her organını etkileyen böyle bir durum, kadının sadece yumurtalıklarına indirgenmiştir.
Kompleks Bir Endokrin Bozukluk
PCOS, yumurtalıklardaki bir rahatsızlık değildir. PCOS, normal bir endokrin farklılığından meydana gelen bir endokrin bozukluğudur.
Endokrin bozukluğu, hormonların olması gerekenden daha az veya daha fazla salgılanması rahatsızlığı veya hormonların iletilmesi, reseptörler tarafından kabul edilmesi veya imha edilmesi aşamalarında meydana gelen bir bozukluktur.
PCOS, yüksek androjen (genelde testosteron) seviyeleri ile karakteriztik bir endokrin bozukluktur. Testosteron erkekler için 'anahtar' hormondur. Yüksek androjen seviyelerine hafif dereceli düşük östrojen (kadınlık hormonu) seviyesi eşlik eder. PCOS'lu kadınlarda östrojen seviyeleri adet döngüsü ile beraber düzgün bir artış ve azalış göstermez.
PCOS'lu olmayan kadınlarda östrojen seviyeleri ovulasyon dönemi ve adet döneminde ciddi farklılıklar gösterir. Aylık belli bir ritmi vardır. Ancak PCOS'lu kadınlarda döngü boyunca östrojen seviyeleri daha stabildir ve olması gerekenden oldukça düşüktür. Bu da düzensiz adet döngüsünün veya hiç adet görememenin ana nedenlerinden biridir.
Östrojen Baskınlığı
Bazen insanlar PCOS hakkında konuşurken bunu bir östrojen baskınlığı olarak tanımlamaktadırlar. Ben bu terimi hiç sevmiyorum. Polikistik overde problem östrojen baskınlığı değil, östrojenin bir adet döngüsü boyunca düzenli bir şekilde artarak yumurtlamayı uyaramamasıdır. Temel östrojen hormonu olan estradiol, üreme çağındaki kadınların bir aylık adet döngüleri boyunca 15-350 pg/mL arası değişken bir sayıda tespit edilebilir. Hatta 350'den daha fazla da olabilir. Yumurtlamanın gerçekleşebilmesi için estradiolun 300 pg/mL'nin üzerine çıkması gerekmektedir. Bir adet döngüsünün sonunda ise 15 pg/mL'ye kadar düşebilir. Buna karşılık polikistik overli kadınlarda estradiol seviyeleri kronik olarak 60-90 pg/mL arasında değişmektedir ki bu sayı estradiolun en düşük üçte birlik kısmına ait bir değere tekabül eder.
Östrojen baskınlığı terimi aslında östrojene nisbeten daha az seviyelerdeki progesteron seviyesine işaret etmektedir. PCOS'lu kadınlarda östrojen seviyeleri progesterona nisbeten daha fazladır. Ancak bu, onların yüksek östrojene sahip oldukları anlamına gelmez. Östrojen hormonlarına nisbeten progesteron hormonlarının eksik olduğu anlamına gelir. Çözüm östrojeni azaltmak değil, aylık östrojen döngüsünü normale çevirmek, progesteronu normale çevirmek, yumurtlama ve adet döngüsünde vazifeli hormonları normal seviyelerine getirmektir.
Östrojen, kadınlar için benim tanımımla 'ana hormon'dur. Vücutta hemen hemen her hücrede östrojen reseptörleri vardır. Rahminizde ve vajinanızda östrojen reseptörleri olduğu gibi, idrar torbanızda, bağışıklık sistemi hücrelerinizde, sindirim sisteminizde, kalbinizde, akciğerlerinizde, cildinizde ve beyninizde de östrojen reseptörleri bulunmaktadır. Vücuttaki her bir bölümün ideal şekilde işlev görebilmesi için östrojenin ritmik bir şekilde artıp azalmasına ihtiyacı vardır. Vücudunuzdaki pek çok başka hormon östrojene bağlı olduğu için sizin vücudunuzda testosteron, progesteron, LH, FSH, melatonin, kortizol ve AMH hormonları anormal seviyelerde tespit edilir. Bu hormonlar üremeyi, ruh halini, acıkmayı, uyumayı ve bağışıklık sistemini düzenleme gibi pek çok kritik işleve sahiptirler.