Pestonun beslenme ve hatıra defteri

pesto26

Popüler Üye
Kayıtlı Üye
19 Ekim 2018
1.844
7.131
34
İlk ne zaman başladı tam emin değilim esasında..

ÖSS ye hazırlandığım sene yolda yürürken camekandan yansıyan kişinin kendim olduğunu anladığımda şok geçirmiştim, o zaman olabilir..

Çocukluğumda ve gençliğimin ilk senelerinde zayıflıktan kırılmasam da kilo problemim yoktu. lakin her zaman abur cubura zaafım vardı, kendimi ödüllendirme yöntemimdi sanırım. Annemler evden gidince ablamla çılgın cips partileri yapardık. Ruhumun bir yerlerinde bu tip çöp besinler eğlenmeyi, coşmayı simgeliyor.

18 yaşlarımda başımda kavak yelleriyle sınava hazırlanmaya çalışırken ve bir yandan da sürekli yanlış alanda olduğumu kendime hatırlatırken içine düştüğüm o sıradan stresten de yemekle kaçmaya başladım. Kendim yemekle kalmıyordum, benle takılmaya başlayan tüm arkadaşlarım da ufaktan tombikleşmeye başlıyordu, adeta kitlelerin iştahını açıyordum :olamaz: Dershane çıkışlarında gece vakti İskender, çiğ köfte (bazen ikisini birden ) gömmeden eve gidemez hale gelmiştim.

Üniversiteyi kazandım ama o da ayrı bir depresyon konusu.. Gerçi ben bebekliğimden beri depresifim sanırım. Ankara’da okumak, İstanbul’a gitmemek, hayal ettiğim bölüme girmemek beni inanılmaz bir bunalıma sokmuştu. Sınıftaki herkes kendiyle gurur duyar halde anlayamadığım bi yaşama sevinciyle okula gidip gelirken ben her gece ‘nedeğnnnnn’ diye ağlayıp tercihlerim için başkalarını suçlamakla meşguldüm. Okula gider ilk ders takılır sonrasında kendimi gene burgercide falan bulurdum. Kendim gibi memnuniyetsiz bir arkadaş grubu edinmiştim, bol bol şikayet eder, kendimiz dışında herkesin biraz ‘şey’ olduğunu düşünürdük ve yemek yerdik. Görünüşe bakılırsa onlar ben gibi çılgınca yemiyorlardı galiba, en azından tokken yemezlerdi sanırım, neyse..

Bu esnada hemen hiç diyet yapmadım. ‘İstersem veririm’ demek çok güçlü hissettiriyordu. İsteyip de veremezsem ayrı bir yıkım hissedeceğim için en güvenli yol zaten istememek gibi gelmişti..

Ortamların aranan, ironi ustası, ‘yüzü güzel’ kızı olmuştum. ‘Yüzü güzel’ tamlaması gören gözler için çok şey ifade ediyor aslında. Kibarca acayip şişkosun, dötün kocaman demek..

Sonra işe başladım, aksi gibi işim gücümde yiyeceklerin içinde, onu kontrol et buna bak derken pek kilo almadım ama vermedim de. Müdürüm bir toplantıda ‘senin eski fotolarını gördüm bence o hallerine dön’ diyerek bir diyete start vermişti kendince, kalabalıklar arasında rencide edildim ama hiç sallamadım. Adeta inada bindirmiştim, kendime güvenim tamdı ya da kendimi kandırıyordum. Çünkü her geçen gün daha havalı birinden daha sevimli birine dönüşüyordum, yaşayanlar bilirler; şişmanladıkça veya şişman kaldıkça daha sevimli ve geçinilmesi kolay bir insana dönüşmek zorunda kalırsınız sanki. O göbek ve toto kapris haklarınızı hafiften hafiften sizden alır. Her neyse..Çalışma hayatına atılmak içimdeki iflah olmaz Rus edebiyatı pessimistini biraz sakinleştirmiş, kapitalist düzenin ürettiği ‘amaaan yeaa’ diyen tiplerinden birine dönüştürmeye başlamıştı. O senelerde ‘en iyi arkadaşım evleniyooor’ diyerek diyet yapıp 1 ayda 6-7 kilo vermiştim. Sonrara koştur koştur geri aldım tabi, kesin bir şeylere üzülmüşümdür..

2 sene sonra evlenme sırası bana geldi ama arkadaşımın düğününde gösterdiğim iradeyi kendi düğünümde göstermedim. Denemedim bile.. Zaten ne de olsa bu düğün dernek işleri de az stresli sayılmazdı, daha çok kilo almadığıma şükürdü belki de.. 75 kg ve ideal gelin çıtı pıtılığından oldukça uzak bir şekilde dünya evine girdim. Eşim sağolsun kilolu olduğumu tam anlamıyor. Beni sürekli 60 kg falan sanıyor canım benim.

Son 1.5 senede artık yeme bozukluğumu kabul etmiş halde yaşıyorum. Üniversite yıllarımdan bu yana 73-79 arası gidip geliyorum. Şu anda da 77-78 civarındayımdır. Tartılmadım ama insan az çok hissediyor.. Yeme bozukluğu farkındalığımın arttığı bu son 1.5 senede diyet denemelerim, başarılarım ve bittabi başarısızlıklarım oldu. Kiloyu 10 günde almışım gibi 10 günde vermeye çalışmalarım, veremeyince 6lı cips alışlarım falan pek yardımcı olmadı.. Gece makarna pişirmeye üşenmeyen bir insan olarak verdiğimi almak da uzmanlık alanlarımdan biriydi.

