özgür bir kitap topiği ..

Arapça dersini ilkokulda ,seçmeli ders olarak verilmesini onaylıyorum
 

hadi biraz kafa karıştırayım senin bu sözlerin üzerine benden de bir tavsiye kitabın ismi " Cahillikler Kitabı " yazarları " John Lloyd ve John Mitchinson "
kitabın arka kapak yazısınıda aynen veriyorum;

BİLDİĞİNİZ DÜŞÜNDÜĞÜNÜZ HER ŞEY YANLIŞ
Dünya'nın yedi tane uydusu vardır.
bütün insanların dört burun deliği vardır.
buhar makinesi eski Yunan'da icad edildi.
bir mavi balinanın yutabileceği en büyük şey greyfurttur.
şu ana kadar ölmüş olan insanların yarısını dişi sivri sinekler öldürmüştür.
Dünya'daki en uzun dağ Mauna Kea'dır.
insanın en az dokuz duyusu vardır.
maddenin en az 15 hali vardır.
su mavidir.
Amerika adını Amerigo Vespucci'den değil, Richard Ameryk'den almıştır.
uzaya giden ilk hayvan mevya sineğidir.
panter diye bir şey yoktur.
38 Osmanlı padişahı vardır.

kitap NTV yayınlarından 9 baskı olarak çıkmış ve birincisi temmuz 2008 de basılmış.birde kitabın içinden bir başlık hemen hemen tüm Türklerin hatırlayacağı bir cümle olan " ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler" cümlesi aslında kime aitti ve ne zaman neden söylendi. yanlış bildiğimiz pek çok gerçek mevcut kitapta !!!
birde kitaptan bir söz
Hayattaki en büyük tehlike çok fazla önlem almaktır. "Alfred Adler "
 
Son düzenleme:
Topiğin hayırlı olsun ..,takipteyin... süper beğendim ......okumayı ve bilgiyi çok seviyorum
teşekkür ederim ema hoşgeldin...
bilgiyi ve kitabı seven herkesi buraya bekliyorum
önemli olan ne kadar kitap okuduğumuz değil bunlardan alıntıları birbirimizle paylaşmak
kızlar elif şafak ın mahrem kitabıı nasılll ben romantikk kitaplar sveiyrm siyasettt kitaplarını falan anlamıyrmm sizce mahrem nasu-ıl

hoşgeldin öncelikle elif şafakı hiç okumadım dili nasıl dır hiç bilmiyorum
 

yazdıklarının çoğunu biliyorum ,kitabı okumayı çok istedim nasip olmadı ,hemen edineceğim ,teşekkürler paylaşım için..
durmak yok devam
 
Bende dün kitap aldım mevlana'dan düşündüren sözler yazar şaban karaköse paylaşayım bazı sözleri:senin dünyayı görüşün,anlayışın kişiliğine göredir. Her okuyucu ancak aklı ölçüsünde anlar. Kibir,hırs,şehvet kokusu,söz söylerken soğan gibi kokar. Kim can gözüyle görürse gözü,her şeyi apaçık görür
 

ben de mevlanayı çok severim en son cümle çok güzelmiş
 
Durmak istemiyorum .Daha fazla adayı gezip altın bulmalıyım.Kristof Kolomb

26 aralık 1492 çarşamba tarihini attığı sayfasına kendi el yazısıyla yazdığı gibi ,hindistandan getireceği altınların kutsal toprakların yani kudusun hristiyanlarca yeniden fethini finanse etmek için kullanacağı umuduyla yanıyordu.

Müslümanların bulunduğu ülkelerin doğusunda bulunan efsanevi hristiyan kral prester (rahip) john un yardımını sağlamak ve onun göndereceği kalabalık ordu ile gerçekleştirilecek bir sandviç harekatı sonunda avrupanın üzerine bir kabus gibi çöken islam tehdidini bertaraf etmek üzere hindistana ulaşmaya çalıştığını okuduğunuzda işin iice çetrefilleştiğini görürsünüz..
nitekim vasko da gama kalikut limanına inince , buraya hristiyan insanlar ve baharat aramaya geldim demişti.
 