Karatay da denedim, günlük de tuttum, spor da yaptım, sağlık problemiyle hastanede yatıp 10 kilo da verdim. Hepsini itinayla geri aldım. Genelde diyete başlamadan önce yarın nasılsa yiyemem diye binge eating partisi yapıp çılgınlarca yiyyorum. Hiç kilo vermeye çalışmasam daha az kilo alırdım belki :olamaz:

Kendimi biraz da burda takip etmek istiyorum, az önce kalan makarnayı, patlamış mısırı ve 3 günde dibini gördüğüm ama hala yenme potansiyeli olan Nutella kavanozunu çöpe gönderdim. Aklıma geldikçe neden kilo aldığımı, hatıralarımı buraya yazacağım. İçimi döküp rahatlayayım, bir de böyle deneyeyim madem..

katılmak isteyen dostlara da elbette kapım açık.

İmza: 1.62 boyunda 78 kilocuk bir hanım kız
 
Son düzenleme:
Merhaba pesto26 pesto26
Yazını anlatım açısından büyük bir keyifle ama içerik açısından üzülerek okudum. Üzüldüm çünkü kendimden bir şeyler buldum yazdıklarında ve maalesef seni anladım. Depresif bir yaşam tarzı, yeme bozukluğu, sürekli alıp verdiğim kilolar... şu an gardırobumda üç beden kıyafet var mesela. Daha 8 ay önce şimdiki kilomdan 10 kilo eksiktim. Üst bedenim ince olduğu için hiçkimse bendeki bu kilo değişimlerini anlamasa da ben içimde fırtınalar yaşıyorum bu yüzden. Hayatım boyunca istikrar problemi yaşadım ve bunu bedenime de yaşatıyorum maalesef. bir irade göstersem 4 ayda bu 10 kiloyu verebilirim ama nedense bir türlü o iradeyi yakalayamıyorum. Hoş yakalasam da muhtemelen verdiğim kiloları tekrar alacağım. Neden böyleyim? Başka sıkıntılar çözülse yemekle aramdaki bu tatsız ilişki de çözülür elbet. Ama adını bile koyamadığım sıkıntıların çözülmesini beklerken balon gibi şişip gitmekten korkuyorum. O yüzden sıkıntılar bir yana bu yeme sorunumu bir şekilde çözmem lazım. Ayrıca herkes bilir ki kilo vermek insanı çok mutlu eder, sosyal hayat olumlu gitmeye başlar, özgüven yerine gelir vs. Ama bunu bile bile homini gırtlak yaşamak da neyin nesi? Kendime bu konuda hiç anlam veremiyorum.

Çok uzatmak istemiyorum. Velhasıl konuyu büyük bir merakla takipteyim.
 
İlk ne zaman başladı tam emin değilim esasında..

ÖSS ye hazırlandığım sene yolda yürürken camekandan yansıyan kişinin kendim olduğunu anladığımda şok geçirmiştim, o zaman olabilir..

Çocukluğumda ve gençliğimin ilk senelerinde zayıflıktan kırılmasam da kilo problemim yoktu. lakin her zaman abur cubura zaafım vardı, kendimi ödüllendirme yöntemimdi sanırım. Annemler evden gidince ablamla çılgın cips partileri yapardık. Ruhumun bir yerlerinde bu tip çöp besinler eğlenmeyi, coşmayı simgeliyor.

18 yaşlarımda başımda kavak yelleriyle sınava hazırlanmaya çalışırken ve bir yandan da sürekli yanlış alanda olduğumu kendime hatırlatırken içine düştüğüm o sıradan stresten de yemekle kaçmaya başladım. Kendim yemekle kalmıyordum, benle takılmaya başlayan tüm arkadaşlarım da ufaktan tombikleşmeye başlıyordu, adeta kitlelerin iştahını açıyordum :olamaz: Dershane çıkışlarında gece vakti İskender, çiğ köfte (bazen ikisini birden ) gömmeden eve gidemez hale gelmiştim.

Üniversiteyi kazandım ama o da ayrı bir depresyon konusu.. Gerçi ben bebekliğimden beri depresifim sanırım. Ankara’da okumak, İstanbul’a gitmemek, hayal ettiğim bölüme girmemek beni inanılmaz bir bunalıma sokmuştu. Sınıftaki herkes kendiyle gurur duyar halde anlayamadığım bi yaşama sevinciyle okula gidip gelirken ben her gece ‘nedeğnnnnn’ diye ağlayıp tercihlerim için başkalarını suçlamakla meşguldüm. Okula gider ilk ders takılır sonrasında kendimi gene burgercide falan bulurdum. Kendim gibi memnuniyetsiz bir arkadaş grubu edinmiştim, bol bol şikayet eder, kendimiz dışında herkesin biraz ‘şey’ olduğunu düşünürdük ve yemek yerdik. Görünüşe bakılırsa onlar ben gibi çılgınca yemiyorlardı galiba, en azından tokken yemezlerdi sanırım, neyse..

Bu esnada hemen hiç diyet yapmadım. ‘İstersem veririm’ demek çok güçlü hissettiriyordu. İsteyip de veremezsem ayrı bir yıkım hissedeceğim için en güvenli yol zaten istememek gibi gelmişti..