Güzellik ideolojisi , yalnız kadınlar üzerinde mi?şimdilerde artık erkekler de aynı çıkmaz sokağa sevk edilmekte değil midir?
Demoklesin kılıcı gibi sallanan yaşlanma korkusunu -şu meşhur yaşlanma geciktirici kremler köpürtmektedir..Ölüm böylece ağza alınmamakta ,sadece yaşlanma ve derinin veya saçın yıpranması gibi bedenin kendini salıvermesi ve yağlanma gibi belirtiler üzerinde konuşulmakta bu suretle hedef kitle ürkütülmemiş olmaktadır..Ne var ki gizli niyet,gözü olanlar için aşikardır :ölümü kabullenilmemesi gerekn insanlara onun yaklaşmakta olduğunu hissettirmeyecek formuller sunmak ,cilalamak,boyamak ..
yaşlılık iptal edilmiş bir hayat dilimi haline gelmektedir popüler kültürde.ölümle yüzleşmekten sürekli kaçınan bir kültürde yaşlılık ölümle eşdeğer görülmektedir.yaşlanmamak ya da ölmek arasında bir seçim yapmak gerekmektedir.oysa ölüm ne kadar ertelenirse ertelensin, son kertede iptal edilemeyecek ,öldürülemeyecek bir şey olduğu için ergeç ölümle burun buruna gelineceği için o noktaya düşmemek için yıllarca süren mücadele psikolojik ve zihinsel olarak aşırı bir yorgunluğa sebep olmaktadır.ölümü inkar eden batı hayatı da inkar etmiştir böylece
 
Merhaba, topiğiniz hayırlı olsun öncelikle
Dolu dolu bir yer olacak burası belli ki...
Kitap okumayı çok seven biri olarak aranıza katılayım istedim.
Osmanlıca hakkındaki görüşlere katılıyorum.Modernleşmek adına geçmişe sırtımızı dönmek, birçok alandaki zenginliğimizi örtbas ediyor malesef. Böylesine engin bir dili önemsiyenler çok az...Çok değil, 25-50 yıl öncesinde kullanılan kelimeler bile bugün anlaşılmaz geliyor bize. Bunun için bir önlem alınmalı artık...
 
Ayrıca son okuduğum kitaptan da basedeyim.
Turgenyev-Babalar ve Oğullar'ı bitirdim.
Klasikleri sevenler için fena sayılmaz. Ama yer yer sıkıldım ben.
Kuşak çatışmasını, nihilizm gibi çeşitli akımları irdeliyor.
Ve ayrıca Rus kültürünü, yaşantısını, o dönemdeki bakış açılarını gösteriyor bize az çok.
 
merhaba hoşgeldin ..
umarım topiğin kalıcı üylerinden olursun
evet şimdilerde artık osmanlıcayı canlandırmak için bazı dernekler osmanlıca kursu veriyor .
ben de geçenlerde bilboardlarda gördüm bir dernek osmanlıcayı geliştirmek ve hatırlatmak adına ücretsiz osmanlıca dersi veriyormuş..
ön kayıt yaptırdım açılırsa gideceğim inş.
eski kitapları okuyup tarih hakkında gerçek bilgiler almak için osmanlıca bilmek lazım ..
bana göre kendi tarihini bilmeyen kendini de bilmiyor demektir..
%99 umuz ezbere ,anne babalarımızdan duyup,sadece okulda okuduğumuz tarih kitaplarından biliyoruz tarihi..
işte bu kadar kısıtlı tarih bilgimiz de yaşantımızı ,siyasi fikirlerimizi ,inançlarımızı ,hayata bakış açımızı da o oranda etkiliyor..
bir de üstüne üstelik hiçbirşey bilmeden kendi tarihimizi kötülemek gafletine de düşüyoruz..
insan bilmediğinin cahili gerçekten..
önce okumalı sonra tarih hakkında yorum yapmalı insan bence

klasikleri oldum olası hiç sevemedim okumuyorum da ..
nedense çok soğuk geliyor bana ..
hem neye göre kime göre klasik onu da ayrıca tartışmak gerek ..
çünkü bizim tarihimiz de yaşantımız da kitaplarımız da hep avrupaya bağımlı ,avrupa kendi tarihini dünya tarihi diye bize yutturmuş ve yuttturmaya da devam ediyor ..halbuki dünya tarihi bize anlatılan tarihten çok ama çok uzak ..
 

klasikler konusuna bende katılıyorum aynı görüşteyiz. hatta avrupa tarihi konusunda da.
Osmanlıca ise bencede azda olsa bilinmesi gereken en azından okuyabilmemiz gereken bir ağız olarak düşünüyorum. çünkü pek çok tarihi eserimizin kapılarındaki yazılar tantımlar Osmanlıca amma velakin bu yazıları arapça sanan hatta sadece mescid olarak yapılmış yerleri türbeleştirenlerimiz o kadar çok ki. fakat açıkçası ben daha eski olan Türkçe'yi öğrenmeyide tercih ederdim. örneğin Göktürk yazıtlarını okuyabilmeyi, Uygurlardan kalan tabletleri okuyabilmeyi. diğer topiklerden bilir deli kız ben biraz antik çağ delisiyim bu sebeple eski dillere özelliklede Türk toplumlarının ve topluluklarının kullandığı dillere ayrı bir merakım var.
 