Ortamların aranan, ironi ustası, ‘yüzü güzel’ kızı olmuştum. ‘Yüzü güzel’ tamlaması gören gözler için çok şey ifade ediyor aslında. Kibarca acayip şişkosun, dötün kocaman demek..

Sonra işe başladım, aksi gibi işim gücümde yiyeceklerin içinde, onu kontrol et buna bak derken pek kilo almadım ama vermedim de. Müdürüm bir toplantıda ‘senin eski fotolarını gördüm bence o hallerine dön’ diyerek bir diyete start vermişti kendince, kalabalıklar arasında rencide edildim ama hiç sallamadım. Adeta inada bindirmiştim, kendime güvenim tamdı ya da kendimi kandırıyordum. Çünkü her geçen gün daha havalı birinden daha sevimli birine dönüşüyordum, yaşayanlar bilirler; şişmanladıkça veya şişman kaldıkça daha sevimli ve geçinilmesi kolay bir insana dönüşmek zorunda kalırsınız sanki. O göbek ve toto kapris haklarınızı hafiften hafiften sizden alır. Her neyse..Çalışma hayatına atılmak içimdeki iflah olmaz Rus edebiyatı pessimistini biraz sakinleştirmiş, kapitalist düzenin ürettiği ‘amaaan yeaa’ diyen tiplerinden birine dönüştürmeye başlamıştı. O senelerde ‘en iyi arkadaşım evleniyooor’ diyerek diyet yapıp 1 ayda 6-7 kilo vermiştim. Sonrara koştur koştur geri aldım tabi, kesin bir şeylere üzülmüşümdür..

2 sene sonra evlenme sırası bana geldi ama arkadaşımın düğününde gösterdiğim iradeyi kendi düğünümde göstermedim. Denemedim bile.. Zaten ne de olsa bu düğün dernek işleri de az stresli sayılmazdı, daha çok kilo almadığıma şükürdü belki de.. 75 kg ve ideal gelin çıtı pıtılığından oldukça uzak bir şekilde dünya evine girdim. Eşim sağolsun kilolu olduğumu tam anlamıyor. Beni sürekli 60 kg falan sanıyor canım benim.

Son 1.5 senede artık yeme bozukluğumu kabul etmiş halde yaşıyorum. Üniversite yıllarımdan bu yana 73-79 arası gidip geliyorum. Şu anda da 77-78 civarındayımdır. Tartılmadım ama insan az çok hissediyor.. Yeme bozukluğu farkındalığımın arttığı bu son 1.5 senede diyet denemelerim, başarılarım ve bittabi başarısızlıklarım oldu. Kiloyu 10 günde almışım gibi 10 günde vermeye çalışmalarım, veremeyince 6lı cips alışlarım falan pek yardımcı olmadı.. Gece makarna pişirmeye üşenmeyen bir insan olarak verdiğimi almak da uzmanlık alanlarımdan biriydi.

Karatay da denedim, günlük de tuttum, spor da yaptım, sağlık problemiyle hastanede yatıp 10 kilo da verdim. Hepsini itinayla geri aldım. Genelde diyete başlamadan önce yarın nasılsa yiyemem diye binge eating partisi yapıp çılgınlarca yiyyorum. Hiç kilo vermeye çalışmasam daha az kilo alırdım belki :olamaz:

Kendimi biraz da burda takip etmek istiyorum, az önce kalan makarnayı, patlamış mısırı ve 3 günde dibini gördüğüm ama hala yenme potansiyeli olan Nutella kavanozunu çöpe gönderdim. Aklıma geldikçe neden kilo aldığımı, hatıralarımı buraya yazacağım. İçimi döküp rahatlayayım, bir de böyle deneyeyim madem..

katılmak isteyen dostlara da elbette kapım açık.

İmza: 1.62 boyunda 78 kilocuk bir hanım kız
Bana gore 16 kg sizin fazlaniz.benimse 25 kg.
Yazinizi hic sılıkmadan bir nefeste okudum.
Sirf sizin yazilarinizi okumak icin arada uğrayacağim.
Hedefinize ulaşmaniz dileğiyle.
 
Tesbitlerinize bayıldım.

Özellikle çöp beslenme ile eğlenme konusunda ve şişman birisinin kapris hakkının elinden alındığı-sevimli bir insana dönüştüğü hususunda Çok haklısınız.

Ben de bir ayda 4 kilo verdim. Darısı başınıza konuyu takipte yim
 
Merhaba pesto26 pesto26
Yazını anlatım açısından büyük bir keyifle ama içerik açısından üzülerek okudum. Üzüldüm çünkü kendimden bir şeyler buldum yazdıklarında ve maalesef seni anladım. Depresif bir yaşam tarzı, yeme bozukluğu, sürekli alıp verdiğim kilolar... şu an gardırobumda üç beden kıyafet var mesela. Daha 8 ay önce şimdiki kilomdan 10 kilo eksiktim. Üst bedenim ince olduğu için hiçkimse bendeki bu kilo değişimlerini anlamasa da ben içimde fırtınalar yaşıyorum bu yüzden. Hayatım boyunca istikrar problemi yaşadım ve bunu bedenime de yaşatıyorum maalesef. bir irade göstersem 4 ayda bu 10 kiloyu verebilirim ama nedense bir türlü o iradeyi yakalayamıyorum. Hoş yakalasam da muhtemelen verdiğim kiloları tekrar alacağım. Neden böyleyim? Başka sıkıntılar çözülse yemekle aramdaki bu tatsız ilişki de çözülür elbet. Ama adını bile koyamadığım sıkıntıların çözülmesini beklerken balon gibi şişip gitmekten korkuyorum. O yüzden sıkıntılar bir yana bu yeme sorunumu bir şekilde çözmem lazım. Ayrıca herkes bilir ki kilo vermek insanı çok mutlu eder, sosyal hayat olumlu gitmeye başlar, özgüven yerine gelir vs. Ama bunu bile bile homini gırtlak yaşamak da neyin nesi? Kendime bu konuda hiç anlam veremiyorum.

Çok uzatmak istemiyorum. Velhasıl konuyu büyük bir merakla takipteyim.

selamlar hayal hatun, hoş geldin..

Yorumun için teşekkür ederim.
Ben de anlaşılmış olduğuma sevindim ama beni anlayacak tecrübeler edindiğin için üzüldüm.

Kıyafetlerimin bir kısmı yepyeni duruyor. bunun sebebi nispeten zayıf olduğum zamanlarda yaptığım alış verişler ve daha fenası 'kilo verince giyerim' diye aldığım kıyafetler. Asla atılım yapmamama rağmen 1.5 numara küçük ayakkabı alacak kadar kendime güvenmem de göz yaşartıcı gerçekten.

Fırtınalı bir aşk ilişkisini analiz edercesine 'yemekle aramdaki ilişki' ye odaklanmaya çalışıyorum, çalışacağım diyebilirim. 2 hafta öncesine kadar başarılı şekilde ilerlediğim yeni bir denemem vardı. Tartının pilini çıkarıp eşime verdim, canım ne çektiyse diyet psikolojisine girmeden az az yedim ve spor yaptım. 2 haftanın sonunda tartıya çıkıp 3 kilo kadar verdiğimi gördüm ve saçma sapan bir şekilde sonuçtan hiç memnun kalmadım. Herhalde 20 kilo vermeyi bekliyordum.. Aynı gün işe başladım, eve geldiğimde hissettiğim o müthiş yorgunluğa sevdiğim şeyleri yemek kadar iyi gelecek bir dinlenme metodu yoktu. 3 kutu pringlesı ilk 4 günde bitirdim hemen. Daha ne çılgınlıklar yaptım ama cipsten uzak durmaya çalışan biri olarak yaptığım özellikle bunun altını çizmek istedim.
 
Bana gore 16 kg sizin fazlaniz.benimse 25 kg.
Yazinizi hic sılıkmadan bir nefeste okudum.
Sirf sizin yazilarinizi okumak icin arada uğrayacağim.
Hedefinize ulaşmaniz dileğiyle.

çok teşekkür ederim Aydebal.
Şöyle düşünelim, ikimiz de 16 kilo verirsek çok tatlı, minnoş ve mutlu olacağız aslında.
Yani bitiş noktası çok uzakta göründüğü için insan hiç adım atmak istemiyor, biliyorum.
Daha küçük hedefler koymak iyi geliyor insana, kendinizi hazır hissettiğinizde siz de katılın, o zamana kadar bırakmamış olurum inşaallah:)
 
Tesbitlerinize bayıldım.

Özellikle çöp beslenme ile eğlenme konusunda ve şişman birisinin kapris hakkının elinden alındığı-sevimli bir insana dönüştüğü hususunda Çok haklısınız.

Ben de bir ayda 4 kilo verdim. Darısı başınıza konuyu takipte yim

Merhaba, yorumunuz ve vurguladığınız kısımlar için teşekkürler:-)

Vallahi hayatımın akışını incelediğimde, fotoğraflarıma falan baktığımda git gide daha mahcup, daha ortam toparlayıcı, daha alttan alıcı bir karaktere dönüştüğümü görüyorum. Elbette bunun yaşla(28 yaşındayım) ve olgunlaşmayla da ilgisi var ama bende vücut şeklinden memnun olmama hissi de çok ön planda.
İnşaallah, siz ilerleyin ben de peşinizden geliyorum.
 
bugün saat 9 gibi uyanıp koştur koştur durağa gittim. Yolda can hıraş şekilde yürürken bir yandan hızım sebebiyle göz kapaklarıma düşen bereme sinirlenip bir yandan da otobüste katır kutur yemeye utanırım diye ağzıma badem tepiştirdim.
Bu mücadele neticesinde otobüs şoförünün her zamankinden 5 dk önce duraktan ayrıldığını görmek biraz yıpratsa da çok oralı olmadım ve bir sonraki aracı bekledim mecbur..

İşim zaten 10.00-14.00 arasıve inanılmaz yoğun bir iş, hiçbirşey yemedim. Saat 15.00 gibi eve geldiğimde 1 adet az yağlı yumurta, 4 dilim avakado, üzerine çilek serpiştirilmiş 2 yemek kaşığı yoğurt ve 4-5 bademle sağlıklı beslenme bayrağını (bir kez daha) göklerde dalgalandırdım.
akşam da 3 adet tavuk kanat, 2 yemek bulgur pilavı ve yoğurtla günü tamamladım.
 
selamlar hayal hatun, hoş geldin..

Yorumun için teşekkür ederim.
Ben de anlaşılmış olduğuma sevindim ama beni anlayacak tecrübeler edindiğin için üzüldüm.