ay sorma yaa bende de şu filmlerde kitabe okuyorlarya o manyaklık var eski kitabeleri falan okumayı çok isterdim ,bi aralar arkeolog olmak istiyordum ama kitabe okusam o da yeter
 
Kopernikin gezegenler teorisini şamlı bir islam alimi olan İBN ŞAtır dan alışı tarihin meçhul kalmış yönlerindendir.
1950 li yıllarda kopernik üzerine çalışan bilim tarihçisi Otto N. müthiş bir buluş yapmıştı.Şamlı astronom İbn Şatırın Nihayetüs-Sul fi tashihil usul adlı arapça eserini , matematik profesörü Edward Kennedynin tavsiyesi üzerine dikkatle incelemiş ve tek kelime arapça bilmemesine rağmen içerisindeki çizimlerin kopernikinkilerle müthiş benzerliği karşısında şoke olmuştur.Yoksa kopernikin eseri orjinal değilmiydi? ve acaba nereden alındığını bilmediğimiz teorisinin kaynağı bulunmuşmuydu ?

Böylece uzmanlar ,kopernikin kaynak göstermeden Tusi ve İbn Şatır ın çizim ve teoremlerini kitabına aktardığını tespit etti.
 

Bak işte bu yorumuna da katılıyorum. Kime göre neye göre klasik? Açıkası bazılarının abartıldğını da düşünüyorum. Elbette eserleri kendi dönemleri içinde değerlendirmeli, bu eserler de barındırdıkları fikirler nedeniyle belli dönemler çok ses getirmiş ancak bu tüm dünya için aynı değerde mi orası muamma. Bizim edebiyatımızda çok daha fazla övgüyü hakedecek eser var ama bir batı müptelalılığıdır gidiyor.
Üstelik okuduğum zaman görüyorum ki, aynı yüzyılda toplum yaşantısı, fikirler açısından çok daha ilerideymişiz biz. Ama bunu görmezden gelmek, unutmak sanırım birilerinin işine yarıyor.
 

gelmezmi özelliklede belli bir dönemi neredeyse silmiş durumdalar tarihimizden.çünkü bazı şeyleri bilmesi demek toplumun kalkınıp ayaklanması demek bu hangi Avupa ülkesinin işine gelir. sadece Osmanlı döneminde değil yüzyıllar öncesinde de türk kavimleri geçtikleri yerlerde bıraktıkları eserler, öğretiler, diğerlerine kattıkları değerler halen bilinmekte. tabi biz Türkler hariç. çünkü nedense büyük bir çabayla batı özentisiyle yetiştirilip yetiştiriyoruz.( hoş nedeni bellide aslında ... )
 
dünyaya sanatsal ,blimsel ,kültürel bütün yenilikleri ,buluşları ,eserleri müslümanlar vermiş ,batı da bunları elimizden bir güzel alarak kendine mal etmiştir..
fakat biz kendimizi sorgulayan bir millet olmadığımız için ağzımızı açıp hangi mamayı koymuşlarsa onu yemişiz yemeye de devam ediyoruz..
Avrupada insanlar tarihlerine karşı aşırı ilgililer ,bizim tarihimizi bile araştıranlar onlar ,çünkü biliyorlarki tarih bilinmeden hiçbirşeyin bilinmesi mümkün değil..
Biz sadece kendi tarhimizi kötüleyerk birşey yaptığımızı sanıyor ,kendi tarihimizi cumhuriyet tarihinden ibaret sanıyoruz ,halbuki taa göktürklerden başlayarak osmanlıya uzanan köklü bir tarihimiz var bizim ,cumhuriyet tarihi bunun içerisinde %10 bile yer kaplamıyor..
Fakat ülkemizi tarihinden kopuk ,tarihine düşman ,ahlaki ve özbenliğini kaybetmiş bir millet haline getirme çabalarının eseri bu ve maalesef bu çabalar da sonuç veriyor..
Maalesef ecdadımız gibi olamıyoruz..
Dünya üzerinde osmanlı tarihini en ii bilen dış devletler ..
Bizim hiçbir zaman emperyal düşüncelerimiz olmadığı için ,diğer devletlerin tarihlerini yok etme çabası içerisine girmediğimiz için tarihe karşı bir ilgimiz de olmadı hiç..Dış devletlerin emperyal düşünceleri onları tarihi incelemeye ,kendi lehlerine çevirmeye ve dünya düzeni kurmaya itti..
Emperyal düşünmek tabiki doğru değil ama bu,bu kadar da tarihimize ilgisizlik anlamına gelmez..
Resmen hepimizi Avrupanın anlattığı tarihi papağan gibi ezberliyoruz.
Her gün programlarda tartışmalar yapılıyor ,bilim ,fikir adamlarına dikkat edn bakın ,hangisi tarihten haberdar..
Aynı papağanlık onlarda da var ,başkalarının bize yedirdiğini onlar da yemiş besbelli..