Kıyafetlerimin bir kısmı yepyeni duruyor. bunun sebebi nispeten zayıf olduğum zamanlarda yaptığım alış verişler ve daha fenası 'kilo verince giyerim' diye aldığım kıyafetler. Asla atılım yapmamama rağmen 1.5 numara küçük ayakkabı alacak kadar kendime güvenmem de göz yaşartıcı gerçekten.

Fırtınalı bir aşk ilişkisini analiz edercesine 'yemekle aramdaki ilişki' ye odaklanmaya çalışıyorum, çalışacağım diyebilirim. 2 hafta öncesine kadar başarılı şekilde ilerlediğim yeni bir denemem vardı. Tartının pilini çıkarıp eşime verdim, canım ne çektiyse diyet psikolojisine girmeden az az yedim ve spor yaptım. 2 haftanın sonunda tartıya çıkıp 3 kilo kadar verdiğimi gördüm ve saçma sapan bir şekilde sonuçtan hiç memnun kalmadım. Herhalde 20 kilo vermeyi bekliyordum.. Aynı gün işe başladım, eve geldiğimde hissettiğim o müthiş yorgunluğa sevdiğim şeyleri yemek kadar iyi gelecek bir dinlenme metodu yoktu. 3 kutu pringlesı ilk 4 günde bitirdim hemen. Daha ne çılgınlıklar yaptım ama cipsten uzak durmaya çalışan biri olarak yaptığım özellikle bunun altını çizmek istedim.
Hoş buldum teşekkürler:)

Zayıflayınca giyerim diye aldığım hiç kıyafetim yok, gerçekten zayıfken aldığım kıyafetler var ve ben kısa sürede o kıyafetlere girip çıkabilmeyi başarıyorum. Bu aslında çok anormal bir durum. Daha önce de yazdığım gibi 8 ayda 10 kilo aldım, şu an tavan kilomdayım ve daha da alırsam tartıda hiç görmediğim kiloları (hamilelik hariç) göreceğim maalesef. İlk defa bu kadar tavan yaptım. “Aman yine veririm nasılsa” diye diye bu hale geldim. Günlerdir diyet sayfalarını dolaşıyorum hiç motivasyon yok iyi mi...

Aynen ben de senin gibi yemekle aramdaki ilişkiyi çözmeye odaklandım. Kendimi saldım ve izlemeye koyuldum, aylardır her şeyi tıkınıp duruyorum ve bana mısın demiyorum. Kendimden ve yemekten tiksinmeme rağmen bu ikiliyi bir türlü normal düzene oturtamadım. Şu an sayfanda bulunma sebebim zayıflamak değil kesinlikle, öyle olsaydı diyet menüleri paylaşılan bir sürü sayfa var oralarda takılırdım. Ben başka bir şey için buradayım ama tam olarak ne onu da tam çözemedim:) umarım birlikte çözeriz.
 
Hoş buldum teşekkürler:)

Zayıflayınca giyerim diye aldığım hiç kıyafetim yok, gerçekten zayıfken aldığım kıyafetler var ve ben kısa sürede o kıyafetlere girip çıkabilmeyi başarıyorum. Bu aslında çok anormal bir durum. Daha önce de yazdığım gibi 8 ayda 10 kilo aldım, şu an tavan kilomdayım ve daha da alırsam tartıda hiç görmediğim kiloları (hamilelik hariç) göreceğim maalesef. İlk defa bu kadar tavan yaptım. “Aman yine veririm nasılsa” diye diye bu hale geldim. Günlerdir diyet sayfalarını dolaşıyorum hiç motivasyon yok iyi mi...

Aynen ben de senin gibi yemekle aramdaki ilişkiyi çözmeye odaklandım. Kendimi saldım ve izlemeye koyuldum, aylardır her şeyi tıkınıp duruyorum ve bana mısın demiyorum. Kendimden ve yemekten tiksinmeme rağmen bu ikiliyi bir türlü normal düzene oturtamadım. Şu an sayfanda bulunma sebebim zayıflamak değil kesinlikle, öyle olsaydı diyet menüleri paylaşılan bir sürü sayfa var oralarda takılırdım. Ben başka bir şey için buradayım ama tam olarak ne onu da tam çözemedim:) umarım birlikte çözeriz.

Sanıyorum bir istikrar problemimiz var ve yemek bizim için şefkatli bir kucak gibi. Söylediklerin arasında ‘yemekten tiksinmeme rağmen’ kalıbı dikkatimi çekti. Ben de bazen artık iğrenme noktasına geliyorum, bildiğin tokum, vücudum da nefsim de daha fazlasını istemiyor lakin bir görev niteliğinde yemeye devam ediyorum. Sanki çok zayıfmışım da kilo almaya çalışıyormuşum gibi tavırlar sergiliyorum. Belki de isteyince kilo vereceğini bilmen yeniden çılgınlarca yemen için seni cesaretlendiriyor. Asıl problem(imiz) sürdürülebilirlik sanıyorum. Bazen büyük kağıtlara ‘istikrar’ yazıp, her yere asıp evi siyasi parti genel merkezine döndüresim geliyor:skandal:
Kilo verme yarışı, günlüğünden ziyade duygu ve davranışlarımı anlayıp düzene koymaya çalışıyorum. Yanında kilo da versem süper olur tabi..
Arayışına bakılırsa doğru yerdesin:)
 
Sanıyorum bir istikrar problemimiz var ve yemek bizim için şefkatli bir kucak gibi. Söylediklerin arasında ‘yemekten tiksinmeme rağmen’ kalıbı dikkatimi çekti. Ben de bazen artık iğrenme noktasına geliyorum, bildiğin tokum, vücudum da nefsim de daha fazlasını istemiyor lakin bir görev niteliğinde yemeye devam ediyorum. Sanki çok zayıfmışım da kilo almaya çalışıyormuşum gibi tavırlar sergiliyorum. Belki de isteyince kilo vereceğini bilmen yeniden çılgınlarca yemen için seni cesaretlendiriyor. Asıl problem(imiz) sürdürülebilirlik sanıyorum. Bazen büyük kağıtlara ‘istikrar’ yazıp, her yere asıp evi siyasi parti genel merkezine döndüresim geliyor:skandal:
Kilo verme yarışı, günlüğünden ziyade duygu ve davranışlarımı anlayıp düzene koymaya çalışıyorum. Yanında kilo da versem süper olur tabi..
Arayışına bakılırsa doğru yerdesin:)
Hayatı düz bir çizgide yaşayanlara hep imrendim. Böyle söyleyince monotonluk gibi duruyor ama öyle değil. Sürekli uçlarda gidip gelmek bedenen ve özellikle ruhen çok yorucu.
Konunu kişisel dertlerimle gölgelemek istemiyorum açıkçası. Seni takipteyim, ne yazarsan yaz zevkle okuyacağıma inanıyorum.
 
merhaba günlüğün hayırlı olsun. kısmen benzer şeyler yaşadığımız belli.
ben de 24 eylülde 78,5 ile başladım diyete. 29 yaşımda bir çocuk annesiyim. boyumda 168.
ve bugün itibariyle yaklaşık 12 kilo vermiş bunuyorum. demem o ki dişini sıksan sen 4 ay sonra tamamsın.
başarılar
 
Hayatı düz bir çizgide yaşayanlara hep imrendim. Böyle söyleyince monotonluk gibi duruyor ama öyle değil. Sürekli uçlarda gidip gelmek bedenen ve özellikle ruhen çok yorucu.
Konunu kişisel dertlerimle gölgelemek istemiyorum açıkçası. Seni takipteyim, ne yazarsan yaz zevkle okuyacağıma inanıyorum.

teşekkür ederiiim. insan doğuştan gelen özellikleri sebebiyle bir miktar çalkantılı olabiliyor.
İçinden geldiği gibi yaz tabii ki, sürekli 2 yumurta bir gıdım peynir vb. yazarsam 3 güne kalmaz bırakırım zaten:)
böyle sohbetle daha bir güzel..
 
merhaba günlüğün hayırlı olsun. kısmen benzer şeyler yaşadığımız belli.
ben de 24 eylülde 78,5 ile başladım diyete. 29 yaşımda bir çocuk annesiyim. boyumda 168.
ve bugün itibariyle yaklaşık 12 kilo vermiş bunuyorum. demem o ki dişini sıksan sen 4 ay sonra tamamsın.
başarılar

aaah keşke o 24 eylülde ben de başlasaymışım ne güzel bir başlangıçmış o öyle. :KK5:
bugünler için de keşke dememek için feci halde devam etmeye ihtiyacım var.
genel olarak nasıl bir yol izledin?
pozitifliğin ve yorumun için teşekkürler
 
aaah keşke o 24 eylülde ben de başlasaymışım ne güzel bir başlangıçmış o öyle. :KK5:
bugünler için de keşke dememek için feci halde devam etmeye ihtiyacım var.
genel olarak nasıl bir yol izledin?
pozitifliğin ve yorumun için teşekkürler

neyse artık o zaman dilimi geçmiş 2,5 ay sonra sen de büyük bir yük atmış olacaksın şimdi devam edersen :KK66: rica ederim bu arada. ben her şeyden azar azar yedim yiyorum. kilo vermeye başladıkça özgüven geliyor hayır diyorsun. aman bugün akşam yemeyim de daha da azalsın diyorsun.
yalnız sen de cips çılgınlığı var :KK70: onu bir köreltmek lazım. yerine kuruyemiş mi yesem çiğ olandan. bir çay bardağı kadar günlük. bende tatlı çılgınlığı vardı meyve yedim ya d açok az tadına baktım. olmadı öğün yerine yedim. dutkurusu yedim. hatta ilk zamanlar form bisküvi yedim ama dediğim gibi kilo verdikçe onu da bıraktım. :KK66: önce kendine inan ve yılların birikimini 3-4 ayda verebilmenin şansına şükret. ben öyle yapıyorum. düşünsene yıllarca yiyorum ama biraz dikkat etmeye birkaç ayda gidiyor. ha bir de öğle araları yürüyorum dışarda marketti çarşıydı gezip işe geçiyorum.
 
İlk ne zaman başladı tam emin değilim esasında..

ÖSS ye hazırlandığım sene yolda yürürken camekandan yansıyan kişinin kendim olduğunu anladığımda şok geçirmiştim, o zaman olabilir..

Çocukluğumda ve gençliğimin ilk senelerinde zayıflıktan kırılmasam da kilo problemim yoktu. lakin her zaman abur cubura zaafım vardı, kendimi ödüllendirme yöntemimdi sanırım. Annemler evden gidince ablamla çılgın cips partileri yapardık. Ruhumun bir yerlerinde bu tip çöp besinler eğlenmeyi, coşmayı simgeliyor.