silme ki ne silme ..bırak silinmişleri devlet arşivlerinde gizli saklı bir sürü belge var ,onlar bile gün ışığına çıkmadıki gerisi nasıl silinmesin..
biz çok okumalı öğrenmeli ,etrafımızdakilere anlatmalıyız..
yoksa yakın bir zamanda biz de tarihini ,değerlerini kaybetmiş bir millet olarak tarih sanhesine geçecek ,ecdadımızın mezarlarında kemiklerini sızlatacağız ..
 
Göktürklerden gelen köklü tarihimiz demişken, dikkat ederseniz genelde o dönemleri, Eski Türkçeyi büyük bir önemle ilk yabancılar araştırmıştır. Bu alandaki birçok isim yabancı. Biz daha geç adım atıyoruz niyeyse..Geçmişte Avrupalı devletlerin bilim adamlarını özellikle yurdumuza gönderip dilimizi, kültürümüzü araştırırdığı bir gerçek, gerçi hala var ya. Bunların bunu sadece ilim,irfan,tarih adına yaptığına da inanmıyorum......
 

aslında geç adım atmıyoruz sadece gereksiz yerlere yapılan harcamalardan oraya aktaracak bütçe kalmıyor birde üzerine yapılan anlaşmalar var. onlarda yetmiyormuş gibi özellikle yabancılara verilen belli bölge projeleri var. yani canım varda var. eee birde tam adını hatırlamıyorum gün yüzüne çıkmamış bir dinlele ilgili birde anlaşmamız var. örneğin Hatay'daki ilk kilisenin çevresinde Türklerin kazı yapması uluslar arası bir sözleşme ile yasaklanmış durumda. buna keza İzmir Efes'teki orda hacı olduklarına inandıkları bölge var.
diğer konuya gelince tabiki tarih adına adına değil bunu çocuk aklı bile kabul etmez ama dertleri nedir orası muamma aslında !!!
 
bende psikoloji ve felsefe kitaplarını çok severim en okuduğum iki kitap; birincisi Nietzsche ağladığında ikincisi Aklından bir sayı tut. Bence birincisi favorim filmi de harikaydı zaten ama ikinciside güzel bir kitap. İçeriklerni netten alıntıyla ekliyorum. Umarım sizinde hoşunuza gider.

Nietzsche Ağladığında (özgün adı: When Nietzsche Wept) Irvin D. Yalom tarafından yazılmış bir romandır. Ümitsizliği konu alan bir düşünce romanıdır.
Nietzsche'nin hayatını ve düşüncesini, psikanaliz ile harmanlayarak anlatan bir romandır. Romanın ortamı psikanalizin doğumu öncesinde olan 19.yüzyıl Viyana’sıdır. Dönemin ünlü şahısları Josef Breuer, Sigmund Freud, Lou Salome kitabın yan karakterlerini oluşturur, roman bu gerçek kişilerin bilimsel, felsefi, sosyal görüşlerini Nietzsche ile kurgulanmış olay örgüsü içinde kimi zaman gerçek kimi zaman sadece kurgusal bir şekilde iletir.

Aklından bir sayı tut;Bir adam, posta kutusuna bırakılmış imzasız bir mektup alır. Mektupta şöyle yazmaktadır: 'Aklından herhangi bir sayı tut.1 ila 1000 arasında herhangi bir sayı.' Adam öylesine 658 sayısını tutar. Not şöyle devam etmektedir: 'Sırlarını nasıl bildiğimi göreceksin... Küçük zarfı aç.'
'Aldıklarını geri vereceksin
Vermiş olduklarını aldığın zaman.
Biliyorum ne düşündüğünü,
Ne zaman uyuduğunu,
Nereye gittiğini,
Nereye gideceğini.
Seninle bir randevumuz var,
Bay 658.'
Sıradanlıklara meydan okuyan, anında başınızı döndürecek ve ilgi çekici karakterlerinin kalp atışlarını tüm gerçekliğiyle hissedeceğiniz bir kitap 'Aklından Bir Sayı Tut' kolay kolay unutmayacağınız bir roman.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için onları kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…