18 yaşlarımda başımda kavak yelleriyle sınava hazırlanmaya çalışırken ve bir yandan da sürekli yanlış alanda olduğumu kendime hatırlatırken içine düştüğüm o sıradan stresten de yemekle kaçmaya başladım. Kendim yemekle kalmıyordum, benle takılmaya başlayan tüm arkadaşlarım da ufaktan tombikleşmeye başlıyordu, adeta kitlelerin iştahını açıyordum :olamaz: Dershane çıkışlarında gece vakti İskender, çiğ köfte (bazen ikisini birden ) gömmeden eve gidemez hale gelmiştim.

Üniversiteyi kazandım ama o da ayrı bir depresyon konusu.. Gerçi ben bebekliğimden beri depresifim sanırım. Ankara’da okumak, İstanbul’a gitmemek, hayal ettiğim bölüme girmemek beni inanılmaz bir bunalıma sokmuştu. Sınıftaki herkes kendiyle gurur duyar halde anlayamadığım bi yaşama sevinciyle okula gidip gelirken ben her gece ‘nedeğnnnnn’ diye ağlayıp tercihlerim için başkalarını suçlamakla meşguldüm. Okula gider ilk ders takılır sonrasında kendimi gene burgercide falan bulurdum. Kendim gibi memnuniyetsiz bir arkadaş grubu edinmiştim, bol bol şikayet eder, kendimiz dışında herkesin biraz ‘şey’ olduğunu düşünürdük ve yemek yerdik. Görünüşe bakılırsa onlar ben gibi çılgınca yemiyorlardı galiba, en azından tokken yemezlerdi sanırım, neyse..

Bu esnada hemen hiç diyet yapmadım. ‘İstersem veririm’ demek çok güçlü hissettiriyordu. İsteyip de veremezsem ayrı bir yıkım hissedeceğim için en güvenli yol zaten istememek gibi gelmişti..

Ortamların aranan, ironi ustası, ‘yüzü güzel’ kızı olmuştum. ‘Yüzü güzel’ tamlaması gören gözler için çok şey ifade ediyor aslında. Kibarca acayip şişkosun, dötün kocaman demek..

Sonra işe başladım, aksi gibi işim gücümde yiyeceklerin içinde, onu kontrol et buna bak derken pek kilo almadım ama vermedim de. Müdürüm bir toplantıda ‘senin eski fotolarını gördüm bence o hallerine dön’ diyerek bir diyete start vermişti kendince, kalabalıklar arasında rencide edildim ama hiç sallamadım. Adeta inada bindirmiştim, kendime güvenim tamdı ya da kendimi kandırıyordum. Çünkü her geçen gün daha havalı birinden daha sevimli birine dönüşüyordum, yaşayanlar bilirler; şişmanladıkça veya şişman kaldıkça daha sevimli ve geçinilmesi kolay bir insana dönüşmek zorunda kalırsınız sanki. O göbek ve toto kapris haklarınızı hafiften hafiften sizden alır. Her neyse..Çalışma hayatına atılmak içimdeki iflah olmaz Rus edebiyatı pessimistini biraz sakinleştirmiş, kapitalist düzenin ürettiği ‘amaaan yeaa’ diyen tiplerinden birine dönüştürmeye başlamıştı. O senelerde ‘en iyi arkadaşım evleniyooor’ diyerek diyet yapıp 1 ayda 6-7 kilo vermiştim. Sonrara koştur koştur geri aldım tabi, kesin bir şeylere üzülmüşümdür..

2 sene sonra evlenme sırası bana geldi ama arkadaşımın düğününde gösterdiğim iradeyi kendi düğünümde göstermedim. Denemedim bile.. Zaten ne de olsa bu düğün dernek işleri de az stresli sayılmazdı, daha çok kilo almadığıma şükürdü belki de.. 75 kg ve ideal gelin çıtı pıtılığından oldukça uzak bir şekilde dünya evine girdim. Eşim sağolsun kilolu olduğumu tam anlamıyor. Beni sürekli 60 kg falan sanıyor canım benim.

Son 1.5 senede artık yeme bozukluğumu kabul etmiş halde yaşıyorum. Üniversite yıllarımdan bu yana 73-79 arası gidip geliyorum. Şu anda da 77-78 civarındayımdır. Tartılmadım ama insan az çok hissediyor.. Yeme bozukluğu farkındalığımın arttığı bu son 1.5 senede diyet denemelerim, başarılarım ve bittabi başarısızlıklarım oldu. Kiloyu 10 günde almışım gibi 10 günde vermeye çalışmalarım, veremeyince 6lı cips alışlarım falan pek yardımcı olmadı.. Gece makarna pişirmeye üşenmeyen bir insan olarak verdiğimi almak da uzmanlık alanlarımdan biriydi.

Karatay da denedim, günlük de tuttum, spor da yaptım, sağlık problemiyle hastanede yatıp 10 kilo da verdim. Hepsini itinayla geri aldım. Genelde diyete başlamadan önce yarın nasılsa yiyemem diye binge eating partisi yapıp çılgınlarca yiyyorum. Hiç kilo vermeye çalışmasam daha az kilo alırdım belki :olamaz:

Kendimi biraz da burda takip etmek istiyorum, az önce kalan makarnayı, patlamış mısırı ve 3 günde dibini gördüğüm ama hala yenme potansiyeli olan Nutella kavanozunu çöpe gönderdim. Aklıma geldikçe neden kilo aldığımı, hatıralarımı buraya yazacağım. İçimi döküp rahatlayayım, bir de böyle deneyeyim madem..

katılmak isteyen dostlara da elbette kapım açık.

İmza: 1.62 boyunda 78 kilocuk bir hanım kız

ben heralde kendimi yazsam ancak bu kadar yazardım ama kilolara +45 falan eklicem bi de iki hamilelik var ama herşey hikayen karakterin yeme bozukluğun çöpe giden nutellaya kadar herşeyinle bensin:KK57: takipteyim:KK19:
 
selamlar hayal hatun, hoş geldin..

Yorumun için teşekkür ederim.
Ben de anlaşılmış olduğuma sevindim ama beni anlayacak tecrübeler edindiğin için üzüldüm.

Kıyafetlerimin bir kısmı yepyeni duruyor. bunun sebebi nispeten zayıf olduğum zamanlarda yaptığım alış verişler ve daha fenası 'kilo verince giyerim' diye aldığım kıyafetler. Asla atılım yapmamama rağmen 1.5 numara küçük ayakkabı alacak kadar kendime güvenmem de göz yaşartıcı gerçekten.

Fırtınalı bir aşk ilişkisini analiz edercesine 'yemekle aramdaki ilişki' ye odaklanmaya çalışıyorum, çalışacağım diyebilirim. 2 hafta öncesine kadar başarılı şekilde ilerlediğim yeni bir denemem vardı. Tartının pilini çıkarıp eşime verdim, canım ne çektiyse diyet psikolojisine girmeden az az yedim ve spor yaptım. 2 haftanın sonunda tartıya çıkıp 3 kilo kadar verdiğimi gördüm ve saçma sapan bir şekilde sonuçtan hiç memnun kalmadım. Herhalde 20 kilo vermeyi bekliyordum.. Aynı gün işe başladım, eve geldiğimde hissettiğim o müthiş yorgunluğa sevdiğim şeyleri yemek kadar iyi gelecek bir dinlenme metodu yoktu. 3 kutu pringlesı ilk 4 günde bitirdim hemen. Daha ne çılgınlıklar yaptım ama cipsten uzak durmaya çalışan biri olarak yaptığım özellikle bunun altını çizmek istedim.

aslında çözmüşsün işte.. sık sık tartıya çıkmamak ve tartıda aşağıya giden her ibre için sevinmek

bunlar istikrarın destekçisi

bi de sık sık uğrarsan buraya tamamdır

bugün saat 9 gibi uyanıp koştur koştur durağa gittim. Yolda can hıraş şekilde yürürken bir yandan hızım sebebiyle göz kapaklarıma düşen bereme sinirlenip bir yandan da otobüste katır kutur yemeye utanırım diye ağzıma badem tepiştirdim.
Bu mücadele neticesinde otobüs şoförünün her zamankinden 5 dk önce duraktan ayrıldığını görmek biraz yıpratsa da çok oralı olmadım ve bir sonraki aracı bekledim mecbur..

İşim zaten 10.00-14.00 arasıve inanılmaz yoğun bir iş, hiçbirşey yemedim. Saat 15.00 gibi eve geldiğimde 1 adet az yağlı yumurta, 4 dilim avakado, üzerine çilek serpiştirilmiş 2 yemek kaşığı yoğurt ve 4-5 bademle sağlıklı beslenme bayrağını (bir kez daha) göklerde dalgalandırdım.
akşam da 3 adet tavuk kanat, 2 yemek bulgur pilavı ve yoğurtla günü tamamladım.

bi mahsuru yoksa sorabilir miyin ne iş yapıyorsun saatleri çok cezbedici de :KK8:

Sanıyorum bir istikrar problemimiz var ve yemek bizim için şefkatli bir kucak gibi. Söylediklerin arasında ‘yemekten tiksinmeme rağmen’ kalıbı dikkatimi çekti. Ben de bazen artık iğrenme noktasına geliyorum, bildiğin tokum, vücudum da nefsim de daha fazlasını istemiyor lakin bir görev niteliğinde yemeye devam ediyorum. Sanki çok zayıfmışım da kilo almaya çalışıyormuşum gibi tavırlar sergiliyorum. Belki de isteyince kilo vereceğini bilmen yeniden çılgınlarca yemen için seni cesaretlendiriyor. Asıl problem(imiz) sürdürülebilirlik sanıyorum. Bazen büyük kağıtlara ‘istikrar’ yazıp, her yere asıp evi siyasi parti genel merkezine döndüresim geliyor:skandal:
Kilo verme yarışı, günlüğünden ziyade duygu ve davranışlarımı anlayıp düzene koymaya çalışıyorum. Yanında kilo da versem süper olur tabi..
Arayışına bakılırsa doğru yerdesin:)

aynen ben de çoğu zaman derim yani "sanki 54 kiloymuşum gibi yedim" diye:KK51:
 
Selam bacılar,

Burda içimi döküp sonra buna da strese girmeyi başarıp forumu terkettim. Baskı altında hissetme konusunda bir dünya markasıyım.

O ara hemen koştur koştur bi 4 kilo verdim ama şu an durumu bilmiyorum, 2 sini kesin geri almışımdır.

Stresim, hafakanlarım çok bu ara ..
 
X